Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

105 yıl sonra yine aynı cephe! (Hutbeyi yargılayamazsınız)

Yazının Giriş Tarihi: 22.08.2025 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.08.2025 15:26

Son günlerde görüyoruz: ADD, Kemalist Aydınlanma Derneği, Laiklik Meclisi gibi birtakım legal kılıklı yapılar, Diyanet’in hutbelerini bahane ederek mahkemelere koşuyor. Kimi zaman miras, kimi zaman ahlak, kimi zaman aile değerleri üzerinden hutbeleri suç ilan etmeye kalkıyorlar.

Sorarım size:

Bu nasıl bir akıldır, bu nasıl bir körlüktür?

Bir İslâm ülkesinde, milletin vicdanı olan Diyanet’in hutbesini yargıya şikayet etmek neyin davasıdır?

Hatırlatalım:

Bundan tam 105 yıl önce, işgal altındaki Anadolu’da, bugün şikayet ettikleri o Diyanet’in öncülüğünde, Anadolu Cihad Fetvası ilan edildi.

14 Kasım 1920 tarihli o fetvada açıkça deniliyordu:

“Vatan işgale uğradığında, düşmana karşı silahla cihad etmek farz-ı ayındır!”

Bu fetvaya: Ankara Müftüsü Börekçizâde Rıfat Efendi, Sivas Müftüsü Abdurrahman Kamil Efendi, Elmalılı Hamdi Yazır, İskilipli Âtıf Hoca, Balıkesir Müftüsü Hasan Basri Çantay ve “Said-i Kürdî” imzasıyla Bediüzzaman Said Nursî başta olmak üzere 153 müftü ve 300’den fazla alim imza attı.

Onların imzasıyla başlayan cihad ruhu, bu topraklarda Milli Mücadele’nin mayası oldu, sonunda da Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına kavuşuldu.

Peki, şimdi ne oluyor?

105 yıl önce Anadolu’nun bağımsızlığını sağlayan Diyanet’in varlığı, bugün yine hedefe konuluyor. Hutbeler bahane edilerek milletin manevi direği yıkılmak isteniyor.

O gün İngiliz mandasına bel bağlayan işbirlikçiler vardı. Bugün ise Batı’nın gölgesinde “laiklik” maskesiyle gezen, din düşmanlığını hukuk ambalajına sarmaya çalışan güruhlar var.

Şunu net söylüyorum:

Hutbeye savaş açanlar, aslında bu milletin tarihine, imanına ve varlığına savaş açmaktadır.

Kendilerine şunu hatırlatmak gerekir:

Diyanet’e saldırarak bu milletin mayasını bozamazsınız.

Hutbeyi susturarak bu toprakların maneviyatını söndüremezsiniz.

Bu ülkenin bağımsızlığını cihad fetvasıyla kazanan dedelerinin mirasına düşmanlık ederek, ne demokrasi inşa edebilirsiniz ne de özgürlük.

Sizin derdiniz milletin değerleri değil; sizin derdiniz bu milleti köksüz, kimliksiz, maneviyatsız bırakmaktır.

Ama biliniz ki:

Bu millet, camilerinden yükselen ezanla, hutbeyle, fetvayla var oldu. Ve Allah’ın izniyle yine bu değerlerle var olmaya devam edecektir.

Dün Anadolu’nun kurtuluşunu sağlayan fetvalara imza atan ulema vardı.

Bugün ise aynı çizgide hutbelerle değerlerimizi diri tutan Diyanet var.

Bu ülkenin bağımsızlığını o hutbelerle, o fetvalarla kazandığımızı unutmayın!

Ve iyi bilin:

Siz ne kadar şikayet ederseniz edin, bu millet dinine, hutbesine ve Diyanetine sahip çıkacaktır. Bu şer ve zındıka güçlerine şunu tekrar hatırlatırız ki millet olarak; "105 yıl önce olduğu gibi bugün de aynı cephedeyiz: Vatanın, imanın, hürriyetin cephesinde."

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.