Camileler bulundukları yerlerde sosyal bütünleşme ve kaynaşmayı sağlıyor, toplum sağlığını katkıda bulunuyor, manevi alan etkisiyle bir nevi rehabilite ediyor. Günde beş vakit abdest alıp camiye giden birini düşünün; hem temizlik hem hareket hem ibadet, sonrasında çay ocağında oturup yeni insanlar tanıma, tanışma, sohbet etme, hem hal olma…
Bilhassa yeni yerleşim yerlerinde bu çok önemli, yeni yer demek biraz gurbet demek, alışmak zaman alıyor, yol bilmek iz bilmek hemen olmuyor. Camiye gidip “Selamün Aleyküm” demek kapıları açıyor, “Nerelisin içinden mi” sohbetleri “şunu tanıyor musun bunu tanıyormusunla” şenlenip uzuyor, ahbap olunuyor, dost olunuyor, frekans tutarsa!
Evde oturduğunu dışarı çıkmadığını düşünün bu insan ne yapar, ya hanımıyla kavga eder ya da bir müddet sonra bulanıma girer, stres hastalıklarına tutulur; o doktor bu hastane, gez dur!
Bilhassa yeni yapılan camilerde, otuma yerleri, çay ocağı, yanında sağlık ocağı vs. birimler geniş bir sosyal alana dönüşüyor, toplumu kaynaştırdığı gibi birçok ihtiyaçlarını kolayca karşılamasını sağlıyor.
Bir tanıdığım öyle demişti, yeni bir yere gittiğimde minareyi gördüm mü tamam, oraya gider, yeni insanlarla tanışır çay içer, abdest namaz, sonra yine sohbet derken vakit epey geçmiş olur.
Kimi kafeye gider kimi camiye!
Cami ve kafe toplum akışını gösteren iki gösterge, iki turnusol. Onlar orada ne konuşuyor ne yapıyor, bunlar burada ne konuşuyor ne yapıyor, gençler daha çok nerede, yaşlılar nerede? Gidiş nereye denirse “çok açık” denir, sokakların halinden de belli değil mi?
Diyanet İşleri Başkanlığının son yıllarda yürüttüğü 6 yaş öncesi Kur’an Kursları büyük ehemmiyet arz ediyor, daha da yaygınlaşması her camide olması geleceğimizin inşası için şart mesabesinde. Maneviyatla dolu ahlaklı, fen bilimleri sosyal bilimleri iyi bilen, okuyan araştıran düşünen girişimci bir nesil yetiştirmemiz; bugünden yarına en büyük, en köklü, en sağlam yatırım ve getirisi sürekli olan bir yatırım…
Sadece Cami yapmak bina dikmek değil gönülleri inşa etmek, insana dokunmak, bir şeyler öğretmek, eğitim vermek… Bulunduğun yerin kalbi olmak, muhabbet merkezi olmak, nesiller arasında iletişim akışını sağlamak…
Bu bağlamda camiler sadece “Camiler Haftasında” hatırlanmamalı, günde beş vakit, her an canlılıkları yaşatılmalı, bu da insanla olur vesselam.