Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Çini Sanatı

Bursa Hayat Gazetesi - Çini Sanatı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çini Sanatı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bursa’da Çini Tarihi: Gelenekten Günümüze Haber

Bursa’da Çini Tarihi: Gelenekten Günümüze

Bursa, Osmanlı İmparatorluğu'nun erken dönemlerinde çini sanatıyla tanınan ve bu alanda önemli bir merkez olarak kabul edilen bir şehir olarak bilinir. Bursa çinisi, hem estetik hem de teknik açıdan büyük bir öneme sahiptir ve Osmanlı döneminin zarif süsleme sanatlarının en güzel örneklerini sunar. Çini sanatı, Bursa'nın kültürel mirasında derin bir iz bırakmıştır ve günümüzde de bu gelenek yaşatılmaktadır. ERKEN DÖNEM Bursa'da çini sanatının kökenleri, 14. yüzyıla kadar uzanır. Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk yıllarında, Bursa, erken Osmanlı sanatının ve zanaatlarının merkezi olarak önemli bir rol oynamıştır. Çini üretimi, özellikle cami ve türbe süslemelerinde kullanılmıştır. Bu dönemde yapılan çiniler genellikle geometrik desenler ve stilize edilmiş bitki motifleri içerir. 15. YÜZYIL VE İSKENDERİYE ÇİNİLERİ yüzyılda Bursa çini sanatı büyük bir gelişim gösterdi. Bu dönemde, mavi-beyaz çiniler olarak bilinen İskenderiye çinileri, Bursa'nın çini üretiminde önemli bir yer kazandı. Çini sanatında kullanılan teknikler ve desenler daha da sofistike hale geldi. Bu dönemdeki çiniler, hem estetik hem de teknik açıdan yüksek standartlara ulaşmış ve Osmanlı sanatı içinde kendine sağlam bir yer edinmiştir. OSMANLI DÖNEMİNDE ÖNE ÇIKAN YAPILAR Bursa'daki çini sanatı, özellikle önemli Osmanlı yapılarında kullanılmıştır. Bunlar arasında: Ulu Camii (1399): Bursa'nın en eski ve en önemli camilerinden biridir. İç mekanında kullanılan çiniler, erken Osmanlı döneminin estetik anlayışını yansıtır.Yeşil Camii (1419-1421): Mimarisi ve çini süslemeleriyle ünlü bu cami, Bursa çinisinin zarif örneklerini sunar.Muradiye Camii (1425-1426): Muradiye Külliyesi içinde yer alan bu cami, çini süslemeleri ile dikkat çeker.2. Çini Üretim Teknikleri MALZEME VE TEKNİKLER Bursa çini üretiminde genellikle yüksek sıcaklıkta pişirilmiş seramikler kullanılır. Çini üretiminde kullanılan teknikler, dönemin ustaları tarafından geliştirilmiş ve detaylı bir süreç gerektirir. Temel olarak, çini üretimi aşağıdaki adımları içerir: Toprak Hazırlığı: Çini üretimi için kullanılan toprak, özel bir karışım ile hazırlanır ve şekil verilmeden önce işlenir. Şekil Verme: Toprak, çeşitli şekillerde kalıplara dökülür veya elle şekillendirilir. İlk Pişirme: Şekil verilen toprak, ilk pişirme işlemine tabi tutulur. Bu aşamada çininin sağlamlığı artar ve işleme hazır hale gelir. Desen ve Renkleme: İlk pişirmeden sonra, çininin üzerine desenler yapılır. Desenler genellikle doğal minerallerden elde edilen renklerle boyanır. En yaygın renkler mavi, yeşil ve beyazdır. İkinci Pişirme: Desenlerin ve renklerin sabitlenmesi için çini, ikinci kez pişirilir. Bu aşamada, renkler daha da belirginleşir ve çini yüzeyinin parlaklığı artar. Kaplama: Pişirme işlemi tamamlandıktan sonra çini, genellikle şeffaf bir kaplama ile kaplanır. Bu kaplama, hem estetik hem de dayanıklılık açısından önemlidir. GÜNÜMÜZDE ÜRETİM VE UYGULAMA Bursa'da geleneksel çini üretim teknikleri günümüzde de uygulanmaktadır. Çini üretiminde kullanılan yöntemler ve malzemeler, modern teknolojilerle birleşerek hem geleneksel hem de yenilikçi tasarımlar sunmaktadır. Bursa'da çini üretimi yapılan başlıca yerler şunlardır: Bursa Çini Atölyeleri: Şehirdeki çeşitli atölyeler, geleneksel çini üretim tekniklerini devam ettirir. Bu atölyelerde, hem eski desenler hem de modern tasarımlar üretilir. Bursa Çini Müzesi: Bursa'da bulunan bu müze, çini sanatının tarihini ve gelişimini sergileyen önemli bir mekandır. Müzede, çeşitli çini örnekleri ve üretim süreçleri hakkında bilgi edinmek mümkündür. Restorasyon Projeleri: Bursa'daki tarihi cami ve yapılarda, geleneksel çini teknikleriyle gerçekleştirilen restorasyon projeleri, hem sanat hem de kültürel miras açısından büyük öneme sahiptir. 3. Çininin Kültürel ve Sanatsal Önemi Bursa çinisi, Osmanlı döneminin estetik anlayışını ve zanaatkar becerisini yansıtır. Çini sanatı, hem mimari süsleme hem de bağımsız sanat eserleri olarak önemli bir yer tutar. Bursa çinisinin zarif desenleri ve yüksek kalitesi, hem yerli hem de uluslararası sanatseverler tarafından takdir edilmektedir. Bursa'nın çini tarihi, hem Osmanlı döneminin zengin sanat mirasını hem de günümüzde devam eden geleneksel üretim yöntemlerini yansıtır. Bursa çinisi, estetik ve teknik açıdan büyük bir öneme sahiptir ve bu sanat dalı, hem tarihi hem de modern uygulamalarda kendine sağlam bir yer edinmiştir. Geleneksel üretim tekniklerinin korunması ve yaşatılması, Bursa'nın kültürel mirasının sürekliliğini sağlar ve çini sanatının gelecek nesillere aktarılmasına katkıda bulunur.

Çini sanatı: Geçmişten günümüze bir miras Haber

Çini sanatı: Geçmişten günümüze bir miras

Çini sanatı, yüzyıllardır insanlığın kültürel mirasının önemli bir parçası olmuştur. Zanaatkarların ustalıklı ellerinde şekillenen bu sanat, zarif desenleri, canlı renkleri ve estetik tasarımlarıyla tanınır. Çini, geçmişten günümüze kadar pek çok medeniyetin izlerini taşıyan ve kültürel zenginliğimizi yansıtan bir sanat formudur. Bu makalede, çini sanatının kökenlerinden günümüze kadar olan evrimini ve önemini inceleyeceğiz. ÇİNİ SANATININ KÖKENLERİ VE TARİHİ GELİŞİMİ Çini sanatının kökenleri, antik çağlara kadar uzanmaktadır. Çini, ilk kez MÖ 15. yüzyılda Çin'de ortaya çıktı ve zamanla dünyanın farklı bölgelerine yayıldı. Orta Doğu, Avrupa ve Asya'da çini sanatının farklı formları gelişti. Orta Çağ ve Rönesans döneminde Avrupa'da büyük bir popülerlik kazandı ve saraylar, kiliseler ve zengin tüccarlar tarafından sıklıkla kullanıldı. Osmanlı İmparatorluğu döneminde de Türk çini sanatı büyük bir gelişme gösterdi ve bu dönemde birçok çini eseri üretildi. ÇİNİ SANATININ TEKNİKLERİ VE MALZEMELERİ Çini sanatı, genellikle kil, çamur ve mineral oksitler gibi doğal malzemeler kullanılarak yapılır. Zanaatkarlar, şekil verme, boyama ve sır kaplama gibi çeşitli tekniklerle çini eserlerini üretirler. El işçiliği, çini sanatının en önemli özelliklerinden biridir ve zanaatkarlar genellikle ustalıklı elleriyle ince detaylar ve desenler oluştururlar. Çini sanatında kullanılan renkler genellikle canlı ve parlak olup, eserlere görsel bir çekicilik kazandırır. ÇİNİ SANATININ ÖNEMİ VE ETKİLERİ Çini sanatı, kültürel mirasımızın önemli bir parçasıdır ve geçmişten günümüze kadar pek çok medeniyetin izlerini taşır. Sanatın estetik değeri yanı sıra, çini eserleri genellikle tarihî ve dini hikayeleri anlatır ve toplumların değerlerini yansıtır. Ayrıca, çini sanatı, zanaatkarlar arasında geleneksel tekniklerin korunmasına ve kültürel mirasın devamlılığına katkıda bulunur. GÜNÜMÜZDE ÇİNİ SANATI Günümüzde, çini sanatı hala birçok kültürde yaşatılmaktadır. Geleneksel çini sanatının yanı sıra, modern sanatçılar da çiniyi farklı şekillerde yorumlamakta ve çağdaş eserler üretmektedir. Çini, hem geleneksel el sanatları pazarlarında hem de çağdaş galerilerde geniş bir ilgi görmektedir. Ayrıca, turizm endüstrisinde de çini atölyeleri ve müzeler, ziyaretçilere bu sanatın güzelliklerini keşfetme fırsatı sunmaktadır. SONUÇ Çini sanatı, insanlığın kültürel mirasının önemli bir parçasıdır ve geçmişten günümüze kadar pek çok medeniyetin izlerini taşır. Sanatın estetik değeri yanı sıra, tarihi, dini ve kültürel açıdan da büyük bir öneme sahiptir. Günümüzde hala yaşayan bir sanat formu olan çini, kültürel mirasımızın devamlılığını sağlayarak gelecek nesillere aktarılmasını sağlar. Bu nedenle, çini sanatının korunması ve desteklenmesi büyük bir önem taşımaktadır.

Bursa'da çocukluğunda görmüştü: Ömrünü adadı! Haber

Bursa'da çocukluğunda görmüştü: Ömrünü adadı!

Çini sanatında binlerce kişiye eğitim veren, eserleri yurt içi ve yurt dışında sergilenen Kültür ve Turizm Bakanlığı çini sanatçısı Turgut Tuna, Bursa'daki atölyesinde sanatın yaşatılması için çalışmalarına devam ediyor. Bursa'da 1945 yılında doğan, 1970'te İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Seramik Bölümünden mezun olan Tuna, çinicilikte birçok sanat eserine imza attı, öğrenciler yetiştirdi. Bu geleneksel sanatla ilgili araştırmalar yapan Tuna, çiniciliğin tanıtımı için yurt içi ve yurt dışında sergiler açtı, seminerlere katıldı. Osmangazi ilçesi Yeniceabat Mahallesi'nde 2011'de açtığı kendi ismini taşıyan "çini çiftliği"nde sanatın günün ihtiyaçlarına uygun şekilde gelecek kuşaklara aktarılması için çalışmalarını sürdüren Tuna, diğer yandan meraklılarına çiniciliğin inceliklerini öğretiyor. Turgut Tuna, AA muhabirine, 6 yaşında bir gün saklambaç oynarken ahıra saklandığını, bu esnada bir arının çamurla küçük küp yapıp içine larva bıraktığını gördüğünü söyledi. Çömlekçi arının davranışının kendisine ilginç geldiğini belirten Tuna, "Sonra bunu babama anlattım. Babam ilkokul öğretmeniydi. Beni ertesi gün Nilüfer Çayı kıyısına götürdü ve oradaki millerle böyle çalışmalar yaptık ve ben ilk seramik çalışmamı böyle yaptım." dedi. Sonraki yıllarda Yeşil Türbe'nin çinilerinin de kendisini çok etkilediğini vurgulayan Tuna, seramikle ilgili çok sayıda kitabı okuduğunu, Bursa'daki seramik örneklerini incelediğini anlattı. Tuna, 5 binden fazla öğrenci yetiştirdiğini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Artık öğrencilerimin öğrencileri de bu ekolle gidiyorlar. Öğrencilerim yaşam koşullarına uyan eşyalar yapma düşüncesiyle baktıkları için 'yaşanabilir sanat' da diyebileceğimiz bu tasarım sanatını çok da iyi başarıyorlar. Çağı yakalamak hoş bir şey. Çini 'saray sanatı' olarak da adlandırılıyor. Her sultan döneminde tasarımlar, renkler değişiyor. İmparatorluğun adeta özeti gibi. Mükemmel hale geldiği vakit imparatorluk da mükemmel halde. Gerileme devri başladığında çinilerde de gerileme görülüyor. Adeta insanı okuyan bir eşya. Müzelerde de en fazla olan eşya taş ve seramik eserlerdir. Onun için Türk seramikleri cevherden mücevhere bir yolculuk sürerler." "KULLANILAN DETERJANLARA, İÇECEKLERE UYGUN OLACAK, ÇÖZÜLMEYECEK" Tuna, çininin adeta Türk'ün kartviziti gibi olduğuna dikkati çekti. Çinicilikle ilgili çalışmalarına değinen Tuna, "Sanatın yok olmaması için önce terimleri güncelleştirmeye, sonra bununla ilgili örnekleri ortaya koymaya çalışıyorum. Bir de geçmişten bugüne kadar gelmiş olan örnekleri tanıtıp restorasyonlarda kullanılabilecek seramiklerin neler içermesiyle ilgili çalışmalarımızı da sürdürüyoruz." dedi. Tuna, bir eşyayı sadece yapmak değil, onu yaşatmak için de hangi tedbirlerin alınması gerektiğini ortaya koymaya çalıştığını dile getirdi. Laboratuvarda, işletmesinde hem bunlarla ilgili incelemeler hem de kompozisyonları yaptığını bildiren Tuna, "Ayrıca meraklı bir grubumuz var. Onlarla bunları gerçekleştirirken bir taraftan onların fikirlerini de alarak çağdaş yaşama uyacak Türk seramikleri nasıl olmalı, gözden geçiriyoruz." diye konuştu. Turgut Tuna, sanata sahip çıkılmasının önemine işaret ederek, çiniciliğin kaybolmaması gerektiğini belirtti. Sanatın gelenekselliğinin önemine vurgu yapan Tuna, "Geçmişi olmayan bir sanat pek hoş olmuyor, bize ait olamıyor. Onun için buna önem verilmesi ve buna dikkat edilmesi lazım. Yarım kalmış bir şey var. Bu seramikleri geliştirmek için bir mükemmeliyet merkezi yapılacaktı, pandemiyle beraber durduruldu. Bunun hızla hayata geçirilmesi lazım. İşte biz bu esnada yaptığımız çalışmalarla onu da destekleyeceğiz." ifadelerini kullandı. Tuna, geçmişi geleceğe aktarırken günün koşullarının dikkate alınması gerektiğini vurgulayarak, "Bütün malzemelerinden formlarına kadar kullanma adabına uygun yani bizim 'hoş eşya' dediğimiz şeyde hoşluk ne? Önce sağlığa uygun olacak. Çağın koşullarına uygun olacak. Nedir o? İşte kullanılan deterjanlara, içeceklere uygun olacak, çözülmeyecek. Ayrıca kolay aşınmasın, bıçakla kolay kesilmesin, çizilmesin. Bu sertlikleri, bu dayanımları da gösterecek. Seramik dünyasının ayrı bir bölümü var. Bunu da yaşatabilsin. Hem boyalarıyla, sırlarıyla, hem de kullanış biçimiyle insana uygun, işte tutulabilir kulplar, boşaltılabilir sürahiler falan gibi çalışmalar da yapıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Çini sanatı kadınların elinde hayat buluyor Haber

Çini sanatı kadınların elinde hayat buluyor

Osmaniye'de kadınlar unutulmaya yüz tutmuş, Geleneksel Türk Sanatlarından olan çini Sanatını yaşatmak adına Kadim Sanatlar Atölyesi ve Halk Eğitimi Merkezi bünyesinde açılan kursta 'Çini Sanatı' eğitimi alıyorlar. Kadınlar, usta öğretici İlkay Kuzulu İlhan önderliğinde aldıkları eğitimler çerçevesinde çeşitli ürünler yaparak hem ev meslek öğreniyor hem de terapi niteliği taşıyan motifleri çizerek eğlenceli vakit geçiriyorlar. Çini sanatıyla şans eseri tanıştığını söyleyen usta öğretici İlkay Kuzulu İlhan, ''Şu anda Düziçi'nde yaşıyoruz eşimin görevi dolayısıyla daha önceki görev yerimiz olan Amasya'da Çin'iyle tanıştım. Oradaki usta öğreticilerimin sayesinde 8 yıldır çini yapıyorum, aynı zamanda çini ustasıyım. Aslında çok da farkında olarak başlamadım çini yolculuğuna tesadüfen, Amasya'da bir halk eğitimi merkezine girdim seramikle ilgili bir şeyler görebilir miyim diye çini bisküvisini orada ilk kez gördüm ve ondan sonrasında üstünü dekorlanması derken derken şu anda 8'inci senem. Şimdi de aldığım derslerle geliştirdim daha çok replika çalışıyorum zamanında yapılmış olan klasik ürünlerin desenlerine çalışıyorum tasarım çok fazla çalışmıyorum. Bugün de arkadaşımın ricası üzerine bir workshop düzenledik. Ürünlerimi çok fazla dışa yönelik değil de eşime ve çocuklarıma hatıra kalsın benden sonrası için evladiyelik olarak hazırladım" diye konuştu. Halk Eğitim Merkezi ile birlikte kadınlar için farklı el sanatları kursu açtıklarını söyleyen Kadim Sanatlar Atölyesi Sahibi Ebru Onan Aksoy, ''Bugün çok güzel bir atölye çalışması gerçekleştiriyoruz. Ben biraz Kadim Sanatlar Atölyesinden bahsetmek istiyorum; 8-9 yıldır faaliyet göstermekte olan ve birçok el sanatlarının yapıldığı, uygulandığı ve eğitimlerinin verildiği bir atölye. Burada dekoratif el sanatlarının birçok türünü yapıyoruz. Birçok rolyef kirpi oku, bakır, alüminyum, kağıt çalışıyoruz. Dekoratif boyamalar gerçekleştiriyoruz. Makromeler, soğuk porselenle birçok alanda eğitimlerimiz ve uygulamalarımız var. Yıllardır çok güzel workshoplar yaptık. Çok güzel işlere imza attık hanımlarla. Bu yılda hem hafta içi grubunda halk eğitime bağlı dekoratif sanatlar, el sanatlarıyla ilgili atölyeler yapıyoruz" dedi. Etkinliğe öğrenci olarak katılan Songül Aksay, ''Sanatsal aktivite var mıdır diye merak ederek internette araştırma sonucunda Kadim Sanatlar Atölyesi'ne rastladım. Hemen de yakın zamanda çiniyle ilgili bir atölye çalışması olduğunu duyunca hemen ulaştım, iletişime geçtim buradayım şu anda kendimi çok iyi hissediyorum. Gelmeden önce araştırdım çini gerçekten de geleneksel bir sanat dalıymış şu an bu fırçaya elime alabildiğim için ve bu dokunuşları yapabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum ve tavsiye ediyorum herkese bu tecrübeyi yaşayabilmeleri istiyorum" dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.