Naif bakışlı, fırçayı eline aldığında adeta şiir dokunuşuyla ayakkabıları boyayan bir boyacıyla geç tanıştım, erken veda ettim. Sanat ve estetik ne ise oydu yaptığı, eli konuşur dili susardı, başlangıçta “hoş geldin, nasılsın” der sonunda da “hayırlı işler hayırlı günler” temennisiyle biterdi bütün konuşmalar…
Ayakkabı boyanmaz sanki başka hale girerdi, ustanın hali eserine yansır gibiydi. Salgın sırasında bir ara kayboldu sonra göründü sonra kayboldu, bir daha da yerinde göremez oldum, ya vefat etti veya iyice yaşlandığından evden çıkamıyor!
Boş yerine geçerken baktığım olur, nafile yok!
Onun durduğu yerin az ilerisinde cadde üstünde bir iş hanı önünde, bir şeyler satan suskun, duru yüzlü, sabır edalı, çile bakışlı yaşlı bir kadın var. Satış için çığırtkanlık yapmaz daha çok önüne bakar, bir şey alıp fazla para bıraktığınızda mahcubiyet edasıyla bakar muhabbetle kendine döner!
Kalbi kırık mahzun bir insanı memnun ve mesrur etmek bu kadar kolay, böyle insanları bulmak, memnun etmek ne büyük bahtiyarlık!
Satıcı görüntülü çığırtan dilencileri memnun etmek ne kadar zor ve de değer mi?
O kadın gibi nice insanlar var onları bulmak ve mesrur etmek hazine bulmak kadar kıymetli, mutluluk onlar kadar yakın, huzur uzak değil!
Bir çay ocağı amatör ruh denir ya öyle başladı, sonra müşteri çoğaldı işler arttı ama ruh zedelendi; çay eski tadını vermiyor, insan ilişkileri de çalıştırdığı elemanlar da öyle! Değer miydi?
Ona göre değdi işler çok iyi, iyi para kazanıyor, neyi kaybettiğini sonra anlayacak! Çokluğun popülistliğin önünde direnmek çok zor, sistem öğütüp atıyor!
“Efendi” ile biten kahve markasını özellikle tercih ederdim çokluğa yenildi, İsrail destekçisi olmadığına inandıramadı kaybetti, çokken kaybetti!
Çok reklam yapan bir yoğurt markasını özellikle almam hiç bulamazsam belki! Çokluk ve çok reklam ürkütür.
Sadelik gibisi var mı naiflik gibi güzellik. Gel gör ki modernlik doğradı gitti hepsini. “Organik, natürel, doğal” kelimelerini üretti insanları tüketti, insanlığı tüketti, denizi toprağı havayı kirletti, hayatı ağırlaştırdı!
Naif insanlar iş hanı önlerinde dükkân aralarında var olmaya, sanat ve estetikle var kalmaya çalışıyorlar vesselam.