"İcapçı Hekim" veya "İcap Nöbeti" kavramı, telefonla çağrı üzerine çalışma yaklaşımıdır.
Sağlık hizmetlerinde tüm dünyada yer alan bir çalışma şeklidir.
24 saati kapsayacağı gibi sadece mesai sonrasında da uygulanabilir.
Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinin 42. Maddesinde tanımlı nöbet hizmetlerinden biridir.
Nöbetler; evde nöbet, normal nöbet, acil nöbeti ve branş nöbeti olarak dört şekilde yürütülür.
Yönetmelikte yer alan "İcapçı Nöbeti (Ev nöbeti) tanımı ise şöyledir.
Bu tanım içeriğine göre sorumlulukları yüksek bir çalışma şeklidir.
Hem özel hem de kamu hastanelerinde çalışan hekimlerin bir yükümlülüğüdür.
Türk Tabipler Birliği; sürdürülemez sıklıkta (çalışma süresi sürekli) görevlendirme yapılması ve ağır (yoğunluk ve özel yaşamın kısıtlanması nedeniyle) iş yüküdür diyerek bu usule dikkat çekmektedir.
İcap Nöbeti yükümlülüğünün tüm hekimler içinde ne kadar sayıda hekimi ilgilendiriyor olması önemli değildir. Bu çalışma türünde önemli olan;
İcapçı hekim sorunu hangi hastanelerde var....
Yönetmelikteki tanımından hareketle branşın uzman sayısı dörtten az ise icap yükümlülüğü başlar. Dolayısıyla sorun; branş uzman sayısı dördün altında olan hastanelerde ve özellikle yatak sayısı az ve hekim insan gücü kısıtlı hastanelerde yaşanmaktadır.
Küçük ölçekli hastanelerde müstakil acil branş nöbeti tutulamaması, icap nöbetlerine zemin hazırlamakta; zaten uzman hekim sayısı az olduğu için haftalık mesai süresinin üzerinde çalışmak zorunda kalan uzman hekimler ayrıca bir de icap nöbeti tutmak zorunda kalmaktadır.
Günümüzde icapçı hekimlik ile ilgili önemli sorun aslında yan dal uzmanlıklarında yaşanmaktadır.
Yan dal uzmanı her hastanede bulunmamakla birlikte olan hastanelerde de sayıları çoğunlukla dördün altındadır. Dolasıyla sağlık hizmetinin önemli bir işlevini gören yan dal uzmanlarının 7/24 icapçı hekim olarak yükümlülük altında olması da hayatın doğal akışına aykırı gibi durmaktadır.
Branşında tek olan uzman hekimin "İcapçı Hekim Yükümlülükleri" var mıdır?
Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğine göre tanım aslında nettir.
İcapçı Hekimlikten bahsedilmesi için uzman hekim sayısının birden fazla dörtten az olması gereklidir.
Burada bizi ilgilendiren tek hekimlerin durumudur.
Ve yönetmeliğe göre tek uzman hekim icap nöbetinden muaf olarak görülmektedir.
Ama hekimin özlük hakları gündeme geldiğinde sıklıkla tartışılan ise sağlık hizmetinin rastlantısal olduğu, ertelenemez ve ikame edilemez niteliği nedeniyle hastaların yaşam ve sağlık hakkıdır.
Tamda bu noktada, tek uzman hekimi icap yükümlülüğünden muaf tutabilecek net bir mevzuat düzenlemesi de yoktur.
Ama bu konuda hekimler lehine bir hukuk kararı vardır.
Danıştay / Beşinci Daire / 2014/9242 no'lu kararında " ... davacının ve hastaların menfaati gözetilerek
dava konusu işlemin tesis edildiği.." ve "..görev yaptığı sağlık kurumunda dalında tek uzman hekim olan davacıya, Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinin anılan hükmü uyarınca, icap nöbeti tutturulabilmesine imkan bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği." Diyerek tek hekimin icapçı hekim olamayacağını onamıştır.
Tam da bu noktada yan dal uzmanlarının durumu ne olacaktır sorusu sağlığı regüle eden otorite ve hukukçularımız tarafından verilmelidir.
Yine Türk Nöroloji Derneği hukuk bürosunca da bu hususta verilmiş bir önemli bir görüş vardır.
Anlaşılan o ki dava sonucunda hekim olarak haklı çıkabilirsiniz ama verilen görevleri yapma yükümlüğünüz olduğundan ve taraf olarak ise karşımızda bir hasta olduğu için hekim olarak özen ve itina yükümlülüğünde düşünülerek aksiyon alınması önemlidir.
Sağlık çalışanlarının da sağlık hakları olduğu hatırlanmalıdır...
Hekimlerin özlük haklarını savunan TTB görüşleri; sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının belirlenmesinde göz önünde bulundurulması önemli gereken görüşlerdir. TTB'ye göre;
Birde bu açıdan bakalım, en azından tüm dünyanın Kovid-19 ile savaştığı zamanlarda .....
Unutmayalım, kıymetlilerimiz, başta hekimlerimiz olmak üzere tüm sağlık çalışanlarımız...