Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Milliyetçi Hareket Partisi

Bursa Hayat Gazetesi - Milliyetçi Hareket Partisi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Milliyetçi Hareket Partisi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İsmet Büyükataman: 'Nifak tohumları yok edilecek' Haber

İsmet Büyükataman: 'Nifak tohumları yok edilecek'

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, partinin geniş kapsamlı saha çalışması olan “Terörsüz Türkiye İçin Milli Birlik ve Dayanışma Buluşmaları” hakkında bilgi verdi. 9 Ağustos 2025 tarihinde başlatılan ve 27 Eylül’de tamamlanan programın, Türkiye’nin 81 ilini kapsayan 9 ayrı bölgede gerçekleştirildiğini ifade etti. Bu buluşmalarda sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri ve vatandaşlarla doğrudan temas kurduklarını belirten Büyükataman, programın gördüğü yoğun ilginin partilerinin Türk milletinin gönlündeki yerini bir kez daha gösterdiğini söyledi. ‘MHP'NİN OLDUĞU YERDE MÜZAKERE DEĞİL, MÜCADELE VARDIR’ MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, partisinin terörle mücadeledeki tavizsiz tutumunu yinelerken, muhalefet partilerine yönelik sert eleştirilerde bulundu. Bazı siyasi partilerin “Terörsüz Türkiye” gibi ulusal bir hedefi karalamaya çalıştığını belirten Büyükataman, bu partileri Siyonizm'in çarkını döndürmek ve emperyalist tezgâha figüranlık yapmakla suçladı. ‘NİFAK TOHUMU YOK EDİLECEK’ MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, "Terörsüz Türkiye" vizyonunun sadece güvenlik meselesi olmadığını, aynı zamanda ülkenin sosyal barışı ve ekonomik geleceği için hayati önem taşıdığını vurguladı. Sosyal barış açısından, "Türk ile Kürt, Alevi ile Sünni arasına sokulmak istenen nifak tohumlarının bu hedefle yok edileceğini" dile getiren Büyükataman, "Biz hep birlikte Türkiye’yiz, hepimiz Türk milletiyiz" diyerek milli birliğin önemine dikkat çekti.

Devlet Bahçeli: ‘Toplumsal barış bu komisyonla güçlenecek’ Haber

Devlet Bahçeli: ‘Toplumsal barış bu komisyonla güçlenecek’

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun, toplumsal barış ve huzur ortamının yeniden inşasında önemli bir rol oynayacağını belirtti. Bahçeli, bu komisyon aracılığıyla umut ve kardeşlik üzerindeki karanlıkların dağılacağını ve Türkiye Yüzyılı’nın, al bayrağın etrafında birlik içinde şekilleneceğini vurguladı. Bahçeli açıklamasında; ‘Bölgesel ve küresel meydan okumaların devamlı hızlanıp mevzi kazandığı bugünkü alacakaranlık dönemde Türkiye’mizin iç barış ve kardeşlik ortamını tahkim etmesi gıpta edilecek bir gelişmedir. Hayatın ve siyasetin olağan akışı içinde sorun çözme kültürünün tesir alanını ve temin sahasını gittikçe genişletmesi geleceğimiz adına umut vericidir. Kaldı ki birbirine eklemlenerek düğüm üstüne düğüm olan kimi ağır sorunların milli birlik ve dayanışma ruhuyla hallinden başka makul ve mahut bir seçenek de yoktur. Merhum Akif’in fehamet içeren, ferahlık vadeden şu sözü tarihin ve coğrafyanın zamanlar üstü çağrısı olarak ilanihaye varlığını her cihetiyle koruyacaktır: Nitekim “Yaşayan görecektir, Türkiye ve Türk milleti ölmeyecektir.” Mazlum feryatlarının gök kubbede çınladığı, zulmün kıtaları üst üste kamçılayıp yaraladığı menfur ve melun bir devrin insanlığın ortak iyiliğine, ortak çıkarlarına ve barışçıl diyaloglara tahvili ancak ve ancak ahlaki sorumluluğun küreselleşmesiyle mümkündür. Bu hususta Türkiye’nin, tarihsel müktesebatıyla, çağları kavrayan stratejik ufkuyla, hürmetkâr manevi dokusuyla, paha biçilemez milli kültürüyle, müthiş salabet ve seciyesiyle mühim rol oynayacağı hamasi bir temenniden öte kaçınılmaz ahlaki vicdan misyonudur. Zincirleme reaksiyon gösteren savaş ve çatışmaların, insanlığı ve medeniyetleri içten içe kemirip tüketmesinin önü alınmadıkça kalıcı ve kuşatıcı mahiyetli huzur ve istikrara özlem hiçbir zaman bitmeyecektir. Ne hazin, ne tarifsiz bir acıdır ki, özellikle Gazze’de yıkım, trajedi ve insani felaket sürekli tırmanmaktadır. Ölen ve öldürülen bebekler, çocuklar, kadınlar, ezcümle masumlar; gömülenler de cansız bedenlerin yanı sıra insanlık ve insani mirastır. Filistinli kardeşlerimiz barbar bir ablukanın ateş hattındadır. Gazze açlığa, susuzluğa, ilaçsızlığa, her türlü soysuz baskıya mahkum haldedir. Soykırım suçlusu, insanlığın utanç yüzü, eşine benzerine az rastlanır canilik markası olan Netenyahu’nun Gazze’yi işgal (ve bir adım sonra da ilhak) planı dünyayı ayağa kaldırması gereken alçak bir emeldir. Birleşmiş Milletler’in derhal harekete geçmesi, en azından canlılık emaresi göstermesi, tedarik edilecek çok katılımlı “Barış Gücü”yle Gazze’de hüküm süren katliam ve Siyonist projeye darbe indirmesi artık hayat memat konusudur. Bu cinayet ve melanet karabasanına karşı siyasi, askeri ve ahlaki temelde eylem etabına geçmek ertelenmesi ve gecikmesi feci sonuçlara yol açacak insanlık görevidir. Netenyahu’nun Gazze’yi yutma hevesi kursağında bırakılmalıdır. Bu katilin savaşı bitirmek adına ileri sürdüğü imha şartlarını tartışmaya açmak ve gündeme taşımak dahi kabul edilemez bir yanlıştır. Gelinen aşamada Müslüman ülkeler, mağdur ve mazlumların arşa değen inilti seslerini, kalpleri sızlatan imdat seslenişlerini, açlıktan ölen bebeklerin yürekleri kavuran hallerini duymak, görmek ve bu suretle de İslami ve insani mesuliyetleri yerine getirmek durumundadır. Ülkesini ve vatan topraklarını cesaretle, meşru ve haklı gerekçelerle savunan Hamas’ın onurlu mücadelesi müzahir çevreler tarafından desteklenmelidir. İsrail’in bölgemizde sahnelediği dehşet kampanyasına, en ileri düşmanlıklara sabır ve tahammül kalmamıştır. Türkiye’nin İsrail’e karşı göstermiş olduğu tepki ve itirazlar haklıdır, haysiyetlidir, hukukidir, elbette ziyadesiyle isabetlidir. Bunlar oluyorken, ülkemizde yaşanan ve gündeme yansıyan manidar ve müessif iddiaların çok yönlü araştırılması, sistematik şekilde icra edilen dış bağlantılı istihbarat operasyonlarıyla ilişiğinin olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. LGS ve sahte diploma ekseninde devamlı mesafe alan kara kampanyanın toplumsal güven ve huzuru baltalamayı hedef alan, terörsüz Türkiye hamlelerini boşa düşürmeye çalışan sinsi bir tertip olup olmadığı da ince ayrıntısına kadar değerlendirilmelidir. Organize sahtekarlık ve dolandırıcılık çeteleriyle mücadele kuşkusuz sonuna kadar sürdürülmelidir. Fakat zarfa bakarken mazrufun gözden kaçırılmaması, satıhta dururken asıl kök ve kaynağın ihmal edilmemesi milli güvenliğimiz, sosyal ve toplumsal güven bağlarımız açısından mecburidir. Buna ilave olarak Türkiye’nin ağırlaşan, belediyeler başta olmak üzere pek alana yayılan ve yoğunlaşan hukuki davalardan süratle kurtulması, sonuçta adaletin eksiksiz tecellisi sağlanmalıdır. Adli tatilin bitimiyle beraber yargıyı saran mesnetsiz tartışma ve sürtüşmelerin kesinkes sonlandırılması, süregelen soruşturma ve kovuşturmaların bir an evvel tamamlanması demokrasi ve hukuk güvenliği bakımından önceliğimiz olmalıdır. Türkiye’nin moral ve motivasyon seviyesiyle manevra kabiliyetini zaafa düşüren her sorun başlığıyla yüzleşmek ve çözümle örtüştürmek acilen temin edilmelidir. Bunu başarabilecek ve yapabilecek muktedir ve müstesna vasıf Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin sarsılmaz bütünlüğünde mahfuzdur. Ayrıca ve daha mühimi, “Terörsüz Türkiye” hedefine yaklaştıkça bayatlamış ve geride kalmış yapay ve cepheleştirici tartışmaların bir kez daha tedavüle sokulma hatasıdır. Coğrafi temelde kimlik tanımıyla ilgili bariz çarpıklıkların temcit pilavı gibi ısıtılıp siyasi gündeme iliştirilmesi maksatlı ve marazi bir sakatlıktır. Unutulmamalıdır ki, hepimizin müşterek kişilik ve kimliği, müşterek irade ve iftiharı, herkes eşittir Türkiye anlayışında temerküz eden müşterek kuvvet ve değeri büyük Türk milletidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” vasıtasıyla huzur, umut ve kardeşlik üzerindeki sis bulutları dağıtılacak, yeni yüzyıl al bayrağın etrafında tezahür edecektir. Bugüne kadar iki toplantı gerçekleştiren, üçüncüsünü de yarın yapacak olan mezkur komisyonun geniş çaplı mutabakat ve meşveretle “Terörsüz Türkiye”nin yasal, hukuki, demokratik ve siyasi mukaddimesini hazırlayacağı yüksek ümit ve inancımızdır. Milliyetçi Hareket Partisi samimiyet, sağduyu ve özveriyle komisyon çalışmalarına katkı sunacaktır. Son olarak, dün akşam saatlerinde, merkez üssü Balıkesir’in Sındırgı ilçesi olan 6,1 büyüklüğündeki depremden etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun temennilerimi iletiyor, hayatını kaybeden vatandaşımıza Allah’tan rahmet, tedavi gören vatandaşlarımıza da şifalar diliyorum. Devlet tüm kurum, kuruluş ve imkanıyla deprem bölgesine müdahalede bulunmuş, herkese müşfik elini uzatmıştır. Deprem hayatın ve coğrafyamızın inkarı mümkün olmayan gerçeğidir. Kentleşme ve yaşam planlarımızı bu gerçeğe muvafık yapmaktan başka da bir çare ve çıkış yoktur. Muhtemel depremlere hazırlıklı olmak ise bir diğer önemli ve öncelikli bir mesele olup, Rabbim’den niyazım ülkemizi ve milletimizi her neviden musibet ve felaketlerden muhafaza etmesi, esirgeyip korumasıdır.’ ifadelerine yer verdi.

9 bölge ifadesi ne demek? MHP’den açıklama geldi Haber

9 bölge ifadesi ne demek? MHP’den açıklama geldi

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), “Terörsüz Türkiye İçin Milli Birlik ve Dayanışma Buluşmaları” temasıyla sahaya inerken, organizasyonun "9 bölge" şeklinde planlanması sosyal medyada bazı çevreler tarafından eleştirildi. Tartışmalar üzerine MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, sosyal medya platformu X üzerinden dikkat çeken bir açıklamada bulundu. “DOKUZ SAYISI TÜRK KÜLTÜRÜNDE KUTSALDIR” Büyükataman, açıklamasında Türk mitolojisinden örnekler vererek 9 sayısının kültürel ve tarihi önemine vurgu yaptı. Altay Yaratılış Destanı'ndan Manas ve Ergenekon destanlarına kadar uzanan birçok kaynakta 9 sayısının kutsiyet taşıdığını belirten Büyükataman, "Türk Hakanlarının hakimiyet sembolleri 9’dur. Şamanların omzunda 9 ok ve yay sembolü bulunur" ifadelerini kullandı. “9 IŞIK DOKTRİNİ MHP’NİN YOLUDUR” MHP’nin kurucu lideri Alparslan Türkeş’in ortaya koyduğu “9 Işık Doktrini”ne de değinen Büyükataman, bu rakamın partinin kuruluş felsefesiyle doğrudan bağlantılı olduğuna dikkat çekti. “Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli, 9 Işık’ın aydınlattığı yolda ilkelerimizi korumakta ve milli değerlerimizi yaşatmak için mücadele etmektedir” diyen Büyükataman, geçmişte de MHP'nin benzer bölge toplantılarını yine dokuzlu formatta gerçekleştirdiğini hatırlattı. “CEHALET VE HAİNLİK DOLU BİR KARALAMA KAMPANYASI” Tartışmaların bilinçli olarak alevlendirildiğini öne süren Büyükataman, “Türk tarihinden habersiz troller ve satılık köşe yazarları tarafından yazılıp çizilenler tam anlamıyla bir akıl tutulmasıdır” dedi. Sosyal medyada yürütülen dezenformasyon kampanyalarının bir "ruh hastalığı hali" olduğunu söyleyen MHP’li vekil, bu saldırıları “emperyalizmin kalemşörlerinin ahlaksızlıkları” olarak tanımladı. “TÜRKİYE CUMHURİYETİ BÖLÜNMEZ BİR BÜTÜNDÜR” MHP’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası için mücadele eden bir siyasi hareket olduğunun altını çizen Büyükataman, “Türkiye’nin bölünmesini hiçbir karanlık emel rüyasında dahi göremeyecektir. MHP, gövdesini bu ülkenin birliği için siper etmiş bir harekettir” açıklamasında bulundu. TARTIŞMALARA KARŞI MHP'DEN NET MESAJ Açıklamanın sonunda MHP’nin duruşunun net olduğu bir kez daha vurgulandı. Türk milletinin milli birliği ve kardeşliğini hedef alan algı operasyonlarına karşı sessiz kalınmayacağı belirtilerek, “9 bölge” üzerinden yapılan eleştirilerin tamamen asılsız, maksatlı ve tarihi bağlamdan kopuk olduğu ifade edildi.

MHP lideri Bahçeli'den 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü mesajı! Haber

MHP lideri Bahçeli'den 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü mesajı!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin bir paylaşımda bulundu. Bahçeli paylaşımında; 'Anadolu coğrafyasındaki varlığımızın mazisi aynı zamanda vatan ve millet şuurunun milli birlik ruhuyla bayraklaşmasının medarı ve mevhibesidir. Malazgirt Zaferi sadece bir yurt kapısı değil, bunun de fevkinde muktedir bir istikbal yolu açmış, muasır bir medeniyet yolculuğu başlatmıştır. Anadolu’nun bağrına saplanan zulüm hançeri ve parlak ufkunu sarıp sarmalayan zulmet haddesi Türk milletinin fazilet ve fetih kabiliyetiyle sökülüp atılmıştır. Esasen bin seneye yaklaşan mahut tarihi seyir içinde soylu muhterem ve muzaffer kazanımlara karşı hiç bitmeyen menfur misillemeler yapılmıştır. Haçlı Seferleri bunlardan yalnızca bir bölümüdür. Bu kapsamda olmak üzere güncellenmiş yeni bir haçlı denemesi dokuz yıl evvel bir kez daha icra edilmek istenmiştir. Bundan dolayı Türk tarihinde 15 Temmuz 2016 mühim bir eşiktir. Maatteessüf uzun asırlara sari olmak suretiyle Anadolu coğrafyasının işgal, istila ve ilhak planları devşirilmiş ve ruhları ele geçirilmiş FETÖ terör örgütünün merkezinde yer aldığı dar kadrolu askeri darbe teşebbüsüyle 15 Temmuz’da sonuçlandırılmak istenmiştir. Milli varlık içine kadar sızan mümin görünümlü müşrik ve münafık mihraklar; devlete, millete, vatana, her türlü değer ve emanete silahla saldırmışlardır. Şükürler olsun ki, Türk milleti 15 Temmuz’da ayaklanan, havadan ve karadan bomba yağdıran zehirli ve ziyan içindeki hainlerin şehadet ve gazilik onurunu kucaklayarak başını ezmiştir. 15 Temmuz gecesi mermilere direnip tanklara meydan okuyan, korsan şeklinde uçurulan helikopter ve savaş uçaklarına kafa tutan Türk milleti bilavasıta ve bizatihi kutlu varlığına sahip çıkmıştır. Muazzam nitelikli milli uyanış ve destansı birlik, kardeşlik ve dayanışma ahlakı Türkiye’yi geçilmez yapmıştır. Karanlıktan medet umanlar buna pişman edilmişlerdir. Elbette ve kesinlikle 15 Temmuz unutulmamalıdır. Gelecek nesiller 15 Temmuz benzeri yıkım ve ihanetlere maruz kalmamak için her zaman tetikte, teyakkuzda ve tek yürek halinde duruş sergilemelidir. Birbirimizi sevip saygı ve anlayış çemberinde el ele verdiğimiz müddetçe hiçbir iç ve dış husumet cephesi gün yüzü göremeyecek, başarıya ulaşamayacak, nifak tohumları saçamayacaktır. Bir olduğumuz, diri ve uyanık durduğumuz sürece Türkiye düşmanları karşımızda tutunamayacak, hıyanet mesafe alamayacaktır. 15 Temmuz Demokrasi ve Mili Birlik Günü’nde kahraman şehitlerimizi saygı, rahmet ve minnetle anıyorum. Cesaret timsali gazilerimize uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum. İradenin ve egemenliğin sahibi Türk milletini hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. 15 Temmuz’un sıcak ve ateşli meydanlarında kendiliğinden organize olarak kurulan; bunun yanında ahlaki, manevi ve milli bir kucaklaşmanın mecmuu olan Cumhur İttifakı’nın ise yeni yüzyıla huzurun, barışın, refahın ve kardeşliğin mührünü vuracağına gönülden inanıyorum.' ifadelerine yer verdi.

MHP Bursa Milletvekili Büyükataman'dan Emin Çölaşan’a sert yanıt! Haber

MHP Bursa Milletvekili Büyükataman'dan Emin Çölaşan’a sert yanıt!

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, sosyal medya paylaşımında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi hedef alan Emin Çölaşan'a tepki gösterdi. Büyükataman paylaşımında, “Milliyetçi Hareket Partisi kurulduğu ilk günden itibaren çizgisinden taviz vermemiş, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli ilkeli duruşu ile Türk siyasetinde ve aziz milletimizin gönlünde müstesna bir yere sahip olmuştur. Cumhur İttifakı olarak gösterdiğimiz irade büyük Türk milletinin bize gösterdiği istikamettir. Çünkü Cumhur İttifakı her şeyden önce aziz milletimizin eseridir. Partimiz ve Genel Başkanımız ilkelerinden hiçbir zaman sapmamış ve her zaman millet menfaatine duruş göstermiştir. Sayın Devlet Bahçeli “Benim Aklım Hep Türkiye’dir” diyerek her adımını Türkiye Cumhuriyeti’nin menfaatleri doğrultusunda atmıştır. Aziz milletimiz ve dava arkadaşlarımız Sayın Genel Başkanımızın Türk milletine olan sevdasını gayet iyi bilmekte ve sonuna kadar destek olduğunu da göstermektedir. 46 yıldır meslek hayatında dirsek çürüttüğünü iddia ederek Sayın Genel Başkanımızı ve Cumhur İttifakını haddini aşan sipariş bir yazı ile hedef alan Emin Çölaşan neyin peşinde sürüklendiğini acaba kendi biliyor mudur? Ya da bu 46 yıl içerisinde çürüyen dirsekleri değil de yıllar boyunca kronik MHP düşmanlarına kiraya verdiği kalemi ve zihni midir?” ifadelerine yer verdi. Milliyetçi Hareket Partisi kurulduğu ilk günden itibaren çizgisinden taviz vermemiş, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli ilkeli duruşu ile Türk siyasetinde ve aziz milletimizin gönlünde müstesna bir yere sahip olmuştur. Cumhur İttifakı olarak gösterdiğimiz irade büyük Türk… — İsmet Büyükataman (@buyukataman) November 21, 2024

MHP lideri Bahçeli: 'Türkiye seçimlerin yüksek gerilimli atmosferinden uzaklaşmalı' Haber

MHP lideri Bahçeli: 'Türkiye seçimlerin yüksek gerilimli atmosferinden uzaklaşmalı'

Türkiye’nin seçim atmosferinden uzaklaşması gerektiğini belirten MHP lideri Bahçeli, "Türkiye seçimlerin yüksek gerilimli atmosferinden uzaklaşmalıdır. Yumuşama ve normalleşme çağrıları sözde kalmamalıdır. Hem nalına hem mıhına vurarak ulaşacağımız bir yer yoktur. Milli birlik ve kardeşlik hissiyatının tahkimi, halka halka genişleyen sosyal, ekonomik ve yasal reformların takviyesi, milletimizin taleplerinin temini önümüzdeki asıl gündem konusudur. Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerini yakalamak milli yeminimiz olmalıdır. İç ve dış vesayet odaklarının tertip ve tezgahlarını boşa çıkarmak, Türkiye’yi dipsiz tartışmaların içine sürüklemekten kaçınmak hepimizin mütemadi vazifesidir. Temiz toplum, temiz siyaset, tertemiz ve parlak bir gelecek için yapacaklarımız çok, yavaş hareket etme hakkımız ise yoktur. Herkes şapkasını önüne koyup düşünmelidir. Önce ülkem ve milletim diyorsak netleşmemiz, samimiyet göstermemiz, nerede durduğumuzu gözden geçirmemiz lazımdır" diye konuştu. "TERÖRİST DEMİRTAŞ’IN CEZA ALMASINA HUKUKSUZLUK DEMEK, İTİRAZ ETMEK, KARŞI GELMEK DEVLETE VE MİLLETE EN AĞIR HAKARET OLUP BUNUN YUMUŞAMA ORTAMINA ZARAR VERDİĞİNİ İLERİ SÜRMEK ART NİYETLİLİK, TERÖR SEVİCİLİĞİ VE İKİYÜZLÜLÜKTÜR" "Bizim kucaklaşma ve uzlaşma vasatımız ülkemizin ve milletimizin baki çıkarları, vazgeçilmez değerler hazinesidir" diye konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, şunları kaydetti: "Terörizme boyun eğmek bir uzlaşma veya yumuşama değil, acziyet ve teslimiyettir. Terörü bir hak arama vasıtası görenlere, bunu destekleyenlere makul bakış devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü yok saymaktır, bu zeminde yumuşama, diyalog ve normalleşme diye de bir şey söz konusu olmayacaktır. ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs’ suçunu işlemiş olanlara hoşgörüyle bakmak, dış tehditlerle bağımsız ve tarafsız yargıyı işlevsiz hale sokmanın hesabını yapmak uzlaşma ve yumuşama değil, tükeniş ve altüst oluş demektir. Terörist Demirtaş’ın ve 6-8 Ekim olaylarını azmettiren diğer bölücülerin ceza almasına hukuksuzluk demek, itiraz etmek, karşı gelmek devlete ve millete en ağır hakaret olup bunun yumuşama ortamına zarar verdiğini ileri sürmek art niyetlilik, terör seviciliği ve ikiyüzlülüktür. Mesele milli ve manevi değerlerde uzlaşmaktır. Yumuşama beklentimiz usulde değil üslupta olmalıdır. Usul esasa mukaddemdir, yani usul esastan önce gelmektedir. Özellikle muhalefet partilerinin arayışı usulde bir yumuşama ise muhataplarını uyarıyorum ki, böylesi bir yumuşama yıkıma çanak tutmak, krizlere ortam açmak, hukuk devletinin surlarında gedik açmak demektir ve mutlak butlanla batıldır. Kutuplaşmayı besleyenler bellidir. Karamsarlık ortamını canlı tutmak için el ovuşturanlar berrak şekilde karşımızdadır. Yeni anayasa çağrılarına kulak tıkayıp, önce yürürlükteki anayasaya uyma şartını masaya koyanlar, ilave olarak Cumhurbaşkanımızın bir kısım tasarrufunu, 31 Mart’tan sonra gelişen diyalog ve normalleşme anlayışına uygun düşmediğini iddia edenler alışkın oldukları bulanık havayı tekrar tesis etmek için fırsat kollayan tatlı su kurnazlarıdır. Siyasette yumuşama pek tabii sürekli ve sürdürülebilir boyutlara tırmanmalıdır. Aksini düşünmek sorumsuzluktur. Ancak yumuşama kisvesi altında yumuşakça olmamızı, köşelerimizin törpülenmesini, sesimizin kısılmasını, irademizin kırılmasını hiç kimse beklememeli, böylesi bir tarihi yanlışa da tavsiyem heves etmemelidir. Özellikle altını çiziyorum ki, kumpasçılarla işimiz olamaz. Komplo peşinde koşanlarla ortak noktamız bulunamaz." "FETÖ BENZERİ HUKUK DIŞI YAPILANMA VE GAYRİ MEŞRU HİYERARŞİK SİSTEM KURANLARLA ASLA YOLUMUZ KESİŞMEZ" "Devletin içinde, FETÖ benzeri hukuk dışı yapılanma ve gayri meşru hiyerarşik sistem kuran, güç devşiren, pozisyon mücadelelerine girişen, kendi tarikat veya cemaat mensupları dışında kim varsa fişleyip berhava etmek için nifak üreten odaklarla asla yolumuz kesişemez" ifadesini kullanan MHP lideri Bahçeli, şunları söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Devletin, hukukla yollarını ayırdığı anda herhangi bir çeteden farkının kalmayacağı bilinen bir husustur. Yönetimde istikrar sağlanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Kabinesi görevinin başındadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi müessirdir ve dört başı mamur şekilde çalışmaktadır. Hiç kimse kendisine güç vehmetmemeli, karanlık senaryolarla, sipariş talimatlarla, gizli tanık ifadeleriyle, üstlendiği görevi kötüye kullanmak suretiyle iç huzur ve barış ortamımızı zedelemeye kalkışmamalıdır. Eğer bu kalkışma olursa, buna cüret edenlerin başı mutlak surette ezilmeli, bağ ve bağlantılarının, devlet, toplum ve medya içindeki uzantılarının tasfiyesi, tecridi ve tecziyesi acilen sağlanmalıdır. Mevzubahis konu, devlet ve milletin istikbali ise hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır. Terörist Demirtaş’ın, Sorosçu Kavala’nın ve Gazze politikasının rövanşını almak amacıyla iç işgal cephesinde konuşlananları dürte dürte harekete geçirenlere meydanı boş bırakmayacağız. Dahası onlara dünyanın kaç bucak olduğunu da göstereceğiz. Atalarımızın dediği üzere, düşman karınca bile olsa, kendimizi merdane tutacağız. Doğruları söylemekten hiç korkmayacağız." FETÖ ve FETÖ benzeri yapıların devlet içinde feodal ve imtiyazlı alanlar oluşturmalarına kesinlikle müsaade etmeyeceklerini belirten Bahçeli, bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanında olduklarını ifade etti. "SADECE KAPIMIZ DEĞİL KALBİMİZ DE HER VATANDAŞIMIZA AÇIKTIR" MHP belediyeciliğinde haysiyet ve huzurun hakim olduğunu söyleyen Bahçeli, "Sadece kapımız değil kalbimiz de her vatandaşımıza açıktır. Belediye başkanlarımızdan hassaten ricam, üstlendikleri vazifenin hakkını sonuna kadar vermeleridir. Partizanlık bize uzaktır. Kayırmacılık bize yabancıdır. Eş, dost ve akrabaları kollamak, onlara liyakat esaslarını çiğneyerek makam tahsis etmek bizim siyasi ahlakımıza terstir ve aynı şekilde vebaldir. Oy veren oy vermeyen ayrımıyla hizmette tarafgir davranmak bizimle anılamayacak, bizim kitabımızda yazmayacaktır. Yörelerinizdeki her insanımızı bir ve eşit görünüz. Onları Cenab-ı Allah’ın bir emaneti kabul ediniz. Bir selamın bin hatır edeceğini unutmayınız. Tevazuu elden bırakmayınız. Alicenap ve müşfik bir tavrın izinden ayrılmayınız. Büyüklenmek yerine sofradaki ekmeği büyütmek için çaba harcayınız. Şehirlerinizin, beldelerinizin çehresini Türk ve Türkiye Yüzyılı’na müzahir şekilde güzelleştirip güçlendiriniz. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı gönüller yapmak, gönüller kazanmak, gönüllere girmek için seferdedir" dedi. BELEDİYE BAŞKANLARINA TAVSİYE Belediye başkanlarına görev ve sorumlulukları konusunda tavsiyede bulunan Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: "Belediyenin görev ve sorumlulukları yalnızca imar, su, kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel altyapı sorunlarını çözmek değildir. Belediyenin görev ve sorumlulukları yalnızca; çevre, çevre sağlığı, temizlik, katı atık, zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma, ambulans, şehir içi trafik, defin, mezarlıklar, ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar, konut, kültür, sanat, turizm, tanıtım, gençlik, spor, orta ve yüksek öğrenim yurtları alanlarında iş üretmek, hizmet vermek değildir. Belediye demek insan onuruna, insan şerefine, insanın varlık haklarına sonsuz bağlılık, anlayışlı ve kucaklayıcı muamele demektir. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımızı görmeyen, gözetmeyen, onların yanında olmayan belediye gerçek manada görev ve sorumluluklarını yerine getirmiş sayılamaz. Bizim belediyeciliğimizde insanı bilmek, insanla can beraberi olmak asıldır ve hakimdir. Bugüne kadar Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı yönetimindeki belediyelerde esas ve bağlayıcı husus hep bu olmuştur. Ümit ederim ki, bundan sonra da böyle olacaktır." "GEREKİRSE 105 YIL ÖNCEKİ ADIMI BİR KEZ DAHA ATARIZ, YENİDEN KOCATEPE’YE KARARGÂH KURARIZ" 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’na ilişkin de konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli, "19 Mayıs, aynı zamanda tam bağımsızlığa giden sürecin ilk halkasıdır. Tarihte her şey ilk adımla başlamıştır. Adımlar birleşip yürüyüş olmuştur. Yürüyüşler gönüllerde yükselip mücadeleyle buluşmuştur. Mücadeleler genişleyip tarihin sayfalarını mühürlemiştir ve bir an gelmiş, o tarih Türk diye okunmuştur. Gün olmuş, o tarih Türk milletinin kahramanlıklarını insanlığın idrakine şakır şakır söyletmiştir. Tam 105 yıl önce Samsun’dan; Milli Mücadele’nin ilk adımı atılmıştır. İşgal ve esarete karşı ilk hamle yapılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk harcı karılmıştır. Türk milleti, Samsun’dan İzmir’e kadar inançla yürümüştür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları Samsun’dan başlattıkları yürüyüşle yorgunluğu ve yılgınlığı aşmışlardır. Vatanımıza göz diken, varlığımıza kefen biçen emperyalist vahşilik ilk cevabını Samsun’dan almıştır. 19 Mayıs; milliyetçi şuurun millet iradesine döndüğü ilk merhaledir. 19 Mayıs; zalime, haine, alçağa, işbirlikçiye yıldırım gibi çarpan Türk’ün kudretli yüzüdür. 105 yıl önce Türk milleti zafere doğru harekete geçmiştir. İlk adım; vatanı sahipsiz, milleti çaresiz sanan bedhahlara karşı var oluş kıyamıdır. İlk adım; bölünmemizi, parçalanmamızı, tarihten silinip gitmemizi amaçlayan müstevlilere ve işbirlikçilere karşı Türk milletinin imanlı cevabıdır. İlk adım; bitmemizi, tükenmemizi, yersiz yurtsuz kalmamızı projelendiren zalimleri İzmir’e kadar kovalayan kahramanlığın şahlanışıdır. Bu şahlanışa hürmet ve hayranlık duyuyoruz. Buna leke sürdürmemek için biz de adımlarımızı sıklaştırıyoruz, biz de 19 Mayıs’ın ruhuyla zillete, rezalete, ihanete, yerli ve yabancı çıkar gruplarına sonuna kadar direniyoruz. Samsun’dan atılan ilk adım devletimizin yol haritası, aziz milletimizin kahramanlık beratıdır. Ne yaparlarsa yapsınlar, Türkiye’yi tarihin gerisine düşürmeye kimsenin gücü de nefesi de yetmeyecektir. Çünkü ilk adımın ruhu maşeri vicdanda hala kor gibi durmaktadır. Gerekirse 105 yıl önceki adımı bir kez daha atarız, yeniden Kocatepe’ye karargâh kurarız. Gerekirse Dumlupınar’a aşkla koşar, namertlere kafa tutarız. Yetmezse soluğu İzmir’de alırız, önümüze kattığımız ne kadar hain, bölünmemizi bekleyen ne kadar şiddet ve şekavet yuvası varsa denize dökeriz. Dün yaptık, yine yaparız. Dün başardık, bir kez daha başarırız. Kendimize güveniyoruz" şeklinde konuştu. Bahçeli, konuşmasının ardından basın mensupları tarafından Ankara İl Emniyet Müdürlüğünde gerçekleştirilen operasyon sürecine ilişkin sorulan soruya, "Çok sağlıklı, dürüst, ahlakça ve milli şuura dayalı bir anlayışla yakından takip ediyoruz" yanıtını verdi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.