"Bir, bütün sayıların üstünde, bütün sayıların içinde, bütün denklemlerin ipucu makamında. Bizden üç çıkar gene üç kalır. Adımızı unutabilirsek şerefli bir “HİÇ” kalır. Boşluk doluya galebe çalsa, ballar balı bulunsa elde hep “BİR” kalır.”
Şakalar yazı yokuşunu tırmanmaya devam ediyor, son kitabı “Bahtiyar Yokuşu” undan alınma yukarıdaki satırlar. Belli ki “Hiç”likten “Bir” e yolculuk içinde, ince dokunuşlar bunun tezahürü, erişe bilene yolun sonu ballar balını bulmak, bunun ızdırabı içinde.
Hiç işte deriz derin boşluğu örtmek için, düşünceyi karalar, yazbozu karıştırırız! “HEP” makamı bozulmasın der hep daha “ÇOK” un peşinde koştururuz; makamın, malın, zevkin, ömrün… “Hep” de yetişemeyiz, “Tam” oldu derken ip kopar, mal kaçar ömür biter!
“Hiç aklımda yokken bir istek türkü aklıma düşüyor:
Tükendi nakdi ömrüm / Dilde sermayesi olan/ Bir ah kaldı
Sanırım derdimi Lokman’ a gösterdim / Dedi eyvah/ Bu derdin defeden bir çare bir İlah kaldı”
Kitaptan alıntılı başka satırlar aynı “Hiç”liğin iç akışını ifadelendiriyor, türküler de aynı şeyi söylüyor, demek insan nerede ve ne zaman yaşarsa aynı insan ve yolculuk aynı.
Yola girmişiz bir kere dönüşü, vazgeçişi, sobesi yok! Yolu anlının akıyla bitirmek, temiz kalmak, emaneti sahibine temiz vermek, “BİR” e ermek… O’ndan geldik yine O’na döneceğiz.
Biz neyiz? O’na giden yolcularız!
Ne güzel demiş; “Yaşamak, bir solukta geçilen çöl seferi, ölüm ne güzel bir vahadır”
Devam ediyor:
“Hayat acı bir kahve tadı kokusu telvesi… Yalnızlık istemeyen kahveyi terk etti ya ikisi ya üçü bir arada ama gerçeği arayanlar hep yalnız”
Üzerine kahve içilecek satırlar, elbette bizim kahveden, Yemen’den gelse de bizim pişirdiğimizden, adını bile verdiğimizden!
Anadolu’nun nefesini şehirlere taşımak, şehirde memleket havası yaşamak ve yaşatma isteyen yazarın son kitabı “Uzam Yayınları” dan çıkmış, taze telve kokusuyla…
Evet, Ahmet Şevki Şakalar yokuşu tırmanıyor, “Bahtiyar Yokuşu” onun solukları, yolun sonu “Bahtiyarlık” makamı olması duasıyla…
Hepimiz “Hiç”iz, “BİR” e giden yolcularız vesselam.