MÜSİAD Bursa Şubesi tarafından organize edilen Tekstil ve Deri Sektör Kurulu tarafından gerçekleştirilen "Türkiye'de ev tekstilinin durumu ve dünya ölçeğinde konumu" başlıklı toplantısında Harput Holding Yönetim Kurulu Başkanı Muhammed Etkeser'i dinleme fırsatını bulduk.
Muhammed Etkeser, lafı eğmeden, bükmeden, aman darılmasınlar, gücenmesinler duygularını bir kenara bırakarak gerçekleri çekinmeden söyledi.
Toplantıda buluna her kişi Etkeser'in sözlerinden nasibini aldı.
Uzun zamandır böylesi dobra, samimi ve özeleştiri barındıran söyleşilere hasrettik.
Muhammed Etkeser tekstil sektörünün serüvenini ve gelinen noktayı özetlerken çok önemli noktalara değindi. Bunlardan en önemlisi planlama oldu.
Devletin sektörlere ve uzun vadeli planları olmadığı için Türk ekonomisi ve imalar sanayi adeta çiftliğe dönüştü.
Her isteyen, istediği makinayı, istediği kadar getirip iş sahibi olmasına yol açan plansız ekonomik büyüme, Türkiye'nin kendi ayağına sıktığı kurşun oldu.
Tekstil sektörünün yaşadığı en büyük handikaplardan biri buydu.
Hafızamızı zorlayıp biraz geçmişe döndüğümüzde;
Tarlasını satan ikinci el tezgah getirdi.
İlk dönemlerde iyi gibi gözüken bu uygulama ile yoğun talep karşılanmaya, istihdamın artmasına vesile oldu.
Ancak bu durum göreceli ve kısa süreliydi.
Bu sürecin sonunda arz talebin çok üstüne çıktı.
Makine ithalatı yapıp sektöre girenlerin büyük bir bölümünün sektörel bilgileri çok az ve çoğu zamanda hiç yoktu.
Arz fazlası ve girişimcilik bilgisinin yetersizliği aşırı rekabetin oluşmasına sebep oldu.
Sonuçta iflas edip kapanan onca firma, piyasalarda oluşan borç stoku, tahsil edilemeyen alacaklar, uzayan vadeler.
Bütün bunların yanında göz ardı edilen diğer bir husus ise, döviz fakiri olan Türkiye'nin milyarlara ulaşan dövizlerinin ikinci el makine piyasasını doyurması oldu.
Göz ardı edilen diğer bir konu ise; Üretimin temel felsefelerinden biriydi.
Teknolojisi size ait olmayan hiçbir üretimin gerçek sahibi olamazsınız.
Maalesef Türkiye diğer birçok sektörde olduğu gibi; teknoloji üretemediği için işin sadece fasonculuğunu yaptı.
Tekstilde, makineden ipliğe, boyadan yardımcı malzemelere kadar yaklaşık %70 dışa bağımlı iseniz üretici olamazsınız.
İstenilen kadar, istenilen şekil ve fiyatta fasonculuk yaparsınız.
Muhammet Etkeser'in dediği gibi aslında ihraç ettiğiniz ürün değil, ucuz iş gücünüzdür.
Ucuz işgücü ihracı ise sürdürülebilir iktisadi faaliyet değildir.
Zira çok kaygan ve çok hızlı yer değiştirir.
Özellikle gelişmemiş ve gelişmekte olan ekonomilerin tek rekabet güçleri budur.
Toplantıda Etkeser'in dikkat çektiği en önemli nokta markalaşmak.
Eğer kendi markalarınızı ortaya çıkarabilir ve sektöre bir katma değer, bilgi, teknoloji, farkındalık katabilirsek üretici olacağız.
Devlet ve sektör temsilcilerine, STK lara, odalara çok büyük görevler düşüyor.
Üretimi temsil eden hiçbir kurum siyasi manevraların yapılacağı, siyasi ikballerin temelinin atılacağı yerler değildir.
Türkiye üretmek için AR-GE, markalaşma ve teknoloji üretiminde acilen yol almalıdır.