Yıllardır sigorta sektörünün gündeminden düşmeyen vitrinin en ön sırasında olan trafik sigortaları hakkında artık yeni döneme geçiyoruz.
Anayasa mahkemesinin aslında 9 ay önce aldığı kararın uygulaması 5 Aralık itibariyle hayatımıza resmi ve uygulamalı olarak girmiş bulunmaktadır.
Tüm sigorta sektörümüz için hayırlı olsun.
Peki, sistem nasıl işleyecek?
Alınacak olan 2. El motorlu taşıta öncelikle,
-Alacağımız aracın ruhsatı üzerinden Trafik Sigortası düzenleyeceğiz,
- Akabinde Noter Satışı gerçekleşecek satış sözleşmesi ortaya çıkacak,
-Noterde ki son işlemse eğer yeni ruhsatın çıkarılması,
-Çıkan yeni ruhsatla da en başta kesilen trafik sigortasına kademe indirimi, plaka ve benzeri zeyillerin yapılması.
Aslında sisteme kabataslak olarak bakacak olursak işlem 4 adımdan oluşuyor. Bilinçlenmemiz gereken husus artık alacağımız aracın ruhsatı üzerinden kendi adımıza trafik sigortası yapılması. Çıkan uygulama sadece 2. el araçları kapsamaktadır. Sıfır araçlarda zaten araç bayiden çıkmadan önce proforma faturasıyla trafik sigortası oluşturuluyordu.
Uygulamadan tam anlamıyla verim alınabilmesi için tabi ki zaman geçmesi ve eksiklerin, hataların ortaya çıkarılması hızlı reflekslerle bu ihtiyaçların giderilmesi gerekmektedir. Hatalar kusurlar illa ki olacaktır. Şahsi fikrim olarak 15 günlük sigorta durumuna başından beri karşı olan birisiyim. Kişi aracını sattıktan sonra alıcı niye satıcının sigortasını kullanıyor ki? Kaza olması durumunda satıcının kademesi bozuluyordu burada bir hak kaybı söz konusuydu en başta yeni uygulamayla bunun önüne geçildi. Satıcı aracını sattıktan sonra işleten sıfatını kanunen kaybediyor ve araçla artık fiziki olarak bir bağı kalmıyordu, sigorta bağı neden kalsın ki?
Ayrıca sigortasız gezen araç sayısı azımsanmayacak kadar fazla ve trafikte bu araçların dolaşması hepimiz adına risk oluşturmaktaydı. Başlangıçta tabi ki bunun önüne geçmeyecek fakat 1-2 yıl sonra sigortasız gezen araç sayısında gözle görülür bir düşüş olacağı gerçektir. Trafik sigortası kanunla üretilmiş ve kanunla korunan bir sigorta ürünüdür. Trafik sigortası satın alan kişi prim ödeyip karşı tarafa verebileceği zararı teminat altına alıp ve kanuni hükmü yerine getiriyor. Yaptırmayan kişilerse tabiri caizse saatli bomba gibi trafikte gezmektedir. Oluşabilecek maddi ve bedeni zararlar sigortası olmadığı için zararı alan tarafta ciddi mağduriyetler doğurmaktadır.
Ayrıca sigortasını satın alan kişi akıllı da, almayan, geciktiren kişiler daha mı akıllı?
Mutlaka alınması ve ertelenmemesi gereken bir üründür. Ayrıca limitleri günümüz şartlarında ihtiyacı tam anlamıyla karşılamıyor olsa da mutlaka trafik sigortanızın yanına İhtiyari Mali Sorumluluk sigortasını almayı ihmal etmeyin.
Yeni sistemin iş yükü tabi ki cefakâr sigorta acentelerinin üzerine bindi. İş yükleri arttı, artacak.
Her şeye çözüm bulan devletimiz kısa süre içerisinde trafik sigortasının arzı hakkında da gerekli adımı atar umarım.
Arz sorunu hala tam anlamıyla çözülmüş değil ve yanında ek olarak denetimsizlik haksız rekabetlerin önünü açmakta ve arşa çıkarmakta.
Dünyanın hiçbir yerinde sorunsuz sektör yoktur. Tabi ki sektörümüzde de sorunlar var olmaya devam edecek. Bugün bir sorun çözülse yarın 2 sorun meydana gelecek önemli olan husus bu sorunları ortadan kaldırırken bir yerinden tutup yardım mı ediyoruz, yoksa hiçbir şeye karışmayıp ama ağzımıza geleni söyleyerek şevk kırmaya asalak bit gibi yaşamaya mı devam ediyoruz veya kendi çıkarlarımız için soluksuz koşu yapmaya devam mı ediyoruz.
Detayları doğru açılardan ele almak gerekiyor.
Sektörümüzle ilgili geniş bir köşe yazısını bir hafta sonunda ayrıca kaleme alacağım.
Tüm meslektaşlarımıza Sahne Sigortadan selamlar.
Sevgilerimle…