Mevlâna Celâleddîn-i Rûmî, Mesnevî’sinde insanın yaratılışı, şeytanın secde etmeyişi ve hakikatin derinliği üzerine önemli hikmetler sunar. A. Bâki Gölpınarlı’nın tercüme ve şerhini incelediğimizde, 1. cildin 1494-1495. beyitlerinde İblis’in Adem’e secde etmeyişine dair çarpıcı bir yorumla karşılaşırız.
Mevlâna bu beyitlerde, İblis’in secde etmeyişinin yalnızca kibir ve inatla değil, eksik bir bakış açısıyla da ilgili olduğunu söyler.
Şeytan , Hz. Adem’i sadece dış görünüşüyle değerlendirmiş, onun hakikatini, ilahi bilgiyi taşıyan bir varlık olduğunu kavrayamamıştır.
İblis, kendi yaratılışını üstün görerek, “Ben ateştenim, o ise topraktan” diyerek isyan etti. Oysa Adem’in asıl üstünlüğü, suretinde değil, ona üflenen ilahi ruhta gizliydi. Bu noktada Mevlâna, bize bir ibret dersi sunar:
İnsanları zahire bakarak yargılamamalı, onların taşıdığı manayı ve özdeki değeri görmeye çalışmalıyız.
Günümüzde de benzer hatalara düşüyor muyuz? İnsanları yalnızca maddi varlıkları, statüleri ya da dış görünüşleri üzerinden mi değerlendiriyoruz?
Mevlâna’nın bu anlatımı, bizlere gerçek değerlerin dış görünüşle değil, içsel kemâl ile ölçülmesi gerektiğini hatırlatır.
Toplumda dışsal niteliklere fazlaca önem verildiğinde, hakikate erişim zorlaşır. Oysa insanın kıymeti, neyle yaratıldığında değil, iç dünyasında taşıdığı ilahi sır ve akıl nurunda gizlidir. Eğer İblis gibi sadece zahire bakarsak, biz de büyük bir hakikati kaçırabiliriz.
Bu yüzden, birey olarak kendimize soralım:
Çevremizdeki insanlara nasıl yaklaşıyoruz? Onları gerçekten anlıyor muyuz, yoksa önyargılarımızın esiri mi oluyoruz?
Mevlâna’nın Mesnevî’sinde işaret ettiği gibi, gerçek secde, surete değil, hakikate yönelerek yapılır.
Sadece dış görüntüye ve hadiselerin zahirine bakıp karar vermek kişiyi yanıltır, yanlış bir kanaat sahibi yapar ve yanlış bir yargıya yol açtırır.
Mesela; Hz. Musa ve Hızır (as) Kıssası (Kehf Suresi):
Hz. Musa, zahiren olumsuz görünen bazı fiillerden dolayı Hızır'a itiraz eder. Ancak her bir fiilin arkasında derin bir hikmet olduğu ortaya çıkar. Bu kıssa, dış görünüşün ötesine bakmayı, manayı ve hikmeti görmeye çalışmayı öğretir.
Mevlânâ’nın “Dışına bakıp aldanma, nice elbiseler gördüm içinde insan yok; nice insanlar gördüm üstü başı yırtık ama içi derya.” sözü:
Burada da görünüşe değil, iç dünyaya, kalpteki değere bakılması gerektiği vurgulanır.
Kur’ân-ı Kerîm, yalnızca geçmiş kavimlerin ibretlik kıssalarını anlatmaz; aynı zamanda bugünü ve yarını da aydınlatır. İsra Suresi’nin beşinci ayeti bu hakikate işaret eden çarpıcı bir misaldir: “Nihayet bu iki bozgunculuktan ilkinin zamanı gelince (sizi cezalandırmak için) üzerinize, pek güçlü ola
Geçtiğimiz günlerde açıklanan PKK’nın fesih bildirisi, sadece bir örgütün dağılması değil; Türkiye’nin siyasi ve toplumsal hafızasında derin izler bırakmış bir devrin kapanışı olabilir. Elbette bu tür tarihî dönemeçler sadece belgelerle değil, bakış açılarıyla da anlam kazanır. Uluslararası çevrele
Dünya, mazlumun sessiz çığlığına sağır kalmış bir hâlde… Savaşların, çatışmaların ve insanlık dramlarının neredeyse sıradanlaştığı bir çağda yaşıyoruz. Modern zamanın en büyük çelişkisi şudur: Medeniyetin zirvesinde olduğunu iddia eden insanlık, hâlâ en ilkel yöntemlerle birbirini yok etmeye çalışıy
“Tarih, ibret alınsaydı tekerrür etmezdi.” I. SESSİZ BİR ÇIĞLIK: KESİK MİNARE Ali Ulvi Kurucu’nun hüzünle aktardığı bir sahne vardır hatıralarında: Konya’daki Aslanlı Kışla Camii’nin minaresi, bir gün ansızın, sessizce, devlet eliyle kesiliverir. Sebep: askerî birliklere yakınlığı! Yani minarenin
Zaman zaman sosyal medya mecralarında ve televizyon ekranlarında dinî meselelerin tartışma konusu yapıldığını görüyoruz. İslâm’ın temel kaynaklarından alınan bazı hadisler, bilgi sahibi olmayan kişiler tarafından yorumlanıyor ve bu yorumlar da halkın zihninde şüpheler doğuruyor. Bu durum ise faydada
Son zamanlarda elime bir kitap geçti: “Bediüzzaman Efsanesi ve Said Nursî Gerçeği.” Yazarı Emrah Cilasun. Kitap, Bediüzzaman Said Nursî’yi bir “efsane” olarak ele alıyor; onun etrafında oluşan anlatıların gerçek dışı olduğunu iddia ediyor. Haliyle merak ettim, okudum. Fakat kitapta karşılaştığım ş