Para değil, yürek işi!

Elif KUŞ

Maral bu uğurda savaşmanın "Para işi değil, yürek işi" olduğunu dile getirdi.  Sezer Maral amatör kulüplerde futbol oynayarak buralara kadar gelen nadide bir isim. Tam 12 yılını antrenörlüğe vermiş. Bursa Hayat Gazetesine bu işin kökeninde aslında bir sevdanın bir aşkın hatta karakterin olduğunu dile getirerek Bursa Hayat'a çok özel açıklamalarda bulundu.  

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Sezer Maral. 1977 Orhaneli Bursa doğumluyum. Daha önce benzer kulüplerde futbol oynadım. Yaklaşık 12 senedir de antrenör olarak devam ediyorum. Futbol öyle bir duygu ki tarifi zor anlatması zor bir duygu. Yıllarımı bu uğurda harcamış birisi olarak oldukça da gururluyum.

Bursa Dağgücü ile ilgili hedefleriniz nelerdir?

Yaklaşık 2 senedir Dağgücüspor Antrenörlüğü yapıyorum. İlk geldiğim sene küme düştük. Ertesi sene 2015- 2016 sezonunda namağlup şampiyon olarak çıktık. Geçen sene ki süreçte orta sıralarda tutunmaya çalıştık. Bu sene ki hedefimiz de öncelikli olarak ligde kalabilmek. Çünkü 1. kümedeyiz aynı zamanda düşme riskimiz de var. Böyle bir Lig.  Orta sıralarda tutunup ondan sonraki süreçte yerimizi garantileyip sonra üste doğru zorlamak ve mücadele etmek. Kulübümüzün daha önce ki alt yapısıyla ilgili genç takımlarımız vardı maddi destek göremediğimiz için genç takımlarda o boyutları yakalayamadık. Bu sene sadece A takım finansmanında devam ediyoruz maçlarımıza.

Kulübün ekonomik durumu nasıl?

Kulübün ekonomik durumu şöyle, Bizim bir halı sahamız veya herhangi bir kafeteryamız yok vb. gelir sağlayıcı yapılanmamız yok. Kulüp başkanının biraz kendi cebinden biraz da DAĞDER DAĞGÜCÜ adı altında halı saha futbol turnuvaları düzenleyerek yapılan ve oradan gelen gelirle futbolcuların yol masraflarını, yemek masraflarını aylık cüz-i bir miktarda da olsa kendi maaşları var futbolcuların. Bunları elde ederek sponsorlar forma desteği, eşofman desteği alarak yolumuza devam etmek istiyoruz.  Hiç bir şekilde kalıcı, sezon sonuna kadar bizi ayakta tutacak bir gelire sahip değiliz. O yüzden bunların da sıkıntılarını dönem dönem ciddi anlamda yaşıyoruz. Hem maddi anlamda hem de futbolcu kalitesi bazında. Yani kaliteli bir futbolcu yarışmacı bir Lig'de kafa kafaya gitmek istiyorsan şampiyonluğa yürümek istiyorsan maddi gelirinin olması gerekiyor. Ona göre kalibre yetenek daha kaliteli daha tecrübeli futbolcular transfer edip yola o şekilde çıkmak lazım. Ben elimdeki futbolcu kadromdan da memnunum. Paranın alamayacağı şeyler var bizde. 'Karakter' gibi. Özgüvenliyiz, mücadeleciyiz, çocuklar çok fedakar ve cefakar. 

Kadronuzdan biraz bahseder misiniz?

Futbolcularımız, kadromuzun çoğu çalışan kesim. Kimisi evli kimisi bekar kimisi üniversite okuyor. Kimisi ise lise yaşlarında. Kalecilerimiz var 1. Amatör kümede oynattığımız 1998-1999'lu, daha genç takım diyebileceğimiz yaşlara tutan, buna rağmen A takımda onlara güveniyoruz. Onları oynatıyoruz. Yolumuza bu şekilde devam etmeye çalışıyoruz. Az önce bahsettiğim paranın alamayacağı şeylerden birisi 'karakter' demiştik, işte o bizde mevcut. Karakterli futbolculardan oluşan bir takımız. Çok özverililer. Geliyorlar gidiyorlar hiçbir zaman 'Maaşımızı alamadık, yol paramızı alamadık' vb. şeyler ile karşımıza hiç çıkmadılar. Geldikleri süre içerisinde yetenekleri doğrultusunda sahaya yüreğini koyup bu takımı ligde, bu yarışın içerisinde tutabilmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu yüzden çocuklarımıza sizlerin huzurunda teşekkür ederim. Çok karakterli kadro ile çalışıyorum onun altını çizmek isterim.

Kulüpten büyük takımlara transfer durumu oldu mu?

Kulübe geldiğimizden beri alt yapımızdan iki tane kaleci verdik. Profesyonel takımlara değil ama bir üst Liglere. Geçen sene bizde devam eden birkaç arkadaşımız süper amatörün takımlarından Milletspor'a Duaçınarspor Kulübü'ne buralara transferlerimiz oldu. Bizde ki futbolcularda tabiri caizse kıpırdayanlar olduğunda üst kulüplerden de talep geldiğinde hiçbir şekilde çocukların önünü kesmiyoruz. Aksine daha çok önlerini açıp gönderiyoruz. Daha iyi yerlerde oynayıp vitrin yapsınlar istiyoruz. Hatta ve hatta çok daha iyi paralar kazansın istiyoruz. Çünkü biz 1. Amatör Küme'deyiz bizim rakamsal boyutumuz süper amatöre göre çocukların maaşı bazında peşinatları bazında daha yüksek, oralara gönderip oralarda maddi anlamda kazanmalarını istiyoruz. Kendilerini gösterebilmeleri için her türlü pozisyonu sağlamaları taraftarıyız. Tamamen çocukların geleceklerine yönelik opsiyon tanıyıp şartlarda uyduğu sürece gönderiyoruz.

Takım içerisindeki uyumu nasıl sağlıyorsunuz?

Ben Hak'tan korkan bir insanım. Onun için hiçbir futbolcunun hakkını hiçbir futbolcuya yedirmiyorum. 1999 doğumlu futbolcu da aynı, 1989 doğumlu da aynıdır benim gözümde. Yani bu adam tecrübeli ve yahut başka kulüpten geldi diyerek bir ayrımcılık söz konusu bile olamaz. Bizde Dengesizlik yok. 1999 doğumlu futbolcu iyiyse 1989 doğumlu futbolcu ona partner olduğu için iyidir. Bunu da göz önünde bulundurduğumuz için 'Maaşsal' bazda 300 buna 200 ona gibi yapmıyoruz. Herkes eşit olduğunu zaten buradan anlıyor. Çok şeffafız zaman zaman çalıştığımız kulüplerde de bunları gördük. Çocukların maaşını bile zarfa koyup kafalarında bir soru işareti bırakmıyoruz. İsim bazında harfe uygun şekilde çağırıp maaş gününde Başkanımız Mehmet Arslan ile birlikte veriyoruz.

Dağgücü'nün bu sezon için durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Geçen sene lige yeni çıkmıştık. Ne kadar iyi antrenör olursan ol bugün Louis Van Gaal de olsan futbolcuyu nereye kadar hazırlayabilirsin... Boyun hizasına kadar. Beynine giremezsin. Her ne kadar sezonun zorlu geçeceğini, kümeye düşme var kalma var ligin her alanında hedef var onun için işi sıkı tutsak desek de futbolcu yaşamadan bunu anlamıyor. Bunları defalarca anlattık, anladıklarında da biraz geç oldu. Bu da bizi demoralize etti özgüvenimizi sarstı. Bu sezon, işi iyi sıktık. Geçen seneki durumdan epey ders çıkarttık. İlk iki maç galip bitirdik. Takımın bireysel yeteneği ve takıma yön veren skor taşıyan birkaç futbolcumuz ağır sakatlıklar geçirdi. Maçların ve fikstürün sıkışmasıyla bu sakatlıklardan yararlanamadık. Futbolcularımıza inanıyoruz. Allah izin verirse bu haftadan itibaren çıkışa geçeceğiz. Kendime ve çocuklarıma güveniyorum. Biz elimizden geleni yapacağız, takdir Allahın artık.

Kulüp Başkanı ile uyumunuz nasıl?

Kulüp Başkanımız Mehmet Aslan çok fedakar ve cefakar gerçekten. Bu da aramızdaki uyumun baş mimarı aslında. Her zaman elinin taşın altında gördüğümüz bir başkan. Çocuklarına ayırmadığı vakti kulübe ayırıyor. Onun altını çizmeden geçemem. 3 senedir maddi manevi kulübe çok fazla kenetli. Onunla çalıştığım içinde şanslı antrenörlerden birisiyim. İşime karışmıyor ve bana güveniyor yaptığım işlere her zaman saygı duyar. Bir diğer etken de bu. Hal böyle olunca da uyum içerisinde olmamak mümkün değil.

Belediye ve derneklerden destek görüyor musunuz?

Öncelikle biz dört ilçe ve köylerini temsil ediyoruz. Bunun gururunu da her zaman yaşıyoruz fakat, yöreyi temsilen çok destek aldığımızı söyleyemeyeceğim. DAĞDER'in bir desteği olmuştu, 2015-2016 sezonunda şampiyon olduğumuzda şampiyonluk pirimi için. DAĞDER bu parayı temin etti. Ve futbolculara bu primi verdim. Onun haricinde bizim aldığımız bir maddi destek görmüyoruz.

Ülkemizde şike skandalı var maalesef. Amatör Lig'de de var mı?

Aslında bu üst Liglerde nasılsa alt Liglerde de aynı. Hani derler ya balık baştan kokar. Bu net bir şekilde amatör kulüpte de devam ediyor. Ben antrenörlük hayatım boyunca hiç yapmadım, hiç kimseye de önümüzde ki maçı bize verin gibi şeyler demedim. Yani sen doğru çalışırsan Allah sana yardım ediyor. Lobisi olan takımlar var daha çok para harcayan, daha fazla alt yapısı olan, sahada ki yönetim şeklinden ötürü korunan takımların olduğu lanse ediliyor. Hissediliyor zaten bu. Ne yazık ki bu her yerde var. Büyük takımlarda yaşanan durumlar burada da oluyor.

Futbol nasıl bir anlam içeriyor sizin için?

'Yetenek' tamamen 'Yetenek'. Ne kadar koşarsan koş ne kadar mücadele edersen et, yetenek bazen o emeğe galip gelebiliyor. Bunun en net örneğini amatörle bağlantılı değil ama profesyonel bazda Akhisar takımı Türkiye Liginin en fazla koşan en fazla kopmak oynayan takımı. Bu hafta Alanyaspor'a 4-0'lık bir skorlar mağlup oldu. Sebebi de şu, Alanyaspor'un öndeki dörtlüsünün yetenekleri. Fiziksel koşuya, yeteneğe, güce, galip geldi. Yetenek orada koşuya hırsa ve birçok şeyi geride bıraktı. İşte futbol çok karma karışık bir duygu. Bir kere tutulduğun zaman bir daha geri dönüşü yok. Zaman zaman futbol size öyle şeyler yaşatıyor ki, mutluluktan ağlattığı gibi sinirden de delirtmeye kadar gidebiliyor.