İnsanın mutluluğu yakalaması bir şans mıdır? Mutlu olmak gibi başarılı olmak da şansın yüzüne güldüğü insanların hak ettiği bir şey midir? Kimdir peki bu şanslı insanlar; şanslı mı doğarlar ve her konuda şansları yaver mi gider, yoksa şansı kendileri mi meydana getirirler? Aklımızda mutlu ve başarılı olmaya dair bir yığın deli sorular! Bir nebze olsun cevap bulabilmek adına şanslı insanları inceleyelim mi?
Hepimizin çevresinde mutlaka vardır böyle insanlar. Hatta bazen birileri için bu insanlar fazlasıyla can sıkıcıdır, neden mi? Çünkü bu insanlar garip bir şekilde hep mutludurlar, işleri her zaman rast gider ve adeta hiçbir dertleri tasaları yokmuş gibi yaşarlar. Şimdi hayatında mutluluğu yakalayamamış bir insanın açısından bakınca, evet oradan bakınca biraz can sıkıcı görünebilir. Pekâlâ, gerçekten bu insanlar şanslı mı doğdular dersiniz? Birçok kişinin yakasını bırakmayan olumsuzluklar neden bu insanlara hiç uğramaz acaba? Ya da bu sadece bize görünen kısmı olabilir mi? Bu hayatta kesin olan şey şudur ki; o da sıkıntısız ve sorunsuz insan yoktur, olamaz! Evet, kabul ediyoruz bazı insanlar çok büyük sorunlarla boğuşurken, bir başkası son derece hayatı tıkırında yaşıyor gibi görünebilir. Öncelikle hayatımızda yaşadığımız olayları ve hayatımıza aldığımız insanları biz seçeriz. Elbette bizim kararımız ve irademiz dışında bir mutlak kader vardır onu şüphesiz kabul ediyoruz. Örneğin; ne zaman doğacağımız, anne babamız, hayatımızın ne zaman son bulacağı bizim seçimimiz değildir. Bunlar Allah’ın bizim için takdir ettikleridir. Bunlar bazen ödülümüz bazen de imtihanımız olabilecek şeylerdir. Fakat var oluşumuz ve yok oluşumuz arasında bizim için takdir edileni nasıl karşılayacağımız bizim seçimimizdir. Ve aslında muallâk kaderi bu seçimler meydana getirir ve asıl yaşamımızın büyük kısmını bunlar oluşturur. Yani insan iradesi dışında yaşadığı birçok şeyi avantaja da dezavantaja da dönüştürebilir. Dolayısıyla şansını da şanssızlığını da kendisi meydana getirir. Her şeye rağmen mutlu olmanın yolunu aramak ve bulmak da kendi elindedir, hayatı kendine zehretmek de!
Ama inanın işin püf noktası tamamen kendi için takdir edilene razı olmaktır. Çünkü hayatımızdaki yüzde doksanlık dilimi şekillendirmek için, yüzde onluk bizim için takdir edilen kısmı kabul etmek gerekir. Yani insan belki şanslı doğmaz ama kendi şansını doğurabilir! Yeter ki onun için takdir edilene küsmesin!
Sağlıcakla ve farkındalıkla kalın.