Sındırgı Depremi Haberleri - Son Dakika Sındırgı Depremi Haber Güncel Gelişmeler

Sındırgı’daki depremlerin nedeni ortaya çıktı: Ölü faylar yeniden dirildi

Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde son aylarda meydana gelen depremlerin, daha önce “ölü fay” olarak tanımlanan fay hatlarının yeniden aktif hale gelmesiyle oluştuğu belirlendi. Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ve AFAD Deprem Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bölgede 5 ila 6 yeni fay hattı tespit ettiklerini açıkladı. Prof. Dr. Hasan Sözbilir, 10 Ağustos ve 27 Ekim’de meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremlerin ardından bölgede kapsamlı jeolojik inceleme başlattıklarını belirtti. Yaylacık, Emendere, Aktaş ve Sinandede mahalleleri arasında yapılan arazi çalışmalarında, diri fay haritasında yer almayan yeni fay hatları tespit edildiğini kaydeden Sözbilir, şu ifadeleri kullandı: “Dağlık alanda birden fazla, 5-6 tane birbirini takip eden ovadan dağa doğru devam eden fay saptadık. Buradaki fay, dünya literatüründe ‘ölü fay’ olarak geçiyor. Ancak bu faylar, aşırı stres biriktiğinde veya stres yönü değiştiğinde yeniden aktif hale gelebiliyor. Sındırgı depremlerinde tam olarak bunu gözlemledik.” YENİ FAYLAR İLK KEZ HARİTALANDI Sözbilir, daha önce hiçbir haritada bulunmayan bu fayların şimdi ilk kez bilimsel olarak belgelendiğini ifade etti. “Bu dağlık alandaki diri olarak gösterilmeyen faylar artık deprem üretmeye başladı. Bunların bir kısmını haritaladık, uluslararası dergilerde yayımlanması için gönderdik.” diyen Sözbilir, fay düzlemlerinin depremlerin odak mekanizmalarıyla örtüştüğünü belirtti. YENİ BİR 6,1 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM RİSKİ VAR Uzmanlara göre, tespit edilen fay hatlarının yaklaşık 35-40 kilometre uzunluğunda olduğu belirlendi. Sözbilir, şu uyarıda bulundu: “Birinci depremde 6,1’lik kısmı kırıldı, ikinci depremde yine benzer bir segment hareket etti. Fayın tamamı henüz kırılmadı. Bu nedenle benzer büyüklükte bir deprem daha yaşanabilir. Şu anda artçı sarsıntı dönemi devam ediyor.” Sözbilir, mevcut fayın üçte ikilik kısmının kırıldığını, kalan bölümün ise büyük bir deprem üretme potansiyelinin düşük olduğunu söyledi. FAY HATTI YÜZEYDE GÖRÜNTÜLENDİ AFAD ve Dokuz Eylül Üniversitesi ekipleri, Sındırgı’nın kırsal Yaylacık, Emendere, Aktaş ve Sinandede mahalleleri arasındaki dağlık bölgede tespit edilen fayın yüzeydeki kısmını görüntüledi. Elde edilen bulgular, bölgedeki jeolojik yapının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koydu. STRES YÜKLENMESİ DEVAM EDİYOR Sözbilir, bölgedeki sismik hareketliliğin kısa vadede tamamen durmasının beklenmediğini belirterek, “Faylar birbirini tetikleyebiliyor. Bu yüzden depremler bir süre daha devam edebilir. Ancak sürekli izleme çalışmalarıyla süreci yakından takip ediyoruz.” dedi.

Sındırgı depremi sonrası Prof. Dr. Naci Görür’den açıklama

Balıkesir’in Sındırgı ilçesi 27 Ekim gecesi 6.1 büyüklüğündeki depremle sarsıldı. Kent geneli başta olmak üzere Bursa, İzmir, İstanbul ve Çanakkale gibi bölge illerde paniğe neden olan sarsıntının ardından Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya hesabından teknik açıklamalarda bulundu. Görür, “Aktaş-Sındırgı/Balıkesir’de bir deprem oldu. Bu bölge bir grabenin (Gediz) kuzey horstudur. Bu horst parçalanıyor” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Görür, bölgedeki fay sisteminin yıllardır süregelen bir deformasyon sürecinde olduğunu belirterek, “Zaten parçalanarak üzerinde kuzey-kuzeydoğu doğrultulu grabenlerin geliştiği horst (Gördes, Demirci, Selendi, Uşak) deprem üreterek parçalamaya devam ediyor. Hasarlı evlerden uzak durun.” uyarısında bulundu. “DEPREM KONUŞMAYI BIRAKALIM, DİRENÇLİ ŞEHİRLER KURALIM” Görür, açıklamasının devamında sadece deprem sonrası tartışmalara odaklanmanın yanlış olduğunu vurguladı. Naci Görür sosyal medya paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Deprem konuşmayı, dertlenmeyi bırakın. Uzman telefonlarından, tartışmalardan vazgeçin. Depremler 14 milyon senedir zamanı gelince oluyor ve daha milyonlarca yıl olacak. Artık gelin, ‘deprem olacak mı’ diye konuşmak yerine deprem dirençli kentler kuralım.” Görür, çözümün bilimsel planlama ve yerel yönetimlerin iş birliğiyle mümkün olduğunu vurgulayarak, “Her kentimizde yönetim, halk, altyapı, yapı stoku, ekosistem-çevre ve ekonomiyi deprem dirençli hale getirelim. Bu süreç 10-15 yılda tamamlanabilir. Ancak sürekli, kararlı ve ortak bir çabayla olur” dedi. “KENTSEL DÖNÜŞÜM TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL” Naci Görür, açıklamasında kentsel dönüşümün tek başına depreme hazırlık anlamına gelmediğini de belirtti. “Kentsel dönüşüm tam olarak depreme hazırlık değildir. Lütfen konuşmaktan çok iş yapalım. Uzmanlar bilimsel platformlarda tartışsın, halk ve yöneticiler uygulamaya odaklansın” diyen Görür’ün bu açıklamaları son dönemde Türkiye genelinde artan deprem endişeleri ve olası Marmara depremi tartışmalarına da gönderme niteliğinde değerlendirildi. BALIKESİR’DE DEPREM SONRASI DURUM Sındırgı merkezli depremin ardından bölgede kısa süreli panik yaşanırken, bazı binaların yıkıldığı bildirildi. AFAD ve kurtarma ekipleri bölgede incelemelerini sürdürüyor. Yetkililer, vatandaşlara hasarlı yapılara kesinlikle girmemeleri yönünde uyarılar yapıyor. ARTIK “NE ZAMAN” DEĞİL, “NASIL HAZIRLANIRIZ” DÖNEMİ Prof. Dr. Naci Görür’ün mesajı, Türkiye’de depreme karşı yaklaşımın değişmesi gerektiğini bir kez daha gündeme taşıdı. Uzman, “Depremler durmaz ama yıkımlar durdurulabilir” diyerek, afet yönetiminden dirençli kent stratejilerine geçilmesi gerektiğini vurguladı. Balıkesir’deki bu deprem, hem bölgesel hem ulusal ölçekte bir hatırlatma niteliği taşıyor: Türkiye artık sadece fay hatlarını değil, şehirlerin dayanıklılığını konuşmalı.