Ayrıcalıklılar sınıfı

Arap yarımadasının doğusunda bulunan zenginliği neredeyse paçalarından akan bir Basra ülkesidir Katar.

Persler, Araplar, Osmanlılar ve İngilizler tarafından yıllarca yönetilen bu küçük ülke,19.yüzyılın ikinci yarısından itibaren El-Sani ailesinin davetiyle Osmanlı idaresine geçer ve bölge hâkimiyetlerinden dolayı kaymakamlık payesi ile ülkeyi yönetir.

Fakat 1915'te Osmanlı'nın zayıflamasıylaİngilizler'ininsiyatifine kalan Kataryönetimi Londra anlamasını imzalamak zorunda kalır.

Artık Osmanlı askeri gücü ülkeden ayrılmak zorunda kalsada;tarih meraklıları bilirler ki; bu dost ülke 1. Dünya Savaşında Osmanlı'ya ihanet etmeyen tek Arap aşiretinin kurduğu bir ülke olarak gönülleri fethetmiştir.

Arta kalan dönemde ise İngilizlerinsömürmesiyleKatar'ın yakasını yoksulluk bırakmaz. Uzunca bir zaman ekonomisini balıkçılık ve inci toplayıcılığı ile döndürmeye çabalar. Ne zaman Petrol ve Doğalgaz yataklarının varlığı keşfedilir; işte o zaman önlenemez yükselişin basamakları üçer beşer çıkılır.Bugün ise dünyanın en büyük 3. doğalgaz rezervlerinin sahibi olan patronlar kulübüne dönüşmüşlerdir.

Ancak o dönem tek sorunları ellerindeki doğalgazın başka diyarlara taşınamaması olarak görünse de, bu sorunlar kısa sürede uluslararası toplantılarla aşılacak ve dünyanın istifadesine sunulacaktır. Tabi ki bu yüksek kâr marjlı ticaret Katarın çehresini değiştirmek üzeredir. 

Katar Emiri dünya çapında bir nakliyenin hayata geçmesi için sıvılaştırılacak bir teknolojiye yatırım yapar ve ülkenin önünü açar.

İşte bu başarı hikâyesinden sonra Katar artık dünyanın en zengin doğalgaz üreticisi sınıfııyla tüm dünyanın saygınlığını kazanır ve ülke olarak değerini katlar.

Bunu farklı sektörlerden başarılarda takip eder. Örneğin Katar Havayolları ve El Cezire TV olarak bilinen güçlü Arap Medya ağı küreselde takip edilen bir yayın organı olarak ün salar. Bu büyük bir prestij demektir ve hâlâ yeryüzünde henüz emsali yoktur. 

Katar-Türkiye dostluğu ve ilişkileri ise oldukça sağlam temeller üzerine dayanıyor. Gün geçmiyor ki Katarlı işadamlarının gazetelerde yatırım amaçlı beyanatları yayınlanmasın, kritik edilmesin. Bu durum elbette ülkemiz ve insanımız adına yeni iş kapılarının aralanması anlamını taşıyor.

Daha yeni El-Sani ülkemize 15 milyar $ yatırım yapacağını açıkladı. Üstelik AFAD'a da 265 milyon lira bağışlayarak kanayan yaralara merhem oldu.

Katar uluslararası arena da ve özellikle Arap coğrafyasında müttefikimiz olarak öne çıkan ve bizi savunan iş birliği içinde bulunduğumuz bir ülkedir.

Şuan dada ülkemizin Basra'daki tek dostudur. Ama neredeyse ne yazık ki her uşak ve terör sevici devlet tarafından boykot ediliyor.

Katar-Türkiye ilişkilerini sindiremeyen Körfez ülkeleri ise ilişkilerinin normal düzeye çekilmesi için Katar'ın önüne 13 maddelik bir evrak koymuş ve bu maddelerden biri de Katar'ın topraklarındaki Türk üssünü kapatması olmuştur. Fakat Sani ailesi bu teklifi geri çevirerek iki ülke arasındaki dostluğa gölge düşürmemiştir. 

Yerli Savunma Sanayiimizi de imrenerek takip eden Katarlı müttefikler, bu konuda hem en büyük destekçimiz hem de müşterimiz olarak kapımızda yeni teknolojik silahlar için beklemektedirler. 

Katar teslim aldığı Baykar Savunma ürünü Bayraktar TB2 SİHA sistemlerini Operasyonel olarak kullanmanın da ötesine geçmek üzere. Katar Savunma Bakanlığının sitesinde yaptığı paylaşımdaki görüntülere dikkat edersek TB2 SİHA'larının atış faaliyetlerine yer verildiğini görürüz.

Orta İrtifa ve Uzun Menzil sınıfı İHA konseptine uygun olarak geliştirilen Bayraktar TB2 Taktik İnsansız Hava Aracı Sistemi milli ve özgün tam otomatik uçuş kontrol özellikleri, 3 yedekli uçuş kontrol mimarisi, özgün seyrüsefer ve sensörfizyonu uygulamaları ile dünya klasmanında en ileri teknolojik seviyede geliştirilmekte olan keşif ve gözetleme araçlarıdırlar.

Ukrayna'da aynı tip silahlardan satın almış Operasyonel olarak kullanmaya başlamıştır.

Türk Savunma Sanayii'nin bu atağı gözler önüne dost ve düşman ülkeleri sermiştir.

Onlar daha birkaç yıl önce 15 Temmuz kalkışmasında dahi hükümetimize destek vererek ilk geçmiş olsun mesajı yayınlayan ve ilk arayan devletler olarak "Ayrıcalıklılar Sınıfı"na not edilmeyi hak etmişlerdir.