Hava Durumu

Hizmet idealinin servet tutkusuna esareti

Yazının Giriş Tarihi: 15.10.2023 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.10.2023 15:57

İnsan fıtratı itibariyle sosyal bir varlıktır. Yaratan her birimizi farklı sima, mizaç ve yeteneklerleyaratmıştır.İnsan, hayatın idamesi bakımından,birlikte ve dayanışmaİçerisinde olmaya mecbur vevarlık aleminde eğitime muhtaç yegâne varlıktır. İnsanın ulvi hasletlerden nasiplenipmükemmelleşme istikametinde mesafe katetmesi de oldukça öneme haiz birhusustur. Fertlerin yetişebilmesi için disiplinli bir zihin gereklidir. Ferdin ve toplumunahlaki esaslardanoluşan, bazı temel eğitim uygulamalarına ihtiyacıvardır. Doğuştan iyiliğe yönelme eğilimi olan insanın,nefsin telkiniyle, kötü alışkanlıklara yönelmeden, disipline edilmesigerekir.Ahlaki bir eğitim için kritik öneme sahip olan disiplin, insan İdealinin amacının gerçekleşmesi açısından vazgeçilmez süreçlerden biridir. Zira zihin disiplini ve bilgi eksikliği, insanın hayatının herhangi bir döneminde bir şekilde telafi edilebilir. Ancak disiplinsizlikten kaynaklanan ve karakter haline gelen, bir takım olumsuz alışkanlıkların düzeltilmesi zor ya da imkansızdır.Bu sebeple bilgisiz ve düşünme disiplini eksik insan, sadece cahil vedisipline edilememiş biri değil, aynı zamanda sorumluluğu İdrak edemeyen biri durumuna düşmüş olacaktır.

İdeal, mana bakımından, düşünceyle tasarlanabilecek, bütün üstün nitelikleri, kendinde toplayan bir değerdir.İdealist ise, çeşitli hedeflere sahip olan ve bu hedefleri gerçekleştirmeyi hayatfelsefesi edinen kimse demektir.İdealist olan kimseler için hayat, bazı amaçlara bağlıdır. Bu amaçlar, kişinin kendi ideallerinigerçekleştirmesineyardımcıdır. Ve bu felsefeye göre herkes, amaçları doğrultusunda bir hayatyaşamalıdır.

Hizmet; Yaratanın biz kullarını mesul kıldığı, sosyal bir kulluk vazifesidir. İnançlı insanın hayatı, yaratılanlara edeceği hizmetle mânâ derinliği, bereket ve ulviyet kazanır. Fani varlığını,Yaratanı yolunda hizmete adayan kişi, olumsuz olan ruhunu ebediyen felaha erdirmiş olur.Hizmet eden, himmete nail olur düsturu,gönülleri ilahi zirvelere ulaştıracak, müstesna ve ulvi bir basamaktır. Salih ve sadık kullar hep hizmet basamakları üzerinde yücelmişlerdir. Buna göre manevi zirvelerin yolu samimi bir gönülle ifa edilen hizmetlerden geçmektedir.

“İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.”

Mevlâna Hazretleri, hizmetin insana kazandırdığı manevi olgunluğu şöyle ifade eder; “ihsan ve ikramlarda bulunarakve halka hizmet ederek, elde edeceğin gönül gözüyle, bu gördüğün çeşitli renklerden başka renkler görürsün. Âdî taşlar yerine inciler, mücevherleri seyredersin. İnci de nedir ki?Sen kendin deniz olursun. Göklerde seyreden, gezip dolaşan güneş kesilirsin.”

İnsan hem hizmet eden, hem de hizmet alan durumundadır. İnsanoğlu var olduğundan beri, bu konunun çözüm şeklini, sürekli tartışma konusu yapmıştır.Bu konudafarklı sosyolojik ve siyasalgörüşler ortaya çıkmış ve bu görüşler üzerine rejimler inşa edilmiştir.

Artık, günümüzde hayatın amacı tamamen dünyevileşmiş ve sanki bu dünya ebediymiş gibi bir zan anlayışımıza egemen olmuştur. Ahlaki değerleri yok sayan, materyalist bir anlayış insanlığın zihnini işgal etmiştir.

Ahlaki ve yasal ölçüler içerisinde, yerine getirilmesi gereken hizmet anlayışı, erozyona uğramış veistismar edilerek, servet edinmenin amacı ve aracı haline getirilmiştir.

Bu durum, bugün hemen hepimizin, muzdarip ve muhatap olduğu, stokçuluk, rüşvet, irtikâp, haksız kazanç,aşırı kâr hırsının temel sebebidir. Hizmet etme idealinin, kısa ve çabuk yoldan, alın teri dökmeden servet edinme tutkusuna esaretinden ibaret bir durumdur.

Bu durum, hemen her alandasöz konusudur.Özellikle insanların çaresizliğini, fırsata dönüştürüpbunu kullanmaya elverişli sektörlerde, bu durum daha da vahim hal almış bulunmaktadır.

Büyük ekseriyetini tenzih ederek, bir gerçeği de hatırlatmadan geçemeyiz. Sayıları çok az olsada,

hastanelerde bıçak parası, üniversite hastanelerinde görevli olduğu halde, dışarda ücretliözel muayene,ücretli ders verme, bir davayı üstlenip, karşı davalıdan daücret talep etme ve benzerleri, servet tutkusu kapsamında mütalaa edilebilir. Bu tutum ve tavır içerisinde olanlarımız maalesef hiç eksik olmuyor…

Bir hadis de şöyle buyruluyor; İnsanoğlu kocar da, onda iki huy hep genç kalır, hırs ve uzun emel, büyük,aşırı arzu ve istek.

Yaratan tüm insanları tek tip yaratmamıştır.Çarpık zihniyetlerde hileler bitmez. Nitekim toplumlardaki çatışmalar, çoğunlukla gücü elinde tutan, kutsal amacı en iyi kendilerinin temsil ettiğine inananlarla, daha güçsüz görülen insanlar arasında yaşanır…

Asırlardır hayatı zenginleştirmeye vedünyayı daha yaşanılabilir kılmaya çalışan insanoğlu, bugünkü konumu itibariyle,beklemediği bir yaşantıya mahkum olmuştur. Oysa insan huzurlu bir hayat sürdürme adına, bunca yaptıklarına karşılık daha mutlu olmalıydı. Rahatı arttığı oranda huzuru da artmalıydı. Ancak umulan gerçekleşmedi. Günümüzde insanın en başta gelen amaçlarından biri hiç kuşkusuz, insanın kendinin ve yaptıklarının anlamını kavramaktır. Her türlü imkana karşın, insanların büyük bir çoğunluğu, içlerini kaplayan anlamsızlık duygusundan kurtulamamaktadır.Oysa Yaratanmütemadiyen insanı düşünmeye, akletmeye teşvik etmektedir. Hayatı, anlamaya, anlamlandırmaya ve hayatın gelip geçici bir süreçten ibaret olduğunu hatırlatmaktadır.

Hizmet idealinin, hakim kılınması vehaksız yollarla elde edilecekservetinesaretindenkurtarılması,herkesin üstlenmesi gereken bir sorumluluk olduğu asla unutulmamalıdır...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.