Sürdürülebilirlik Haberleri - Son Dakika Sürdürülebilirlik Haber Güncel Gelişmeler

Nilüfer’de gençler “İklim Krizi ve Doğa Etkinliği”nde buluştu

Nilüfer Belediyesi, Nilüfer Kent Konseyi ve Bir Bulut Olsam Derneği iş birliğiyle Fadıllı Havacılık ve Doğa Sporları Merkezi’nde düzenlenen “İklim Krizi ve Doğa Etkinliği”, gençlerin çevre bilincini artırmayı hedefleyen kapsamlı bir organizasyon olarak dikkat çekti. Etkinlik boyunca doğada vakit geçiren gençler; takım oyunları, doğa aktiviteleri ve geri dönüştürülebilir malzemelerden kukla yapımı gibi atölyelere katıldı. ATÖLYELERDE GERİ DÖNÜŞÜM BİLİNCİ PEKİŞTİ Geri dönüştürülebilir malzemelerle gerçekleştirilen yaratıcı atölye çalışmaları, gençlerin hem eğlenmesini hem de çevre konusunda daha bilinçli hale gelmesini sağladı. Doğada düzenlenen ekip oyunları ise katılımcılara çevre ile uyumlu yaşamın önemini gösterdi. Etkinliğin söyleşi bölümünde gençlerle buluşan Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Zerrin Güleş, iklim krizi ve çevre politikaları üzerine kapsamlı bir sunum yaptı. ÖNCÜ ATIK YÖNETİMİ UYGULAMALARI Güleş, gençlerin merak ettiği atık yönetimi konusunda Nilüfer Belediyesi’nin yıllardır örnek teşkil eden uygulamalar yürüttüğünü belirtti. Henüz mevzuat çıkmadan ambalaj atıklarını çöpten ayrı toplamaya başladıklarını hatırlatan Güleş, farklı türdeki atıkların Toplama Ayırma Tesisi’nde cam, kağıt, plastik ve metal olarak ayrıldığını ve her malzemenin ayrı dönüştürücülere gönderildiğini ifade etti. 14 TÜR ATIK, MERKEZDE AYRI TOPLANIYOR Nilüfer Belediyesi Atık Getirme Merkezi’nin 2020 yılından bu yana Alaaddinbey Ek Hizmet Binası kampüsünde hizmet verdiğini hatırlatan Güleş, burada 14 farklı atığın lisanslı firmalar aracılığıyla güvenli şekilde bertaraf edildiğini söyledi. Tekstil, elektronik, pil, akü, motor yağı, tıbbi atık ve bitkisel yağların bu merkezde ayrı toplandığını aktararak, özellikle bitkisel atık yağların çevreye verdiği büyük zararlara dikkat çekti. BİTKİSEL ATIK YAĞLAR BİYODİZELE DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR Güleş, lavaboya dökülen bitkisel yağların kanalizasyonu tıkadığını, toprağa karıştığında yeraltı sularını zehirlediğini ve yangın riskine yol açtığını belirterek; su yüzeyinde oluşturduğu film tabakasının su altı yaşamını yok ettiğini söyledi. Belediye tarafından toplanan bu yağların çevreci bir alternatif yakıt olan biyodizele dönüştürüldüğünü de vurguladı. “KÜRESEL SICAKLIK ARTIŞINI SINIRLAMAK İÇİN ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ŞART” Söyleşide iklim krizinin etkilerini değerlendiren Güleş, artık yalnızca bir “iklim değişikliği” değil, günlük yaşamı doğrudan etkileyen bir iklim krizi içinde olduğumuzu söyledi. Su yoksunluğu, sel, yangın ve fırtına gibi aşırı hava olaylarının bunun bir sonucu olduğunu belirtti. Uluslararası hedefin küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlandırmak olduğunu hatırlatan Güleş, bunun için fosil yakıt kullanımının azaltılması, ulaşım modellerinin yeniden ele alınması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. NİLÜFER’DE KOMPOST ÜRETİMİ YAYGINLAŞIYOR Nilüfer Belediyesi’nin sürdürülebilirlik çalışmalarına değinen Güleş, pazarlardan toplanan sebze-meyve atıkları ile belediye binalarından çıkan çay ve kahve posalarının kompost tesisinde dönüştürüldüğünü aktardı. Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün budama atıklarının da kompost yapımında kullanıldığını belirterek, üretilen kompostun toprak kalitesini artırdığını ve isteyen vatandaşlara ücretsiz verildiğini söyledi. GENÇLERE ÇAĞRI: “YEREL YÖNETİMLERİ ÇALIŞTIRIN” Konuşmasının sonunda gençlere sorumluluk alan bir çağrıda bulunan Güleş, sosyal medya ve dijital kanallar aracılığıyla çevre sorunlarını belediyelere iletmelerini istedi. Yerel yöneticilerin gençlerin taleplerine büyük önem verdiğini vurgulayan Güleş, gençlerin aktif katılımının iklim mücadelesi için hayati olduğunu ifade etti. FARKINDALIK DOLU BİR GÜN Nilüfer’de düzenlenen etkinlik, gençlere hem doğayla iç içe bir gün yaşattı hem de iklim krizi ve geri dönüşüm konularında derinlikli bir farkındalık kazandırdı. Belediyenin sürdürülebilirlik alanındaki çalışmaları ve gençlere yönelik açık çağrısı, Nilüfer’in çevre politikalarında öncü rolünü bir kez daha ortaya koydu.

BTÜ'den çığır açan proje: Hem doğaya hem bütçeye kazandıracak!

Bursa Teknik Üniversitesi’nden bilim insanları, şehirlerin kronikleşen katı atık sorununu çözmek üzere yeni bir çalışmayı hayata geçirmeye hazırlanıyor. TÜBİTAK-1001 desteği alan bu bilimsel proje, atık toplama ve bertaraf süreçlerinde çevreye en az zarar veren ve en ekonomik yöntemi tespit edecek. Geliştirilecek özel matematiksel model, yerel yönetimlere yeni seçenekler sunacak. TÜBİTAK DESTEKLİ PROJE 24 AY SÜRECEK Proje, “Kentsel Katı Atık Yönetiminin Uzun Dönemli Planlanması İçin Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi Tabanlı Bir Çevresel Etki Optimizasyonu Modelinin Geliştirilmesi” adını taşıyor. 24 ay sürecek olan çalışmanın yürütücülüğünü, BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Kemal Korucu üstleniyor. Proje ekibinde ayrıca Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Endüstri Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlker Küçükoğlu ve BTÜ Çevre Mühendisliği Araştırma Görevlisi Tuba Arıdil Ayten de araştırmacı olarak yer alıyor. Bu multidisipliner ekip, çöp toplama, taşıma, işleme ve bertaraf süreçlerindeki tüm olasılıkları eş zamanlı değerlendirebilecek bir model üzerinde çalışıyor. PROF. KORUCU: "YENİ MODEL BİNLERCE OLASILIĞI AYNI ANDA ELE ALACAK" Prof. Dr. Mahmut Kemal Korucu, mevcut katı atık yönetim modellerinin yetersizliğine dikkat çekti. Var olan modellerin sınırlı sayıda seçenek üzerinde çalıştığını, bu durumun ise doğru kararı vermeyi çoğu zaman imkânsız hale getirdiğini belirtti. Atıkların yönetiminin sadece teknik değil, aynı zamanda çok yönlü bir karar verme problemi olduğunu ifade etti. Geliştirilecek yeni matematiksel model ise bu sorunu çözmeyi hedefliyor. Model, binlerce olasılığı aynı anda ele alarak karar vericilere çok daha geniş ve sağlıklı bir değerlendirme alanı sunacak. Prof. Korucu, bu yaklaşımla karar aşamasında dahi büyük ekonomik ve çevresel kayıpların önüne geçileceğini söyledi. Bu sayede yerel yönetimler, en az maliyetli ve çevreye en az zararlı katı atık yönetimi seçeneğini kolaylıkla görebilecek. AMAÇ: DAHA TEMİZ, DAHA EKONOMİK ŞEHİRLER Projenin nihai amacı; büyük şehirlerde ortaya çıkan devasa çöp problemlerini çözebilecek kapasitede bir yazılım ve model yapısı oluşturmak. Prof. Korucu, bunun uzun vadede hem doğaya verilen zararları hem de kamu bütçesindeki kayıpları minimuma indireceğini ifade etti. Böylece yerel yönetimlerin doğru karar alması kolaylaşacak. Projenin en önemli farkı ise "Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi" yaklaşımını temel almasıdır. Prof. Dr. Korucu, bu yaklaşım sayesinde atık toplama veya bertaraf sürecinin çevreye olan etkisinin sadece bugünü değil, gelecek nesilleri de düşünerek hesaplanacağını kaydetti. Bu bilimsel çözüm, sürdürülebilirlik alanında önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Bursa AB Bilgi Merkezi’nden öğrencilere çevre farkındalığı paneli

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) bünyesinde faaliyet gösteren Bursa AB Bilgi Merkezi, Türkiye’de AB Bilgi Merkezleri Ağı’nın desteklenmesi projesi kapsamında, çevresel bilincin artırılması amacıyla “Biyolojik Çeşitliliği Koruma ve Sürdürülebilirlik Paneli” düzenledi. BTSO 15 Temmuz Şehitleri Prof. Dr. İlhan Varank Mesleki Eğitim Külliyesi’ndeki Prof. Dr. İlhan Varank Konferans Salonu’nda gerçekleşen etkinlik, lise öğrencilerinin yoğun katılımıyla gerçekleşti. Panelde biyolojik çeşitliliğin önemi, karbon ayak izinin azaltılması, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve sürdürülebilir kalkınma politikaları detaylı şekilde ele alındı. BTSO’DAN YEŞİL DÖNÜŞÜM VURGUSU Panelin açılışında konuşan BTSO AB Uyum ve Yeşil Mutabakat Konseyi Başkan Yardımcısı Fatih Dursun, biyolojik çeşitlilik ve sürdürülebilir kalkınmanın insan yaşamının temel taşları olduğunu söyledi. Dursun, Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat stratejisinin çevre dostu üretimi teşvik ettiğini belirtti. “Dünya, köklü bir değişim sürecinde. Avrupa Yeşil Mutabakat ile çevreci üretim şart koşuluyor ve bu sadece çevre politikası değil, rekabet stratejisidir. Ancak bu mesele yalnızca AB’nin değil, insanlığın ortak sorunudur.” diyen Dursun, öğrencilere şöyle seslendi: “Sizler, geleceğin yeşil dönüşümünün mühendisleri, tasarımcıları ve girişimcilerisiniz. Bugün burada bilim insanları, STK’lar ve sanayicilerle buluşuyorsunuz. Bu fırsatı iyi değerlendirin; soru sorun, araştırın ve çözümün bir parçası olun.” Bursa’nın sanayi potansiyeline de dikkat çeken Dursun, şunları kaydetti: “32 milyar dolarlık dış ticaret hacmiyle Bursa, Türkiye’nin önemli kentlerinden biri. Bu ticaretin yüzde 60’ı AB ülkeleriyle. Bursa olarak kural koyan bir şehir olmayı hedefliyoruz. Yeşil Mutabakat ve sürdürülebilirlik konularında sanayimizi dönüştürüyoruz.” “BİREYSEL FARKINDALIK SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN TEMELİ” Bursa Teknik Üniversitesi Orman Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Gündoğdu, sürdürülebilirlik için bireysel bilinçlenmenin önemine vurgu yaptı. “Gençlerin çevre bilincini erken yaşta kazanması, sürdürülebilir geleceğin temelidir. Bu farkındalık kuşaktan kuşağa aktarılacak güçlü bir zincir oluşturur.” diyen Gündoğdu, Avrupa ülkelerinin bu konuda büyük yatırımlar yaptığını hatırlattı. Eğitim ve farkındalık çalışmalarının önemine de dikkat çeken Gündoğdu, “Orman yangınlarının büyük kısmı doğaya saygısızlık ve bilinçsiz davranışlardan kaynaklanıyor. Doğayı anlamak ve ekosistemi tanımak için eğitim şart. BTSO ve Bursa AB Bilgi Merkezi’nin bugün düzenlediği bu panel, geleceğe yapılan önemli bir yatırımdır.” ifadelerini kullandı. ÇEVRESEL FARKINDALIKTA BURSA ÖRNEĞİ Bursa AB Bilgi Merkezi’nin bu tür etkinliklerle gençlerin çevre bilincini artırmayı hedeflediğini vurgulayan yetkililer, sürdürülebilirlik odaklı projelerin kentte yaygınlaştırılmasının önemine işaret etti. Öğrencilerin aktif katılımıyla gerçekleşen panel, biyolojik çeşitlilik ve sürdürülebilir kalkınma konularında farkındalık yaratmayı amaçladı. Bursa’nın hem ekonomik hem de çevresel gelişimine katkı sağlayacak bu tür eğitim programlarının devam edeceği bildirildi.

BUÜ’de geleceğe yatırım: Sürdürülebilirlik eğitimleri tamamlandı

Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), 50. kuruluş yılını sadece geçmişin anısıyla değil, geleceğe umutla bakarak kutladı. BUÜ Sürdürülebilirlik Koordinatörlüğü ve Sürekli Eğitim Merkezi (ULUSEM) işbirliğiyle hayata geçirilen “Sürdürülebilirlik Eğitim Programı”, Dünya Çevre Günü kapsamında gerçekleştirilen sertifika töreniyle sona erdi. 37 SAATLİK EĞİTİMLE 17 KÜRESEL AMAÇ ELE ALINDI 24 Nisan - 30 Mayıs tarihleri arasında yürütülen eğitim programı, toplam 37 saat sürdü. Program boyunca Birleşmiş Milletler’in belirlediği 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı üzerine odaklanıldı. Eğitimler, BUÜ’nün farklı fakültelerinden gönüllü akademisyenler tarafından tamamen ücretsiz şekilde verildi. 147 ÖĞRENCİ BELGE ALMAYA HAK KAZANDI Yoğun ilgi gören eğitim programını başarıyla tamamlayan 147 öğrenciye katılım belgesi verildi. Bu öğrencilerden 93’ü e-Devlet sistemi üzerinden geçerli olacak şekilde sertifika alma hakkı kazandı. Programın sonunda öğrenciler, sürdürülebilirlik alanında üniversitenin "sürdürülebilirlik elçileri" ilan edildi. “SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK SADECE ÇEVRE DEĞİL, BİR YAŞAM BİÇİMİ” BUÜ Sürdürülebilirlik Koordinatörü Doç. Dr. Yasemin Kaya, törende yaptığı konuşmada eğitimin çok boyutlu önemine dikkat çekti. Kaya, “Sürdürülebilirliği sadece çevresel değil; insani, toplumsal ve etik bir sorumluluk olarak ele aldık. Öğrencilerimiz artık yalnızca üniversitemizin değil, toplumun da sürdürülebilirlik adına güçlü sesleri olacak” dedi. Doç. Dr. Kaya ayrıca, eğitime katkı sunan öğretim üyeleri adına TEMA Vakfı aracılığıyla Tokat Karkıncık Ormanı’na fidan bağışında bulunduklarını belirtti. “ÇEVRENE İYİ BAK” VE “PLASTİK KİRLİLİĞİYLE MÜCADELE” TEMALARI ÖNE ÇIKTI Bu yılki Dünya Çevre Günü’nün “Çevrene İyi Bak” ve “Plastik Kirliliğiyle Mücadele” temaları doğrultusunda şekillendirilen program, gençlerde çevre bilincini artırmayı ve sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarını desteklemeyi hedefledi. REKTÖR YILMAZ’DAN TEŞEKKÜR VE DESTEK MESAJI Törene katılan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, üniversitenin sürdürülebilirlik vizyonuna verdikleri önemi vurguladı. Gençlerin bu alanda gösterdiği ilgi ve başarıdan büyük memnuniyet duyduğunu ifade eden Yılmaz, programın sonunda katılımcılarla hatıra fotoğrafı çektirdi.

AIESEC Bursa’dan gençlere yönelik sürdürülebilirlik etkinliği

AIESEC Bursa tarafından organize edilen ‘Proje Ortaklı Farkındalık Platformu’, gençlerin liderlik becerilerini geliştirmeyi, firmalara marka bilinirliği sağlamayı ve sosyal sorumluluk projeleriyle yetenekli gençleri buluşturmayı amaçlıyor. Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde gerçekleşen programın son konuğu, Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik oldu. "SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KUŞAKLAR ARASI BİR SORUMLULUKTUR" Gençlerle yaptığı sohbetinde sürdürülebilirliğin önemine vurgu yapan Halisçelik, “Sürdürülebilirlik, sadece bugünü değil, geleceği de korumak anlamına geliyor. Ben doktora tezimi sürdürülebilir kalkınma üzerine yapmış biri olarak, bu konunun ne kadar hayati olduğunu çok iyi biliyorum. Aldığımız kararlar, sadece bugünümüzü değil, gelecek nesillerin yaşamını da etkiliyor. Kaynaklarımızı doğru ve verimli kullanmak zorundayız” dedi. GENÇLERİN KARİYERİNE KATKI SAĞLAMAYI HEDEFLİYOR Aynı zamanda 7-8 farklı üniversitede ders veren Halisçelik, binlerce öğrenciyle deneyimlerini paylaştığını belirterek, “Gençlerle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Onların kariyer planlamalarına ve sürdürülebilirlik yolculuklarına katkıda bulunmak en büyük hedeflerimden biri” ifadelerini kullandı. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KONUSUNDA FARKINDALIK ARTIYOR Son yıllarda sürdürülebilirlik kavramı hem yerel yönetimler hem de gençler arasında giderek daha fazla önem kazanıyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin bu alandaki çalışmalarını gençlere aktararak farkındalık yaratması, geleceğin liderlerine ilham kaynağı oluyor.

Yemeksepeti sürdürülebilirlik çalışmalarını açıkladı

Türkiye’de hızlı ticaretin önde gelen markalarından Yemeksepeti, 1-7 Haziran Türkiye Çevre Haftası ve 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde çevresel sürdürülebilirlik alanındaki liderliğini bir kez daha ortaya koyuyor. Şirket, 2020 yılından beri uyguladığı karbon emisyonlarını azaltma ve dengeleme politikası kapsamında birçok proje gerçekleştirerek, çevreye duyarlı bir iş modeli benimsediğini gösteriyor. DÖRDÜNCÜ YILDA DA KARBON EMİSYONLARINI DENGELEDİ Yapılan açıklamaya göre, bu yıl dördüncü kez karbon emisyonlarını dengeleyen şirket, 9 bin 700 tonluk VCS (Verified Carbon Standard) sertifikalı karbon kredisi alarak, çevresel etkilerini minimize etme yolunda önemli bir adım attı. Ayrıca, operasyonlarında yaptığı optimizasyonlar ve karbon azaltım çabaları sayesinde, Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarda bir önceki seneye oranla yüzde 36'lık bir düşüş sağladı. Bu düşüş, şirketin çevreye duyarlılığını ve sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığını gözler önüne seriyor. SIFIR ATIK HEDEFİNE DOĞRU EMİN ADIMLAR Yemeksepeti Market depolarının yüzde 95’inde sıfır atık belgesi alarak bu alandaki duyarlılığını belgeleyen şirketin genel merkez binası olan Yemeksepeti Park da sıfır atık belgesine sahip tesisler arasında yer alıyor. Şirket, sene sonuna kadar tüm ofislerinde sıfır atık belgesi almış olmayı hedefliyor. WWF Yeşil Ofis belgesini de Yemeksepeti Park merkez binası için elinde bulunduran şirket, ofis yaşamında çevre dostu uygulamaların benimsenmesi ve sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlıyor. Şirketin bu konuda attığı adımlar, çevre dostu bir çalışma ortamı oluşturma konusundaki kararlılığını gösteriyor. AKILLI TARTI SİSTEMİ İLE GIDA İSRAFI AZALTILDI Şirketin geçtiğimiz Ağustos ayında Fazla ile iş birliği yaparak hayata geçirdiği Akıllı Tartı Sistemi sayesinde her gün yemekhanede çöpe atılan gıdalar ölçülüyor ve gıda israfının önüne geçiliyor. 10 aylık proje sürecinde, veriye bağlı olarak alınan aksiyonlarla günlük atık miktarı 40 kilogramdan 29,8 kilograma düşürüldü. Bu da günlük olarak gıda israfının yüzde 25 oranında azaltıldığını gösteriyor. Bu azaltım projesi sayesinde çevresel etki bazında sadece gıda atıkları değil, aynı zamanda gıda atığından kaynaklı oluşan 9 tonluk karbon salımının önüne geçildi. Şirketin bu projesi, gıda israfının kaynağında azaltılması konusunda önemli bir rol oynuyor. KAHVE POSALARININ İLERİ DÖNÜŞÜMÜ İLE YENİLİKÇİ YAKLAŞIM Şirket, organik atıklarını azaltma ve döngüsel ekonomiye fayda oluşturma hedefi doğrultusunda Wastepresso ile 2023 yılında bir iş birliği hayata geçirdi. Kahve posalarının ileri dönüşümle sürdürülebilir ve yenilikçi hammaddelere çevrilerek tekrar kullanılabilir hale getirilmesi ile 7 aylık çalışma süresinde, şirket tarafından üretilen 400 kilodan fazla kahve posası, 1 tona yakın alternatif sürdürülebilir ham maddeye dönüştürüldü. Bu dönüşüm sayesinde 440 kilogram CO2E sera gazının atmosfere salımının önüne geçildi. Bu miktar, yaklaşık 190 litre benzin tüketimi veya 80 bin 193 kez telefon şarj etme işleminin karbon ayak izine eşdeğer. Bu çevre dostu adımlarıyla sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlayan ve çevreye duyarlı bir iş modelini benimsediğini gösteren şirket, Türkiye Çevre Haftası ve Dünya Çevre Günü’nde sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığını bir kez daha gösteriyor. Şirket, Türkiye’de çevre dostu uygulamalarıyla öncü bir rol üstlenmeye devam ediyor.

Şehir planlamasında sürdürülebilirlik: Geleceğin kentleri için bir rehber

Günümüzde dünya nüfusunun büyük bir kısmı şehirlerde yaşamaktadır ve bu trendin önümüzdeki yıllarda da devam etmesi beklenmektedir. Bu durum, şehirlerin sürdürülebilirlik açısından büyük bir önem kazanmasını sağlamaktadır. Şehir planlaması, bu sürdürülebilirlik hedeflerini gerçekleştirmede kritik bir rol oynamaktadır. Bu makalede, sürdürülebilir şehir planlamasının önemi ve nasıl gerçekleştirilebileceği üzerine odaklanacağız. 1. SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞEHİR PLANLAMASININ ÖNEMİ Sürdürülebilir şehir planlaması, çevresel, ekonomik ve sosyal faktörleri dengede tutarak şehirlerin uzun vadeli refahını ve sağlığını sağlar. Bu yaklaşım, doğal kaynakların korunması, sera gazı emisyonlarının azaltılması, enerji verimliliğinin artırılması, yeşil alanların korunması ve toplumsal eşitliğin sağlanması gibi hedefleri içerir. Ayrıca, şehirlerin dayanıklılığını artırarak doğal afetlere ve iklim değişikliğine karşı direncini güçlendirir. 2. YEŞİL ALTYAPI VE AÇIK ALANLARIN KORUNMASI Sürdürülebilir şehir planlaması, yeşil altyapıyı korumayı ve genişletmeyi öncelikli hale getirir. Bu, parklar, bahçeler, korunmuş alanlar ve doğal habitatları içerir. Yeşil altyapının korunması, biyolojik çeşitliliği artırır, su döngüsünü düzenler, hava kalitesini iyileştirir ve şehir sakinlerinin refahını artırır. 3. TOPLU TAŞIMA VE YAYA DOSTU ALANLAR Sürdürülebilir şehir planlaması, toplu taşıma sistemlerini ve yaya dostu alanları teşvik eder. Toplu taşıma, bireysel araç kullanımını azaltarak trafik sıkışıklığını ve hava kirliliğini azaltır. Yaya dostu alanlar ise, şehir sakinlerinin sağlığını teşvik eder, yayaların güvenliğini artırır ve toplumsal etkileşimi destekler. 4. ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI Sürdürülebilir şehir planlaması, enerji verimliliğini artırmayı ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmayı teşvik eder. Binaların enerji verimliliği standartlarının yükseltilmesi, enerji tüketimini azaltır ve sera gazı emisyonlarını düşürür. Ayrıca, güneş, rüzgar ve hidroelektrik gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, şehirlerin enerji güvenliğini artırır ve fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltır. 5. KATILIMCI PLANLAMA VE TOPLUMSAL KATILIM Sürdürülebilir şehir planlaması, katılımcı bir süreç gerektirir ve şehir sakinlerinin fikirlerini, ihtiyaçlarını ve endişelerini dikkate alır. Toplumsal katılım, karar alma sürecine şeffaflık ve hesap verebilirlik getirir ve planların toplumun geniş bir kesimini temsil etmesini sağlar. SONUÇ: SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞEHİRLERİN GELECEĞİ Sürdürülebilir şehir planlaması, şehirlerin çevresel, ekonomik ve sosyal açıdan daha sürdürülebilir hale gelmesini sağlar. Bu yaklaşım, şehirlerin doğal kaynakları daha etkin bir şekilde kullanmasını, yaşam kalitesini artırmasını ve gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmasını sağlar. Sürdürülebilir şehirler, geleceğin kentlerinin temelini oluşturacaktır ve bu hedefe ulaşmak için tüm paydaşların işbirliği yapması gerekmektedir.