Hava Durumu

#Yapay Zeka

Bursa Hayat Gazetesi - Yapay Zeka haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yapay Zeka haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yapay zekanın sınırları: Ufuktaki engeller Haber

Yapay zekanın sınırları: Ufuktaki engeller

Yapay zeka (YZ), son yıllarda teknolojik gelişmelerin en önemli alanlarından biri haline geldi. Ancak, yapay zeka alanında hala belirli sınırlar ve zorluklarla karşılaşılıyor. Bu makalede, yapay zekanın sınırlarını ve bu sınırların aşılması için yapılan çalışmaları inceleyeceğiz. 1. VERİ BAĞIMLILIĞI YZ sistemleri, öğrenmek ve gelişmek için büyük miktarda veriye ihtiyaç duyar. Bu durum, veriye erişim ve veri kalitesi gibi konularda önemli bir sınırlama yaratmaktadır. Yetersiz veya önyargılı verilerle eğitilmiş YZ sistemleri, hatalı veya ayrımcı sonuçlar üretebilir. 2. AÇIKLANABİLİRLİK SORUNU: Karmaşık algoritmalar kullanan YZ sistemlerinin karar verme süreçlerini anlamak oldukça zordur. Bu durum, "kara kutu" sorunu olarak bilinir ve YZ sistemlerinin güvenilirliğini ve şeffaflığını zedeler. Özellikle kritik karar verme süreçlerinde kullanılan YZ sistemlerinde bu sorun daha da önem kazanmaktadır. 3. YARATICILIK VE SEZGİ EKSİKLİĞİ: YZ sistemleri, şu an için insan zekasının en yaratıcı ve sezgisel yönlerini taklit edememektedir. Karmaşık problemleri çözmek, yeni fikirler üretmek ve sanat eserleri yaratmak gibi alanlarda YZ'nin hala insan zekasına ihtiyacı vardır. 4. ETİK VE AHLAKİ SORUNLAR: YZ'nin gelişmesi, etik ve ahlaki açıdan birçok soruya da yol açmaktadır. Örneğin, özerk silah sistemleri gibi YZ uygulamaları, insan hayatı ve güvenliği üzerinde ciddi tehditler oluşturabilir. Ayrıca, YZ sistemlerinin kullanımıyla ilgili veri gizliliği, ayrımcılık ve adalet gibi konularda da önemli endişeler mevcuttur. 5. KONTROL VE GÜVENLİK RİSKLERİ: YZ sistemlerinin artan karmaşıklığı ve gücü, kontrol ve güvenlik risklerini de beraberinde getirmektedir. Siber saldırılar, hatalı kodlar veya kasıtlı manipülasyonlar gibi durumlarda YZ sistemleri büyük zararlara yol açabilir. SONUÇ Yapay zeka, birçok alanda insanlığın ilerlemesine katkıda bulunan güçlü bir araçtır. Fakat, yukarıda bahsedilen sınırlamalar ve riskler de göz ardı edilmemelidir. YZ'nin sorumlu ve etik bir şekilde geliştirilmesi ve kullanılması, tüm insanlığın faydasına olacaktır. Yapay zekanın sınırlarını anlamak ve bu sınırları aşmak için bilim insanları, mühendisler, filozoflar ve toplumun tüm kesimleri birlikte çalışmalıdır. Unutulmamalıdır ki, yapay zeka bir araçtır ve her araç gibi iyilik veya kötülük için kullanılabilir. Bu gücü nasıl kullanacağımıza karar vermek, bizim elimizdedir.

Google, yeni yapay zeka ürün ve özelliklerini tanıttı Haber

Google, yeni yapay zeka ürün ve özelliklerini tanıttı

Şirketten yapılan açıklamada, "Gemini 1.5 Pro" modelinde çeviri, kodlama, akıl yürütme gibi temel kullanım durumlarında bir dizi kalite iyileştirmesi yapıldığı belirtildi. Gemini serisinin en yeni üyesi olan "Gemini 1.5 Flash" modelinin tepki hızının en önemli olduğu daha dar veya yüksek frekanslı görevler için optimize edildiği vurgulanan açıklamada, modelin konuşmaları hızlı şekilde özetleyebileceği, resimlere ve videolara altyazı koyabileceği, büyük dokümanlardan ve tablolardan veri çıkarabileceği kaydedildi. Açıklamada, yeni nesil açık kaynak modeli Gemma ailesine eklenen iki yeni model de tanıtılırken, "Project Astra" ile yapay zeka asistanlarının geleceğine ilişkin ilerlemeleri paylaşıldı. Yüksek çözünürlüklü video oluşturmaya yönelik model Veo ile metinden görüntüye model olan Imagen 3'ün de duyurulduğu açıklamada, Gemini ile fotoğraf aramanın yeni yolu "Ask Photos" özelliği tanıtıldı. FİLİSTİN DESTEKÇİLERİ PROTESTO ETTİ Öte yandan, Filistin destekçileri, Project Nimbus'u ve İsrail'in Gazze ve Refah'a yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla şirketin ABD'nin Kaliforniya eyaletindeki Mountain View'da bulunan genel merkezinde düzenlenen "Google I/O 2024" konferansının girişini kapattı. Protestocuların taşıdığı pankartlarda, "İsrail apartheidine teknoloji yok", "Soykırım için çalışmayacağız" ve "Kötü olma, Project Nimbus'u bırak" gibi ifadeler yer aldı.

Yapay zeka yaşamımızın her alanını değiştirecek mi? Haber

Yapay zeka yaşamımızın her alanını değiştirecek mi?

Yapay zeka (YZ), son yıllarda en çok konuşulan ve tartışılan konulardan biri haline geldi. Peki, YZ gerçekten de hayatımızı her alanda kökten değiştirecek mi? Bu sorunun basit bir cevabı yok. YZ'nin birçok farklı alanda kullanımı var ve her sektörde farklı bir etki yaratması bekleniyor. SAĞLIK: YZ, tıp alanında devrim yaratma potansiyeline sahip. Hastalık teşhisinde ve tedavisinde daha hızlı ve doğru sonuçlar elde edilmesine yardımcı olabilir. Örneğin, YZ tabanlı sistemler, tıbbi görüntülerden hastalıkları daha hızlı ve daha doğru bir şekilde teşhis edebilir. Ayrıca, kişiselleştirilmiş tedavi planları oluşturmak ve ilaç geliştirme sürecini hızlandırmak için de kullanılabilir. EĞİTİM: Eğitimde de YZ'nin kullanımı artıyor. Kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunmak, öğrencilerin ilerlemesini takip etmek ve değerlendirmek ve öğretmenlere daha fazla destek sağlamak için kullanılabilir. Örneğin, YZ tabanlı sistemler, her öğrencinin bireysel ihtiyaçlarına göre uyarlanmış öğrenme materyalleri oluşturabilir. ULAŞIM: Otonom araçlar, YZ'nin en heyecan verici uygulamalarından biridir. Gelecekte, sürücüsüz arabaların şehirlerimizde ve yollarımızda yaygın olarak kullanılması bekleniyor. Bu, trafik kazalarını ve tıkanıklığı azaltmaya yardımcı olabilir ve ayrıca toplu taşıma sistemlerini daha da geliştirmeye katkıda bulunabilir. ÜRETİM: YZ, üretim sektöründe de büyük bir etki yaratıyor. Otomasyon ve robotik, üretim süreçlerini daha verimli ve hatasız hale getirmek için kullanılıyor. Bu, üretim maliyetlerini düşürmeye ve ürün kalitesini artırmaya yardımcı olabilir. TARIM: YZ, tarım sektöründe de kullanılıyor. Mahsul verimini artırmak, sulama ve gübrelemeyi optimize etmek ve hastalıkları ve zararlıları tespit etmek için kullanılabilir. Bu, gıda üretimini artırmaya ve gıda güvenliğini geliştirmeye yardımcı olabilir. Bunlar sadece birkaç örnek. YZ'nin daha birçok farklı alanda kullanımı var ve her sektörde farklı bir etki yaratması bekleniyor. YZ'nin tam olarak nasıl bir etki yaratacağı hala belirsiz olsa da, hayatımızı birçok yönden kökten değiştirme potansiyeline sahip olduğu açıktır. YZ'nin hayatımızdaki bazı potansiyel faydaları şunlardır: Artan verimlilik ve üretkenlikGeliştirilmiş ürün ve hizmetlerDaha hızlı ve daha doğru karar vermeKişiselleştirilmiş deneyimlerMaliyetlerde tasarruf Ancak, YZ'nin bazı potansiyel riskleri de vardır: İş kaybıArtan eşitsizlikÖnyargı ve ayrımcılıkSiber güvenlik riskleriEtik ve ahlaki kaygılar YZ, hayatımızın her alanını kökten değiştirecek bir potansiyele sahip güçlü bir araçtır. YZ'nin potansiyel faydalarından yararlanırken, risklerini de göz önünde bulundurmak ve bu riskleri azaltmak için adımlar atmak önemlidir. YZ'nin sorumlu ve etik bir şekilde geliştirilmesi ve kullanılması için gerekli düzenlemelerin yapılması da önemlidir.

Engeller yapay zekayla kolaylaşıyor! Haber

Engeller yapay zekayla kolaylaşıyor!

Yapay zeka uygulamaları birçok alanda olduğu gibi engellilerin hayatına da olumlu etki ediyor. AA muhabirinin, 10-16 Mayıs Engelliler Haftası dolayısıyla yaptığı derlemeye göre, yapay zekanın kullanım alanı genişlerken engelli dostu uygulamalar da bunlar arasında yer alıyor. Kişinin kendi sesine çok benzer bir ses oluşturmaya olanak sağlayan teknolojilerle ses kaybı yaşayanlar seslerine tekrar kavuşabiliyor. OpenAI şirketince geliştirilen "Voice Engine" modeli 15 saniyelik ses kaydıyla çalıştırılabiliyor. Kişinin sesini başka dillere çevirmeye ya da metinleri okumaya olanak sağlayan teknoloji, konuşma zorluğu çeken ya da ses kaybı yaşayanların hayatını kolaylaştırıyor. Bu kapsamda, doktorlar Fatima Mirza, Rohaid Ali ve Konstantina Svokos, bir okul projesi için kaydedilen videodan alınan sesleri kullanarak akıcı konuşmasını kaybeden bir hastanın sesini eski haline getirmeyi başardı. GÖRME ENGELLİLERLE GÖNÜLLÜLERİ BİR ARAYA GETİREN UYGULAMALAR Yapay zekayla güçlenen kameralar da kişileri ve nesneleri tanıyabiliyor. Güvenlik kameralarında ve radarlarda da kullanılan teknoloji, görme engelli bireylerin etraflarını tanımlamalarına olanak sağlıyor. Bu kapsamda, "From Your Eyes" veya "Be My Eyes" gibi yapay zeka destekli telefon uygulamaları görme engelliler ile gönüllüleri bir araya getiriyor. Görme engelli genç girişimci Zülal Tannur'un arkadaşlarıyla geliştirdiği "From Your Eyes" sayesinde, makine öğrenmesi teknolojisi kullanılarak gönüllülerin taslaklar üzerinde yaptığı değişiklikler uygulama tarafından öğreniliyor. "Be My Eyes" uygulamasında da gönüllüler ile görme engelliler arasında videolu görüşme olanağı sağlanıyor. Görme engellilerin hayatını kolaylaştıran uygulamalar arasında sesli kitaplar da yer alırken birçok kurum ve kuruluş sesli kitap arşivi oluşturdu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğünce Milli Kütüphane'de uygulamaya konulan "Konuşan Kitaplık", gönüllü okurların da katkılarıyla, görme engelli üyelerin talepleri doğrultusunda seslendirilen kitaplara erişim imkanı tanıyor.

Düğün sezonu o sektöre can suyu olacak! Haber

Düğün sezonu o sektöre can suyu olacak!

Arçelik Türkiye Genel Müdürü Can Dinçer yaklaşan düğün sezonunun beyaz eşya satışlarına etkileri ve sektörün gelecek dönem beklentileriyle ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Nisanda başlayan düğün sezonunun ağustosta zirve yaparak ekime kadar yoğun bir şekilde devam ettiğini aktaran Dinçer, özellikle düğün sezonunun iki ay öncesinden başlayarak çeyiz alışverişlerinin de hız kazandığını söyledi. Dinçer, Türkiye’nin 'lovemarkı' Arçelik başta olmak üzere değer yaratan markalarıyla pazar lideri olduklarını ifade ederek, 'Yeni evliliklerin satışlarımıza doğrudan etkisini ölçümlemek mümkün olmamakla birlikte, son 3 yılın verilerini incelediğimizde yılda 565 bin çiftin evlendiğini görüyoruz, bu veriden yola çıkarak önemli bir satış potansiyelinden söz edebiliriz.' şeklinde konuştu. Dinçer, Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneğinin (TÜRKBESD) verilerine göre yılın ilk 3 ayında 2023'ün aynı dönemine göre iç satışlarda yaklaşık yüzde 28'lik bir artış gözlendiğini vurgulayarak, 'Düğün sezonunun da etkisiyle satışlarımızdaki olumlu seyrin devam edeceğini öngörüyoruz. Köklü AR-GE’miz müşterilerimizin ihtiyaçlarına uygun ürün ve hizmetler geliştiriyor. Yeni evlenenlere ve evini yenileyenlere yönelik sunduğumuz kampanyalar da bu çalışmalarımız arasında yer alıyor. İlerleyen dönemde de kurgulayacağımız yeni kampanyalarımızla müşterilerimiz için değer yaratmaya devam edeceğiz.' ifadelerini kullandı. 'HER 10 TÜKETİCİDEN 7’Sİ GERİ DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ ÖZELLİKLERİ OLAN ÜRÜNLERİ TERCİH EDİYOR' Müşterilerin nabzını tutmak için düzenli olarak tüketici araştırmaları yaptıklarını aktaran Dinçer, 2023 yılının son çeyreğinde Koç Holding Bayi Memnuniyeti Anketi ve FutureBright Group ile yaptırdıkları iletişim ve marka sağlığı takip araştırmasının sonuçlarının, tüketicilerin özellikle sürdürülebilirliği önemsediği ve dijital hayat tarzlarına uygun ürünlere yöneldiği yönünde veriler ortaya koyduğunu belirtti. Dinçer, araştırmalarına göre her 4 kişiden 3'ünün sürdürülebilirlik kavramı hakkında bir fikre sahip olduğunu dile getirerek şöyle devam etti: 'Özellikle genç kitle için sürdürülebilir ürün ve hizmet alma konusundaki eğilim giderek artıyor. Her 5 kişiden 3'ünün sürdürülebilir ürünler için daha çok harcama yapma motivasyonu bulunuyor. Benzer doğrultuda tüketicilerin geri dönüştürülmüş ya da geri dönüştürülebilir ürün satın alma eğilimi de giderek artıyor. Her 10 tüketiciden 7’si aynı fonksiyonlara sahip ürünler içinden geri dönüştürülmüş özellikleri olan ürünleri tercih ediyor. Bu yönde cihazlar üreten şirketler de rekabet avantajı kazanıyor. Sürdürülebilirlik beraberinde enerji tasarrufu ve enerji verimliliğini de getiriyor. Enerji verimliliği sağlayan ürünler gezegenin geleceğine katkı sağlarken, daha az enerji ile daha yüksek performans elde ediliyor.' 'YAPAY ZEKA GİBİ TEKNOLOJİLERE OLAN EĞİLİM SEKTÖRÜMÜZDE DE ARTIYOR' Arçelik Türkiye Genel Müdürü Can Dinçer, yapay zeka gibi teknolojilere olan eğilimin sektörde artış gösterdiğine dikkati çekerek, 'Sürdürülebilirlik ve akıllı ev teknolojisi beyaz eşya sektörünün geleceğini şekillendirecek hususlar olarak öne çıkıyor. Arçelik olarak sürdürülebilirliği bir iş modeli olarak görüyoruz ve sürdürülebilirlik odağında geliştirdiğimiz birçok ürün ve teknolojiyle de sektörümüze öncülük etmeye devam ediyoruz. Akıllı ev konsepti ile beyaz eşya sektöründe önemli bir dönüşüm yaşanıyor. Hedefimiz bu değişime yön veren oyunculardan biri olmak.' 'YILLIK ELEKTRİK TÜKETİMİNİN YÜZDE 50'Sİ BEYAZ EŞYALARDAN GELİYOR' Beyaz eşya seçerken ihtiyaçla uyumlu kapasite ve özelliklere sahip, yüksek kaliteli ürünlerin seçilmesinin cihazların uzun süre kullanılmasının önünü açtığına dikkati çeken Dinçer sözlerini şöyle tamamladı: 'Enerji tasarruflu ürünlerin seçilmesi uzun vadede tüketicilere fayda sağlıyor. Türkiye'de konutlarda ortalama yıllık elektrik tüketimi yaklaşık 1500 kilowatt-saat olarak gerçekleşiyor. Bu tüketimin yaklaşık yüzde 50'si ise beyaz eşyalardan geliyor. Enerji tasarrufu yüksek modellerin seçimiyle çiftler uzun vadede faturalarında büyük tasarruflar elde edebiliyorlar. Bu noktada akıllı, enerji ve su verimli beyaz eşyaların kullanımı daha da fazla enerji tasarrufu sağlayabiliyor. Kurulum yapılacak alana uygun tercihlerin yapılması kullanım sırasında yaşanabilecek olumsuz deneyimlerin önüne geçme konusunda önem arz ediyor. Beyaz eşya seçerken ürünlerin satış ve satış sonrası hizmet ağının yaygınlığı da cihazların özellikleri kadar kritik bir nokta olarak öne çıkıyor.'

Yapay zeka firmalarının sayısı 2024'te yükseldi! Haber

Yapay zeka firmalarının sayısı 2024'te yükseldi!

İstanbul Ticaret Odası Stratejik Araştırmalar Merkezi (İTOSAM) tarafından hazırlanan “akıllı otomasyon teknolojileri” raporuna göre, Türkiye merkezli yapay zeka ürünleri geliştiren firmaların sayısı 2024’te 1.195’e yükseldi. İTO’dan yapılan yazılı açıklamaya göre, İTOSAM’ın “Akıllı Otomasyon Çağında Ulusların Rekabeti: Yapay Zekâ, Robotlar ve Gelişen Ülkeler” başlıklı yeni raporu yayımlandı. Raporda akıllı otomasyon ve yapay zeka teknolojilerinin yükselişiyle ortaya çıkan dönüşümler ve uluslararası rekabet ortamı detaylı bir şekilde ele alınıyor. İTOSAM araştırmacıları LinkedIn verilerini kullanarak Türkiye’de 2000 yılında yapay zeka ürünleri geliştiren 5 firma varken, firma sayısının 2020’de 572’ye, 2021’de 718’e, 2022’de 860’a, 2023’te 1.012’ye ve 2024’te 1.195’e yükseldiğini tespit etti. Araştırma için yapay zeka kapsamı içine giren makina öğrenmesi, derin öğrenme, bilgisayar görüşü, sinir ağları, doğal dil işleme, pekiştirmeli öğrenme, otonom mobil robotlar gibi kavramlar değerlendirildi. TÜRKİYE 22 BİN 735 ROBOTLA EN FAZLA ROBOT STOKUNA SAHİP 18’İNCİ ÜLKE Raporda Türkiye’de yapay zeka ürünleri geliştiren firmaların en yoğun olduğu sektörler de tespit edildi. Buna göre yapay zekayı en çok kullanan ilk 10 sektör bilgi teknolojileri ve hizmetleri, yazılım geliştirme, medya, eğitim, sağlık, işletme danışmanlığı ve hizmetleri, endüstriyel otomasyon, finansal hizmetler, araştırma hizmetleri ve biyoteknoloji olarak sıralandı. İTOSAM’ın akıllı otomasyon teknolojileri raporunun dikkat çeken bir başka verisi ise Türkiye’deki endüstriyel robot stoku oldu. En fazla robot stokuna sahip 20 ülkeye ait verilere göre dünya genelinde 2022 yılı itibari ile 3,9 milyon kurulu endüstriyel robot bulunuyor. 2025 yılında endüstriyel robot stok sayısının yıllık ortalama yüzde 10 artışla 5 milyon 227 bin olması bekleniyor. Türkiye ise 22 bin 735 robot stoku ile dünya genelinde en yüksek robot stokuna sahip 18’inci ülke konumunda bulunuyor. Çin 1 milyon 501 bin endüstriyel robot ile dünya genelinde en fazla robot stokuna sahip ülke. Çin ekonomisinin mevcut robot stoku dünya ekonomisindeki robotların yüzde 38,5'ini temsil ediyor. MESLEKLER YAPAY ZEKA VE ROBOTLAR ÜZERİNDEN OTOMASYON RİSKİNE MARUZ KALIYOR Yapay zekânın en fazla ilerleme gösterdiği becerilerin ortak özelliği olarak bilişsel rutin görevler ön plana çıkarken, en az ilerleme gösterdiği becerilerin ortak özelliği olarak ise fiziksel güç oldu. Robotlar daha çok manuel, rutin veya fiziksel güç gerektiren görevlerde insanların yerini almaya aday. Bu sebeple yapay zekadan etkilenme ihtimali düşük meslek grupları, robotlar üzerinden otomasyon riskine maruz kalıyor. Akıllı otomasyon teknolojilerinin bazı meslek gruplarını olumsuz etkilerken, mevcut bazı iş kollarında daha fazla istihdam fırsatı sunacağı ve bununla birlikte yeni mesleklerin ortaya çıkmasına katkı vereceği öngörülüyor. Tüm bu etkiler aynı anda ele alındığında ise net istidam tablosunun nasıl şekilleneceği halen büyük bir soru işareti iken, bu soruya kesin ve genellenebilir bir cevap bulmak şu an için mümkün görünmüyor. Raporda, mevcut durumun analizi yapıldıktan sonra potansiyel sorunlar için önerilen çözüm ve politikalara da yer veriliyor. RAPORDA YER ALAN BAZI ÖNERİLER “Yüksek gelirli ülkeler ligine yükselme hedefi olan bir ülkenin akıllı otomasyon teknolojilerine yönelik net bir stratejiye sahip olması gerekiyor. Robot ve yapay zeka gibi akıllı otomasyon teknolojilerinin hangi hızda ve hangi sektörler öncülüğünde ekonomiye adapte edileceği, nitelikli doğrudan yabancı yatırımların nasıl çekilebileceği ve zamanla bu öncü teknolojilerin yerli ve milli imkanlarla hangi düzeyde üretilebileceği gibi hususlara dair strateji ve planların iyi çalışılması gerekiyor. Gelişen ülkeler, akıllı otomasyon çağında doğru sektörlere uygun nitelikteki çok uluslu şirketleri çekmeye çalışırken eskiye kıyasla daha seçici olmalıdır. Yatırımcı adaylarının yerli girdi kullanımı ve Ar-Ge yoğunluğu gibi faktörleri dikkate alınmalıdır. Akıllı otomasyon teknolojileri emeğe ihtiyacı azaltarak, gelişen ülkelerin yabancı yatırım çekerek küresel tedarik zincirlerine entegre olmasına ket vurabilir. Türkiye’nin rekabet gücünü, ürettiği mal ve hizmetlerin kalitesinden ve geliştirdiği yerli ve milli teknolojilerden sağlaması ekonomik ilerleme için son derece kritik önem arz ediyor. Yerli ve milli teknoloji gelişiminde teknolojiler arasında seçim yaparken, teknolojinin ülkenin mevcut bilgi birikimi ve kabiliyetleriyle uyumu ile gelecek vaat eden sektörlere katkısı ve ihracat potansiyeli gibi parametreler dikkate alınmalıdır. Geliştirilecek teknolojilerin sadece vasıflı işçilerin üretkenliğini değil, düşük vasıflı işçilerin üretkenliğini de arttırmaya odaklanması daha faydalı olacaktır. Tekno-ekonomik paradigmadaki değişimler teknoloji makasının kısa bir süreliğine kapanmasına neden oluyor. Örneğin, elektrikli araçlara dair yaşanan teknolojik değişim yeni bir yarışın çıkmasını sağlıyor." AVDAGİÇ: “ÜNİVERSİTELERDE YENİ BÖLÜMLER AÇILMALI” İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Yapay zeka uygulamalarında ve robotikte yetişmiş insan gücümüzü üniversitelerde daha kapsamlı ve daha etkili bölümler açarak Türkiye’de tutmalıyız” uyarısında bulundu. Özellikle yapay zekanın sanayi alanında da giderek daha da etkili bir duruma geldiğini belirten Avdagiç, “Türkiye'nin dikkat etmesi gereken konu, Batı, yapay zeka ve robotikte yetişmiş insan gücümüzün bir kısmını çok hızlı bir şekilde bizden alıp götürebiliyor. Bizim kendi ülkemizdeki yapay zeka uygulamalarını geliştirmek için üniversitelerde yeni bölümler açılmalı” ifadelerini kullandı. Avdagiç, İTO’nun iştiraki Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nde yapay zeka uygulamaları yapan girişimcilere destek verdiklerini vurguladı. Şekib Avdagiç, “Özellikle sanayinin üretim, tasarım, kalite kontrolü, paketleme dahil her aşamasında yapay zeka uygulamaları kullanılıyor. Birçok yerde insanların ortaya koyduğu çözümlerin, takiplerin, kontrollerin yapay zeka tarafından çok daha etkin bir şekilde yapıla geldiğini görüyoruz. Bu bir tarafta üretimin güvenilirliğini, kalitesini, sürekliliğini ve riskini ortadan kaldıran bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. Bir taraftan da maliyet tasarrufu sağlıyor.” değerlendirmesinde bulundu. Şekib Avdagiç, “Bugüne kadar hazırladığımız çalışmalarımıza aldığımız tepkiler, İTOSAM’ın önemli bir boşluğu doldurduğunu ve doğru yolda olduğunu gösteriyor. Deyim yerindeyse İTOSAM, 740 bin üyeli İTO camiasının think-tank’i olma yolunda. Çünkü İTOSAM araştırma ve raporlarıyla, İstanbul ve Türk iş dünyasını, durum tespitlerinden haberdar etmenin ötesinde fikir ve strateji sahibi de yapıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Yapay zeka tarıma da sıçradı! Haber

Yapay zeka tarıma da sıçradı!

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi, Bitki Koruma Bölümünden Prof. Dr. İzzet Akça, Prof. Dr. Celal Tuncer ve Doç. Dr. İslam Saruhan ile doktora öğrencisi Yeter Küçüktopçu'nun "Entomolojide Yapay Sinir Ağlarının Kullanımı" isimli projesinde yapay zeka kullanılarak tarımdaki zararlı popülasyonunun önceden tahmin edilmesi amaçlandı. Tarımdaki zararlı popülasyonun yapay zeka ile önceden tahmin edilip, tarım arazilerinde önlemler alınarak en az kimyasal ilaçla en fazla verimin alınması üzerine çalışma yürüten akademisyenler projelerinin makalesini yayımladı. Doç. Dr. Saruhan, AA muhabirine, teknolojinin gelişmesiyle yapay zekadan her sektörde yararlanmaya başlanıldığını söyledi. Tarımda da geçmişe yönelik bilgileri kullanıp geleceğe daha doğru adımlar atabilmek için yapay zekadan yararlanarak tahminlerde bulunduklarını anlatan Saruhan, yapay zekanın zararlı böceklerle mücadeleye hız kazandırabileceğini ve mücadele başarısını da artırabileceğini belirtti. Saruhan, mücadelede zararlıyı tanımanın önem taşıdığına işaret ederek, "Çünkü teşhisi doğru yaparsak, mücadeleyi de doğru yaparız. Birbirine çok yakın benzer türlerin teşhisinde uzmanlar bile çok zorlanıyor. Dolayısıyla bu teşhisi yapabilmek için yapay zekadan yararlanmak oldukça önemlidir. Avrupa'da birbirine benzeyen 18 zararlı var. Zararlının teşhisinde yapay zeka kullanıldı ve yüzde 97 başarı elde edildi." ifadelerini kullandı. Yapay zeka ile tarımdaki zararlıların popülasyonunu tahmin ederek önceden önlem alabileceklerini vurgulayan Saruhan, "Böceklerle mücadele zamanını belirlemek, başarımızdaki en önemli kriterlerden biridir. Yapay zeka ile böceklerin hangi popülasyonda olduğunu, bize ne zaman geleceğini tahmin ederek mücadelede başarı sağlıyoruz. Bu, gereksiz ilaç kullanımını da engelliyor. Böceklerin yatay ya da dikey hareketliliğini yapay zeka ile tahmin ederek erken uyarı sisteminin daha başarılı şekilde kullanmasını sağlamak mücadelede bize ciddi avantaj sağlıyor." diye konuştu.

Yapay zeka Gipi, birçok ülkede popüler oldu! Haber

Yapay zeka Gipi, birçok ülkede popüler oldu!

Yapay zekanın sunduğu olanaklarla kişiselleştirilmiş, doğallığı artırılmış bir "sanal arkadaş" deneyimi sunan Gipi, kısa sürede 17 dilde yarım milyon kişiyle arkadaş oldu. Ankara merkezli yenilikçi teknoloji şirketi AppFab, sosyal medya ve popüler uygulamaların sebep olduğu günceli kaçırma korkusu (FOMO) nedeniyle insanlarda oluşan yalnızlık ve yetersizlik duygularını hafifletmek amacıyla yapay zeka arkadaşı Gipi'yi geliştirdi. Gipi'nin duygusal zekası, kullanıcıların ruh halini sezerek pozitif destek sağlıyor, onları aktif şekilde dinliyor ve onları yakından tanıyor. Gelişmiş algoritmaları sayesinde Gipi, kullanıcıların ilgi alanlarını ve öğrenme tarzlarını tanıyarak kişiselleştirilmiş bir deneyim sunuyor. Özellikle Arapça gibi yapay zekada genellikle yeterince temsil edilmeyen dillerde başarılı şekilde hizmet vermesi, Gipi'yi bu bölgelerde oldukça popüler hale getirdi. Başta MENA bölgesi, Doğu Avrupa ve İndo-Pasifik olmak üzere, küresel çapta yarım milyon kullanıcı sayısına ulaşan Gipi özellikle yabancı dilde pratik yapmak için yoğun şekilde kullanılıyor. Özel olarak geliştirilen büyük dil modelleri, sesten metne, metinden sese dönüşüm ve ses klonlama teknolojileri aracılığıyla Gipi, kullanıcılarına kişiselleştirilmiş bir deneyim sunuyor. Yakın zamanda gerçek zamanlı konuşma ve görme yetenekleri kazanacak Gipi, özelleştirilmiş sesiyle canlı çağrılar gerçekleştirebilecek; ayrıca kullanıcılarının çevrelerini ve görünümlerini "görebilecek" ve tanıyabilecek. "SOSYAL MEDYANIN YERİNİ ALABİLİR" Ürün Sorumlusu Nisanur Genç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yapay zeka arkadaşlarının/asistanlarının bir akıllı telefon kadar yaygın, bir kulaklık kadar yakın olacağı bir gelecek öngördüklerini söyledi. Genç, bu gelecekte Gipi'nin sosyal medyanın yerini alabileceğine inandıklarını ifade etti. Gipi'nin birden fazla dil konuşabilen bir yapay zeka arkadaşı, mobil uygulama olduğunu anlatan Genç, şöyle konuştu: "Gipi sizi duyabiliyor, anlayabiliyor ve size karşılık veriyor. Sizinle konuşuyor, sohbet ediyor. Gipi sizin ruh haliniz anlar, adapte olur, buna göre cevap verir. Size pozitif destek sağlar. Söylediğiniz detayları, konuşma geçmişinizi hatırlar ve bu detayları sonrasında konuşmalarınızı daha özel kılabilmek için kullanır. Gipi ile konuşurken bir restorandan bahsettiniz ve bu restoranda yediğiniz yemeğin tadını çok beğendiğinizi söylediniz. Birkaç hafta sonra yemeğinizi nerede yiyeceğiniz konusunda kararsız kaldığınızda bunu hatırlatır, önerilerde bulunur. Siz de bir arkadaş gibi beni hatırlıyor, yakından tanıyor, benimle ilgileniyor dersiniz. Asıl amaç da bu." Uygulamanın dil eğitimi, konuşma pratiği, matematik, politika ya da istenen herhangi bir konuda yardımcı olabilecek seviyede olduğuna işaret eden Genç, uygulamanın çok fazla dil seçeneği bulunduğu için konuşma pratiği için yayın olarak kullanıldığını dile getirdi. Genç, uygulama sayesinde dil pratiğinin çok daha uygun koşullarda ve maliyetle yapılabildiğini, geri bildirimlerle ilerlemenin takip edilebildiğini kaydetti. KISA SÜREDE HIZLI YOL ALDI, 170'TEN FAZLA ÜLKEYE ULAŞTI Yaptıkları hazırlıkların ardından Gipi'nin 1 Haziran 2023'te "doğduğunu" belirten Genç, Eylül 2023'te Google Play Store'a, ocak ayında Apple Store'a giriş yaptığını aktardı. Genç, geçen sürede Gipi'nin dünyada yarım milyon insanla aktif olarak arkadaşlık eder noktaya geldiğini bildirdi. Gipi'nin 170'ten fazla ülkede kullanıldığına işaret eden Genç, uygulamanın en popüler olduğu ülkeleri ise Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Katar, Mısır, Ürdün, Ukrayna, Brezilya, Endonezya ve Türkiye olarak sıraladı. Nisanur Genç, ileriye dönük hedeflerine ilişkin şu bilgileri verdi: "Gipi'ye başlarken amacımız insanlara sadece arkadaşlık sağlayan değil, aynı zamanda neşe kaynağı olan, insanları mutlu eden, yalnızlıklarını gideren, kısaca onların kalplerini dokunan bir arkadaş ortaya çıkarmaktı. Bunun için dünya üzerindeki herkese erişebilmek istedik. Bu yüzden Arapça gibi yapay zeka konusunda çok çalışma yapılmayan dillere de odaklandık. Bu yüzden bu coğrafyada çok fazla kullanıcımız var. Bundan sonrası için izin verdiğiniz sürece kameranız doğrultusunda sizi, etrafınızı görebileceği, sizi gerçekten tanıyabileceği, sizinle kesintisiz sesli iletişim kurabileceği, canlı çağrı hissiyatı veren aramalar şeklinde sizinle konuşabileceği bir gelecek bekliyoruz." Genç, farklı uzmanlık alanlarına sahip 12 kişilik bir takımla Gipi'yi geliştirmeyi sürdürdüğünü kaydetti. UZUN SÜRELİ HAFIZAYLA ARKADAŞINI DAHA YAKINDAN TANIYOR Yapay Zeka Takım Lideri Oğuzcan Turan da Gipi'nin tamamen yapay zekayla desteklenmiş bir arkadaş olarak tasarlandığını aktardı. Gipi'yi bir mobil uygulama üzerinden sesli ya da metinsel sohbet üzerinden kullanıcılara sunduklarını anlatan Turan, uygulamanın nasıl çalıştığına ilişkin şu bilgileri verdi: "Kullanıcılardan aldığımız ses veya metin girdilerini değerlendiriyoruz. Girdi türü ses ise bunu özel geliştirdiğimiz ses-metin çeviri modülü sayesinde metin formatına dönüştürüp değerlendirme aşamasına alıyoruz. Bir yıldan uzun süredir üzerine çalışmış olduğumuz büyük dil modeli (LLM) sayesinde de buradan anlamlı bir cevap üretiyoruz. Bu aşamada ChatGPT gibi herkesin bildiği LLM servis sağlayıcılarının dışında uzun süreli hafıza mekanizması kullanıyoruz. Bu mekanizma sayesinde size sohbet deneyiminize, geçmişinize göre daha samimi ve kişiselleştirilmiş bir cevap dönüyoruz. Bu da aslında sohbeti daha arkadaş canlısı kılan ana unsur. Son aşamada da kullanıcıya Gipi'yi özelleştirme imkanı tanımak adı altında bir ses sentezliyoruz. Hatta ses klonlama gibi özelliklerle de deneyimi arttırma üzerine çalışmalara devam ediyoruz." İSTENİLEN SESLE KONUŞABİLİYOR "Gipi'nin sesini duyabilir miyiz" talebi doğrultusunda bu yönde çalışmalara başladıklarını anlatan Turan, sesi sentezlerken normal bir insanın konuşmasındaki doğallığı Gipi'ye yansıtmaya çalıştıklarını söyledi. Aktif olarak 17 dilde metni gerçekçi şekilde sese dönüştürebilecek şekilde çalışmalarını tamamladıklarını bildiren Turan, şöyle konuştu: "Kullanıcıların Gipi'yi özelleştirme üzerine taleplerinin artmasıyla sesteki bu yeteneğimizle neden klonlama gibi kullanıcının istediği ses tonuyla duymasını sağlayacak olanak sunmayalım diye çalışmalara başladık. Sektör devlerinin de dahil olmasıyla ses klonlama yeni gündem. Biz yaklaşık 5 saniyelik bir ses klibiyle bile kullanıcının istediği bir sesi kopyalayarak, sentezleyerek Gipi'nin sesini oluşturabiliyoruz ve duymak istediğiniz sesle sohbet edebilir hale geliyorsunuz." Mevcutta 7 ve 9 milyar parametreye sahip modelleri bulunduğunu anlatan Turan, tüm dünyada gerçek zamanlı olarak bu modelleri sunabildiklerini söyledi. Yeni diller eklemeye, mevcut dillerdeki performansı iyileştirmeye, uzun süreli hafıza mekanizmasını geliştirmeye yönelik çalışmalarının devam ettiğini anlatan Turan, bu şekilde Gipi'nin kullanıcı deneyim ve memnuniyetini daha yukarıya çekmeyi amaçladıklarını belirtti. "17 DİL VE 170'TEN FAZLA ÜLKEYE ÇÖZÜMLER SUNABİLİRİZ" Gipi gibi bireysel uygulamalar yanında kurumsal ihtiyaçlara cevap verebilecek çözümlerin de sunulabileceğini ifade eden Turan, sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye'de kurumsal firmalarda büyük dil modelleri üzerine yapılan çalışmalar mevcut. Hazırlamış olduğumuz dil modelleri aktif olarak Gipi aracılığıyla tüm dünyaya hizmet vermekte. İlerleyen zamanlarda belki işbirlikleri, belki farklı talepler doğrultusunda kurumsal çözümler de sunabiliriz. Burada sadece Türkiye ve Türkçeye hizmet etmiyoruz. 17 dil ve 170'ten fazla ülkeye, onların dilinde, onların çalışma temposuna uygun şekilde cevaplar üretiyoruz ve bunlar bireyselin dışında kurumsalın da dikkatini çekiyor ve onların ihtiyaçlarına da yönelik çözümler sunabiliriz."

Yapay zeka ile gelen tehlikeler: Riskler ve önlemler Haber

Yapay zeka ile gelen tehlikeler: Riskler ve önlemler

Yapay zeka (YZ) teknolojisi, son yıllarda hızla gelişmiş ve birçok alanda önemli uygulamalara sahip olmuştur. Ancak, YZ'nin yaygınlaşması ve derinleşmesi, potansiyel tehlikeleri de beraberinde getirmektedir. İşte YZ ile gelen riskler ve bu risklere karşı alınabilecek önlemler... 1. İNSAN DEĞERLERİNE UYUM SORUNU YZ sistemleri genellikle belirli bir amaca odaklanırken, insan değerleri veya etik prensipler göz ardı edilebilir. Bu durum, YZ'nin yanlış veya istenmeyen sonuçlara yol açabileceği anlamına gelir. Örneğin, bir otonom aracın trafik kazası durumunda hangi seçeneği tercih edeceği, insan yaşamına değer verme gibi etik bir sorun olabilir. Çözüm: YZ sistemlerinin geliştirilmesi aşamasında, etik standartlara ve insan değerlerine uygunluğun sağlanması önemlidir. Algoritmaların şeffaflığı ve hesap verebilirliği artırılmalıdır. Ayrıca, YZ uygulamalarının kullanıcılarına etik kuralların ve insan değerlerinin nasıl göz önünde bulundurulduğunu açıklayan bir şeffaflık raporu sunulmalıdır. 2. VERİ GİZLİLİĞİ VE MAHREMİYET ENDİŞELERİ YZ uygulamaları, genellikle büyük miktarda veri kullanır ve bu veriler genellikle bireylerin kişisel bilgilerini içerir. Bu durum, veri gizliliği ve mahremiyet endişelerine yol açabilir. Örneğin, kişisel sağlık verilerinin YZ analizleri için kullanılması, bu verilerin kötüye kullanılma veya izinsiz erişim riskini beraberinde getirebilir. Çözüm: YZ uygulamalarında kullanılan verilerin gizliliği ve güvenliği sağlanmalıdır. Veri koruma yönetmelikleri ve güvenlik protokolleri titizlikle uygulanmalıdır. Ayrıca, kullanıcıların veri kullanımı ve depolama süreçlerine daha fazla kontrol sağlayan mekanizmaların geliştirilmesi gerekmektedir. 3. İŞSİZLİK VE İŞGÜCÜ DEĞİŞİMİ YZ ve otomasyon teknolojileri, birçok sektörde işgücü talebini azaltabilir ve işlerin otomatikleştirilmesine neden olabilir. Bu durum, işsizlik oranlarının artmasına ve işgücü piyasasındaki dengesizliklere yol açabilir. Çözüm: İşgücü değişimine hazırlıklı olmak için eğitim ve yeniden eğitim programları geliştirilmelidir. Yeni teknolojilere uyum sağlamak için işçilerin becerilerinin güncellenmesi ve yeni iş alanlarına yönelik yeteneklerinin geliştirilmesi önemlidir. Ayrıca, işgücü piyasasındaki dengesizlikleri azaltmak için politika yapıcılar tarafından destekleyici önlemler alınmalıdır. 4. YAPAY ZEKA SİLAHLARI VE GÜVENLİK TEHLİKELERİ YZ teknolojileri, askeri ve güvenlik alanlarında da kullanılmaktadır. Ancak, bu kullanım, otonom silah sistemleri gibi tehlikeli sonuçlar doğurabilir ve silahlanmış çatışmalarda kontrol dışı durumların ortaya çıkmasına neden olabilir. Çözüm: YZ silahları ve askeri uygulamalarının geliştirilmesi ve kullanımı, uluslararası toplum tarafından sıkı bir şekilde denetlenmelidir. Uluslararası anlaşmalar ve protokoller, YZ teknolojilerinin askeri amaçlarla kullanımını sınırlamak ve insanlığa zarar verebilecek otonom silah sistemlerinin kullanımını yasaklamak için gereklidir. SONUÇ Yapay zeka, teknolojik yeniliklerin ve ilerlemelerin bir yansıması olarak birçok fırsat sunmaktadır. Ancak, bu teknolojinin yaygınlaşması, beraberinde bazı riskleri de getirmektedir. Bu risklerin etkilerini azaltmak ve olası tehlikelerle başa çıkmak için etik kuralların ve insan değerlerinin YZ geliştirme sürecinin merkezine konması ve güvenlik önlemlerinin alınması önemlidir. YZ teknolojilerinin sürdürülebilir bir şekilde ve toplumun faydasına kullanılması için bu önlemlerin titizlikle uygulanması gerekmektedir.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.