Bugün Bursa derbisi olarak niteleyebileceğimiz bir karşılaşma var.
Bursaspor, İnegöl deplasmanına konuk olacak.
İki Bursa ekibinin de ligdeki puan sıralaması hiç iç açıcı değil.
Bursaspor düşme hattının iki basamak üstündeyken, İnegölspor ise ateş hattında yer alıyor.
Yani...
İhracatın lokomotifi, tarihin başkenti, tarımın can damarı 3.5 milyon nüfuslu bir şehre yakışmayan acı bir tabloyla karşı karşıyayız.
İçinde bulunduğumuz bu durumun nedenlerini bir ara alt alta sıralarız.
Bugün konumuz bize yakışmayan başka bir nokta.
Ligin ilk yarısında Bursa'da oynanan karşılaşmada taraftarlar arasında istenmeyen hadiseler gelişmişti.
Rakiplerine karşı birlik olacak iki camianın taraftarının bu şekilde hareket etmesi hepimizi üzmüştü.
Duyumlarımıza göre yarın ki karşılaşmada da bazı gruplar taşkınlık yapmak için kolları sıvamış.
Arkadaşlar...
Futboldaki rekabet içerisinde elbette karşılıklı atışmalar vardır.
Fakat...
Bunu geleceğe de taşınacak bir hasmane tutuma sokmanın kimseye yararı yok.
Öncelikle şunu kabul etmeliyiz:
İnegöl, Bursa'nın en büyük ve ekonomik yönden en gelişmiş (merkez hariç) ilçesi.
Ama...
Bu durum asla Bursaspor'un, tüm Bursa genelinin en büyük ve birleştirici takımı olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz.
Rekabet elbette güzeldir fakat Yeşil-beyazlı renklerin de Bursa'daki her takımdan mutlak bir üstünlüğü vardır.
Diğer taraftan...
Bu üstünlüğü öne sürüp de karşı takımın heyecanına ve coşkusuna saygı duymamak da sıkıntı doğurur.
Sözün özü; futbolun kardeşlik ve birleştirici unsuru adına herkesin elini taşın altına koyması gerekir.
İşte...
Yarın da İnegöl'de böyle bir karşılaşma oynanacak.
Dediğimiz gibi; iki takımın da bu sezon işi zor.
Bırakalım boş tartışmaları da Bursa futbolunu nasıl daha iyi yerlere taşırız onun hesabını yapalım.