Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Masumun hakkı ve dünya barışının ölçüsü!

Yazının Giriş Tarihi: 09.05.2025 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.05.2025 14:48

Dünya, mazlumun sessiz çığlığına sağır kalmış bir hâlde… Savaşların, çatışmaların ve insanlık dramlarının neredeyse sıradanlaştığı bir çağda yaşıyoruz. Modern zamanın en büyük çelişkisi şudur: Medeniyetin zirvesinde olduğunu iddia eden insanlık, hâlâ en ilkel yöntemlerle birbirini yok etmeye çalışıyor. Üstelik bu yıkımların çoğu, güya “barış” ve “güvenlik” adına gerçekleştiriliyor.

Bediüzzaman Said Nursî’nin asırlar ötesinden yankılanan şu sözü, bugünün dünyasında kulaklara küpe olmalıdır:

“Adalet-i mahza-i Kur’aniye; bir masumun hayatını ve kanını, hattâ umum beşer için de olsa heder etmez.”

Bu, sadece ahlâkî bir prensip değil, aynı zamanda hakiki bir dünya barışının temelidir. Zira gerçek adalet, sayılara, güç dengelerine, menfaat hesaplarına göre şekillenemez. Masum bir canın kıymeti, tüm beşerî çıkarların üzerindedir. Bugün küresel siyasetin geldiği nokta ise bu hakikatin tam tersidir.

Filistin’de çocuklar, kadınlar ve yaşlılar hedef gözetmeksizin bombalanıyor. Ukrayna’da yerleşim alanları haritadan siliniyor. Afrika’nın birçok ülkesinde iç savaşlar, terör ve açlık; en çok masum halkı vuruyor. Bu manzaralar artık insanlığın gündelik haberi hâline gelmiş durumda. Vicdanların köreldiği, gözlerin sadece ekranlara baktığı bir çağdayız.

Ve şimdi yeniden gündemde: Pakistan-Hindistan gerilimi… Yıllardır süregelen Keşmir meselesi, iki ülkeyi yeniden savaşın eşiğine getirdi. İki ülkenin de nükleer güç sahibi olması, gerilimin sadece bölgesel değil, küresel bir tehdit haline dönüşmesine yol açıyor. Oysa bu topraklarda yaşayanlar da hayat, huzur ve güven içinde yaşamak istiyor. Çatışmalardan en fazla etkilenen yine masum halk… Yine çocuklar, yine yoksullar, yine siviller…

Bu ortamda Bediüzzaman’ın tarif ettiği “hodgâm insan tipi”, dünya siyaset sahnesinde daha görünür hale geliyor:

“Hodgâmlık ile öyle insan olur ki ihtirasına mani her şeyi, hattâ elinden gelirse dünyayı harap ve nev-i beşeri mahvetmek ister.”

Bugünün dünyasında birçok lider, birçok güç odağı, işte bu hodgâmlıkla hareket ediyor. Kendi iktidarını sürdürmek için, halkını ateşe atmakta bir beis görmüyor. Menfaat için adaleti, kibir için merhameti feda ediyor.

Bu karanlık tabloya karşı sesini yükselten her vicdan, her kalem, her yürek; adalet-i mahzayı hatırlatmalıdır. Zira adalet sadece mahkemelerin işi değil; insanlığın ortak vicdanı, ortak değeridir.

Bugün susarsak, yarın çok geç kalabiliriz.Çünkü bir tek masumun hakkı, bütün bir insanlığın kurtuluşuna veya helakine vesile olabilir.

Not: Dünya üzerindeki ekolojik felâketleri de bir de bu noktâ-i nazardan değerlendirelim. Zira insanın kendine ve hemcinsine ettiği zulüm, toprağa, havaya ve suya da sirayet etmektedir. Kur’an’ın “fesad-ı fil-berri vel-bahr” diye haber verdiği hakikat, bugün eriyen buzullarda, yanan ormanlarda ve kuruyan nehirlerde tecelli etmektedir.

Kâinat adalet üzerine kuruludur; insan zulmettikçe, tabiat da insana karşı sessiz bir isyanla cevap vermektedir. Unutmayalım ki masumların ahı yalnız semaya yükselmez, yerin derinliklerinde de yankı bulur.

Bir fesihten fazlası: Geleceğin aydınlığına doğru

16.05.2025 07:00

Geçtiğimiz günlerde açıklanan PKK’nın fesih bildirisi, sadece bir örgütün dağılması değil; Türkiye’nin siyasi ve toplumsal hafızasında derin izler bırakmış bir devrin kapanışı olabilir. Elbette bu tür tarihî dönemeçler sadece belgelerle değil, bakış açılarıyla da anlam kazanır. Uluslararası çevrele

Masumun hakkı ve dünya barışının ölçüsü!

09.05.2025 07:00

Dünya, mazlumun sessiz çığlığına sağır kalmış bir hâlde… Savaşların, çatışmaların ve insanlık dramlarının neredeyse sıradanlaştığı bir çağda yaşıyoruz. Modern zamanın en büyük çelişkisi şudur: Medeniyetin zirvesinde olduğunu iddia eden insanlık, hâlâ en ilkel yöntemlerle birbirini yok etmeye çalışıy

Tarihin tekerrürü: Kesik minareler, yakılan kitaplar

02.05.2025 07:30

“Tarih, ibret alınsaydı tekerrür etmezdi.” I. SESSİZ BİR ÇIĞLIK: KESİK MİNARE Ali Ulvi Kurucu’nun hüzünle aktardığı bir sahne vardır hatıralarında: Konya’daki Aslanlı Kışla Camii’nin minaresi, bir gün ansızın, sessizce, devlet eliyle kesiliverir. Sebep: askerî birliklere yakınlığı! Yani minarenin

İlmi tartışmalar ekranda olmaz

25.04.2025 07:00

Zaman zaman sosyal medya mecralarında ve televizyon ekranlarında dinî meselelerin tartışma konusu yapıldığını görüyoruz. İslâm’ın temel kaynaklarından alınan bazı hadisler, bilgi sahibi olmayan kişiler tarafından yorumlanıyor ve bu yorumlar da halkın zihninde şüpheler doğuruyor. Bu durum ise faydada

Bediüzzaman: Efsane değil, gerçek bir hayat

18.04.2025 07:00

Son zamanlarda elime bir kitap geçti: “Bediüzzaman Efsanesi ve Said Nursî Gerçeği.” Yazarı Emrah Cilasun. Kitap, Bediüzzaman Said Nursî’yi bir “efsane” olarak ele alıyor; onun etrafında oluşan anlatıların gerçek dışı olduğunu iddia ediyor. Haliyle merak ettim, okudum. Fakat kitapta karşılaştığım ş

İblis’in secde etmeyişi ve insanın değeri

11.04.2025 07:00

Mevlâna Celâleddîn-i Rûmî, Mesnevî’sinde insanın yaratılışı, şeytanın secde etmeyişi ve hakikatin derinliği üzerine önemli hikmetler sunar. A. Bâki Gölpınarlı’nın tercüme ve şerhini incelediğimizde, 1. cildin 1494-1495. beyitlerinde İblis’in Adem’e secde etmeyişine dair çarpıcı bir yorumla karşılaşı

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Bursa Hayat Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.