Islah nasıl başlar?

Karamsar nereye baksa keder görür; iyimser, nereye baksa iyi tarafını görür, çıkış kapısı arar, çözüm üretir. Bazen keder o kadar üst üste gelir ki karamsar olmamak, üzülmemek elde değil; korku kaplar, endişe bürür, acı sıkar!
Bütün bunlar yaşadığımız dünyada olan şeyler...

Zevke sığınmak, gözünü kapatmak, deve kuşu gibi kendini kuma sokmak; çözüm olmayan, derdi öteleyen ve büyüten şeylerdir. Daha ilerisi, hayat çarklarının dışında, yalnızlıkta kalmak, nisyanda yok olmaktır!

Bu hâlin ilerisi, haramlara tevessül ettirir; kötülüklere iyice bulaştırır, ümidi yok eder. İnsan nasıl var olur artık?
Varlık savaşı veriyoruz aslında; içte ve derinde… Dıştaki onun yansıması, izdüşümü.

Dünyayı akrepler, yılanlar, çığanlar kaplamış; ümit nasıl yaşar bu dünyada? Gazzeli çocuk nasıl var kalır, hayata nasıl tutunur? Güvercinler çarmıha gerilmiş, zeytin ağaçları köklenmişken!

Karşı çıkması, direnmesi, savaşması gerekenler düşmanlarla trilyon dolarlık anlaşmalar yapıyor; söğüşlenmenin adı silah satışı! Cellâdına âşık olmak nasıl bir şeyse…

O silahları kime karşı kullanacaksın, oyuncak olarak mı? Düşmana kör, kardeşine yabancı; bu ne hâl, cinnet olmalı!

Ümit Gazze’de ne gezer, ışık uzakta… Belki yok, denirse: “Ölüden diri, diriden ölü çıkaran” Kudret’in her şeye kadir olduğuna iman; umulmadık yerden ışık gönderir, beklenmeyen yerden yardım gönderir, hesap edilmeyen fütuhat bahşeder!

Geçmişte, tarihte, evvelde bunlar hep oldu; bugün de olur, yarın da…

İman ve aksiyon beraberdir. İman sadece soyut değil, hayata yansıyan somut bir gerçekliği de vardır. “İman ettim” demekle her şey yeniden başlar; hareket ve akış son nefese kadar devam eder. Bütün bunlar imanın derecesiyle alakalıdır.

O, paha biçilmez bir hazine, meydan okuyucu bir güçtür; geçmişte kaç kere tekrar etti, bugün niye olmasın? Buna çalışmak varken aç canavara şirin görünmek, ancak iştahını açar; yazık, çok yazık… Bu kısacık hayata değer mi?

Zilletle yaşamak mı, izzetle ölmek mi?Kimin neye tercih ettiği ortada. İç dünyamızda bu soruyu kendimize sorsak, nasıl bir cevap çıkar? Öncelikle bizi ilgilendiren nokta burası. Başkasına telkin vermek kolay; tecrübe edilmemiş acı için nasihat etmek de öyle!

Islah iç dünyada başlar, dışa doğru uzanır, vesselam.