Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Beni Türk hekimlerine emanet ediniz….

Yazının Giriş Tarihi: 02.11.2022 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.11.2022 14:31

Diyen Cumhuriyetimizin kurucusu M. Kemal Atatürk’ü rahmetle minnetle anıyoruz.

Ne güzel söylemiş değil mi, ülkemizin hekimleri ile gurur duyarak…

Ve ülkemiz hekimleri de boşa çıkarmadılar Atalarının sözlerini…

Çalışmaları ile eserleri ile başarıları ile…

Ülkemizde hekimliğin gelişimi Cumhuriyet’ten sonra oldu dersek haddimizi aşmayız sanırım.

Atatürk döneminde Türk tababeti için gerçekleştirilen en önemli reformların biri de Lozan Antlaşması ile Karantina Müessesesi'nin (Meclis-i Umuru Sıhhiye) kaldırılması ile Türkiye'de tababet icrası hakkının yalnız Türk uyruklu tabiplere tanınması ve eskiden beri hekimlik yapan yabancı uyruklu tabiplerle, ülkemizde yabancı devletler tarafından tesis edilen hastanelerin çalışanlarının bu hükümden müstesna tutulmasıdır. O dönemde yapılan reformlardan biri de Türk kadınına tıp eğitimi yapma hakkının verilmesidir. Hekimlerimizde emekleri ile Atalarına layık oldular…

Cumhuriyetimizin 99. Yılını kutlarken basındaki haberleri tarayalım ve Türk hekimlerini tanıyalım, başarılarını hatırlayalım ne dersiniz?...

  Prof. Dr. Gazi Yaşargil Yüzyılın Sinir Cerrahı,

Prof. Dr. MünciKalayoğlu Dünyanın Yaşayan En Yaratıcı Çocuk Cerrahı,

Dr. Murat Digiçaylıoğlu Beyin Hücrelerinin Ölümünü Engelleyen Tedavi,

Prof. Dr. Tayfun Aybek Altın Neşter,

Prof. Dr. Hande ÖzdinlerALS Tedavisinde Bir Devrim,

Prof. Dr. Murat Günel Dahi Türk olarak anılmıyor mu?

  Hücrelerin hasar gören DNA’ları nasıl onardığına ve genetik bilgisini nasıl koruduğuna dair yaptığı çalışmalar nedeniyle 2015 yılında Nobel Kimya Ödülü’ne Prof. Dr. Aziz Sancar layık görülmedi mi?  Türkiye’de ilk “yüz nakli”ni gerçekleştiren isim olan Prof. Dr. Ömer Özkan, aynı zamanda Türkiye’de ilk çift kol nakli ve dünyada kadavradan ilk rahim naklini yapan kişi olarak biliniyor. Diyabet ve karaciğer yağlanması gibi hastalıkları yok etme potansiyeli bulunan “lipokin” adlı hormonu keşfeden Harvard Üniversitesi’nde görev yapan Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, hatırladınız mı?  Prof. Dr. Öztekin Oto, Avrupa Kardiyovasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği (ESCVS) başkanlığını bir dönem yaptı.  “Minimal invaziv cerrahi” alanında Avrupa Tıp Uzmanları Birliği’nde ülkemizi ilk kez temsil eden ve Avrupa Cerrahi Bilim Kurulu Akademik Üyeliği diplomasını almaya hak kazanan Doç. Dr. Koray Baş, bu alanda ülkemizin adını tüm dünyaya duyuran ilk cerrah oldu.  Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Alerji İmmunoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Oğuzhan Özen, çocukluk çağının ölümcül sonuçlar doğurabilen hastalığı Chaple Sendromunun kesin tedavisini buldu, tıp dünyasında yoğun ilgi gördü.  Robotik açık kalp ameliyatlarının Türkiye’de yaygınlaşması için bir kamu hastanesinde Robotla açık kalp cerrahisi programını ilk olarak başlatan Prof. Dr. İhsan Bakır, bir hastada robotla tek cerrahi seansta 4 kalp hastalığını birden tedavi ederken bir başka hastada da robot yardımıyla kalpte bulunan bir tümörü çıkarmayı başardı.  “The Dr. Oz” Show adlı televizyon programıyla ABD’nin en bilinen doktorlarından biri olan Mehmet Öz, çok önemli bir kalp ve damar cerrahı Türk değil mi?  Doç. Dr. Alper Çelik; ilk kez 2011’de gerçekleştirdiği “şeker ameliyatı” ile diyabet hastaları için ümit oldu. Doç. Dr. Alper Çelik, dünyada bu operasyonu yapabilen yedi doktordan biriydi.  2012’de Dr. Nihat Tanfer, bir ilki başararak hayvan kemiğinden yaptığı “yapay çene” ile çene kemiği eriyen ve diş şansı olmayan bir hastanın umudu oldu.

Tabi ki başarıları ile övünülecek hekimlerimiz bu kadar değil, saymaya devam edersek ne sayfalarımız ne de satırlarımız yeter, Türk Hekimlerinin başarılarını anlatmaya…

İstatistiklerde hekimlerimizin ve sağlık hizmetlerimizin önemini vurgulamakta..

  Medikal turizmde ülkemiz ilk beş ülke arasında.2021 yılı TÜİK verilerine göre sağlık ihracatımız 1,048 milyar dolar, gelen hasta sayısı ise 642 bin olarak gerçekleşti.

Ayrıca2012 yılından bu yana ülke dışına giden hekim sayısı 50 kat arttı ve değerini bilmeden kaçırdığımız hekimler neticesi Almanya’nın değer kazancı ise ortada…

  Almanya’da bir doktorun yetişmesi için 400 bin € harcanırken, Türkiye’den gelen 8 bine yakın doktor, Almanya’ya 3.2 milyar € tasarruf ettirdi.

Övünerek bahsedilen kocaman, kocaman hastaneler yapsak ta, sayfalar dolusu Sağlık Planlamaları yayınlasak ta, çokça tıp fakültesinden hekim mezun etsek bile ülkemizden hekimleri kaçırsak durum ne olacak? İçinde şifa veren hekimler olmayan hastanelerimiz, içi boş kalmaz mı?!...

Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın dediği gibi; "Hekimlere saygı ve güven olmazsa, şifa bulmanız mümkün değildir." Evet, hekimlerin besinidir güven, saygı, sevgi…

  Sizler de kendinizi Türk hekimlerine emanet etmez misiniz?...

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.