İnancımıza göre Kâinatın yaratılış sebebi Peygamber Efendimiz (S.A.V) ile dalga geçmek ve aşağılamak maksadı ile Fransa'lı bir kısım gâvurcuklar karikatür çizmiş ve yayınlamışlardır.
Dergiye yapılan terörist baskın, terörizmin kaynağının İslam ve onun peygamberi olduğu sapkın fikrini dünyada yaygınlaştırmak isteyen karanlık çevrelerin işi olduğu kesindir. Zira aklı başında hiçbir müslüman terör eylemine bulaşmaz, bulaşamaz. Fail olduğu iddia edilen şahıslar canlı yakalanmayıp ölü ele geçirildikleri için gerçekten o failler mi, yahut gerçekten Müslümanlar tarafından mı işlendiği hususu kuşkulu olmakla birlikte böyle bir terör eylemini yapan apaçık Müslümanlar olsa bile sonuç değişmez, böyle bir iş asla İslami değildir. Bundan dolayı hiçbir Müslüman dinini sorgulayacak ya da utanacak ve özür dileyecek değildir.
Terör sorununun temel kaynağı; Avrupa, Amerika ve İsrail üçgeninde devletlerin istihbaratlarıdır. Zulüm ve ırkçılıkları ile patlamaya hazır bir bomba haline getirdikleri müslüman azınlıkları maniple ederek dünyanın her yerinde terör örgütü kurup, eğitip beslemektedirler. Dolayısı ile Batı, gözlerini İslam'a ve İslam dünyasına dikmek yerine öncelikle kendine bakmalı ve terör belasının sebebini kendinde aramalıdır.
Ancak konumuz bu değil. Konumuz Batı'daki İslam düşmanlığına arka çıkan fakat müslüman ismi taşıyan yerli İslam düşmanlarıdır.
Cumhuriyet Gazetesi nam mevkute sütünün gereğini yaparak malum derginin karikatürlerini Türkçe'ye çevirip yayınladı. Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan isimli sözde yazarlar da ayrıca kendi köşelerinde Peygamber Efendimiz ( S.A.V) nin karikatürünü hiç utanmadan yayınladılar. 70 milyon müslümanın gözünün içine baka baka - canımızdan aziz bildiğimiz, böyle bilmezsek mümin ve müslüman sayılmayacağımız - en önemli kutsalımıza hakaret ettiler. Buna pek şaşırmıyoruz. Zira tek parti dönemlerinden beri millete ve milli değerlere düşman olan, liderliğini de Cumhuriyet Gazetesi kadrolarının yaptığı azınlık bir kesim her zaman olmuştur. Bu gazete ve benzeri paçavralar ile milli ve dini değerlere karşı kin kusmaktan hiçbir zaman geri durmamışlardır. Bunları Allah'a havale edip geçeriz. Asla şiddete başvurmayız. Varsa bir hukuki yol sonuna kadar da mücadele ederiz. Nitekim mezkur gazete ve mezkur yazarlarla ilgili benim de üyesi ve Bursa temsilcisi olduğum Hukukçular Derneği Genel Başkanımız Sayın Av. Cavit Tatlı tarafından suç duyurusunda bulunulmuş ve İstanbul Başsavcılığı gazete ve yazarları hakkında soruşturma başlatmıştır. İnşaallah kanunlar gereği gereken cezalara çarptırılacaklardır.
Bütün bunları anlıyorum ve hiç şaşırmıyorum da, Zaman Gazetesi ve Gülen Cemaatinin tavrını anlamakta zorlanıyorum. Sözde peygamber aşığı Altın Nesil yetiştirme iddiasındaki bu cemaat Cumhuriyet Gazetesi ve mezkur yazarlarına karşı bir kınama yahut tepki göstermek şöyle dursun basın özgürlüğü kapsamında destek vermelerini hafsalam almıyor.
Zaman gazetesinde yayınlanan bildirinin bir kısmı aynen şöyledir. "Paris'te geçen hafta silahlı saldırıya uğrayan mizah dergisi Charlie Hebdo'nun özel sayısından bir seçki hazırlayan Cumhuriyet Gazetesi'nin dağıtımı, önceki gece engellenmeye çalışılmıştır. Hiçbir yargı kararı olmaksızın, gazeteye polis kuşatması, gazete sayfalarının savcılığa gönderilmesi ve dağıtım araçlarının alıkonulması kanunsuzdur ve açıkça bir sansür girişimidir. Her ne sebeple olursa olsun, hukuku çiğneyerek yapılan bu işlem asla kabul edilemez."
Today's Zaman Yazarı Emre Uslu Cumhuriyet Gazetesinie destek twitinde şöyle diyor: "Cemaatçiler görüşlerime katılıyor benimle birlikte Cumhuriyetin o karikatürleri basma özgürlüğünü savunuyorsa bundan sadece memnun olurum" aynı gazetenin yazarı ve cemaat adına sürekli medyada boy gösteren İhsan Yılmaz ise Ceyda Karan ve Utku Çakırözer'e " sizinleyim" diyerek twit atmıştır. Cemaate yakın Bugün TV kanalında saatlerce Ceyda Karan'ın Charlie Hebdo'yu destekleyen açıklama ve analizlerini utanarak seyrettim.
Cemaatin çokça dile getirdiği " gayretullaha dokunmak" tabirini hatırlatmak ve sormak istiyorum. Peygamber Efendimiz Fethullah Gülen kadar değerli değil midir ki, Gülen eleştirilince " gayretullaha dokunuyor " da peygambere hakaret edilince gayretullaha dokunmuyor? Ya da soruyu şöyle sormalı: Cemaat sözcüleri ve mensuplarının siyasi tartışmaları sadece bu meselede bir tarafa bırakarak diğer müslümanlarla birlikte tek vücut olarak İslam düşmanlarına karşı koyması çok mu zor?