Yaklaşık 160 bin ışık yılı uzağındaki SNR 0509-67.5 adıyla bilinen süpernova kalıntısı, bir yıldızın iki patlama yaşadığına dair ilk doğrudan kanıtı sundu. Bulgular, evrenin genişleme hızını ölçme ve kimyasal evrim varsayımlarını değiştirebilir.
Haber Giriş Tarihi: 03.07.2025 21:01
Haber Güncellenme Tarihi: 03.07.2025 21:30
Kaynak:
Haber Merkezi
Bilim dünyası, yıldızların yaşam döngüsüne dair ezberleri bozan yeni bir keşifle karşı karşıya. SNR 0509-67.5 adıyla bilinen ve Dünya'dan yaklaşık 160 bin ışık yılı uzaklıkta bulunan devasa bir süpernova kalıntısı, astronomlara şaşırtıcı veriler sundu. 23 ışık yılı genişliğinde parlayan bir küre şeklinde gözlenen bu kalıntı, ilk kez bir yıldızın ardı ardına iki patlama yaşadığına dair doğrudan kanıtlar ortaya koydu.
YILDIZ, TEORİK SINIRI GÖRMEDEN YOK OLDU
Söz konusu yıldız, bir zamanlar Güneş kütlesinde ancak Dünya boyutlarında bir beyaz cüceydi. Mevcut teorilere göre, böyle yıldızlar Type Ia tipi süpernovaya dönüşebilmek için “Chandrasekhar sınırı” olarak bilinen yaklaşık 1.4 Güneş kütlesine ulaşmalıydı. Ancak elde edilen veriler, SNR 0509’un bu sınırı aşmadan yok olduğunu gösteriyor.
Yeni Güney Galler Üniversitesi’nden astrofizikçi Priyam Das liderliğindeki araştırma ekibi, yıldızın yüzeyindeki ince helyum tabakasının küçük bir patlamayla tetiklenip, içerdeki karbon-oksijen çekirdeğinde ikinci bir büyük patlamaya yol açtığını tespit etti. Bu zincirleme reaksiyon, yıldız daha düşük kütledeyken bile tamamen parçalanmasına neden oldu.
MUSE, ÇİFT PATLAMANIN İZLERİNİ ORTAYA ÇIKARDI
Avrupa Güney Gözlemevi’ne bağlı MUSE (Çok Birimli Spektroskopik Keşif Aracı) teleskobu, süpernova kalıntısındaki ışığı yüksek çözünürlükte analiz ederek çarpıcı detaylar sundu. Tespit edilen çift kalsiyum halkası ve bunların arasında yer alan sülfür halkası, yalnızca teorilerde yer alan “çift patlama” senaryosunun gerçekte yaşandığını gösterdi. Bu düzenli yapılar, tekil patlamalarda veya yıldız çarpışmalarında gözlenmeyen bir fenomen.
Çalışma, Type Ia süpernovaların standart enerji yayımı modeline yeni bir bakış açısı kazandırıyor. Çünkü çift patlamalarda açığa çıkan enerji, madde miktarı ve oluşan elementlerin dağılımı farklılık gösteriyor. Bu da, evrenin genişleme hızını ölçmede kullanılan süpernova verilerine dair varsayımların yeniden değerlendirilmesini gerektirebilir.
DEMİRİN VE KALSİYUMUN KAYNAĞI: ALT KÜTLELİ PATLAMALAR
Bu tür patlamalar sadece evrenin dinamikleri için değil, kimyasal evrimi için de kritik öneme sahip. Çünkü Dünya’daki demir ve kalsiyum gibi ağır elementlerin büyük kısmı, bu tarz yıldız patlamalarının ürünü. Alt kütleli çift patlamalar sayesinde, yeni doğacak yıldız ve gezegenlerin bileşiminde önemli değişimler meydana geliyor.
YENİ KALINTILAR İÇİN GÖZLER GÖKYÜZÜNDE
Araştırmacılar şimdi benzer özellikte başka süpernova kalıntılarını incelemek üzere Büyük Macellan Bulutu ve Samanyolu’nda taramalara başladı. MUSE benzeri teleskoplar yardımıyla daha fazla çift halka örneğine ulaşılırsa, bu olayların nadir değil, sanıldığından çok daha yaygın olabileceği düşünülüyor.
On yıllardır kuramsal düzeyde kalan “helyum kaynaklı tetikleme” hipotezi, bu bulgularla birlikte somut şekilde kanıtlanmış oldu. Gelişen gözlem teknolojisi ve sabırlı bilimsel takiple, evrenin sırları birer birer açığa çıkıyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Uzayın derinliklerinden gelen sürpriz
Yaklaşık 160 bin ışık yılı uzağındaki SNR 0509-67.5 adıyla bilinen süpernova kalıntısı, bir yıldızın iki patlama yaşadığına dair ilk doğrudan kanıtı sundu. Bulgular, evrenin genişleme hızını ölçme ve kimyasal evrim varsayımlarını değiştirebilir.
Bilim dünyası, yıldızların yaşam döngüsüne dair ezberleri bozan yeni bir keşifle karşı karşıya. SNR 0509-67.5 adıyla bilinen ve Dünya'dan yaklaşık 160 bin ışık yılı uzaklıkta bulunan devasa bir süpernova kalıntısı, astronomlara şaşırtıcı veriler sundu. 23 ışık yılı genişliğinde parlayan bir küre şeklinde gözlenen bu kalıntı, ilk kez bir yıldızın ardı ardına iki patlama yaşadığına dair doğrudan kanıtlar ortaya koydu.
YILDIZ, TEORİK SINIRI GÖRMEDEN YOK OLDU
Söz konusu yıldız, bir zamanlar Güneş kütlesinde ancak Dünya boyutlarında bir beyaz cüceydi. Mevcut teorilere göre, böyle yıldızlar Type Ia tipi süpernovaya dönüşebilmek için “Chandrasekhar sınırı” olarak bilinen yaklaşık 1.4 Güneş kütlesine ulaşmalıydı. Ancak elde edilen veriler, SNR 0509’un bu sınırı aşmadan yok olduğunu gösteriyor.
Yeni Güney Galler Üniversitesi’nden astrofizikçi Priyam Das liderliğindeki araştırma ekibi, yıldızın yüzeyindeki ince helyum tabakasının küçük bir patlamayla tetiklenip, içerdeki karbon-oksijen çekirdeğinde ikinci bir büyük patlamaya yol açtığını tespit etti. Bu zincirleme reaksiyon, yıldız daha düşük kütledeyken bile tamamen parçalanmasına neden oldu.
MUSE, ÇİFT PATLAMANIN İZLERİNİ ORTAYA ÇIKARDI
Avrupa Güney Gözlemevi’ne bağlı MUSE (Çok Birimli Spektroskopik Keşif Aracı) teleskobu, süpernova kalıntısındaki ışığı yüksek çözünürlükte analiz ederek çarpıcı detaylar sundu. Tespit edilen çift kalsiyum halkası ve bunların arasında yer alan sülfür halkası, yalnızca teorilerde yer alan “çift patlama” senaryosunun gerçekte yaşandığını gösterdi. Bu düzenli yapılar, tekil patlamalarda veya yıldız çarpışmalarında gözlenmeyen bir fenomen.
EVRENİN GENİŞLEME HESAPLARI YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLECEK
Çalışma, Type Ia süpernovaların standart enerji yayımı modeline yeni bir bakış açısı kazandırıyor. Çünkü çift patlamalarda açığa çıkan enerji, madde miktarı ve oluşan elementlerin dağılımı farklılık gösteriyor. Bu da, evrenin genişleme hızını ölçmede kullanılan süpernova verilerine dair varsayımların yeniden değerlendirilmesini gerektirebilir.
DEMİRİN VE KALSİYUMUN KAYNAĞI: ALT KÜTLELİ PATLAMALAR
Bu tür patlamalar sadece evrenin dinamikleri için değil, kimyasal evrimi için de kritik öneme sahip. Çünkü Dünya’daki demir ve kalsiyum gibi ağır elementlerin büyük kısmı, bu tarz yıldız patlamalarının ürünü. Alt kütleli çift patlamalar sayesinde, yeni doğacak yıldız ve gezegenlerin bileşiminde önemli değişimler meydana geliyor.
YENİ KALINTILAR İÇİN GÖZLER GÖKYÜZÜNDE
Araştırmacılar şimdi benzer özellikte başka süpernova kalıntılarını incelemek üzere Büyük Macellan Bulutu ve Samanyolu’nda taramalara başladı. MUSE benzeri teleskoplar yardımıyla daha fazla çift halka örneğine ulaşılırsa, bu olayların nadir değil, sanıldığından çok daha yaygın olabileceği düşünülüyor.
On yıllardır kuramsal düzeyde kalan “helyum kaynaklı tetikleme” hipotezi, bu bulgularla birlikte somut şekilde kanıtlanmış oldu. Gelişen gözlem teknolojisi ve sabırlı bilimsel takiple, evrenin sırları birer birer açığa çıkıyor.
Kaynak: Haber Merkezi
Son Haberler
15 Temmuz: Bir milletin demokrasi destanı!
Türkiye geneli yol durumu | Sürücülere kritik uyarı: Hangi yollar kapalı olacak? 15 Temmuz 2025
Bursa'da 15 Temmuz Şehitleri dualarla anıldı!