Çin ve Rusya, Gazze’de daimi ateşkes istemiş; Çin’in Doğu Türkistan’a yaptığı ne, Rusya’nın Ukrayna’da yaptığı ne? Rusya Hastane bombalamadı mı, onca insan ölmedi mi? Sanırsınız bunlar barıştan yana, haktan yana; menfaat ve kirli siyaset hesabından başka ne iş bilir bunlar?
Enerji savaşları, güç gösterileri, kirli siyaset hesapları; olan çocuklara, kadınlara, yaşlılara, velhasıl sivil halka oluyor, filler tepişe dursun ezilen çimenler oluyor.
BM beş daimi üyesi tepeye oturmuş biz ne dersek o olur diyorlar; mahalle kabadayılığından, mafyadan ne farkı var bunların? Demokrasi derler, zulümlerini örtbas etmeye çalışırlar, garibim küçük devletleri demokrasi ihraç edeceğiz veya bir kılıf bulup işgal ederler, fitneye boğarlar, iç karışıklık çıkarır güçsüz düşürürler, sonrasında kukla yönetimleriyle sömürürler de sömürürler!
Güçlüyüz o halde haklıyız mantığı dünyayı talan etti, havayı suyu toprağı kirletti, insanlığın insaniyetini bozdu, hayatı buradan ibaret zannettirdi, oyuncaklarla avuttu, putlarla kandırdı. Yaşanılanı “modern cahiliye” demek doğru tarif olsa gerek.
Bilgi, iletişim çağı olsa da değişen bir şey yok; zulüm var, adalet yok, hakikatten uzaklık var. İsimler elbiseler değişmiş sadece, helvadan yaptığı putu acıkınca yiyen anlayış bugüne uzak bir anlayış değil!
Dünya nereye gidecek denirse “cahiliye ve zulüm” devri elbet bir gün sona erecek, adalet ve hakikat devrinin yaşanacağı bir saadet asrına girilecek; iki iki daha kaç ederse bundan daha kati, olmayacaksa kıyamet vakti geldi demek!
Bu bir kehanet veya ileriye görmek değil; gecenin gündüze, kışın bahara dönüşü katiyetinde bir gerçeklik, mühim olan bu gerçekliği görüp hakikat ordusunda olup kurtuluşa ermek, zulüm ordusunda olup helakete düşmemek. Akıl irade vicdan burada devreye giriyor.
Bakın ülkemiz ve ülkemiz insanı mazlumların yanında, yapabileceğini yapmaya çalışıyor hatta zorluyor; bunun meyvelerini göreceğiz, ne zor virajları geçtiysek mazlumların duasıyla geçtik, iradesini zalimin yanında olmakta kullananlar, insan düşmanları bunları bilemez!
Bazı Arap ülkeleri İsrail’i boykot koyamadı bunlar da karşılığını görecekler, zerre iyiliğin karşılığı zerre kötülüğün karşılığı elbet görülecek, hadiseler bulanık gibi görünse de hikmet penceresinden bakan müthiş hakikatler görür, kurtuluşun güçlü zalimin yanında olmak değil masum mazlumun yanında olmak olduğunu anlar vesselam.