Özgürlük nedir sizce? Her aklına eseni istediği gibi yapmak mı? Önünü sonunu hiç düşünmeden sonuçları ne olursa olsun sadece “ben öyle istiyorum” demek mi? Kurallar beni bağlamaz “ben nasıl uygun görüyorsam öyledir” demek mi özgürlük? Sen; “beni istemediğim bir şeye mecbur edemezsiniz” derken o şeyin doğuracağı sonuçlara birini maruz bırakmak gerçekten özgürlük olabilir mi?
Kuralsızlık ve sınırsızlık hiçbir zaman özgürlük değildir! İnsanı bile insan yapan kişisel kuralları, kırmızı çizgileri ve sınırlarıdır. Benim sınırlarım yok diyen bir insan, evinin kapısını sonuna kadar açık bıraksın o zaman, her isteyen onun evine özgürce girip çıkabilsin. Arabasının anahtarını üzerinde bıraksın, isteyen özgürce kullansın ne olacak? Maalesef sınırlar koymanın özgürlüğümüze ters bir şey olduğunu, her şeyin sadece kendi istediği gibi olmasının özgürlük olduğunu zannedenler var. İnsanlar patavatsızlığı açık sözlülük, laubaliliği samimiyet, kınamayı ve ayıplamayı eleştiri zannettiğinden beri bunları özgürlük sayar oldular. Kendini üstün görüp karşısındakini aşağılamayı özgüven, istedikleri gibi birilerine hakaret etmeyi de düşünce özgürlüğü zannettiler. Kendi düşüncesini ve tercihlerini canhıraş savunup, başkalarını düşüncesi, inancı ve tercihleri sebebiyle aşağılamak zaten asıl cahilliktir. Dersini doğru dürüst anlatmayan bir öğretmenin, öğrencisine anlamıyorsun diye kızması ne kadar mantıklıdır? Evladını doğru yetiştirmeyen bir anne, evladının terbiyesinden şikâyet edebilir mi? Yani haksızken, karşındakini suçlayınca haklı olunmuyor! Hep benim dediğim, istediğim doğru diye direterek de haklı olunmuyor! Başkasının sınırlarını ihlal ederek özgür falan hiç olunmuyor. Asıl özgürlük; sınır bilmek, had bilmektir! Beklediğin saygıyı önce göstermektir. Aydın olmak, bilge olmak; önce kendini bilmekten sonra da herkesi saymaktan geçer. Kimse kimseyi sevmek zorunda değildir ama herkes herkesi saymak zorundadır!
Hiç kimse başkasının hakkını gasp ederek kendi hakkını savunamaz. Kimse başkasının çizgisini kısaltarak kendi çizgisini uzatmış olmaz. Hiç kimse aynı inanca, düşünceye ve tercihlere sahip olmak zorunda değildir ve zaten bu farklılığa duyulan saygı özgürlüktür! Sadece kendi fikrini savunup, geri kalan herkesi de bu fikre katılmaya mecbur görmek, özgür düşüneceğim derken kendini o tabuların arasına sıkıştırmaktan başka bir şey değildir. Özgürleşmek için sınırlandırmaya çalışmak, özgürlük değil tutsaklıktır! Neyin tutsaklığı mı? egonun!
Sağlıcakla ve farkındalıkla kalın.
‘’ Aklınıza gelen gelmeyen tüm bağlarınızdan bir akşamcık kopuverin. Yalnız bir akşam kendiniz olun.’’ Hikâyesinden Nuri Bey ve Hasan Bey atıverdiler kendilerini sokağa. Muhabbet ileri olsa gerek beyleri bayları da attılar konuşmalarından. Neon ışıklarda yağmurun altında hızlı hızlı yürüdüler. Anaso
Mutlu haftalar sevgili okurlar. Geçtiğimiz günlerde sınıfımla deyimler konusunu işledik. Bu şekilde giriş yapıyorum ama konumuz bu hafta eğitim olmayacak. Nereden tutarsanız orada kalacak bir konudan bahsedeceğiz. Deyimler ile başladım çünkü bir deyim üzerine konuşmak istiyorum. Kimi zaman çok sevd
Merhabalar, mutlu haftalar değerli okurlar. Geçtiğimiz günlerde haberler arasında gezinirken bir habere denk geldim. Haberin içeriği,eğitim alanında ülkeler arasında yapılan bir değerlendirme de Türkiye’nin sıralaması. Yıllardır aşina olduğumuz bir haber aslında. İçeriği şu şekilde; ‘’PISA 2022 Düny
ÖĞRETMEN; ‘’Hiçbir şey olamazsan, öğretmen ol.’’ Öğretmen, üç ay boyunca yatan kişi. Kadınlar için en uygun meslek. Dört yıl öğretmenlik eğitimi alıp mülakata tabii tutulan kişi. Öğretmenlik dışında herhangi bir bölüm bitirip mülakatsız öğretmenlik yapabilen kişiler ile aynı sıfatı taşıyan ki
Onunla henüz okula gitmezken tanıştık. Kimi zaman onu bir balkonun pervazında rüzgâra meydan okurken kimi zaman bir ceketin yakasında parlarken gördük. Televizyonda izledik, haberlerde dinledik. Çok önemli biri olmalıydı. Kim olduğunu merak ettik. Sorduk, öğrenmeye çalıştık. Ülkenin kurtarıcısı, cum
Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Halk otoritesinin, halk gücünün üstünde hiçbir güç tanımayarak halkı egemen kılmış yüce Türk Atatürk’eyine yeniden ant içerek başlıyorum. Ne mutlu bir asırdır cumhuriyetin gölgesinde yaşayan bizlere. Cumhuriyet