Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Uluabat Gölü

Bursa Hayat Gazetesi - Uluabat Gölü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Uluabat Gölü haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Balık kartalı Bursa Uluabat’ta avlanırken görüntülendi Haber

Balık kartalı Bursa Uluabat’ta avlanırken görüntülendi

Bir zamanlar Türkiye’de üreyen ancak yaşam alanlarının daralması nedeniyle bugün sadece göç dönemlerinde görülebilen balık kartalı, Bursa’daki Uluabat Gölü’nde görüntülendi. Nadir rastlanan bu yırtıcı kuşu, yaban hayatı fotoğrafçısı Alper Tüydeş, avlanırken fotoğraflamayı başardı. Doğa tutkunlarının heyecanla takip ettiği “Doğaya Kanat Açtık” projesiyle Türkiye’nin dört bir yanındaki yaban hayatını belgeleyen Tüydeş, balık kartalıyla olan karşılaşmasını fotoğrafladı. BELGESELLERDEKİ AV SAHNESİ BU KEZ ULUABAT’TA GERÇEKLEŞTİ Avladığı balıkla dinlenen balık kartalını oldukça yakından görüntüleyen Tüydeş, yaşadığı deneyimi şu sözlerle anlattı: “Kuşçuluk hayatımın en unutulmaz anlarından birini yaşadım bu sabah. İlk olarak göl üzerinde avlanırken gördüm. Dönüş yolumda ise avladığı balıkla direk üstünde karşıma çıktı. Ona ilk kez bu kadar yaklaştım. Hatta balığını parçalarken çıkardığı sesleri bile duyabiliyordum.” Bu olağanüstü karşılaşma, doğaseverler ve kuş gözlemcileri arasında büyük heyecan yarattı. YAKLAŞIK 2 METRELİK KANAT AÇIKLIĞIYLA BÜYÜLEDİ Balık kartalı, etkileyici kanat açıklığı (yaklaşık 180–200 cm) ve güçlü pençeleriyle tanınıyor. Göl, nehir ve denizlerde balıkla beslenen bu tür, avını genellikle suya ani dalış yaparak yakalıyor. Belgesellerde sıkça yer alan avlanma davranışlarıyla bilinen balık kartalı, göç yolları üzerinde dinlenip beslendikten sonra güneye, kışlama alanlarına ilerliyor. Tüydeş’in fotoğrafladığı bireyin genç bir birey olduğu tahmin ediliyor. BİR ZAMANLAR TÜRKİYE’DE ÜRÜYORDU Balık kartalları, geçmişte Türkiye’de sınırlı da olsa üreme kayıtlarına sahipti. Ancak sulak alanların azalması, kirlilik ve insan baskısı nedeniyle artık yalnızca göç dönemlerinde gözlemlenebiliyorlar. Uluabat Gölü gibi zengin ekosistemlere sahip alanlar, bu tür kuşlar için önemli birer konaklama ve beslenme noktası haline gelmiş durumda.

Yaren Leylek Bursa'daki depremi hissetti mi? Davranışları dikkat çekti Haber

Yaren Leylek Bursa'daki depremi hissetti mi? Davranışları dikkat çekti

Uluabat Gölü’nün sembolü haline gelen Yaren Leylek, yıllardır balıkçı Adem Yılmaz’ın kayığına konuk olmasıyla tanınıyor. Ancak bu yıl Yaren’in alışılmadık davranışları dikkat çekti. Yuvasında huzursuz bir şekilde sesler çıkaran leylek, köy sakinlerinde şaşkınlık yarattı. Adem Yılmaz, "Normalde sabahları sakin olurdu. Ama dün gece sürekli kanat çırptı, yuvasından ayrılmak istedi. Sanki bir şeyler olacakmış gibi davranıyordu" açıklamasında bulundu. HUZURSUZLUĞU KAMERALARA YANSIDI Yaren’in deprem anından önce yuvasında huzursuzca ayağa kalkması güvenlik kamerası kayıtlarına yansıdı. Sarsıntı yaşanırken bile yuvasından ayrılmaması köylüler tarafından olumlu karşılandı. ‘YAREN’İN DAVRANIŞLARI DOĞAL UYARILARIN GÖSTERGESİ OLABİLİR’ Yer altındaki titreşimler ve gaz değişimleri hayvanlar tarafından algılanabiliyor. Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ayşe Karaca, “Leylekler manyetik alan değişikliklerine ve sismik hareketlere karşı duyarlıdır. Yaren’in davranışları da doğal uyarıların göstergesi olabilir” dedi. Yaren Leylek’in gösterdiği bu özel davranış, sadece bilimsel bir olay değil, aynı zamanda köy halkıyla doğa arasındaki derin duygusal bağın ifadesi oldu. Kırkağaç Mahallesi sakinleri, leyleğin sessiz uyarısını bir çağrı olarak kabul ederek, doğayla olan ilişkilerini daha da güçlendirmeye karar verdi. Köy muhtarı, “Yaren bizim dostumuz, onun sayesinde doğayı daha iyi anlıyor ve dinliyoruz” dedi. YAREN LEYLEK DEPREMİ ÖNCEDEN HİSSETTİ Bursa'nın Karaağaç köyünde, her yıl baharın gelişini müjdeleyen Yaren Leylek, bu kez doğanın başka bir dilini konuştu.https://t.co/cPk5YKiXO4 #Bursa #YarenLeylek #Karaağaç pic.twitter.com/G5CHbLL3Wu — Bursa Hayat (@bursahayatcomtr) August 11, 2025

Bursa Mustafakemalpaşa'da mandaların su keyfi! Haber

Bursa Mustafakemalpaşa'da mandaların su keyfi!

Uluabat Gölü’nün geniş havzasında bulunan Karaoğlan, manda yetiştiriciliğinde önemli bir merkez olarak öne çıkıyor. Sabah saatlerinde sahipleri tarafından ahırlardan çıkarılan mandalar, sürüler halinde Uluabat Gölü veya Kirmasti Çayı kıyılarına yöneliyor. Kütahya’nın Emet ve Gediz ilçelerinden kaynaklanan Kirmasti Çayı, uzun bir yolculuğun ardından Uluabat Gölü’ne kavuşuyor. Bu çay ve göl, yıllardır mandaların verimliliği için vazgeçilmez doğal su kaynakları arasında yer alıyor. Sürü halinde Kirmasti Çayı ve Uluabat Gölü’ne giren mandalar, Afrika savanalarındaki göç eden ya da yırtıcılardan kaçan bufalo sürülerini andırıyor. Mustafakemalpaşa ovasında adeta Afrika manzarası yaratan bu mandalar, akşam saatlerinde tekrar ahırlarına geri dönüyor. Mandaların yanına ulaşmak isteyen sahipleri ise, dereden kayıkla uzun bir yolculuk yapmak zorunda kalıyor. YÜZYILLARDIR YETİŞTİRİLİYOR Karaoğlan Muhtarı Ergün Kısa, mahallelerinde yüzyıllardır manda yetiştirildiğini bildiklerini belirterek, "Mahallemizde 5 bin büyükbaş hayvan var, 1800 civarı manda. Etinden, sütünden, kaymağından, tereyağından, peyniri, yoğurdu ve sucuğundan yararlanıyoruz" açıklamasında bulundu. ‘SUYA GİRMEYEN MANDANIN VERİMİ DÜŞER’ Mandaların her gün suyla mutlaka buluştuğunu dile getiren Kısa, "Mandalar için su olmazsa olmaz. Sıcakta girip serinleyecek. Asıl önemlisi yılın her dönemi girerek parazitlerinden kurtuluyorlar. Suya girerek serinlemeleri ve özellikle parazitlerinden arınmaları süt verimini doğrudan etkiliyor. Suya girmeyen mandanın verimi düşer" dedi. ‘BURALAR MANDASIYLA BİLİNİR’ Özellikle yoğurdunun bazı rahatsızlıklara karşı iyi geldiğinin bilinmesi dolayısıyla ilgi gördüğünü anlatan Kısa, "Bir manda ortalama 5 kilogram süt verir. Litresi 70 liradan satılıyor. Peyniri 400 lira, yoğurdu 120 lira, sucuğu da 600 lira. Süt verimi daha yüksek olsa üretici daha iyi kazanacak. Buralar mandasıyla bilinir " ifadelerine yer verdi. MUSTAFAKEMALPAŞA'DA MANDALARIN SU KEYFİ! Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı, Uluabat Gölü'ne kıyısı bulunan kırsal Karaoğlan Mahallesi, mandaların doğal yaşam alanına dönüşüyor. https://t.co/iPO81LEfWU#Bursa #Mustafakemalpaşa pic.twitter.com/JwsVaRLZk2 — Bursa Hayat (@bursahayatcomtr) July 12, 2025

Bursa Uluabat Gölü’nde kaybolan vatandaşı jandarma kurtardı Haber

Bursa Uluabat Gölü’nde kaybolan vatandaşı jandarma kurtardı

Bursa İl Jandarma Komutanlığı sorumluluk alanında bulunan Uluabat Gölü’nde dikkat çeken bir kurtarma operasyonu gerçekleştirildi. O.I. adlı vatandaşın sülük toplamak amacıyla göle girmesinin ardından sazlık alanda kaybolduğu bilgisi üzerine jandarma ekipleri harekete geçti. 2 KİLOMETRE SAZLIKTA İLERLEDİ, KIYIYA ULAŞAMADI Yapılan araştırmalar sonucunda, O.I.’nin suyun sığ olduğu sazlık alanda boy tulumu ile ilerlerken yönünü kaybettiği, bu nedenle kıyıdan yaklaşık 2 kilometre uzaklaştığı ve kendi imkânlarıyla geri dönemediği tespit edildi. JANDARMA BOT TİMİ VE DRONE İLE KOORDİNELİ KURTARMA Nilüfer Jandarma Asayiş Bot Komutanlığı ekipleri olaya anında müdahale etti. Sazlık alanın zorlu yapısı nedeniyle kurtarma çalışmaları yalnızca botla değil, aynı zamanda drone yardımıyla da desteklendi. Havadan yapılan tarama sayesinde O.I.’nin yeri tespit edilerek kısa sürede güvenli şekilde kıyıya ulaştırıldı. JANDARMA’DAN ANINDA MÜDAHALE Bursa İl Jandarma Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Komutanlığımız sorumluluk alanında bulunan Uluabat Gölü'ne O.I. isimli şahsın sülük avlamak maksadıyla girdiği ancak sazlık alanda kaybolduğu ihbarının alınması üzerine yapılan araştırmada; şahsın yönünü kaybederek kıyıya ulaşamadığı tespit edilmiştir. Ekiplerimizce olay yerine ivedilikle müdahale edilmiş ve drone desteğiyle şahıs kurtarılmıştır.” pic.twitter.com/FW5JAQlwHD— Bursa İl Jandarma Komutanlığı (@bursailjandarma) June 11, 2025

Bursa'da usulsüz avcılağa binlerce lira ceza kesildi Haber

Bursa'da usulsüz avcılağa binlerce lira ceza kesildi

Bursa İl Jandarma Komutanlığı, Uluabat Gölü’nde gerçekleştirdiği devriyelerle ekolojik dengeyi koruma amacıyla büyük bir başarıya imza attı. 6-17 Mayıs 2025 tarihleri arasında Nilüfer Jandarma Asayiş Bot Komutanlığı tarafından suda ve karada yapılan önleyici kolluk devriyeleri sonucunda, usulsüz su ürünleri avcılığı yapan 4 şahsa toplam 67 bin 210 TL idari para cezası uygulandı. ELE GEÇİRİLEN MALZEMELER VE CEZA UYGULAMASI Yapılan denetimlerde, 2 adet serpme ağ, 216 adet pinter, 5 kilogram canlı kerevit balığı ve 461 kilogram canlı sazan balığına el konuldu. Su Ürünleri Kanunu’na muhalefet eden şahıslara uygulanan idari para cezaları, yasaların ve doğal yaşamın korunmasındaki kararlılığı bir kez daha ortaya koydu. 466 KİLOGRAM BALIK GÖL’E BIRAKILDI Ele geçirilen 466 kilogram canlı kerevit ve sazan balığı, Uluabat Gölü’ne bırakılarak doğal yaşamlarına geri kazandırıldı. Bu hamle, Bursa İl Jandarma Komutanlığı'nın doğanın korunmasına ve ekolojik dengeyi sağlamaya yönelik kararlı adımlarının bir parçası olarak dikkat çekti. EKOLOJİK DENGENİN KORUNMASI İÇİN DENETİMLER DEVAM EDECEK Bursa İl Jandarma Komutanlığı, doğanın ve çevrenin korunması adına çalışmalarına hız kesmeden devam edeceğini belirtti. Yapılan açıklamada, "Bursamızın doğal güzellikleri ile ekolojik dengesinin korunması maksadıyla denetimlerimiz aynı azim ve kararlılıkla aralıksız olarak devam edecektir" ifadelerine yer verildi.

Uluabat Gölü nerede? Uluabat Gölü nasıl oluştu? Uluabat Gölü tektonik mi? Haber

Uluabat Gölü nerede? Uluabat Gölü nasıl oluştu? Uluabat Gölü tektonik mi?

Uluabat Gölü nerede? Uluabat Gölü nasıl oluştu? Uluabat Gölü tektonik mi? sorularına yanıt aranıyor. Arama motorları üzerinden yapılan açıklamada, "Uluabat Gölü nerede? Uluabat Gölü nasıl oluştu? Uluabat Gölü tektonik mi?" sorularına yanıt bulundu. Peki, Uluabat Gölü nerede? Uluabat Gölü nasıl oluştu? Uluabat Gölü tektonik mi? işte Uluabat Gölü ile ilgili her şey... Uluabat Gölü, eski adıyla Apolyont Gölü, Bursa'da yer alan büyük bir tatlı su gölüdür. Türkiye'nin ekosistem açısından en zengin göllerinden biri olarak kabul edilen Uluabat Gölü, planktonlar, dip canlıları, sucul bitkiler, balıklar ve kuş popülasyonları bakımından büyük çeşitlilik gösterir. Nisan 1998'de T.C. Çevre Bakanlığı tarafından Ramsar Alanı olarak ilan edilen göl, 4. Uluslararası Expo 2000 Konferansı'nda uluslararası Yaşayan Göller Ağı'na dâhil edilmiştir. Göl, başlıca Mustafakemalpaşa ve Kocasu çaylarından beslenir. Yüzeyinde, fırtınalı havalarda dalgakıran görevi gören 11 ada bulunmaktadır. Gölün kuzey kıyısında yer alan iki yarımadadan birinde Eskikarağaç, diğerinde ise Gölyazı mahalleleri bulunur. ULUABAT GÖLÜ NEREDE? Uluabat Gölü, Marmara Denizi'nin 15 km güneyinde ve Bursa ilinin 30 km batısında, Mustafakemalpaşa ilçesinin doğusunda ve Bursa Karacabey kara yolunun güneyinde, 40° 12' kuzey enlemi ve 28° 40' doğu boylamı koordinatlarında yer alır. Gölün rakımı 7 metredir. Kuzeyde Eskikaraağaç, Gölyazı ve Kirmik; batıda Mustafakemalpaşa; doğuda Akçalar; güneyde ise Akçapınar, Fadıllı ve Furla köyleri bulunur. Gölün kuzey kıyıları oldukça girintili çıkıntılıdır ve bu bölgede iki yarımada yer alır: Eskikaraağaç ve Gölyazı (Apolyont) köylerinin bulunduğu yarımadalar. ULUABAT GÖLÜ NASIL OLUŞTU? Uluabat Gölü, tektonik hareketlerin etkisiyle oluşmuş bir alüvyal set gölü olarak biliniyor. Göl, kuzeyde Neojen devri dolgularından oluşmuş alçak tepelerle, güneyde ise Jura Devri alçak dağlarıyla çevrilidir. Jeolojik evrimi hakkında çeşitli yorumlar bulunuyor. Jeolog Pfannestiel, Marmara Denizi'nin güney ve güneybatısında yer alan Manyas, Apolyont (Uluabat) ve Sapanca göllerinin eski Sarmastik denizinin kalıntıları olduğunu öne sürüyor. Bu iddia, jeolojik ve paleontolojik bulgulara dayanarak yapılmıştır. Artüz ve Korkmaz (1981) ise, Uluabat Gölü'nün jeolojik evrimini, Saroz Körfezi, Orta Marmara, Karacabey ve Bursa Ovası'ndan Adapazarı'na kadar uzanan bölgelerde meydana gelen kuvvetli çökme tektoniği (graben) olayları sonucunda oluşan çöküntü çukurlarıyla açıklamaktadır. Mindel öncesi dönemde tatlı ve hafif acı su havzalarının oluşumu söz konusu iken, Riss öncesi dönemde Trakya'nın yükseldiği belirtilmektedir. Pfannenstiel, Deveciyan ve Kosswig, Marmara Denizi'nin tatlı sudan tuzlu suya geçiş sürecinde, Sarmatik denizinin tatlı ve hafif acı sulara sahip elemanlarının akarsular tarafından beslenen sığınak bölgelere göç ettiğini ve bu gölün Sarmatik dönemden kalan balık türlerinin kanıt olarak değerlendirilebileceğini ifade etmektedirler. Dalkıran (2001) ve Demirhindi (1972) de benzer görüşleri desteklemekte ve Uluabat ile Manyas göllerinde adaptasyon göstermiş bazı deniz balıkları ve acı su formlarının bulunmasını bu görüşün kanıtı olarak sunmaktadırlar. Ayrıca, A. Philipson ve E. Lahn, Neojen döneminde Bursa-Gönen depresyonunda büyük bir tatlı su gölünün oluştuğunu ve Neojen sonu veya Kuaterner'de meydana gelen hareketlerle bu gölde dört küçük küvetin oluştuğunu belirtmektedir. Bu süreçte, Bursa ve Gönen küvetlerinin alüvyonlarla dolduğunu ve geriye sadece Uluabat ve Kuş göllerinin kaldığını vurgulamaktadırlar. Uluabat Gölü'nün jeolojik geçmişi ve evrimi, bölgenin doğal tarihine ışık tutan önemli bilgiler sunuyor ve gölün tarihsel süreçteki rolünü daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.

Türkiye'nin en önemli sulak alanlarından biri: Uluabat Gölü Haber

Türkiye'nin en önemli sulak alanlarından biri: Uluabat Gölü

Uluabat Gölü, zengin biyolojik çeşitliliği ile Türkiye'nin en önemli göllerinden biridir. Gölde 200'den fazla kuş türü, 50'den fazla balık türü ve 40'tan fazla bitki türü yaşamaktadır. Uluabat Gölü, gölde yaşayan pelikanlar, karabataklar ve yaban ördekleri gibi birçok su kuşu türü için önemli bir üreme alanıdır. Uluabat Gölü, gölde yaşayan turna, alabalık, kerevit gibi birçok balık türü ile de önemli bir balıkçılık merkezidir. Uluabat Gölü, doğal güzelliği ile de önemli bir turizm merkezidir. Gölde tekne turları, balık tutma ve kuş gözlemciliği gibi birçok aktivite yapılabilmektedir. ULUABAT GÖLÜ'NE NASIL GİDİLİR? Uluabat Gölü'ne Bursa şehir merkezinden karayolu ile 30 dakikada ulaşabilirsiniz. Gölün en yakın havalimanı ise Bursa Yenişehir Havalimanı'dır. ULUABAT GÖLÜ'NDE NELER YAPILABİLİR? Uluabat Gölü'nde tekne turları yapabilir, gölün muhteşem manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Gölde balık tutabilir, taze balığın tadına bakabilirsiniz. Gölde kuş gözlemciliği yapabilir, birçok farklı kuş türünü gözlemleyebilirsiniz. Gölün etrafında yürüyüş yapabilir, doğanın tadını çıkarabilirsiniz. Gölün kenarında piknik yapabilir, aileniz ve arkadaşlarınızla keyifli vakit geçirebilirsiniz. ULUABAT GÖLÜ HAKKINDA İLGİNÇ BİLGİLER... Uluabat Gölü, 1998 yılında Ramsar Sözleşmesi kapsamında uluslararası öneme sahip sulak alan olarak kabul edilmiştir. Uluabat Gölü, 2013 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne dahil edilmiştir. Uluabat Gölü, birçok film ve diziye ev sahipliği yapmıştır. ULUABAT GÖLÜ'NÜN KORUNMASI Uluabat Gölü, Türkiye'nin en önemli sulak alanlarından biri olmasına rağmen, birçok tehdit ile karşı karşıyadır. Bu tehditler arasında şunlar yer almaktadır: Kirlilik: Gölün etrafındaki yerleşim yerlerinden ve tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan atık sular gölü kirletmektedir. Bu durum göldeki canlı çeşitliliğini olumsuz etkilemektedir. Yasa dışı avcılık: Gölde balık avı yasa dışı olmasına rağmen, kaçak avcılık göldeki balık popülasyonunu tehdit etmektedir. Habitat tahribatı: Gölün etrafındaki ormanlık alanların tahrip edilmesi göldeki canlı çeşitliliğini olumsuz etkilemektedir. İklim değişikliği: İklim değişikliği göldeki su seviyesinin düşmesine ve su sıcaklığının artmasına neden olmaktadır. Bu durum da göldeki canlı çeşitliliğini olumsuz etkilemektedir. Uluabat Gölü'nün korunması için: Kirliliğin önlenmesi: Gölün etrafındaki yerleşim yerlerinden ve tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan atık suların arıtılması için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Sürdürülebilir balıkçılık: Göldeki balık avının sürdürülebilir bir şekilde yapılması ve kaçak avcılığın önlenmesi için gerekli kontrollerin sağlanması gerekmektedir. Habitat restorasyonu: Gölün etrafındaki tahrip edilen ormanlık alanların tekrar ağaçlandırılması gerekmektedir. İklim değişikliğine uyum: İklim değişikliğinin göl üzerindeki etkilerini azaltmak için gerekli çalışmalar yapılmalı ve göl ekosisteminin bu değişime uyum sağlaması için destekleyici adımlar atılmalıdır. Uluabat Gölü'nün korunması için birçok sivil toplum kuruluşu ve kamu kurumu tarafından çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışmalar kapsamında göldeki kirlilik seviyesi izlenmekte, göldeki canlı çeşitliliği araştırılmakta ve gölün korunmasına yönelik farkındalık çalışmaları yapılmaktadır. Uluabat Gölü'nün korunması hepimizin sorumluluğudur. Bu doğal güzelliği korumak için bilinçli davranmalı ve gölün kirlenmesine neden olacak her türlü faaliyetten kaçınmalıyız. Uluabat Gölü'nün korunmasına katkıda bulunmak için: Gölün etrafını çöplerle kirletmemeliyiz. Kimyasal maddeleri göl suyuna atmamalıyız. Göldeki canlılara zarar vermemeliyiz. Sürdürülebilir ürünler satın alarak gölün korunmasına katkıda bulunabiliriz. Gölün korunmasına yönelik çalışmalara destek verebiliriz. Tüm bu çabalar ile Uluabat Gölü'nün doğal güzelliğini gelecek nesiller için korumak mümkün olacaktır. Uluabat Gölü'nün korunmasıyla ilgili bazı önemli gelişmeler: 1998 yılında Uluabat Gölü, Ramsar Sözleşmesi kapsamında uluslararası öneme sahip sulak alan olarak kabul edilmiştir. 2001 yılında Uluabat Gölü Havzası Yönetim Planı hazırlanmıştır. Bu plan kapsamında gölün korunması için birçok somut adım atılmaktadır. 2005 yılında Uluabat Gölü Milli Parkı kurulmuştur. Bu sayede gölün doğal güzellikleri ve kültürel varlıkları daha iyi korunacaktır. Uluabat Gölü'nün korunması için hepimizin üzerine düşeni yapmamız gerekmektedir. Bu doğal güzelliği korumak için bilinçli davranmalı ve gölün kirlenmesine neden olacak her türlü faaliyetten kaçınmalıyız.

Uluabat Gölü'ne akan derelerde endişelendiren görüntü Haber

Uluabat Gölü'ne akan derelerde endişelendiren görüntü

Türkiye'nin en büyük göllerinden birisi olan Uluabat Gölü'ne akan derelerde beyaz köpüklerin oluşması, bölge sakinlerini ve çevrecileri endişelendirdi. İnceleme yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekipleri, olayın zirai ilaç kalıntılarının suya karışmasından kaynaklandığını açıkladı. Nisan 1998'de bakanlık tarafından ‘Ramsar Alanı’ olarak kabul edilen ve 4. Uluslararası EXPO 2000 Konferansı'nda uluslararası ‘Yaşayan Göller Ağı’na dahil edilen Uluabat Gölü’ne akan derelerde beyaz köpük tabakası oluştu. Göl suyunu kullanarak on binlerce dönüm tarlasını sulayan köylüler ve çevreciler, durum karşısında panik yaşadı. “KAR BEKLERKEN FELAKETLE KARŞILAŞTIK” Bir açıklama yapan DOĞADER Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demir, "Kar beklerken bembeyaz felaketle karşılaştık. Köylülerimizin bize ihbarı üzerine buraya geldik. Burası Türkiye'deki yaşayan göl unvanına sahip tek göl ve uluslararası sözleşmeyle koruma altına aldığımız göllerden bir tanesi, bu göl çok sayıda canlıya ev sahipliği yapıyor. Çok ciddi kuraklık yaşadığımız ve her damla su varlığımızı koruma altına almamız gereken şu dönemde koruma altındaki gölümüz çevre felaketiyle karşı karşıya. Kimyasal atık gölü kirletiyor. Bu kirlilik göldeki canlı türlerini tehdit ediyor" dedi. Gölün bulunduğu bölgede yer alan Yavelli Köyü Muhtarı Ersin Demir, sudaki canlıların yok olma tehlikesi altında olduğunu ileri sürerek, "Uluabat Türkiye'nin en değerli göllerinden bir tanesi. Mustafakemalpaşa ilçesinde 160 bin dönüm araziyi bu gölden suluyoruz. Ektiğimiz ürünleri bu kirli suyla sulamak durumunda kalıyoruz. Hayvanlarımız da bu sudan içiyor” dedi. BÖLGEDE İNCELEME Köylülerin şikayeti üzerine harekete geçen Bursa Valiliği, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, bölgede inceleme başlattı. Yapılan denetimlerde, bölgede herhangi bir endüstriyel tesisin olmadığı, bölgede tarım faaliyetlerinin yoğun olduğu, Uluabat Gölü'ne giden Çapraz Deresi'ne DSİ'ye ait sulama kanalından su akışının olduğu, sulama kanal membasında herhangi bir olumsuz koku, illegal atıksu deşarjının olmadığı, DSİ sulama kanalında mansap tarafından suyun belli bir yükseklikten deşarj olması, ayrıca deşarj sonrası kanal ucunda duvara çarpması nedeniyle köpüklenmenin ve kokunun oluştuğu belirtildi. Denetim sonucunda oluşan koku ve köpüklenmenin bölgede iki gündür devam eden yağış nedeniyle tarımda kullanılan ilaçların yağmur suyuyla beraber kanala gitmesi nedeniyle yaşandığı, bölgedeki kirliliğin müdürlük tarafından takibinin yapıldığı bildirildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.