Papa'nın çağrısı gerilimi artırıyor
Avrupa'nın siyasi atmosferi, Papa Franciscus'un Ukrayna'ya yönelik çağrısıyla sarsıldı. "Beyaz bayrak" krizi olarak adlandırılan bu olay, Vatikan'ın müdahalesiyle yeni bir boyut kazandı. Papa'nın cesur açıklamaları ve ardından Vatikan'ın geri adımı, bölgedeki tansiyonu yükseltirken, uluslararası ilişkilerde yeni dengelerin oluşmasına sebep olabilir.
PAPA'NIN 'BEYAZ BAYRAK' İCRARI
Papa Franciscus'un Ukrayna'ya Rusya'ya karşı "beyaz bayrak" açma çağrısı Avrupa'da büyük bir krize sebep oldu. Bu çağrı, uluslararası arenada geniş yankı bulurken, Vatikan'dan gelen geri adım dikkatleri üzerine çekti.
Ukrayna, Papa Franciscus'un Rusya'yla müzakere edebilmesi için "beyaz bayrak" açma çağrısının ardından Vatikan'ın Ukrayna Büyükelçisini Dışişleri Bakanlığına çağırdı. Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, Büyükelçi Visvaldas Kulbokas'a Papa'nın açıklamalarından dolayı duydukları hayal kırıklığını dile getirdi.
Vatikan Dışişleri Bakanı Kardinal Pietro Parolin, Papa Franciscus'un açıklamalarının ardından İtalyan basınına konuşarak, "Ukrayna'daki savaşı sona erdirecek müzakerelerin ilk koşulunun Rusya'nın saldırganlığını durdurması" gerektiğini belirtti. Parolin, Vatikan'ın ateşkes için çalıştığını ve öncelikle saldırganların bombardımanı durdurması gerektiğini vurguladı.
Papa'nın açıklamalarını destekleyen Parolin, müzakerenin zayıflık değil, cesaret olduğunu ve teslimiyet değil, cesaret gerektirdiğini ifade etti. Vatikan'ın, ateşkes çağrısını sürdürdüğünü ve müzakerelerin başlaması için öncelikle saldırganların adım atması gerektiğini vurguladı.
Papa Franciscus, Ukrayna'ya yönelik "beyaz bayrak" açma çağrısını yapmış ve müzakerenin cesaret olduğunu vurgulamıştı. Bu çağrıya Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba'dan tepki gelirken, Vatikan'ı Ukrayna'nın yaşamları için verdiği haklı mücadelede desteklemeye çağırdı.
Papa'nın bu açıklamaları, Avrupa'da gündemde geniş yer bulurken, Vatikan'ın geri adım atması ve müzakerenin öneminin vurgulanması krizde yeni bir döneme işaret ediyor.