Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yazar

Bursa Hayat Gazetesi - Yazar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yazar haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bursa’da yazar Hidayet Karakuş’un yeni romanı üzerine söyleşi Haber

Bursa’da yazar Hidayet Karakuş’un yeni romanı üzerine söyleşi

Nilüfer Belediyesi’nin her ay düzenlediği Edebi Kazılar söyleşilerinin bu ayki konuğu, ünlü öğretmen, yazar ve şair Hidayet Karakuş oldu. Akkılıç Kütüphanesi’nde gerçekleşen etkinlikte Karakuş, son romanı “Bana Bir Resmini Yolla” üzerine edebiyatseverlerle keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi. Moderatörlüğünü Nahit Kayabaşı’nın yaptığı etkinlik, edebiyat dünyasına katkı sağlayan bir sohbet havasında geçti. ROMANI 20-25 YIL DÜŞÜNDÜ Hidayet Karakuş, 1931-1938 yıllarındaki Cumhuriyet dönemi koşullarını ve bu dönemdeki toplumsal değişimi anlatan son romanı hakkında konuştu. Karakuş, romanın çıkış noktasını paylaşırken, “Bu romanı 20-25 yıldır düşünüyorum. Yazma süreci de 2 yılı geçti. Babamın, 1931’de Diyarbakır’da askerliği bitirdikten sonra, 58 yıl boyunca arkadaşıyla mektuplaşması beni çok etkilemişti. Ben de bu mektuplaşmalar üzerinden, o dönemdeki Cumhuriyet devrimlerinin köylere ve kasabalara nasıl yansıdığını anlatmak istedim” dedi. CUMHURİYETİN DEVRİMLERİ VE TÜRK ROMANI ÜZERİNE Karakuş, Cumhuriyet'in devrimlerinin Türkiye'ye getirdiği yenilikleri ve insanımıza sağladığı olanakları vurgulamak istediğini belirtti. “Bugünkü yaşamımızı ne şekilde sürdürüyorsak, Cumhuriyet’e borçluyuz,” diyen Karakuş, bu mesajı romanında da aktarmaya çalıştığını ifade etti. “TÜRK ROMANINI YAZMAYA ÇALIŞTIM” Yazar, roman yazım tekniği hakkında da açıklamalarda bulunarak, “Biz romanı Batı’dan aldık. Ancak bizdeki romanlar, Batı'dan farklı bir yanı olan, halkımızı ve insanlarımızı anlatan eserlerdir. Ben de bu yüzden, diliyle, anlatımıyla, kurgusuyla bizim olan Türk romanını yazmaya çalıştım. Yaşar Kemal’de de bu özellik vardır” dedi. EDEBİYATSEVERLER YOĞUN İLGİ GÖSTERDİ Söyleşi sonunda, Hidayet Karakuş okurlardan gelen soruları yanıtladı ve kitaplarını imzalayarak etkinliğe katılanlarla daha yakından bir araya geldi.

Yazar Muhsine Arda, Bursa’da "Erkek Gibi Kadın" kitabını anlattı Haber

Yazar Muhsine Arda, Bursa’da "Erkek Gibi Kadın" kitabını anlattı

Osmangazi Belediyesi’nin kültür ve sanat etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen söyleşi ve imza günlerinin son konuğu, ünlü yazar Muhsine Arda oldu. Osmangazi Belediyesi tarafından yeni açılan İsmail Hakkı Tonguç Şiir Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen söyleşiye yoğun ilgi gösterildi. Şiir severlerle bir araya gelen Yazar Muhsine Arda, şiir tadında bir sohbetin ardından kitaplarından şiirler okuyarak katılımcılara keyifli anlar yaşattı. Yazar Arda, “Erkek Gibi Kadın” olmanın tanımını yaptığı söyleşisinde, katılımcılara feminizm ve kadın hakları üzerine önemli mesajlar verdi. Arda, şiire nasıl başladığını ve kendisini şiire yönlendiren etmenleri anlatırken, "Beni şiire, güzel şiirleriyle Yunus Emre başlattı. Babam da Köy Enstitüleri’nde öğretmendi. Bizim evlerimizde geceleri şiir, roman ve öyküler okunurdu" dedi. Şiire küçük yaşlarda başladığını belirten Arda, "Şiire küçük yaşta başlarsanız, o sizi tutar ve bırakmaz. Günün birinde de benim gibi şiir kitapları yazan insanlar olursunuz" ifadelerini kullandı. FEMİNİZM VE KADIN HAKLARI ÜZERİNE VURGULAR Söyleşi sırasında genç kızlara feminist olmaları tavsiyesinde bulunan Yazar Arda, feminizmi insan hakları çerçevesinde ele aldığını belirtti: "Feminist olmalarını istiyorum ama feminizmin tarifini yapmak zorundayız. İnsan hakları çerçevesinde kadın haklarını savunuyorum. Bir erkeğin neye hakkı varsa benim de ona hakkım var." Arda, hayatındaki örneklerden ve kadınların iş hayatındaki eşitsizliklerinden de bahsederek, "Feminizm demek artistlik yapmak değil, insan olarak birlikte yaşamak. Erkek mühendis 5 bin lira alıyorsa, kadın mühendis de 5 bin lira alacak" dedi. KİTAP İMZA GÜNÜNE YOĞUN İLGİ Düzenlenen söyleşinin ardından Yazar Muhsine Arda, katılımcılara "Erkek Gibi Kadın" kitabını imzalayarak etkinliği sonlandırdı. Katılımcılar, Arda’nın imzasını alırken, yazarın kitapları ve şiirleri üzerine sohbetler de devam etti.

Ali Poyrazoğlu kimdir? Ali Poyrazoğlu'nun hayatı ve biyografisi... Haber

Ali Poyrazoğlu kimdir? Ali Poyrazoğlu'nun hayatı ve biyografisi...

Ali Poyrazoğlu oyunculuk kariyerine İstanbul Şehir Tiyatroları'nda başladı. Pek çok tiyatro oyununda oynadı. Çeviriler yaptı, yaptığı ilk çeviri kitabını Arslan Kaynardağ bastı. Eser Luigi Pirandello'nun bir oyunuydu. Oynadığı tiyatrolar arasında Dormen Tiyatrosu, Kent Oyuncuları, Ulvi Uraz Tiyatrosu, Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu vardır. 1972 yılında Poyrazoğlu Tiyatrosu'nu kurdu. New York Broadway'de sahnelen Pera Palas adlı oyunda İngilizce başrol oynadı. Ali Poyrazoğlu, 70'li yıllarda TRT'de canlandırdığı "Ali Uyanık" tiplemesiyle geniş kitleler tarafından tanındı. Canlı yayında durum komedisi oynayan Poyrazoğlu yıllar sonra Halit Kıvanç'a yaptığı itirafta "TRT bizim için okul oldu. Benden canlı yayında skeç oynamamı istediler. Ben yaptığım işin sit-com olduğunu sonradan öğrendim. Ali Uyanık haksızlıklara karşı çıkan bir tiplemeydi." demiştir. 80'li yıllarda çeşitli müzikallerde rol aldı. Yeşil Kabare'de sahne alırken, Adile Naşit, Yıldız Kenter, Zeki Müren, Müjdat Gezen, Ferdi Özbeğen, Sezen Aksu, Rasim Öztekin gibi dev isimlerle aynı sahneyi paylaştı. Ayşen Gruda, Bülent Kayabaş, Nilgün Belgün, Korhan Abay gibi isimlerle Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nda yazıp yönettiği çeşitli oyunlarda birlikte rol aldı. 2013 yılında Akşam gazetesinden Olcay Ünal Sert'e konuşan Ali Poyrazoğlu; "Yeşil Kabare'yi borç harç açtım, dekorasyonu yaptım. Şaka, hiciv, alay, dram her şey mevcut ama stand-up yok o zamanlar, ayaküstü geyik, her şey mevcut." diyerek o dönemi anlatıyor. 2000'li yıllardan itibaren Bizim Sınıf, Ben Eskiden Küçüktüm, Sağlık Olsun, Havada Bulut, Ödünç Yaşamlar, Kobay, Eski Çamlar Bardak Oldu, Tak Tak Takıntı, Asi Kuş, Tamamla Bizi Ey Aşk adlı oyunlarda rol aldı. Ferhan Şensoy'un yazdığı, Ali Poyrazoğlu'nun yönettiği 'Bizim Sınıf' adlı oyunda eğitim sisteminin çürüyen yanlarını sorguladı. Poyrazoğlu bu oyunda Ayşen Gruda, Suzan Aksoy, Özdemir Çiftçioğlu, Onur Şenay, Özden Ayyıldız, Eser Ali Yıldırım ile başrolleri paylaştı. Poyrazoğlu, yazıp yönettiği 'Tamamla Bizi Ey Aşk' adlı oyunda başrolleri Şebnem Özinal ve Melih Ekener ile paylaşırken, "Aşk iki kişilik devrimci bir örgüttür" diyor. Ali Poyrazoğlu, son olarak 'Tak Tak Takıntı' adlı oyunda Madam Arşaluz karakterini canlandırdı. Laurent Baffie'nin eserinden Türkçeye uyarlayarak yönettiği oyunda Melih Ekener, Hasan Akdemir, Eser Ali, Güneş Emir, Aylin Dönmez ve Güneş Berberoğlu ile başrolleri paylaştı.[10] Ali Poyrazoğlu genç sanatçıları bulup keşfetmesi ile de meşhurdur. Sanat dünyasına kazandırdığı isimler arasında Cem Özer, Korhan Abay, Levent Kazak, Levent Tülek, Peker Açıkalın, Nilüfer Açıkalın, Pelinsu Pir, Bora Akkaş, Burak Alkaş, Nur Gürkan, Eser Ali Yıldırım, Güneş Emir ve Hasan Akdemir yer almaktadır.[10] Ali Poyrazoğlu 2012 yılında, şef Gürer Aykal ile birlikte Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası'nda (BİFO), Fransız besteci Georges Bizet'in Carmen operasından bölümleri yönetti. Sanatçı filarmoni orkestrası eşliğinde 'Asi Kuş' oyunundan aryalara da yer verirken sahne şovunu gerçekleştirdi. “Carmen” operasından seçtiği bölümleri yöneten Ali Poyrazoğlu, konserde “Asi Kuş oyunumu simgeliyor” dediği tüylü bir şapka taktı. Sanatçı, “Asi Kuş”u, insanların içindeki Carmen’i ortaya çıkarmaları, kadınların içlerindeki Carmen ile yüzleşmeleri, erkeklerin içlerindeki kadını tanıması, kadınların da içindeki erkeği keşfetmesi için yazdığını belirtti. Sinemaya 1970'te başladı. Ancak 1970'lerin ortasında Türk Sinemasına damga vuran seks filmleri furyasına katıldı. Bu dönemde sadece iki yıl içinde Hop Dedik Kazım, Kadınlar Hayır Derse, Çapkın Kızlar, Canavar Cafer, Deli Deli Tepeli, Çukulata Sevgilim, Kazım'a Ne Lazım, Beş Atış Yirmibeş, Bir Baba Hindi, Çılgın Gençlik, Çilli Yavrum Çilli, Çin İşi Japon İşi, Elma Şekeri, Kokla Beni Melahat, Bulunmaz Uşak, Kayıkçının Küreği, Çifte Kavrulmuş, Mahallede Şenlik Var, Namus Belası, Ne Alsan İki Buçuk gibi filmlerde rol aldı. Ancak daha sonra Yeşilçam'dan tamamen uzaklaştı. Uzun süre sonra 1986'da Asiye Nasıl Kurtulur adlı filmle sinemaya döndü. Mazhar Alanson'la başrolünü paylaştığı ve döneminde oldukça konuşulan bu komedi filminde Şeytan rolündeydi. Arkadaşım Şeytan ile 1989'da 2. Ankara Film Şenliği'nde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu; 9 filmindeki rolüyle ise 2003'te 8. Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri'nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandı. 1998 yılında Kültür Bakanlığı'nca verilen Devlet Sanatçısı unvanını almıştır. Ali Poyrazoğlu, 9, O Şimdi Asker, Abdülhamit Düşerken gibi sinema filmlerinin ardından son olarak 2013 yılında Erkekler adlı filmde başrol oynamıştır. Fetih 1453 sinema filmiyle gişe rekorları kıran Fatih Aksoy'un çektiği film gişede beklenen ticari başarıyı sağlayamadı. TİYATRO OYUNLARI... Az Sonra Ben Eskiden Küçüktüm Beni Unutma! Çılgınlar Kulübü Deliler Boşandı Eski Çamlar Bardak Oldu Gözlerimi Kaparım, Vazifemi Yaparım Hamlet Kobay Koçum Benim Ödünç Yaşamlar Oğlum Çiçek Açtı Sağlık Olsun Satıcının Ölümü Tak Tak Takıntı Uzaktan Gelen Piyano Sesleri Tanımadığım Adamlar Dünyalar Düşenin Dostu Evet Evet Evet Hakkımı Ver Hakkı Havada Bulut Hoşça Kal İstanbul İpteki Kaplumbağa Kelebek Morfin Orkestra Pera Seçimler Yanımdaki Yatak FİLMOGRAFİSİ... 1970: Ölüm Emri 1974: Sokak Şarkıcıları 1972: Gönül Meyhanesi 1972: Acı Sevda 1972: Cevriye'nin Kızları 1973: Gazi Kadın (Nene hatun) 1975: Kadınlar Hayır Derse 1975: Canavar Cafer 1976: Bulunmaz Uşak 1986: Asiye Nasıl Kurtulur 1988: Arkadaşım Şeytan 1995: Yer Çekimli Aşklar 2002: 9 2003: O Şimdi Asker 2003: Abdülhamit Düşerken 2005: Ayın Karanlık Yüzü 2013: Erkekler Yönetmen: 1999: Aile Bağları 2000: Sünnet Holding 2000: İnsanlık Hali TV YAPIMLARI... Ahududu (1974) Kim Bunlar İnsanlık Hali Ali Uyanık Aile Bağları Oğlum Çiçek Açtı Babam 9 Doğurdu Ali Poyrazoğlu, 1960'lı ve 1970'li yıllarda birçok sinema ve tiyatro oyuncusunun yaptığı gibi dönemin modasına uyarak bir de müzik plağı doldurmuştu. 1976 yılında Ali Uyanık adını kullanarak yaptığı bu 45 devirlik vinil plağın A yüzünde Tufaya Bak Tufaya, B yüzünde ise İcabında Fenerbostan adlı parçalar yer alıyordu. 45'lik plak Hop Plak şirketinden çıkmıştı ve 509 etiket numarasını taşıyordu.      

Ziya Osman Saba kimdir? Ziya Osman Saba'nın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri... Haber

Ziya Osman Saba kimdir? Ziya Osman Saba'nın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri...

Ziya Osman Saba, Galatasaray Lisesi'nde eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul Hukuk Fakültesi'ne girdi. Hukuk fakültesini bitirdikten sonra bir süre avukatlık yaptı. Daha sonra çeşitli devlet dairelerinde ve bankalarda çalıştı. 1943 yılında ilk eşi Melahat Hanım'dan ayrıldı. 1944 yılında ise Safiye Ayla ile evlendi. Ziya Osman Saba, 1957 yılında kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. ESERLERİ... Şiir kitapları: 1928: Yedi Meşale (ortak kitap) 1943: Sebil ve Güvercinler 1947: Geçen Zaman 1957: Nefes Almak Öyküleri: 1952: Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi 1957: Değişen İstanbul ZİYA OSMAN SABA'NIN ESERLERİNDE İŞLEDİĞİ KONULAR... Ziya Osman Saba, eserlerinde sade ve yalın bir dil kullanarak evrensel temaları işlemiştir. Şiirlerinde aşk, ölüm, yalnızlık, doğa, vatan sevgisi gibi konuları işlemiştir. Ziya Osman Saba'nın eserlerinde öne çıkan temalar şunlardır: 1. Aşk: Ziya Osman Saba, şiirlerinde aşkı hem romantik hem de tasavvufi bir şekilde ele almıştır. Romantik aşkta sevdiğine duyduğu özlemi ve hasreti dile getirirken tasavvufi aşkta ise Allah'a olan sevgisini ve ona ulaşma arzusunu dile getirmiştir. 2. Ölüm: Ziya Osman Saba, ölümden korkmaz ama onunla yüzleşmekten de çekinmez. Şiirlerinde ölümün kaçınılmaz olduğunu ve her an gelebileceğini hatırlatır. Ölümden sonraki yaşam hakkındaki düşüncelerini de şiirlerinde dile getirmiştir. 3. Yalnızlık: Ziya Osman Saba, modern insanın yalnızlığını şiirlerinde dile getirmiştir. Büyük şehirlerde yaşayan insanların yabancılaşmasını ve birbirinden kopukluğunu anlatır. Yalnızlığa karşı sabır ve tevekkül duygusunu tavsiye eder. 4. Doğa: Ziya Osman Saba, doğaya hayranlık duyan bir şairdir. Şiirlerinde doğanın güzelliğini ve insan üzerindeki etkisini anlatır. Doğanın birer Allah nimeti olduğunu savunur. 5. Vatan Sevgisi: Ziya Osman Saba, vatan sevgisini şiirlerinde dile getirmiştir. Vatanın önemini vurgulamış ve vatan için canını feda etmeye hazır olduğunu ifade etmiştir. Bunlara ek olarak Ziya Osman Saba: Ahlak: Eserlerinde dürüstlük, erdem, haysiyet gibi ahlaki değerleri savunmuştur. Zaman: Zamanın akışkanlığı ve geçmişe özlem gibi temaları şiirlerinde işlemiştir. Bilgelik: Eserlerinde tecrübe ve bilgelikten gelen öğütler vermiştir. ZİYA OSMAN SABA'NIN EDEBİYATIMIZA KATKILARI... Ziya Osman Saba, Yedi Meşaleciler Hareketi'nin kurucularından biridir. Bu akımın temel ilkelerine bağlı kalarak eserlerinde sade ve yalın bir dil kullanmıştır. Kolay anlaşılır bir Türkçe kullanmıştır. Hece ve aruz vezniyle yazmıştır. Şiirlerinde aşk, ölüm, yalnızlık, doğa, vatan sevgisi gibi evrensel temaları işlemiştir. Eserleri günümüzde de ilgi görmeye devam etmektedir.

Zeki Ömer Defne kimdir? Zeki Ömer Defne'nin hayatı, edebi kişiliği ve eserleri... Haber

Zeki Ömer Defne kimdir? Zeki Ömer Defne'nin hayatı, edebi kişiliği ve eserleri...

Zeki Ömer Defne, ilk öğrenimini Çankırı'da tamamladı. Ankara'da Muallim Mektebi'nden mezun olduktan sonra ilkokul öğretmeni olarak göreve başladı. Daha sonra dışarıdan bitirme sınavları yoluyla lise öğretmenliğine geçti. Kastamonu Lisesi'nde Türkçe ve edebiyat öğretmenliği ve yöneticilik yaptı. İstanbul'da Kabataş Lisesi'nde de çalıştı. Sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin Türk dili ve edebiyatı bölümünden 1939 yılında mezun oldu. 1940'tan başlayarak Çınaraltı, Sanat ve Edebiyat, Hareket, Ün, Şadırvan, Edebiyat Dünyası gibi dergilerde şiirleri yayınlandı. Zeki Ömer Defne, 1969'da Galatasaray Lisesi'ndeki görevinden emekli oldu. ESERLERİ... Şiir kitapları: Denizden Çalınmış Ülke (1971) Sessiz Nehir (1985) Kardelenler (1988) Ilgaz Orta Anadolu Ziller Çalacak ZEKİ ÖMER DEFNE'NİN ESERLERİNDE İŞLEDİĞİ KONULAR... Zeki Ömer Defne, milli edebiyat akımının önemli temsilcilerinden biridir. Bu akımın temel ilkelerine bağlı kalarak eserlerinde vatan sevgisi, milli değerler, Anadolu kültürü ve doğası gibi temaları işlemiştir. Zeki Ömer Defne'nin eserlerinde öne çıkan temalar şunlardır: 1. Vatan Sevgisi: Zeki Ömer Defne, şiirlerinde vatan sevgisini yüceltmiştir. Vatan için canını feda etmeye hazır olan kahramanları ve vatanın güzelliklerini şiirlerinde dile getirmiştir. 2. Milli Değerler: Zeki Ömer Defne, eserlerinde milli değerlere ve geleneklere saygı göstermiştir. Türk milletinin kahramanlıklarını, yüce gönüllülüğünü ve dürüstlüğünü şiirlerinde işlemiştir. 3. Anadolu Kültürü: Zeki Ömer Defne, Anadolu'nun zengin kültürüne ve folkloruna hayranlık duymuştur. Köylülerin yaşamlarını, gelenek ve göreneklerini şiirlerinde anlatan birçok eseri vardır. 4. Doğa: Zeki Ömer Defne, doğanın güzelliğine hayran kalmış ve şiirlerinde doğayı tasvir etmiştir. Dağları, ovaları, denizleri, ormanları ve çiçekleri şiirlerinde övmüştür. Bunlara ek olarak Zeki Ömer Defne: Aşk: Aşkın güzelliğini ve acısını şiirlerinde işlemiştir. Yalnızlık: Modern insanın yalnızlığını şiirlerinde dile getirmiştir. Ölüm: Ölümden korkmaz ama onunla yüzleşmekten de çekinmez. Şiirlerinde ölümün kaçınılmaz olduğunu ve her an gelebileceğini hatırlatır. ZEKİ ÖMER DEFNE'NİN EDEBİYATIMIZA KATKILARI... Zeki Ömer Defne, milli edebiyat akımının önemli temsilcilerinden biridir. Şiirlerinde sade ve akıcı bir dil kullanmıştır. Kolay anlaşılır bir Türkçe kullanmıştır. Hece vezniyle yazılmıştır. Vatan sevgisi, Anadolu güzellikleri, halk kültürü ve gelenekleri gibi temaları işlemiştir. Eserleri günümüzde de ilgi görmeye devam etmektedir.

Mehmet Tevfik Fikret kimdir? Mehmet Tevfik Fikret'in hayatı, edebi kişiliği ve eserleri... Haber

Mehmet Tevfik Fikret kimdir? Mehmet Tevfik Fikret'in hayatı, edebi kişiliği ve eserleri...

Mehmet Tevfik Fikret, ilköğrenimini Aksaray'da tamamladıktan sonra Galatasaray Sultanisi'ne devam etti. Liseyi bitirdikten sonra memuriyete başladı ve çeşitli görevlerde bulundu. 1896 yılında Servet-i Fünûn dergisinin yazı işleri müdürü oldu. Bu dönemde şiir ve makaleleri ile tanınmaya başladı. II. Abdülhamid döneminde siyasi görüşleri nedeniyle sürgüne gönderildi. Sürgündeyken de eserlerini yazmaya devam etti. 1908 yılında Jön Türk Devrimi'nden sonra İstanbul'a döndü. Cumhuriyet döneminde çeşitli görevlerde bulundu. Mehmet Tevfik Fikret, 1915 yılında İstanbul'da vefat etti. ESERLERİ... Rübâb-ı Şikeste (1900) Târih-i Kadîm (1905) Halûk'un Defteri Tevfik Fikret'in ikinci şiir kitabı (1911) Rübâbın Cevâbı (1911) Şermin (1914) Hasta Çocuk Sis Millet Şarkısı Doksan Beşe Doğru Hân-ı Yağmâ Balıkçılar Halûk'un Çocukluğu Rübâb-ı Cevâb Bir İçim Su Verin Zavallılara Ferda Yeşil Yurt İnanmak İhtiyacı MEHMET TEVFİK FİKRET'İN ESERLERİNDE İŞLEDİĞİ KONULAR... Mehmet Tevfik Fikret, Türk edebiyatının en önemli şairlerinden biridir. Eserlerinde, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemindeki siyasi ve sosyal atmosferi yansıtan çok çeşitli temalara yer vermiştir. Fikret'in şiirlerinde işlediği başlıca konular şunlardır: Vatan Sevgisi: Fikret, şiirlerinde vatan sevgisini ve milliyetçilik duygularını dile getirmiştir. Eserlerinde vatanın önemini vurgulamış ve vatan için canını feda etmeye hazır olduğunu ifade etmiştir. Hürriyet ve Adalet: Fikret, şiirlerinde hürriyet ve adalet kavramlarını yüceltmiştir. II. Abdülhamid dönemindeki baskıcı rejimden duyduğu hoşnutsuzluğu şiirlerinde dile getirmiştir. Özgür ve adil bir toplum özlemini dile getirmiştir. Aşk: Mehmet Tevfik Fikret, şiirlerinde aşkın hem güzel hem de trajik yönlerini ele almıştır. Aşkın tutkusunu, acısını ve kırgınlığını şiirlerinde işlemiştir. Doğa: Fikret, doğaya hayranlık duyan bir şairdir. Şiirlerinde doğanın güzelliğini ve insan üzerindeki etkisini anlatmıştır. Bilim ve Akıl: Mehmet Tevfik Fikret, şiirlerinde bilim ve aklın önemini vurgulamıştır. Batılılaşma ve modernleşmeyi savunmuştur. Bunlara ek olarak Fikret: Yalnızlık: Modern insanın yalnızlığını şiirlerinde sıkça işler. Büyük şehirlerde yaşayan insanların yabancılaşmasını ve birbirinden kopukluğunu anlatır. Sanat: Sanatın toplumdaki önemini savunmuştur. Sanatın insanları eğitme ve geliştirme gücüne inandığını şiirlerinde dile getirmiştir. Felsefe: Şiirlerinde bazı felsefi sorgulamalara da yer vermiştir. Yaşamın anlamı, ölüm ve bireyin evrendeki yeri gibi konular üzerinde düşünmüştür. Mehmet Tevfik Fikret'in eserleri, sade ve akıcı dili, zengin imgeleri ve güçlü duyguları ile Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Eserlerinde işlediği temalar günümüzde de geçerliliğini korumakta ve okurlara farklı bakış açıları sunmaktadır.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu kimdir? Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun hayatı, edebi kişiliği ve eserleri... Haber

Yakup Kadri Karaosmanoğlu kimdir? Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun hayatı, edebi kişiliği ve eserleri...

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 1889 yılında Mısır'ın Kahire şehrinde dünyaya geldi. Babası, Manisa'nın tanınmış Karaosmanoğlu Ailesi'ne mensup Abdülkadir Bey, annesi İkbal Hanım'dır. İlköğrenimini Manisa'da Fevziye Mekteb-i İptidaisinde tamamladı. 1908 yılında Jön Türk Devrimi'nden sonra İstanbul'a geldi ve Galatasaray Sultanisi'nde öğrenimine devam etti. 1909 yılında siyasi nedenlerden dolayı yurt dışına kaçmak zorunda kaldı. İsviçre, Fransa ve İtalya'da sürgün hayatı yaşadı. Bu dönemde edebiyatla ilgilenmeye başladı ve ilk eserlerini kaleme aldı. 1913 yılında Osmanlı İmparatorluğu'na geri döndü. Birçok gazete ve dergide yazar ve muhabir olarak çalıştı. Milli Mücadele'ye aktif olarak katıldı ve Anadolu'ya geçerek Kurtuluş Savaşı'nı destekleyen yazılar yazdı. Cumhuriyet döneminde çeşitli siyasi görevlerde bulundu. 1931 yılında Türk Dil Kurumu'nun kurucuları arasında yer aldı. 1946 yılında emekli oldu ve kalan ömrünü edebiyat çalışmalarına adadı. Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 13 Aralık 1974 tarihinde Ankara'da vefat etti. ESERLERİ... Roman: Nur Baba (1922) Kiralık Konak (1922) Hüküm Gecesi (1927) Sodom ve Gomore (1928) Ankara (1934) Yaban (1932) Bir Sürgün (1937) Panorama (1953) Hep O Şarkı (1956) Öykü: Bir Serencam (1914) Rahmet (1923) Ceviz (1925) Milli Savaş Hikâyeleri (1922) Şiir: Erenlerin Bağından (1922) Okun Ucundan (1940) Oyun: Nirvana (1909) Veda (1929) Sağanak (1929) Mağara (1934) Anı: Zoraki Diplomat (1955) Anamın Kitabı (1957) Vatan Yolunda (1958) Politikada 45 Yıl (1968) Gençlik ve Edebiyat Hatıraları (1970) Monografi: Ahmet Haşim (1934) Atatürk (1946) Makale: İzmir’den Bursa'ya (1922; Halide Edib Adıvar, Falih Rıfkı Atay ve Mehmet Asım Us ile birlikte) Kadınlık ve Kadınlarımız (1923) Seçme Yazılar (1928) Ergenekon (1929) Alp Dağları'ndan ve Miss Chalfrin'in Albümünden (1942) YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU'NUN ESERLERİNDE İŞLEDİĞİ KONULAR... Yakup Kadri Karaosmanoğlu, eserlerinde oldukça geniş bir yelpazede konulara yer vermiştir. En çok işlediği konular şunlardır: Toplumsal ve Siyasi Değişimler: Karaosmanoğlu, eserlerinde Tanzimat'tan Cumhuriyet'e kadar uzanan süreçte Türk toplumunun geçirdiği sosyal ve siyasi değişimleri ele almıştır. Bu değişimlerin toplumda yarattığı etkileri ve insanların bu değişimlere nasıl uyum sağlamaya çalıştıklarını ustalıkla tasvir etmiştir. Milli Mücadele: Karaosmanoğlu, Milli Mücadele'ye aktif olarak katılmış ve bu deneyimlerini eserlerine de yansıtmıştır. Romanlarında ve öykülerinde Kurtuluş Savaşı'nın kahramanlıklarını, fedakarlıklarını ve zorluklarını anlatmıştır. Birey ve Toplum İlişkisi: Karaosmanoğlu, eserlerinde bireyin toplumla olan ilişkilerini de incelemiştir. Roman ve öykülerinde toplum tarafından dışlanan, ötekileştirilen ve yalnız bırakılan karakterlere yer vermiştir. Bu karakterlerin iç dünyalarını ve yaşadıkları çelişkileri derinlemesine analiz etmiştir. Aşk ve Sevgi: Karaosmanoğlu, eserlerinde aşk ve sevgi temasına da yer vermiştir. Roman ve öykülerinde farklı türde aşk hikayeleri anlatmıştır. Bu hikayelerde aşkın hem güzel yanlarını hem de trajik yönlerini ele almıştır. Doğa Sevgisi: Karaosmanoğlu, doğaya hayranlık duyan bir yazardır. Eserlerinde doğanın güzelliğini ve insan üzerindeki etkisini şiirsel bir dille anlatmıştır. Bunların dışında Karaosmanoğlu, eserlerinde tarihi olaylar, insan psikolojisi, ahlak felsefesi gibi konulara da yer vermiştir. KARAOSMANOĞLU'NUN EDEBİYATIMIZA KATKILARI... Milli Edebiyat akımının öncülerinden biridir. Romanlarında ve öykülerinde Türk toplumunun gerçekçi bir tasvirini sunmuştur. Zengin bir dil ve üslup kullanmıştır. Türkçenin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Karaosmanoğlu, Türk edebiyatının en önemli yazarlarından biri olarak kabul edilir. Eserleri günümüzde de ilgi görmeye devam etmektedir.

Süleyman Tarık Buğra kimdir? Süleyman Tarık Buğra'nın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri... Haber

Süleyman Tarık Buğra kimdir? Süleyman Tarık Buğra'nın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri...

Süleyman Tarık Buğra, 2 Eylül 1918 tarihinde Akşehir, Konya'da doğdu. İlk ve ortaokulu Akşehir'de okuduktan sonra liseyi İstanbul Lisesi'nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne girdi fakat maddi imkansızlıklar nedeniyle eğitimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Gazetecilik ve öğretmenlik gibi çeşitli mesleklerde çalıştı. 1940'lı yıllarda hikaye ve romanlar yazmaya başladı. Romanlarının yanı sıra çok sayıda öykü, oyun ve fıkra da yazdı. Süleyman Tarık Buğra, 26 Şubat 1994 tarihinde İstanbul'da vefat etti. ESERLERİ... Roman: Yalnızların Romanı (Çınaraltı, 5 Mayıs - 9 Haziran 1948) Aşk Esirleri (Milliyet, 30 Eylül - 9 Aralık 1950) Tetik Çekildikten Sonra (Akın, 29 Ağustos - 8 Ekim 1951) Ofsayd (Akın, 10 Ekim - 13 Kasım 1951) Sonradan Yaşamak (Vatan, 16 Şubat - 23 Mayıs 1953) İnce Hesaplar (Milliyet, 19 Mart - 3 Mayıs 1953) Abaza Paşa’nın Rüyası (Bursa Hâkimiyet, 27 Eylül 1955 - 7 Şubat 1956) Şehir Uyurken (Bursa Hâkimiyet, 4 Haziran - 22 Eylül 1956) Yanıyor mu Yeşil Köşkün Lâmbası (Yeni Gün, 11 Nisan - 31 Mayıs 1957) Ölü Nokta (Yeni İstanbul, 23 Nisan - 10 Haziran 1958) Çolak Salih (Tercüman, 15 Mayıs - 5 Temmuz 1984) Siyah Kehribar (1955) Küçük Ağa (1963) Küçük Ağa Ankara’da (1966) İbiş’in Rüyası (1970) Firavun İmanı (1978) Bir Köşkünüz Var mı? (1978) Gençliğim Eyvah (1979) Dönemeçte (1980) Osmancık (1983) Yağmur Beklerken (1987) Dünyanın En Pis Sokağı (1989) Hikaye: Oğlumuz (1949) Yarın Diye Bir Şey Yoktur (1952) İki Uyku Arasında (1954) Hikâyeler (1964) (Yeni ilavelerle 1969) Tiyatro: Ayakta Durmak İstiyorum (1966) Üç Oyun (Akümülatörlü Radyo, Dört Yumruk, Ayakta Durmak İstiyorum, Yüzlerce Çiçek Birden Açtı, 1979) İbiş’in Rüyası (1982) Güneş ve Arslan, Sıfırdan Doruğa (1988) Senaryo: Zafer Gaye Değildir (1993) Sıfırdan Doruğa (1994) Patron (1994) Röportaj: Gagaringrad Moskova Notları (1962) Fıkra ve Makale: Gençlik Türküsü (1964) Düşman Kazanmak Sanatı (1979) Bu Çağın Adı (1979) Politika Dışı (1992) SÜLEYMAN TARIK BUĞRA'NIN ESERLERİNİN ÖZELLİKLERİ... Süleyman Tarık Buğra'nın eserleri, toplumcu gerçekçilik akımının izlerini taşır. Eserlerinde genellikle yoksul halkın ve emekçilerin yaşadığı zorlukları, adaletsizlikleri ve çaresizlikleri gerçekçi bir şekilde tasvir eder. Süleyman Tarık Buğra, insan psikolojisini derinlemesine inceleyen ve karakterlerini çok yönlü bir şekilde ele alan bir yazardır. Süleyman Tarık Buğra, eserlerinde sade ve akıcı bir dil kullanır.

Sabahattin Ali kimdir? Sabahattin Ali'nin hayatı, edebi kişiliği ve eserleri... Haber

Sabahattin Ali kimdir? Sabahattin Ali'nin hayatı, edebi kişiliği ve eserleri...

Sabahattin Ali, Eğridere'de (bugünkü Ardino, Bulgaristan) doğdu. Öğretmenlik, müfettişlik, kütüphanecilik ve gazetecilik gibi çeşitli mesleklerde çalıştı. Eserlerinde genellikle yoksul halkın ve emekçilerin yaşadığı zorlukları ve adaletsizlikleri ele aldı. Siyasi görüşleri nedeniyle birçok kez sürgün edildi ve hapse girdi. Sabahattin Ali, 2 Nisan 1948 tarihinde Bulgaristan sınırında gizemli bir şekilde öldürüldü. ESERLERİ... Roman: 1937: Kuyucaklı Yusuf 1940: İçimizdeki Şeytan 1943: Kürk Mantolu Madonna Öykü: 1935: Değirmen 1936: Kağnı 1937: Ses 1943: Yeni Dünya 1947: Sırça Köşk Şiir: 1934: Dağlar ve Rüzgâr 1937: Kurbağanın Serenadı 1937: Öteki Şiirler Oyun: 1936: Esirler SABAHATTİN ALİ'NİN ESERLERİNDE İŞLEDİĞİ KONULAR... Sabahattin Ali, eserlerinde geniş bir yelpazede konulara yer vermiştir. Fakat en çok işlediği temalar şunlardır: Sosyal Gerçekçilik: Eserlerinde en çok işlediği temalardan biri sosyal gerçekçiliktir. Yoksul halkın ve emekçilerin yaşadığı zorlukları, adaletsizlikleri ve çaresizlikleri gerçekçi bir şekilde tasvir etmiştir. Bu temalar, romanlarında, öykülerinde ve şiirlerinde sıkça karşımıza çıkar. Aşk ve Ayrılık: Aşk ve ayrılık teması da Sabahattin Ali'nin eserlerinde önemli bir yer tutar. Özellikle romanlarında aşkı farklı boyutlarıyla ele almıştır. Kürk Mantolu Madonna romanı, bu temaya en güzel örneklerden biridir. Yalnızlık ve Yabancılaşma: Yalnızlık ve yabancılaşma teması da Sabahattin Ali'nin eserlerinde sıkça işlenen temalardandır. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanların yalnızlığını ve yabancılaşmasını etkileyici bir şekilde anlatmıştır. Doğa Sevgisi: Sabahattin Ali, doğaya büyük bir hayranlık duyan bir yazardır. Eserlerinde doğanın güzelliğini ve insan üzerindeki etkisini şiirsel bir dille dile getirmiştir. Vatan Sevgisi: Sabahattin Ali, vatansever bir yazardır. Eserlerinde vatan sevgisini ve vatan için duyduğu özlemi dile getirmiştir. Bunlara ek olarak: Eserlerinde bireyin iç dünyasını da derinlemesine incelemiştir. Haksızlıklara ve baskılara karşı çıkan bir yazardır. Özgürlük ve adalet onun için çok önemli kavramlardır. Sabahattin Ali'nin eserlerinde işlediği konular, günümüzde de geçerliliğini korumakta ve birçok insana ilham kaynağı olmaktadır.  MESLEKİ ÇALIŞMALARI... Öğretmenlik, müfettişlik, kütüphanecilik ve gazetecilik gibi çeşitli mesleklerde çalıştı. Fakat asıl tutkusu edebiyat olduğu için bu alana yöneldi. EDEBİ KİŞİLİĞİ... Sabahattin Ali, toplumcu gerçekçi akımın önde gelen temsilcilerinden biridir. Eserlerinde genellikle yoksul halkın ve emekçilerin yaşadığı zorlukları ve adaletsizlikleri ele almıştır. Hikaye, roman, şiir ve oyun gibi farklı türlerde eserler üretmiştir.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Bursa Hayat Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.