Hadi gelin bugün sizinle insan insana, insan olmayı konuşalım! Şimdi elinizi kalbinize götürün ve ona şu soruyu sorun; “huzurlu musun?” Emin olun o size doğruyu söyleyecektir, tabi siz onu susturmazsanız! İçini nelerle doldurduğunuzu, vicdan odasını tıka basa çöplüğe çevirdiğinizi, olumsuz duygularla üzerine kabuk ördüğünüzü söylerse sakın alınmayın. O sizi hep uyardı! Yastığa başınızı her koyduğunuzda, önünüze muhasebe defterlerini koydu ama siz çabucak uyudunuz!
Sevme dediğini sevdiniz tahtın başına geçirdiniz. Sonra o sevdiğinizden nefret ettiniz yine merkezine onu getirdiniz! O sevginin yeriydi siz en olmayacak insanların öfkesiyle, nefretiyle ağzına kadar doldurdunuz. Onun kırgınlığı, bunun kızgınlığı, içerisi çarşamba pazarına dönmüş; huzuru ara ki bulasın? Şimdi soruyorum size; bunu kendinize neden yaptınız? Kalbinizden çıkaramadığınız insanları hayatınızdan nasıl çıkaracaksınız? İçinizden öfkeyi atamadıkça, merhameti ve huzuru yer bulup da nereye koyacaksınız? Hani siz kendinizi birileri için yiyip bitirirken ve onların ruhu duymazken, kendinize ettiğinizi hiç görmediniz ya! İçinizdeki öfke öyle bir hal aldı ki; siz çitiledikçe köpürdü de köpürdü! Kalbimiz de bunun içinde boğuldu. Şimdi elinizi kalbinize koydunuz ve sordunuz ya; gerçekten onu duymayı başarabildiniz mi? Kendinizi kandırmadan, yalansız dolansız ona cevap verin hadi! Gerekirse özünü unuttuğunuz için ondan özür dileyin. İnsanın öfkesi merhametini gölgeliyormuş değil mi? Vicdanını önce kendinden yana kullanmalı ki herkese ve her şeye vicdanlı olsun. En değerli duygu sevgi dedik ya, o zaman insan kendini sevmeyi öğrenmeli ki herkesi sevebilsin. O çer çöp herkesin derdiyle doldurduğu kalbini hepsinden temizlesin ki; makamı asıl sahibine layık kılsın.
İnsan olmaktan konuşacaktık ya hani? İşte o insanlık önce kalpte başlar. En güzel duyguların yerini hiçbir kötü duyguyla ihlal etmeyelim ki; Rabbimizden ve insanlıktan uzaklaşmayalım. Her şeyi vicdanımıza soralım önce, o rahatsa mesele yoktur. İnsan vicdanı susarsa zaten asıl o zaman insan olmayı unutur! Biz hunharca kalabalık içinde, insan azınlığında; insan kalma mücadelemiz devam ettiği sürece varız! İnsan olmayı bize kalbimiz öğrettiyse eğer; o zaman onu huzura eriştirmek ilk vazifemiz olmalı! Hem de bir an önce, o bizi yarı yolda bırakmadan!
Sağlıcakla ve farkındalıkla kalın.