Sağlık; Dünya Sağlık Örgütüne göre "sadece hastalık ve sakatlık durumu olmayıp kişinin bedenen, ruhen ve sosyal açıdan iyilik halidir" diye tanımlanmakta...
Sosyal açıdan sağlıklı olmak için önemli olan bir parametre ise "Sağduyu..."
Çünkü hayatın olağan akışı esnasında yaşadığımız olaylar bizi her daim bir karara verme süreci ile baş başa bırakır.
İşte ruhsal ve sosyal sağlığımız açısından nirengi noktası da tam burası...
Doğru ile yanlışı ayırt ederken verdiğimiz kararların rasyonelliği, vicdanları incitmemesi, bir zaman sonrasında bize vicdan azabı yaratmaması sağlıklı yaşamda ve sağlıklı ilişkilerde önemlidir çünkü...
"Sağduyu"ile ilgili yapılan farklı tanımlamalar var..
İki tanım arasındaki temel fark ise bazı hallerde "sağduyunun" bilimsel doğrulara aykırı ve/veya karşıt olma durumudur.
Özellikle günlük hayatın belirlediği görüş, düşünüş ve davranış şekilleri ile alınan kararlarda bilimsel gerçekliğin dışına çıkılmaktadır. Bu temel farka sağlık açısından verilecek en iyi örnek ise bireyin herhangi bir hastalık durumunda tedaviye ulaşmak için gereken tıbbi girişimi yapmayıp kendiliğinden iyileşmeyi beklemek veya kuşkulu tıbbi uygulamalara başvurmaktır...
Görüldüğü üzere beden sağlığımız açısından da sosyal ve ruh sağlığımız açısından da "sağduyulu" olmak önemlidir, kazançtır.
"SAĞDUYUSU" YÜKSEK BİREYLER KİMLERDİR;
sağlıklı olmanın ve sağlıklı kalmanın başlangıcı doğru ve yanlışı ayırt etmenizden geçiyor..
"Sağduyu" yanı akılcı yargılar bulunma yeteneğini kazanmak için zamana, çabaya ve akıl yürütmeye ihtiyacınız var...
Unutmayın "Sağduyu" sizi risklerin getireceği tehlikelerden korur...
Bir zamanlar “asala” terör örgütü vardı o bitti “pkk” başladı. o da kendini feshetti şimdi “Terörsüz Türkiye” başlıyor mu? Terörde onca insan öldü, onulmaz yaralar açıldı, onca mal zayiatı oldu; düşmanlarımızdan başka kim kazandı? Aklıselim, kalbiselim düşünmek ve hissetmek varken niye buna tevessü
Cuma namazı ile başlayan bereketli hareketlilik 2 gün boyunca (9-10 Mayıs) devam etti. Emir Sultan Camii, türbesi, meydanı ne zaman hareketsiz ki denirse doğru denir; Emir şehre ruh üflemeye devam ediyor. Fetret devrinden sonra devleti manen kurması, Padişaha kılıç kuşandırması bunun gelenekleşerek
Gülü görmek gülle gülmek, dikeni görmek dikenle ağlamak; hayatın akışında olan şeyler, kaçamadığımız gerçeklik. Gül deyince diken akla gelmez; rengi kokusu güzelliği akla gelir, dikeni ikincildir; ikincillik olmasa birincillik olmaz. Gezelim tozalım eğlenelim, keder dokunmasın, hastalıklar sıkıntıl
Halktan kopuk Hak'tan uzak, gerçekliğe kör bir TV kanalı; Diyanet ‘in Hakkı, doğruyu söyleyen Cuma hutbesinden rahatsız olmuş, rahatsız olmaktan öte ölçüsüz tepki vermiş. Hak haktır, doğru doğrudur, iyi iyidir, haram haramdır, helal helaldir; hevalarını ilah edilenlere göre değişecek değil ya! Hem
Yazının musikisi olur mu ya da musikinin yazısı? Yazının musikisi onu akıcı kılar, anlamı kolaylaştırır, okuma zevki verir. İş harflerde, harfleri anlam katarı ile kelimelere yüklemekte, oradan cümlelere taşımakta. Hisle beslenmemiş, musiki ile çeşnileştirilmemiş cümleler; ne yazana yazma zevk veri
“Yaşamak yaralanmaktır, yaralanmıyorsanız yaşamıyorsunuzdur” sözüyle adeta çarpıldım, yerimden kalktım! Üstad da öyle yaparmış. Bir sözden çok etkilendiğinde yerinden kalkar hayretini ifade edermiş. Benimkisi üst üste geldi; bitmeye yakın programdan nasıl ayrılsam derken bu söz fişekledi, kendimi d