Korona virüs salgını, Ukrayna-Rusya Savaşı derken; dünyamız son 3 yıldır ciddi anlamda bir küresel ekonomik krizin içinde bocalıyor.
Diğer taraftan…
Krizleri fırsata çevirmek isteyenler de ciddi manada artmış durumda.
***
Yılbaşından itibaren ülkemizdeki kira fiyatları adeta uçtu!
Devletin ev sahiplerine tavan zam olarak belirlediği yüzde 25 oranı ise art niyetli zihinlerde türlü numaralar doğurdu!
Misal;
Kiracısını ‘evden çık ben oturacağım’ yalanıyla kandıran bazı kişiler, sonrasında fiyatı 4 kat arttırıp konutlarını ilana çıkardı.
‘Ben tavan oran falan anlamam. Yüzde yüz zam yapmazsan evimden çık’ diyenleri de sıkça işitiyoruz.
Netice itibariyle, kiracıların işi dönemde çok zor.
Bir de şu sıralar ev arayanların vay haline!
***
Maalesef…
‘Fırsatçılık furyası’ toplumun her kesimine sirayet etmiş durumda.
Sıfır otomobillerde de benzer bir tabloyla karşılaşıyoruz.
Son dönemde liste fiyatına araç alana şahit olmadım.
Elbette…
Otomotivde çip krizi ve küresel nakliyeyle alakalı sorunlar var.
Ancak…
Bizim şu anda yaşadığımızın nedeni tam olarak bunlar değil.
***
Bir diğer fırsatçılık konusu ise pandemiden bu yana süren gıda ve temel ihtiyaç fiyatları.
Marketlerdeki etiketleri takip edemez oldu.
Zannedersem; zincir marketler sadece etiket değiştirmek için yeni bir istihdam alanı açtı.
***
Tüm bu fahiş fiyat artışlarının farklıca nedenleri olsa da, kabul etmek gerekirse temelinde haksız kazanç yatıyor!
Dürüst bir ticarette, malın değeri ne ise o istenir.
‘Bu, şu kadarsa benim malım da bu kadar eder’ kar düşüncesinin inanın bana sonu yok.
Unutmayın ki, bu dünyanın öte tarafı da var.
Orada para geçmez!
Ev ve arabaların da hiçbir hükmü yok…