Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Heba olan bir nesil ve heder edilen onca zaman!

Yazının Giriş Tarihi: 31.12.2023 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.12.2023 17:07

Son bir asır içerisinde vuku bulan hadiseler. Birilerinin çocukları eliyle her on yılda bir başarılan darbeler. Seksen öncesi gençlik olayları. Siyasi istikrarsızlıklar. Yarım asra yaklaşan terörle mücadelemiz. Bugün olmamız gereken yerden neden bu kadar uzaklarda kaldığımıza işaret etmektedir.

Zannettirildik ki; Bunlar geldikleri gibi gitmişler. Hiç de öyle olmadığını yılları heba ettikten sonra anlar olduk. Yazık ki yanıltıldık! Ve hâlâ içimizde varlıkları devam eden ve görünüşe bakılırsa bir müddet daha devam edecek olan, yığınla kalıntı ve sözde aydın, entelektüel, kripto sabetayistler ve mankurtlar bırakmışlar arkalarında.

Bir kuşak neslimiz heba ve heder edildi ve onca zaman kaybettirildi ülkemize. Milli ve manevi değerlerinden bağı koparılmış bir nesil haline getirildik bunlar tarafından.

Bu algıdan ve etkiden de henüz tam anlamıyla kurtulabilmiş değiliz. Dün başka, bugün başka konuşan, davranan, sözüne güvenilemeyen bireyler haline getirildik. Siyaset sahnesinde olup bitenlere bakıldığında; hançerlenenler, iyiki kazanamadık diyenler, gel gitler, şehit ailelerine küfredenler, maddi yolsuzlukla suçlananlar, haftalık ödünç milletvekili transferleri. Yedi ceddine yetecek birikimi olan, anlı, şanlı sporcuların daha çok kazanma hırsıyla kaybettiği milyon dolarlar. Bütün bu çürümüşlükleri ifadeye sözler kifayet etmez oldu!

Kendi uçağımızı, otomobilimizi üretme teşebbüslerimiz akamete uğratıldı yıllar önce.

Siz yapamazsınız, başaramazsınız fikriyle hipnoz edildik. Özgüvensizlik sarmalına düşürüldük. Kendini, kendi değerleriyle tanıma, öğrenme yerine, kendini, kendine yabancılaştıran ve yozlaştıran müstekbir ve müstevlilerden öğrenmeye, tanımaya yönlendirildik. Onca çaba sarfettirildik bu yolda.

Güçün yegâne geçer akçe olduğu bir Dünyayı inşa etti insanoğlu.

Ortadoğu ve Afrika’daki hadiseler, Ukrayna, Rusya savaşı, Filistin’deki soykırım, Suriye’de oluşturulmak istenen terör devleti, bir kez daha bizlere gösteriyor ki; Dünyamız, haklının güçlü olduğu değil, güçlünün haklı olduğu dünya haline getirilmiştir. Güçsüz kaldığınız durumda, her türlü haksızlığa maruz kalacağınız kaçınılmazdır. Yıllarca uygulanan ambargolar, parasını ödediğiniz halde alamadığınız uçaklar.

Bütün bu olup bitenler, gücü elinde bulunduran sahtekarların, hilebazların ve kalıntılarının maskelerini düşürdü ve bütün çıplaklığıyla, o hayâsız, arsız, yüzsüz ve utanmaz, bukalemun kişilikleri döküldü ortalığa.

İnsanoğlunun resmettiği tabloda, hiç de iç açıcı bir kompozisyon ve tema maalesef görülmemektedir.

Toplum olarak bizler de bu tablodan nasiplenmiş durumdayız.

Hazin ve hüzün verici olan ise artık ilişkilerimiz, dünyevi menfaatlere, beklentilere ve nefsani hevâ, heves ve ihtiraslara münhasır, hasbi değil, hesabi ilişkilere, sözde kalan ahbaplık ve dostluklara tebdil edimiş ve teşmil olmuş durumdadır. Bu itibarla bu istikamette koşmak, heba ve heder edilen zaman ve beyhude harcanan vakitten ve bu zaviyeden sarf edilen her kelam, lâf-ı güzaftan ibaret kalmaktadır.

Ahde vefa kavramı sinelerden silinmiş durumdadır. Bu bahtiyarlıktan nasiplenme yolunda bir gayrette bulunmamaktadır. Ruhsuz, vicdansız, cesetten ibaret yaşayan ölüleriz artık.

Ulvi değerlere bigâne kalmış, hak ve hakikate gözleri kapanmış  insan, yaşayan ölüden ibaret bir varlıktır.  Duyarsızlaşan kalpler, yanlışlıklara, haksızlıklara karşı duracak yüreği olmayanlar, bu dünyada gayret ve mücadele yerine, vurdum duymazlığı ve refahı tercih edenler ruhen ölmüş, dolaşan cesetlerdir. Yaratan, kalpleri duyarsızlaşan ve hakikate yüz çevirenleri, riyakarları, inkarcıları ölüye benzetir.

Bilenlerle, bilmeyenler bir olur mu? Sualiyle de akla hitap edilir ve muhakeme etmeye icabet edilmesi istenir ve siz ölüler gibi olmayın uyarısı yapılır. Diri ölüler olmayın denir.

Ruhlar aç ve sefil durumdadır. Bu hal, aslında ölü gibi olduğu halde, kendini diri sanan kalabalıklarla dolu bir Dünyamız olduğuna işaret etmektedir.

Yüreklerinde ilahi sözlerin ateşini ve aydınlığını duymayan kişiler ölüdürler. Asıl ölüler mezardaki ölüler değil, sokakları ve Dünyayı işgal eden yaşayan ölülerdir.

Artık görünen hakikat şudur ki, toprak altında suskun ölüler değil, konuşan ve dolaşan  ölüler olarak yaşayacağız toprağın üzerinde, yeryüzünde.

Birileri urgana düğüm atıyor ve biz bu düğümü çözmekle meşgul oluyor ve ne yazık ki, bir türlü de çözmeye muvaffak olamıyoruz bu kör düğümü.

Merhum Üstad bu tabloyu şöyle tasvir ediyordu;

“Göz kapaklarımda gün, kapkara bir kızıllık;

Kulağımda tarihin çıktık sesi, bin yıllık.

Bir yurt ki bu, diriler ölü, ölüler diri;

Raflarda toza batmış Peygamberden bildiri.”

 Ahlak sermayesini kaybetmiş, edep, İffet, hayâ gibi değerlerini kaybetmiş, iflas etmiş müflisleriz artık insanlık olarak bugün.

“Sırf aranızda dünya hayatına mahsus bir sevgi ve çıkar uğruna Allah'ı bırakıp bir takım putlar edindiniz.”

Buyuruyor Rabbimiz. Hz. Mevlana buyurur ki; Bir ölen geri gelmez, bir de kaybolan güven.

Birbirimize güvenmeliyiz, ümit var olmalıyız ve azimle, kararlılıkla yolumuza devam etmeliyiz. Son çeyrek asırda savunma sanayinde önemli merhale katettik. Kötü komşular sayesinde mal sahibi olduk. Yüzde seksenlere varan milli savunma sanayimiz, umut ediyoruz ki yakın zamanda yüzde yüze ulaşacaktır.

Bırakın gel gitleri, hop oturup, hop kalksın!

Çokgen masa erbabı, meçhul menzile varsın?

Med cezir Ay’la ahbap, hakikatte bir rumuz,

Mehtapta seyre lazım ilham veren yakamoz

Zulmün bozuk saati, yalan yanlış işlesin,

Çarkların günahı yok, o zaman kayda geçsin.

Yapılanlar elbette, bir kenarda tutulur,

Vakit kemâle erince, hesabı sorulur

Vatanımız çok defa, badireler atlattı,

Müstevliler muzdarip, emelleri hep yattı.

Savunma sanayide, sona doğru yaklaştık,

Engelleri aşarak, üretmeyi başardık.

Bu kadim Necip Millet, kimselere alt olmaz,

Aziz şehit kanları asla yerlerde kalmaz

Yakındır varacaktır, ulvi ‘Kızıl Elma’ya,

Aksiseda yükselsin, yükseklere semaya.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.