Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Saygı erozyonu: Toplumun sessiz çöküşü

Yazının Giriş Tarihi: 30.11.2025 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.11.2025 15:32

Günümüz toplumunda en hızlı tüketilen şey ne teknoloji, ne bilgi, ne de ekonomik kaynaklar… En hızlı tükenen, sessizce yok olan ama yokluğunda hepimizi en derinden yaralayan şey saygı. Fark etmeden günlük hayatın her alanında karşımıza çıkan bu erozyon, ilişkileri çürütüyor, empatiyi öldürüyor, toplumsal bağları koparıyor.

Artık insanlar birbirini dinlemiyor, anlamaya çalışmıyor, fikir farklılıklarına tahammül etmiyor. Herkes daha öfkeli, daha aceleci, daha keskin. Sosyal medyanın hızına kapılan bir toplum, gerçek hayatta yavaşlamayı, düşünmeyi, karşısındakini insan olarak görmeyi unuttu. Takipçi uğruna üretilen saygısız içerikler “normalleşti”, nezaket ise eski bir terbiye kalıntısı gibi görülmeye başlandı.

Toplu taşımada yükselen sesler, trafikte bitmeyen kavgalar, iş yerlerinde nezaketin yerini alan rekabet, sosyal platformlarda linç kültürünün meşrulaşması… Tüm bunlar tesadüf değil. Bunlar, yıllardır ihmal ettiğimiz bir değerin, toplumun göz göre göre çöküşü.

Saygı yoksa güven yoktur. Güven yoksa iletişim, dayanışma, adalet ve huzur da olmaz. Çocuklarımıza bıraktığımız en büyük mirasın maddi değil, insani değerler olduğunu unutuyoruz. Onlara örnek olması gereken biz yetişkinler, bugün ekrandan bağırarak konuşuyor, kuralsızlığı özgürlük sanıyor, empatiyi zayıflık görüyoruz.

Oysa saygı; bir lütuf değil, bir gereklilik. Birine hak vermek değil, onu insan olarak kabul etmektir. Bazen konuşmayı değil susmayı, bazen haklı olmayı değil anlayış göstermeyi gerektirir. Toplumsal huzurun yapı taşıdır ve kaybettiğimizde en çok kendimize zarar veririz.

Bugün hâlâ zaman varken, hâlâ kırıntıları duruyorken, bu değer için mücadele etmek zorundayız. Çünkü saygı yeniden kazanılmadıkça toplumun hiçbir yarası gerçek anlamda iyileşmeyecek. Belki teknoloji daha da gelişecek, şehirler büyüyecek, dünya hızlanacak… Ama saygı olmadığı sürece bu gelişimin hiçbir anlamı olmayacak.

Birbirimize daha dikkatli bakmayı, konuşurken biraz daha yavaş olmayı ve sabırla dinlemeyi öğrenmek zorundayız. Kaybolan saygıyı yeniden inşa etmek için önce bireylerin değişmesi gerekiyor; toplum da doğal olarak arkasından gelecektir.

Çünkü bazen en büyük devrim, bir insanın diğerine saygı duymasıyla başlar.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.