Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sendika

Bursa Hayat Gazetesi - Sendika haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sendika haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Memura yeni zam teklifi belli oldu! Sendikalar masadan çekildi Haber

Memura yeni zam teklifi belli oldu! Sendikalar masadan çekildi

8. Dönem Kamu Toplu Sözleşme görüşmeleri uzlaşı ile sonuçlanmadı. Taraflar arasında zam oranlarında anlaşma sağlanamayınca, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na taşındı. Kurul, 2026 ve 2027 yıllarında memur ile memur emeklilerinin maaş artışını belirlemek üzere Sayıştay Başkanı Metin Yener başkanlığında dördüncü kez bir araya geldi. ZAM TEKLİFİ TARTIŞMA YARATTI Toplantıda daha önce önerilen zam oranları yeniden gündeme alındı. Teklif edilen oranlar şu şekildeydi: 2026 yılı için: İlk 6 ay %11, ikinci 6 ay %7 2027 yılı için: İlk 6 ay %5, ikinci 6 ay %4 Bu oranlar, yüksek enflasyon karşısında maaşların erimesine neden olacağı gerekçesiyle memur sendikaları tarafından yetersiz bulundu. SENDİKALAR MASADAN ÇEKİLDİ Memur-Sen ve Kamu-Sen temsilcileri, müzakerelerdeki ilerlemenin yetersiz olduğunu belirterek Hakem Kurulu’ndan çekildiklerini duyurdu. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Yoksulluğu reva gören bir kararı kabul etmeyeceğiz. Direnmeye ve demokratik haklarımızı kullanmaya devam edeceğiz” diyerek sürece sert tepki gösterdi. Yalçın, Hakem Kurulu’nda bazı olumlu adımlar atıldığını ancak bunların temel sorunları çözmekten uzak olduğunu vurgulayarak, “Uzlaşmazlıkla sonuçlanan toplu sözleşmede kayıt altına aldığımız 58 kazanım oylamaya sunuldu. Ancak yeterli bir karşılık bulmadı” dedi. Kamu-Sen de benzer bir açıklama yaparak masadan çekildiğini duyurdu. Böylece memur tarafı kuruldan tamamen ayrılmış oldu. HAKEM KURULU'NUN KARARLARI ŞÖYLE 23/08/2025 tarihinde başlayan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu süreci aşağıdaki kararlar alınarak 26/08/2025 tarihinde sonuçlandırılmıştır. 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde genele ilişkin mali ve sosyal haklara yönelik uzlaşılan 58 madde kabul edilmiştir. Bu kapsamda; kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen teknik (mühendis, mimar, tekniker teknisyen gibi), sağlık (veteriner hekim, ebe, hemşire gibi), avukatlık hizmetleri sınıflarındaki personelin yanı sıra şef, amir, müdür yardımcısı ve müdür unvanlı personel ile herhangi bir ilave ödemesi bulunmayan yardımcı hizmetler sınıfı ve genel idare hizmetleri sınıfı personelinin mali haklarında önemli iyileştirmeler yapılmıştır. Kamu görevlilerinin genel zam oranı artışı; 2026 yılı birinci dönem için %11, ikinci dönemi için %7, 2027 yılı birinci dönem için %5, ikinci dönemi için %4 olarak kabul edilmiştir Kamu görevlilerinin taban aylıklarının 2026 yılı birinci dönem için 1000 TL artırılması kabul edilmiştir. Ayrıca Kurulda; Genel İdare Hizmetleri ile Yardımcı Hizmetler Sınıfında bulunup ilave ödemeden faydalanmayanlara yönelik artışın 10 puana yükseltilmesi, Kamu görevlilerinin yabancı dil tazminatlarının artırılması, Koruma ve güvenlik personeline resmi ve dini bayramlarda fazla çalışma ücreti ödenmesi, Engelli çocuk aile yardımına ilişkin mevcut oranda artış yapılması, Kamu konutlarından yararlanmada kamu görevlisinin engelli olan eşi ve çocukları için süre uzatımı kararı alınmıştır.

3 aydır teklif bekliyorlar! Kamu işçisi yüzde 50 zam istiyor Haber

3 aydır teklif bekliyorlar! Kamu işçisi yüzde 50 zam istiyor

Türkiye'nin kamu sektöründe, karayolları, demiryolları, elektrik üretim santralleri, üniversiteler, hastaneler ve çeşitli kamu kuruluşlarında çalışan 600 bine yakın işçiyi kapsayan 2025 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, önemli bir aşamaya gelmiş bulunuyor. TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ'in ortaklaşa hazırladığı zam talepleri, 27 Şubat 2025'te Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na sunulmuştu. O tarihten itibaren, işçi ve işveren tarafları, 16 ve 24 Nisan ile 16 Mayıs tarihlerinde Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TÜHİS) ev sahipliğinde bir araya gelerek müzakereler gerçekleştirdi. Görüşmelerde, idari maddelerin büyük bir kısmı üzerinde anlaşmaya varılmasının ardından, TÜHİS tarafından maliyet analizleri yapıldı. Bu analizlerin Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından değerlendirilmesinin ardından, önümüzdeki günlerde işçi tarafına ilk teklifin yapılması bekleniyor. 3 AYDIR TEKLİF BEKLİYORLAR! İŞÇİLER GREV SÜRECİNE YAKLAŞIYOR TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, hükümetten hala bir teklif almadıklarını belirterek, bu durumun kendilerini rahatsız ettiğini dile getirdi. Ağar, 27 Şubat'tan itibaren 3 aydan fazla bir süre geçmesine rağmen hükümetin herhangi bir zam teklifi sunmadığına dikkat çekti. "Teklifin gelmemesi ve sürecin uzaması bizi zorluyor. Hükümetin tavrı, şu anda en önemli gündem maddemiz. Birçok iş yerinde grev sürecine yaklaşıyoruz ve Mayıs ayı bitmeden mutlaka bir teklif gelmeli" diyen Ağar, teklifin gelmesinin ardından pazarlık sürecinin başlayacağına vurgu yaptı. Ağar ayrıca, 600 bin işçinin ve ailelerinin bu süreci yakından takip ettiğini belirterek, hükümetten beklentilerini karşılayacak bir teklif talep etti. Bu gelişmeler ışığında, işçi tarafı, hükümetten bir an önce somut bir teklif almayı bekliyor. 2025’İN İLK 6 AYI İÇİN ZAM TALEBİ TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ'in hazırladığı zam taleplerinin başında, 2025'in ilk altı ayı için yüzde 50, diğer altı aylık dönemler için ise yüzde 25 oranında zam yapılması yer alıyor. Ayrıca, işçilerin ücretlerinin günlük en düşük 1800 liraya yükseltilmesi ve bunun üzerine yüzde 10'luk bir refah payı eklenmesi talep ediliyor. Bu talepler, kamu sektöründe çalışan 600 bin işçiyi doğrudan etkileyecek olan toplu iş sözleşmeleri için büyük önem taşıyor. Öte yandan, bu sözleşmeler sadece kamu işçilerini değil, özel sektördeki işçileri de etkileyebilecek. Zira, 2025 yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü, aynı zamanda Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) Grup Toplu İş Sözleşmesi gibi özel sektör sözleşmelerini de ilgilendiriyor. MEMURLAR VE EMEKLİLER DE TAKİP EDİYOR Kamu işçilerinin toplu sözleşme görüşmeleri, aynı zamanda memurların ve emeklilerin durumunu da etkileyebilir. Türkiye'deki 4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisi, 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin de tamamlanmasını bekliyor. Bu süreç, kamu sektöründeki işçi ve memur maaşlarının belirlenmesinde önemli bir kilometre taşı olacak.

Asgari ücrete zam geliyor mu? Sendikalardan ortak açıklama Haber

Asgari ücrete zam geliyor mu? Sendikalardan ortak açıklama

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ve DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ücretler üzerindeki vergi yükü ve enflasyonla mücadele başta olmak üzere çalışma hayatının gündemindeki konulara ilişkin ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda bir konuşma gerçekleştiren TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, ülke olarak bir ekonomik krizden geçtiklerini belirterek, “Bundan 14 ay evvel kamuda HAK-İŞ'le beraber bir toplu iş sözleşmesi yaptık. Kamuoyunun tamamına yakının memnun olduğu yüzde 90 oranında zammın bulunduğu bir ücret alındı. Zaman zaman sizlerin bir hafta sonra televizyonlarda ve gazetelerde ‘odacının maaşı müdürü geçti, çöpçü öğretmeni geçti” gibi meselelerle 1 ay boyunca muhatap olduk. Aradan 14 ay geçti, ekonomik yönden darmadağın olduk. Baktığınız zaman o dönemde bizim fazla aldığımızı söyleyen kesimler, şu anda kamuda öyle ücret dengesizlikleri var ki iki misline yakın ücret alıyorlar” açıklamasında bulundu. Çalışma hayatında birçok sıkıntının olduğunu bunlardan birinin de asgari ücret olduğunu dile getirerek, “17 bin lirayla bırakın bir ayı bir hafta geçinme şansınız yok. Hala ülkemizde asgari ‘ücret fazladır, asgari ücret 10 sene önce şöyleydi' gibi konuşmalar var. Bunları konuşmak anlamsız, ayıp ve günahtır. Tablo ortada, alınan paralar ortada ve marketlerde, raflarda olan fiyatlarda ortada bu meselede 3 sendika başkanı olarak depremin maliyetini biliyoruz, savaşın maliyetini biliyoruz, Covid'in maliyetini biliyoruz. Fakat kötü bir ekonomik yönetimde bu maliyetleri de biz ödüyoruz. Kamuda ve özel sektörde verilen ücretlerin yeterli olmadığını dile getiren Atalay, “Düşünün enerji sektöründe 20 yıldır çalışan bir işçi 25 bin ile 30 arasında bir ücret alıyor. Patronuna sorduğunuz zaman ‘bu ücret yüksek bir ücret, bu ülkede çok rahat geçinilebilecek bir ücret' diyor. ‘Allah size nasip etsin' demek istiyorum ama beddua etmek istemiyorum. Ülkemizde yüzde 20'lik bir kesim refah içinde yaşıyor bedelini ise yüzde 80'lik bir kesim ödüyor” ifadelerini kullandı. HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, yaptığı konuşmada ise makroekonomik göstergelere bakıldığı zaman büyüye bir Türkiye'nin görüldüğünü dile getirerek, “Kişi başına düşen milli gelirlere 13 dolara çıktı TÜİK'in rakamlarına göre. Üretim çarkları devam ediyor. Özel sektöre pek çok şirket 3 vardiya çalışıyor. Büyüme de devam ediyor, ihracat artıyor, işsizlik azalıyor. Bütün bu makroekonomik veriler ışığında çalışanların, emek hareketinin, dar gelirlinin, asgari ücretlinin tablosuna bakıldığında ise büyümeye rağmen, Gayrisafi Milli Hasıladaki artışa rağmen ücretlilerin aldığı pay artmıyor azalıyor. Bu çerçevede bakıldığı zaman asgari ücretle çalışanların oranı da artıyor. Türkiye'de refahın adil paylaşımıyla ilgili tersine bir gidiş söz konusu” şeklinde konuştu. Arslan, Belediye işçilerinin de sorunlarına değinerek, “Seçim sonrası sadece bizim konfederasyonda 5 bin işçi işini kaybetti. Bunlar hiçbir suçları yokken, hiçbir cezai işlem uygulanmadan tamamen belediye başkanlarının inisiyatifiyle çıkarılıyor. Bu işten çıkarmalar bizi son derece üzüyor. Muhalefet partilerinin söyledikleri ve yaptıkları arasında ciddi fark var. Ekonomik kriz varsa işçiyi çıkartmak çözüm değildir yeni istihdam üretmek çözüm olur. İşten çıkarmalara son verilmesini istiyoruz” ifadelerine yer verdi. DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise enflasyonunun sebebinin sabit gelirli olmadığını, asgari ücrette artış yapılması gerektiğini ifade etti. Çerkezoğlu, üç konfederasyonun taleplerinin yer aldığı ortak bildirisindeki 10 maddeyi de şu şekilde özetledi: Ücretlerin vergilendirilmesinde mevcut sistem ücretleri mağdur ediyor. Vergi sistemi yeniden yapılandırılmalı. Çalışanlar üzerindeki doğrudan ve dolaylı vergiler azaltılmalıdır. Ücretleri düşük tutarak bunu sağlayamazsınız. İşçi, memur ve emekli maaşları TÜİK'in hesaplamalarına göre artırılıyor. Yaşanan enflasyonla açıklanan enflasyon arasında büyük bir fark var. Henüz zamlar ücretlere yansımadan elektriğe yüzde 38 zam yapıldı. Asgari ücret acilen artırılmalıdır. Çalışanların neredeyse yarısı asgari ücret seviyesinde ücret almaktadır. İstisnai olması gereken asgari ücret artık ortalama ücret haline geldi. Ülkedeki yüksek enflasyon sebebi sermayenin bitmek bilmeyen kâr hırsıdır, dar gelirli işçiler değildir. Enflasyonu düşürmek için işçilerden fedakârlık beklenemez. İşçiler enflasyonun sebebi değil mağdurudur. Kamuda ücret dengesizliğine son verilmeli. Kamuda ücret farkı hat safhada. Buradaki ücret dengesizliği sona erdirilmeli. En düşük emekli aylığı asgari ücret seviyesinde olmalı. Milyonlarca emekli, asgari ücretin çok altında aylık alıyor. Emekli aylıkları hesaplanırken büyüme tümüyle hesaba katılmalıdır. Sendikal örgütlenmenin önündeki hakların kaldırılması: Mevzuatımızda yer alan düzenlemelere rağmen sendika üyesi olan işçilerin topluca işten çıkarılmasının önüne geçilmelidir. 696 KHK'nin kapsamı dışındaki taşeron işçiler derhal kadroya alınmalıdır. Bu işçilerin sürekli kadroya geçirilmesi ve kamuda taşeron işçi statüsüne son verilmelidir. Tasarruf tedbirleri gerekçesiyle çalışanların hakları aşındırılmamalı. Tasarruf adı altında işçinin emeğinin karşılığı olarak hak ettiği ücretten kesintiye gidilmesi ve sosyal haklarının azaltılması kabul edilemez. İnsan onuruna yakışan bir çalışma için mesleki hastalıkları azaltan ve çalışma şartlarını iyileştiren bir sistem oluşturulmalıdır. Çalışma hayatında ayrımcılık son bulmalıdır.

Bursa'da Contitech işçilerinden eylem Haber

Bursa'da Contitech işçilerinden eylem

Bursa Nilüfer Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren Alman Continental Grup bünyesinde Bursa’da Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Contitech Lastik A.Ş. işçileri bir arkadaşlarının keyfi uygulama sonucu işten çıkarıldığını öne sürerek fabrika önünde eylem başlattı. İddiaya göre süspansiyon sistemleri üretimi yapılan fabrikada işveren temsilcisi ile yaşadığı tartışma sırasında sesini işveren temsilcisinden daha fazla yükselten 17 yıllık bir çalışanın iş sözleşmesindeki cezai müeyyideler yerine haksız biçimde sözleşmesi fesih edildi. Sendika ve işyeri arasındaki görüşmelerden sonuç alınamayınca da işçiler grev hakkını kullanmak üzere fabrika önünde eylem başlattı. Petrol-İş sendikasının fabrikada 10 yıldır örgütlü olduğunu ve yaşananlar karşısında atılması gereken adımların iş sözleşmesinde net ifadelerle yer aldığını belirten Petrol-İş Bursa Şube Başkanı Ersin Birgül, “Biz sendika olarak bu durumun çözümü noktasında adımlar attık. Diyaloglar kurduk. Arkadaşımıza özür de dilettik. Ama özür bile kabul görmedi. Yaklaşımın direkt işten çıkartma değil uygun cezalardan biri olması yönündeki talebimizi de ilettik. Ama bizim yaklaşımımız karşılıksız kaldı. Müsamaha gösterilmeyerek ‘biz iş hakkını sonlandırıyoruz’ gibi bir durum oluştu. 2 günlük süreçte diyaloglarımız karşılıksız kalınca mücadele kararı aldık. Buradan hep birlikte sesimizi duyurarak çözüm noktası arıyoruz. Bu yaşanan hakka hukuka uygun bir şey değil. Arkadaşımız daha önce bu iş yerinde iş yeri işçi temsilciliği de yapmış bir arkadaşımız. 17 yıldır burada çalışıyor, alın teri döküyor. Buraya girdiğinde gencecik, sapasağlam bir arkadaşımızken şu anda belinde 2, boynunda 3 fıtık var. Kolu yarıdan yukarıya kaldıramıyor. Bu fabrikada bu hale gelmiş bir arkadaşımızın iş akdi, fabrikaya daha dün yönetici olarak gelmiş bir işveren temsilcisiyle sade bir diyaloğunda ‘Sadece sesini onun ses tonundan daha yüksek kullandığı’ gerekçesiyle acımasız bir şekilde sonlandırılmaya çalışılıyor. Toplu sözleşmemizde zaten böyle bir durumun karşılığı net bir şekilde belirtilmiş. Uyarı, yazılı uyarı, yevmiye cezası gibi tekrar durumlarında yaşanacaklar açık ve net. Arkadaşımızla ilgili sorun giderilene kadar buradayız. Çözüm yolu arayalım dedik. Bir araya gelelim dedik. İlk başlarda bir yaklaşımları vardı ama sonradan ondan da uzaklaştılar. Biz adım adım attıkça onlar geri çekildiler. Bir kişiye yapılmış haksızlık, herkese yapılmış tehdittir. Ben bunu savunuyorum. Bu minvalde yol alıyoruz. Çünkü bugün bu yapılana sessiz kalındığında yarın benzerlerinin ve bunun çoklarının yaşanacağını biliyoruz. Uyuşmazlık oluşturan birkaç konu daha oldu aramızda. Oralarda da hep yapıcı yaklaşımlar gösterdik, sergilemeye çalıştık. Onlara da karşılık görmedik” dedi. Bu arada işyerinde üretim devam ederken işçiler vardiya değişimlerinde işten çıkarılan arkadaşlarına destek vermek için sendika öncülüğünde protesto eylemlerine katılıyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.