Hava Durumu

Bozulan ahlakımız ve Türk eğitim sistemi!

Yazının Giriş Tarihi: 13.05.2022 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.05.2022 07:03

Furkan-ı Hâkim’de helâk edilen toplumların kıssalarına (hikâyelerine) baktığımızda; bunların helâk oluş sebeplerinin genel olarak ifade edildiğini ve kötülüklerin yok edilmesi için toplumda fazilet sahibi kimselerin çoğalması ve bunların kötülükleri önlemeye çalışmasının gereğine dikkatçekildiğini görüyoruz.

Hud suresinin 116.ayet bu hususa dikkatimizi çekiyor:

“Sizden önceki toplumlar içinde yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek birikimli kimseler bulunsaydı ya! Onlardan, kurtuluşa erdirdiğimiz az bir kesim bunu yaptı. Zulmedenlerse içinde şımartıldıkları refahın peşine düşüp günahkâr oldular.”

Yukarıdaki ayet, Hz. Peygamber’den önceki nesiller içerisinde yeryüzünde kötülükleri önleyecek erdemli ve birikimli kimselerinaz olduğunu haber vermektedir.

Evet kötülüğün yaygınlaştığı toplumlarda ahlaki endişelere yer vermeyen çoğunluk, refahın getirdiği şımarıklıkla zevklerinin peşine düşerek günaha gömülmüşlerdi. Sonuçta Allah’ın gazabını hak eden birçok kavim çeşitli felaketlerle yok olup gitti. Onların bu duruma düşmeleri Allah’ın zulmü değil kendi davranışlarının sonucudur. Çünkü Allah kötülüklerden vaz geçip durumlarını düzeltmeye çalışanları helâk etmez. Onlar inançlarını ıslah etmek, durumlarını düzeltmek maksadıyla gönderilen peygamberleri tanımadılar, yapılan nasihatlere kulak tıkadılar, kendilerine verilen fırsatları değerlendirmediler; haksızlık ve yolsuzluklar son derece arttı, artık ilahî cezanın şartları oluşmuştu, sonunda da cezalarını buldular.

Bir toplumda iyiliği tavsiye edipkötülüğü önleyecek, hak ve adaleti tesis edecek kimseler bulunduğu sürece o toplum yok olmaz. Bunlar bulunmadığı taktirde o toplumun yok olması mukadderdir.

Ülkemizin içindeki toplumun sosyal tutum ve davranışlarının ne derece ahlâken sükût ettiğinin resmini, her gün TV haberlerinden seyrediyoruz. Hükümet de bu feci durumu görüyor ki, ard arda aldığı ekonomik kararlarla problemi çözmeye çalışıyor.  Lakin insanın bozulması hayvanın bozulması gibi değildir. İnsan bozulunca zehir gibi oluyor ve topluma, sosyal ve içtimai hayata nasıl zarar verdiğini ekranlardan, sosyal medyadan müşahede ediyoruz. Bu hususta iktidarın acilen aldığı önlem ve destek paketleri, daha ilan edilir edilmez, hükümet daha masadan kalkmadan, gerek menkul ve gerekse gayr-ı menkul mallarda astronomik zamlar devreye sokuluyor. Bu destek ve iyileştirme paketleri ihtiyaç sahiplerine ulaşmadan buharlaşıp gidiyor. Bu insafsızlığı ve açgözlülüğü gıda tüketim malzemelerinde de gördük. Savaşa girmemesine rağmen bu ülkedeki ticari durum, bize insanımızın ahlakî karakter yapısını acı bir şekilde ortaya koydu.

Binaenaleyh ortadaki mesele; ekonomik olmakla beraber, esasenahlaksaldır, kişinin terbiyesi, eğitimi ve aldığı kültür ile ters orantılıdır. Yani ahlaken tefessüh eden insan, toplumu insafsızca sömürmeyi bir fırsat sayıyor; bunlara karşı da sadece “kanuni düzenlemeler”, “inzibati ve adlitedbirler çare olmuyor, problemi çözmüyor. Öyleyse bunun çözümü (elbette kanuni tedbirler alınmalı)ekonomik olmaktan ziyade;“terbiye ve talimdir”, yani maariftir, eğitimdir.

TÜRK EĞİTİM YAPISI!

Bu köşemizde yüzlerce kez kalemimizle, makalelerimizle bu “önemli noktaya” dikkat çektik:

Bu ülkenin ana sorunu; Maariftir. Derhal ve acilen hükümet, eğitimde fabrika ayarlarına rücu etmelidir. İçten ve dıştan gelen tepkilere kulak asmadan, bin yıllık kültürümüz, ahlakımız, iman ve inancımız ve kadim değerlerimiz müfredat programlarına alınarak, zorunlu ders halinde verilmeli ve bozulan fert ve toplumsal ahlak yeniden onarılmalıdır. Tıpkı tarihi eserlerin yeniden onarılması gibi...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.