Hava Durumu

#Çevre

Bursa Hayat Gazetesi - Çevre haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çevre haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Çevre gönüllülerinden anlamlı etkinlik Haber

Çevre gönüllülerinden anlamlı etkinlik

Edirne’de üniversite öğrencileri ve çevre gönüllüleri, kuraklıkla boğuşan Tunca Nehri ve çevresinde temizlik çalışması yaptı. Çevre gönüllüleri yetkililerden nehrin etrafına çöp konteynırları koymalarını da talep etti. Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü öğretim görevlisi İspanyol Begona Rodriguez öncülüğünde bir araya gelen gönüllüler, hem nehir içerisinde canlıları olumsuz etkileyen atıkları hem de nehrin çevresinde biriken çöpleri toplayarak vatandaşların çevre kirliliği konusunda duyarlı olması gerektiğini belirtti. Rodriguez, Tunca Nehri’nin temiz tutulması gerektiğini ve piknik yapanların çöplerini topladıklarını vurguladı. Kano ile nehrin içindeki atıkları temizleyen Barbaros Vardar, nehre atılan attıkların balıkların ölümüne yol açtığını belirtti. Çevre gönüllüsü Elif Özdemir ise, çok fazla attığın olduğunu ve önüne geçemediklerini kaydetti. Üniversite öğrencisi Beste Acar, “Genel olarak bugün cam ve plastik topluyoruz. Çevremiz için en zararlı atıkların başında plastik geliyor. İnsanlar tabii ki hiçbir şekilde çöplerini buraya atmamalı ama belediyede buraya hiç çöp kutusu koymamış. Burada en azından çöp kutusu olsa insanlar için bir teşvik olur. Bu alanda yetkililerin çöp kutularını biraz daha fazlalaştırmasını isterim. Bu tür çevre temizlik etkinliklerinin daha çok yapılamasını isterim” dedi. Vatandaşlardan Gamze Kurt, "İnsanların bilinçsiz olduğu konulardan biri de çöpleri bir araya toplayarak yakıyorlar. Bu doğru bir çözüm değil, çünkü öyle de hava kirliliğine sebep olunuyor. İnsanların doğanın nasıl işlediğiyle alakalı olarak biraz daha bilinçlendirilmesi gerekiyor. Çöp kutusunun buralara koyulması belediyece zaten yapılaması gerekir” şeklinde konuştu. Üniversite öğrencisi Rana Güneş, “Genellikle çok fazla plastik atık var. İnsanlar pikniklerini yaptıktan sonra çöplerini bırakıp gitmişler. Plastik atıklar karışması en zor atıklardır. Yetkililerin çöp konteynırları yapması gerekir” diye konuştu. Biyoloji bölüm öğrencisi Ece Güler, Tunca Nehri’nde çöp toplama etkinliği düzenlediklerini ve çevrenin insanların bilinciyle güzelleşeceğini ifade etti. Havva Demir de çok fazla çöp topladıklarına değinerek, “Burada insanları bilgilendirmek ve bilinçlendirmek ile ilerledik. Yetkililerin çevreye çöp kovası ve kamelyalar yapması gerekiyor. Çöp atma alanlarına çöplerimizi atmamız gerekir. Edirne bizim ve bu çöpleri biz topluyoruz” ifadelerini kullandı.

Çevre koruma kuralları: Doğal kaynakları nasıl koruyabiliriz? Haber

Çevre koruma kuralları: Doğal kaynakları nasıl koruyabiliriz?

Günümüzde, çevre koruma, insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan biridir. Hava ve su kirliliği, iklim değişikliği, doğal yaşamın yok olması gibi çevresel sorunlar, dünya genelinde ciddi endişelere yol açmaktadır. Bu nedenle, doğal kaynakları korumak ve çevreyi korumak için etkili politikalar ve kuralların geliştirilmesi ve uygulanması kritik öneme sahiptir. İşte çevre koruma kurallarının önemi ve doğal kaynakları nasıl koruyabileceğimiz üzerine derinlemesine bir bakış: 1. ÇEVRE KORUMA KURALLARININ ÖNEMİ Çevre koruma kuralları, doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını ve çevresel tahribatın en aza indirilmesini sağlamak amacıyla oluşturulmuştur. Bu kurallar, insan faaliyetlerinin çevreye olan olumsuz etkilerini kontrol altına almayı, doğal ekosistemlerin dengesini korumayı ve biyoçeşitliliği desteklemeyi hedefler. Ayrıca, çevre koruma kuralları, toplumun çevresel bilincini artırmayı ve sürdürülebilir kalkınma için yol gösterici olmayı amaçlar. 2. DOĞAL KAYNAKLARI KORUMANIN YOLLARI Atık Yönetimi: Atık azaltma, geri dönüşüm ve kompostlama gibi yöntemlerle atık miktarını azaltmak ve geri dönüşüme katkıda bulunmak. Su Koruma: Su tasarrufu yapmak, su kirliliğini önlemek ve su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını sağlamak için suyun etkin bir şekilde yönetilmesi. Enerji Verimliliği: Daha verimli enerji kaynaklarının kullanımı, enerji tüketimini azaltmak için enerji tasarrufu önlemleri almak ve yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik etmek. Doğal Alanların Korunması: Ormanların ve sulak alanların korunması, biyolojik çeşitliliği desteklemek için koruma alanları oluşturmak ve ekosistemlerin dengesini korumak. Çevresel Eğitim ve Farkındalık: Çevresel bilinci artırmak, çevre sorunlarına duyarlılığı teşvik etmek ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını desteklemek için eğitim ve farkındalık programları düzenlemek. Yasal Düzenlemeler: Çevre koruma yasalarının oluşturulması ve uygulanması yoluyla çevre kirliliğini kontrol altına almak, çevresel zararları önlemek ve doğal kaynakların korunmasını sağlamak. 3. TOPLUMSAL SORUMLULUK VE KATILIM Çevre koruma, bireylerin ve toplumun sorumluluğunu gerektirir. Her bireyin çevresel etkisini azaltmak için adımlar atması, çevre dostu alışkanlıklar geliştirmesi ve çevresel bilinci artırması önemlidir. Ayrıca, kamuoyunun çevre konusunda duyarlı olması, çevre koruma politikalarının oluşturulmasında ve uygulanmasında önemli bir faktördür. 4. GELECEĞE YATIRIM Çevre koruma, gelecek nesillerin yaşam kalitesini ve refahını etkileyen önemli bir konudur. Doğal kaynakları korumak ve çevreyi korumak, gelecek kuşaklara temiz bir çevre bırakmak ve sürdürülebilir bir gelecek sağlamak için kritik öneme sahiptir. Sonuç olarak, çevre koruma kuralları ve uygulamaları, doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesini ve çevrenin korunmasını sağlamak için hayati öneme sahiptir. Herkesin bu kurallara uyması ve çevresel sorumluluklarını yerine getirmesi, gezegenimizin sağlığı ve geleceği için önemlidir.

"Deniz suyunun ısınması meteorolojik olayları artırıyor" Haber

"Deniz suyunun ısınması meteorolojik olayları artırıyor"

Çukurova Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Başıbüyük, deniz suyu sıcaklıklarının artmasının hortumları ve meteorolojik olayları daha da artırdığını ifade etti. Deniz suyu sıcaklıklarının dünyanın her tarafında yaşanan bir problem olduğunu belirten Çevre Mühendisi Prof. Dr. Mesut Başıbüyük, "Tamamen küresel ısınmaya bağlı olarak yaşanan problem, deniz suyu sıcaklıklarının bilhassa okyanuslarda ciddi manada artmasına neden oluyor. Deniz suyu sıcaklıklarının artışı denizde çok ciddi manada tahribata neden oluyor. Türlerde değişikliklere, davranışlarına, göç yolları vesaire gibi pek çok olumsuz değişikliğe neden olurken, aynı zamanda yağış rejimlerini de etkiliyor. Ülkemizde mesela denizler hemen hemen hiç soğumuyor. Yani baktığınız zaman neredeyse aralık ayına kadar bile insanlar denize girebiliyor. Erdemli, Silifke sahillerinde aralık ayında bile insanların denize girebildiğini görüyoruz. Bu çok anormal bir durum aslında" diye konuştu. "DENİZ SUYU SICAKLIKLARININ ARTMASI AŞIRI HAVA OLAYLARININ DA ARTMASINI TETİKLİYOR" Deniz suyu sıcaklıklarının artmasının şiddetli yaşanan hava olaylarını tetiklediğini ifade eden Başıbüyük, "Biz bunu uzun zamandan beri biliyoruz. Akdeniz örneğin bizim de içinde olduğumuz bu bölgede çok fazla hava olayları yaşanmaya başladı. Antalya’da dün akşam yaşanan hortum felaketi. Bu çok tipik deniz suyu sıcaklıklarının ve havanın sıcak olmasının doğal bir sonucu olarak gerçekleşti. Yani bu hortum gibi, kasırga gibi, çok şiddetli yağışlar gibi olayların büyük bir sonucunu neredeyse tamamının doğrudan deniz suyu sıcaklığıyla alakalı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Biz bu yaşanan hava olaylarının ve denizdeki ekosistemin değişmesini bundan sonra da rahatlıkla söyleyebiliriz" ifadesini kullandı. "DENİZ SUYU SICAKLIĞINDA YAKLAŞIK 2-3 DERECELİK BİR ARTIŞ VAR" Deniz suyu sıcaklığının her yıl gittikçe arttığını ve bu artış sonucunda bu yıl yaklaşık 2-3 derecelik bir artış olduğunu söyleyen Başıbüyük, bu artışın denizdeki biyolojik ekosistemi etkilediğinin altını çizerek şöyle devam etti: "Öte yandan tabii ki deniz ekosistemlerinde de çok ciddi manada problemler var. Bunların da farkına varmamız lazım. Zaman zaman haberlerde gördüğümüz olaylarda örneğin denizanası vesaire gibi veya denizlerdeki birtakım türlerin sayısının arttığı veya azaldığı veya kaybolduğu gibi haberlerin hepsi bunların deniz suyu sıcaklıklarıyla doğrudan alakalı. Yaklaşık iki üç derecelik bir artışın olduğunu görüyoruz. Son 20 - 30 senede düzenli bir şekilde az da olsa deniz suyu sıcaklığının ortalamanın üzerinde seyrettiğini gözlemleyebiliriz. Bu sorun aynı şekilde önümüzdeki zamanlarda da artmaya devam edecek. Çünkü küresel ısınma devam ediyor. Yani bu küresel ısınma etkileri ortadan kalkmadıktan sonra hiçbir zaman buradaki deniz suyu sıcaklıklarında da azalmanın beklenmesi mümkün değil. Bu trend devam edecek."

Elektrikli araçlar: Çevre dostu ulaşımın geleceği Haber

Elektrikli araçlar: Çevre dostu ulaşımın geleceği

Günümüzde çevresel endişeler giderek artarken, ulaşım sektörü de bu değişime uyum sağlamak için çeşitli yeniliklerle karşı karşıya. Bu yeniliklerden biri, elektrikli araçlarla temsil edilen çevre dostu ulaşımın yükselişidir. Geleneksel içten yanmalı motorlara göre birçok avantaj sunan elektrikli araçlar, çevreye duyarlı bir ulaşım seçeneği olarak gelecekte önemli bir rol oynamaya adaydır. Elektrikli araçların en önemli çevresel avantajı, sıfır emisyonlu çalışma prensibiyle doğrudan ilişkilidir. Geleneksel içten yanmalı motorlara sahip araçlar, fosil yakıtları yakarak atmosfere karbon dioksit ve diğer kirletici gazları salarlar. Bu, hava kirliliğine ve iklim değişikliğine ciddi katkılarda bulunur. Ancak, elektrikli araçlar sadece elektrik enerjisi kullanır ve bu da sıfır emisyon anlamına gelir. Bu sayede, elektrikli araçlar fosil yakıtla çalışan araçlara kıyasla daha temiz bir sürüş deneyimi sunarlar ve çevreyi koruma yolunda önemli bir adımı temsil ederler. Bununla birlikte, elektrikli araçların çevresel faydaları sadece emisyonlarla sınırlı değildir. Elektrikli araçlar aynı zamanda enerji verimliliği açısından da avantajlıdır. İçten yanmalı motorlara kıyasla elektrikli araçlar, enerjiyi daha etkili bir şekilde kullanır ve bu da daha az enerji israfı ve daha düşük enerji maliyetleri anlamına gelir. Ayrıca, elektrikli araçların düşük işletme maliyetleri, uzun vadede kullanıcılar için ekonomik bir tercih haline gelmelerini sağlar. Teknolojik gelişmelerle birlikte, elektrikli araçlar da sürekli olarak iyileştirilmektedir. Batarya teknolojilerindeki ilerlemeler, araçların menzilini artırırken şarj sürelerini azaltmaktadır. Ayrıca, şarj altyapısındaki gelişmeler ve artan şarj istasyonlarının sayısı, elektrikli araçların kullanımını daha da kolaylaştırmaktadır. Bu da elektrikli araçların benimsenme oranını artırmakta ve çevre dostu ulaşımın yaygınlaşmasına katkıda bulunmaktadır. Sonuç olarak, elektrikli araçlar çevre dostu ulaşımın geleceğinde kritik bir rol oynamaktadır. Temiz enerji kaynaklarına dayalı olarak çalışmaları, çevre kirliliğini azaltırken enerji verimliliğini artırır. Ancak, bu dönüşümün hızlanması için altyapı geliştirmeleri, teşvik önlemleri ve teknolojik yenilikler gerekmektedir. Elektrikli araçlar, sürdürülebilir bir gelecek için önemli bir taşıma çözümü olarak öne çıkmaktadır ve bu trendin devam etmesi beklenmektedir. ÇEVRE DOSTU ARAÇLAR HANGİLERİ? Çevre dostu araçlar genellikle çeşitli özelliklere sahip olabilirler. İşte çevre dostu araçların genel olarak hangileri olduğuna dair bir liste: Elektrikli Araçlar: Elektrikli araçlar, fosil yakıt kullanmayarak sıfır emisyonla çalışırlar. Bu araçlar, atmosfere zararlı gazlar salmadıkları için çevre dostu olarak kabul edilirler. Hibrit Araçlar: Hibrit araçlar, içten yanmalı motorlarla birlikte elektrik motorunu kullanarak çalışırlar. Bu sayede yakıt tüketimini azaltır ve emisyonları düşürürler. Plug-in Hibrit Araçlar: Plug-in hibrit araçlar, hem içten yanmalı motor hem de elektrik motoru kullanırlar ve aynı zamanda şarj edilebilir bataryalara sahiptirler. Bu araçlar, sık sık kısa mesafelerde elektrik motoruyla çalışarak yakıt tüketimini azaltır ve emisyonları düşürürler. Yakıt Hücreli Araçlar: Yakıt hücreli araçlar, hidrojen yakıt hücresi kullanarak elektrik üretirler ve bu elektrik motoruyla çalışırlar. Su buharı dışında herhangi bir emisyon üretmezler. Dizel ve Benzinli Araçlar: Bazı modern dizel ve benzinli araçlar, daha az yakıt tüketimi ve daha düşük emisyonlar için gelişmiş teknolojilere sahiptirler. Bunlar, çevre dostu özelliklerini geliştirmek için daha temiz yakıt enjeksiyonu, daha etkili motor yönetimi ve hibrit teknolojiler gibi yöntemlerle donatılmıştır.

Atık maddelerin doğada kaybolma süreleri: Çevresel bir değerlendirme Haber

Atık maddelerin doğada kaybolma süreleri: Çevresel bir değerlendirme

Dünya üzerindeki hayatın devamlılığı, ekosistemlerin sağlığına bağlıdır. Ne yazık ki, insan faaliyetleri sonucu ortaya çıkan atık maddeler, bu dengeyi tehdit eder hale gelmiştir. Atık maddelerin doğada kaybolma süreleri, atıkların çevresel etkilerinin boyutunu anlamamıza yardımcı olur. Bu makale, çeşitli atık türlerinin doğada ne kadar sürede parçalandığını ve bu durumun ekosistemler üzerindeki etkilerini ele alıyor. PLASTİK ATIKLAR Plastikler, günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır ancak doğada parçalanmaları yüzlerce yıl sürebilir. Örneğin, plastik şişelerin çözünmesi 450 yıl, plastik poşetlerin ise yaklaşık 20 yıl sürer. Mikroplastiklerin oluşumu, deniz canlıları için büyük riskler taşır ve besin zinciri yoluyla insan sağlığını da tehdit eder. CAM ATIKLAR Cam, doğal malzemelerden yapılsa da tamamen çözünmesi 1 milyon yıla kadar sürebilir. Camın bu kadar uzun süre doğada kalması, atık yönetimi ve geri dönüşüm stratejilerinin önemini vurgular. METAL ATIKLAR Alüminyum kutuların çözünmesi 200 ila 500 yıl arasında değişirken, demir ve çelik gibi diğer metaller oksitlenerek daha hızlı bir şekilde çözünebilir. Ancak bu süreç bile birkaç on yıl sürebilir. KAĞIT ATIKLAR Kağıt atıklar doğada nispeten hızlı çözünür; genellikle birkaç hafta ila birkaç ay içinde parçalanırlar. Ancak, kağıt üretimi için gereken ağaç kesimi, ormanların yok olmasına ve habitat kaybına neden olur. ORGANİK ATIKLAR Gıda atıkları ve diğer organik materyaller, kompostlaşma yoluyla doğada çözünür. Bu süreç birkaç hafta ila birkaç ay sürebilir. Ancak, oksijensiz koşullarda, metan gibi zararlı gazların üretimi ile çevresel sorunlara yol açabilir. RADYOAKTİF ATIKLAR Radyoaktif atıkların çözünmesi, yüz binlerce hatta milyonlarca yıl sürebilir. Bu atıkların yönetimi, insan sağlığı ve çevre üzerinde uzun vadeli etkileri nedeniyle büyük önem taşır. SONUÇ Atık maddelerin doğada kaybolma süreleri, atık yönetimi politikalarının ve pratiklerinin önemini ortaya koyar. Geri dönüşüm ve yeniden kullanım, atık miktarını azaltmanın ve çevresel etkileri minimize etmenin anahtar yollarıdır. Sürdürülebilir yaşam biçimleri benimseyerek ve bilinçli tüketim alışkanlıkları geliştirerek, atık sorununun üstesinden gelebilir ve gezegenimizi gelecek nesiller için koruyabiliriz. Bu, sadece bireysel veya yerel bir çaba değil, aynı zamanda küresel bir sorumluluktur.

Bursa TB Akademi'de gündem sürdürülebilir bir gelecek Haber

Bursa TB Akademi'de gündem sürdürülebilir bir gelecek

Bursa Ticaret Borsası’nın (Bursa TB) dijital eğitim platformu Bursa TB Akademi’de, yeni eğitim dönemi başladı. Çevre bilincinin artırılması ve sürdürülebilirlik konusunda farkındalık oluşturulması amacıyla, yıl boyunca “En Parlak Dönüşüm” temasıyla gerçekleştirilecek “Çevre ve İnsan” konulu eğitim serisinin ilki “Çevre ve Doğa Krizleri” eğitimi oldu. Eğitimde küresel ısınma ile birlikte son yıllarda yaşanan iklim felaketlerine dikkat çeken Eğitmen Senem Tanju, iklim değişikliği, habitat kaybı ve kirlilik gibi çevresel krizlerin, doğal yaşamın yok olmasına ve ekosistemin bozulmasına yol açtığını dile getirdi. Bu krizlerin arkasındaki ana etkenlerin ise plansız kentleşme, aşırı tüketim ve kısıtlı kaynakların yanlış kullanılması olduğunu ifade eden Tanju, “Doğal dengenin tehlikeye girmesi, gelecek nesiller için endişe verici bir tablo oluşturuyor. Eğer iklim krizi ile mücadele etmezsek, 21. yüzyılın sonuna kadar mevcut canlı türünün yüzde 24’ünün yok olma tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bu durum hem biyolojik çeşitlilik açısından hem de insan yaşamı için büyük bir tehdit oluşturuyor” dedi. İş dünyası değişime ayak uydurmalı Sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için, öncelikle doğayı korumak ve kaynakları sürdürülebilir bir şekilde kullanmak gerektiğini ifade eden Senem Tanju, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş ve sorumlu tüketim alışkanlıklarını benimsemenin bu hedefe ulaşmada kritik önem taşıdığını söyledi.İklim krizinin toplumları olduğu kadar is dünyasını da olumsuz etkilediğine vurgu yapan Tanju, “Şirketler çevresel, sosyal ve ekonomik sorumluluklarını yerine getirirken sürdürülebilir bir iş modeli oluşturmak zorundadır. Özellikle şeffaflık ve doğru bilgilendirme kavramları ön plana çıkarken, yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler geliştirmek ve değişime ayak uydurmak hayati önem taşıyor” diye konuştu. “Çevresel bilinç için kolektif çaba şart” İklim değişikliğinin en şiddetli biçimde etkileyeceği ülkelerin başında Türkiye’nin de yer aldığını ifade eden Senem Tanju, orta vadeli kalkınma planında yeşil dönüşüm ve iklimle mücadelede 2053 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonu hedefine odaklanılmasının son derece değerli olduğunu vurguladı. Türkiye’nin Kyoto Protokolü ve Paris İklim Anlaşması gibi uluslararası anlaşmalara taraf olduğunu hatırlatan Tanju, ortaya konan hedeflerin Türkiye'nin sürdürülebilir bir geleceğe doğru ilerlemesinde önemli bir rehber görevi gördüğünü belirterek, “Çevresel bilinci artırmak ve sorumlu bir dünya inşa etmek için kolektif olarak çaba harcamalıyız” dedi. “Sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek bizim elimizde” Bursa Ticaret Borsası (Bursa TB) Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı, iklim değişikliği ve çevre sorunlarının günümüzün en acil ve hayati meselelerinden biri olduğunu vurguladı. Sürdürülebilir bir gelecek için iklim kriziyle topyekûn mücadele edilmesi gerektiğini dile getiren Matlı, “Çünkü bu sadece bir çevre sorunu değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal bir sorundur. Bu nedenle, iş dünyası olarak üzerimize düşen sorumluluğun bilincindeyiz. Zira sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek hepimizin elinde. Bu konuda bilinçli olmak, harekete geçmek ve üzerimize düşeni yapmak adına oluşturduğumuz özel eğitim içerikleriyle toplumun ve iş dünyamızın çevresel bilinç düzeyini yükseltmeyi hedefliyoruz. Sadece kendi işlerimize odaklanmak yerine,sürdürülebilirlik konusunda daha etkin bir rol oynamak istiyoruz” ifadelerini kullandı. Ücretsiz eğitimler yıl boyunca devam edecek Bursa TB Akademi’de “Çevre ve İnsan” konulu eğitim serisi çerçevesinde “Eko-Anksiyete” ve Doğa ve İnsan” eğitimlerinin yanı sıra Sürdürülebilirlik Teknik Uzman Eğitimi gibi firmaların sürdürülebilirlik konularında bilgi ve yeteneklerini geliştirmeyi, rekabet güçlerini artırmayı hedefleyen eğitimler düzenlenecek. Eğitim programlarına katılmak isteyenler başvurularını www.btbakademi.org adresi üzerinden ücretsiz gerçekleştirebilirler.

Bir bina nasıl çevre dostu olabilir? Haber

Bir bina nasıl çevre dostu olabilir?

Bir bina nasıl çevre dostu olabilir? Çevre dostu ürünler neler? sorusuna yanıt aramaya başladı. Yapılan kısa bir araştırmanın ardından, "Bir bina nasıl çevre dostu olabilir? Çevre dostu ürünler neler?" sorularına yanıt bulundu. Peki, "Bir bina nasıl çevre dostu olabilir? Çevre dostu ürünler neler?" işte detaylar... Bir bina çevre dostu olmak için çeşitli tasarım ve uygulama yöntemleriyle çevresel etkileri en aza indirebilir. İşte bir binanın çevre dostu olabilmesi için alınabilecek bazı önlemler: Enerji Verimliliği: Bina, ısıtma, soğutma, aydınlatma ve diğer enerji ihtiyaçlarını karşılamak için yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı sistemlerle donatılmalıdır. Yalıtım malzemeleri ve enerji verimli cihazlar kullanarak enerji tüketimi minimize edilmelidir. Su Verimliliği: Yağmur suyu toplama sistemleri, gri su geri dönüşüm sistemleri gibi yöntemlerle su tasarrufu sağlanmalıdır. Ayrıca, suyun israfını önlemek için su tasarruflu armatürler ve sızıntıları önleyici sistemler kullanılmalıdır. Malzeme Seçimi: Çevre dostu bina tasarımında, yenilenebilir kaynaklardan elde edilen ve geri dönüştürülebilir malzemelerin kullanımı teşvik edilmelidir. Ayrıca, çevre üzerindeki olumsuz etkileri minimize etmek için malzeme kaynaklarına ve üretim süreçlerine dikkat edilmelidir. Yeşil Alanlar: Bina çevresinde yeşil alanlar oluşturularak doğal yaşamı desteklemek ve çevre kalitesini artırmak önemlidir. Bahçeler, bitki örtüsü ve yeşil çatılar gibi yeşil alanlar, binanın sıcaklık kontrolüne katkıda bulunabilir ve karbondioksit emisyonlarını azaltabilir. Atık Yönetimi: Atık azaltma, geri dönüşüm ve geri kazanım uygulamalarıyla bina atıklarının yönetimi önemlidir. Atık sınıflandırma sistemleri, geri dönüştürülebilir malzemelerin toplanmasını kolaylaştırarak atık miktarını azaltabilir. Doğal Aydınlatma ve Havalandırma: Binanın doğal aydınlatma ve havalandırma sistemleriyle enerji tüketimi azaltılabilir. Pencerelerin ve doğal hava girişlerinin stratejik konumlandırılmasıyla iç mekanlarda doğal ışık ve temiz hava sağlanabilir. Çevresel Yerel Rekabetçilik: Bina, çevreye duyarlı bir şekilde tasarlanarak sürdürülebilir bir yaşam alanı oluşturarak, çevresel liderlik ve toplumun çevre bilincini artırabilir. Yeşil Sertifikasyonlar: Yeşil bina sertifikaları, binanın çevre dostu özelliklerini belgeleyerek çevresel etkilerini azalttığını gösterir. LEED (Yeşil Bina Liderlik Konseyi), BREEAM (Bina Araştırma Kuruluşu Değerlendirme Metodu) gibi sertifikasyon programları, çevre dostu bina tasarımını teşvik etmektedir. ÇEVRE DOSTU ÜRÜNLER NELER? Çevre dostu ürünler, üretim, kullanım ve atık yönetimi süreçlerinde çevresel etkileri en aza indiren veya tamamen ortadan kaldıran ürünlerdir. İşte çevre dostu ürünlere örnekler: Organik Gıdalar: Organik tarım yöntemleriyle yetiştirilen ve sentetik kimyasalların kullanılmadığı gıdalar çevre dostu ürünlerdir. Organik gıdaların üretimi, toprak ve su kirliliğini azaltarak ekosistemi korur. Geridönüşümlü Malzemeler: Geri dönüştürülmüş kağıt, cam, plastik, metal gibi malzemelerden üretilen ürünler çevre dostu ürünlere örnektir. Bu ürünlerin üretimi, doğal kaynak tüketimini azaltır ve atık miktarını azaltarak çevre kirliliğini önler. Enerji Verimli Cihazlar: Enerji verimli lambalar, beyaz eşyalar, ısıtma ve soğutma sistemleri gibi cihazlar, enerji tüketimini azaltarak çevre dostu ürünlerdir. Bu cihazlar, fosil yakıtların kullanımını azaltarak sera gazı emisyonlarını azaltır. Sertifikalı Ahşap Ürünler: Ormanları korumak ve ormansızlaşmayı önlemek için sertifikalı ormanlardan elde edilen ahşap ürünler tercih edilmelidir. FSC (Forest Stewardship Council) gibi sertifikasyonlar, sürdürülebilir ormancılık uygulamalarını teşvik eder. Organik Kozmetik ve Temizlik Ürünleri: Sentetik kimyasallar içermeyen ve doğal kaynaklardan elde edilen organik kozmetik ve temizlik ürünleri, çevre dostu ürünlere örnektir. Bu ürünlerin üretimi, su ve toprak kirliliğini azaltır ve insan sağlığını korur. Su ve Enerji Tasarruflu Ürünler: Su ve enerji tasarruflu armatürler, duş başlıkları, beyaz eşyalar ve diğer ev aletleri çevre dostu ürünlere örnektir. Bu ürünlerin kullanımı, su ve enerji tüketimini azaltarak doğal kaynakların korunmasına katkı sağlar. Yenilenebilir Enerji Ürünleri: Güneş panelleri, rüzgar türbinleri, hidroelektrik enerji sistemleri gibi yenilenebilir enerji ürünleri, fosil yakıtlara dayalı enerji üretimini azaltarak çevre dostu enerji sağlar. Taşıt ve Ulaşım Araçları: Elektrikli ve hibrit araçlar, bisikletler, toplu taşıma araçları gibi çevre dostu ulaşım araçları, hava kirliliğini azaltır ve sera gazı emisyonlarını düşürür. Bu ürünlerin tercih edilmesi, doğal kaynakların korunması ve çevre kirliliğinin azaltılması için önemlidir.

Karın yağları hangi egzersizle erir? Haber

Karın yağları hangi egzersizle erir?

Karın yağları hangi egzersizle erir? sorusu vatandaşlar tarafından merak edilerek arama motorları üzerinden araştırılıyor. Yapılan araştırmanın ardından, "Karın yağları hangi egzersizle erir?" sorusuna yanıt bulundu. Peki, Karın yağları hangi egzersizle erir? İşte detaylar... Karın yağları, vücudun herhangi bir yerindeki yağlar gibi, kardiyovasküler egzersiz ve kas güçlendirme egzersizlerinin bir kombinasyonu ile eritilebilir. Kardiyovasküler egzersizler, kalori yakmanıza ve genel yağ kaybına yardımcı olur. Kas güçlendirme egzersizleri, karın kaslarınızı güçlendirerek ve kas kütlenizi artırarak, vücudunuzun daha fazla kalori yakmasına yardımcı olur. Karın yağlarını eritmeye yardımcı olabilecek bazı spesifik egzersizler şunlardır: Kardiyo: Koşu, bisiklet, yüzme, dans ve yüksek yoğunluklu interval antrenmanı (HIIT) gibi kardiyovasküler egzersizler, karın yağlarını yakmak için etkili bir yoldur. Plank: Plank, karın kaslarınızı güçlendirmek için harika bir egzersizdir. Bu egzersizi yapmak için, sırt üstü yatın ve dirseklerinizi omuz genişliğinde açın. Ayaklarınızı omuz genişliğinde açın ve vücudunuzu bir tahta gibi düz tutun. Bu pozisyonu 30 saniye boyunca tutun ve ardından dinlenin. Crunch: Crunch, karın kaslarınızı çalıştıran başka bir etkili egzersizdir. Bu egzersizi yapmak için, sırt üstü yatın ve dizlerinizi bükün. Ellerinizi başınızın arkasına koyun ve karın kaslarınızı sıkın. Sırtınızı yerden kaldırın ve omuzlarınızı dizlerinize doğru getirin. Bu pozisyonu 1-2 saniye tutun ve ardından yavaşça başlangıç ​​pozisyonuna dönün. Twist: Twist, karın kaslarını çalıştıran ve aynı zamanda belinizi güçlendirmeye yardımcı olan başka bir egzersizdir. Bu egzersizi yapmak için, sırt üstü yatın ve dizlerinizi bükün. Ellerinizi başınızın arkasına koyun ve vücudunuzu bir tarafa doğru döndürün. Omuzunuzu yere doğru getirin. Bu pozisyonu 1-2 saniye tutun ve ardından diğer tarafa dönün. Bu egzersizleri düzenli olarak yapmak, karın bölgesi yağlanmadan kurtulmanıza yardımcı olabilir. Ancak, karın bölgesi yağlanmadan kurtulmak için sadece egzersiz yapmak yeterli değildir. Sağlıklı bir diyet de önemlidir. Karın bölgesindeki yağları yakmak için kalori alımını azaltmak ve sağlıklı yağlar, protein ve lif bakımından zengin yiyecekler yemek önemlidir. Karın yağlarını yakmaya yardımcı olabilecek bazı sağlıklı yiyecekler şunlardır: Yeşil yapraklı sebzeler: Yeşil yapraklı sebzeler, lif, vitamin ve mineral bakımından zengindir ve kalorisi düşüktür. Meyveler: Meyveler, lif, vitamin ve mineral bakımından zengindir ve kalorisi orta düzeydedir. Baklagiller: Baklagiller, protein, lif ve vitamin bakımından zengindir ve kalorisi düşüktür. Tam tahıllar: Tam tahıllar, lif, vitamin ve mineral bakımından zengindir ve kalorisi orta düzeydedir. Sağlıklı yağlar: Sağlıklı yağlar, kalp sağlığını desteklemeye yardımcı olur ve kalorisi yüksektir. Sağlıklı yağlar için iyi kaynaklar arasında zeytinyağı, avokado, fındık ve tohumlar bulunur. Karın bölgesindeki yağları yakmak için, sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersizin bir kombinasyonunu uygulamak önemlidir. Bu iki faktörü birleştirmek, karın yağlarından kurtulmanıza ve daha sağlıklı bir yaşam tarzına ulaşmanıza yardımcı olabilir.

Deniz koyunu neyle beslenir, hangi denizde yaşar? Haber

Deniz koyunu neyle beslenir, hangi denizde yaşar?

Deniz koyunu neyle beslenir, hangi denizde yaşar? soruları gündemde yerini koruyor. Yapılan araştırmanın ardından, "Deniz koyunu neyle beslenir, hangi denizde yaşar?" sorularına yanıt bulundu. Peki, Deniz koyunu neyle beslenir, hangi denizde yaşar? İşte detaylar... Deniz koyunları, Japonya, Endonezya ve Filipinler yakınlarındaki sularda bulunur. Bu denizlerde, 50 ila 100 metre derinlikteki kayalık bölgelerde yaşarlar. Deniz koyunları, sıcak suları severler ve deniz sıcaklığının 20 ila 25 derece arasında olduğu yerlerde bulunurlar. Deniz koyunları, genellikle tek başlarına veya küçük gruplar halinde yaşarlar. Deniz koyunları, fotosentez yapabilen tek deniz omurgasızıdır. Bu nedenle, güneş enerjili deniz salyangozu olarak da anılırlar. Deniz koyunları, deniz yosunundaki klorofil pigmentlerini kullanarak fotosentez yaparlar. Bu sayede, kendi besinlerini kendileri üretebilirler. Deniz koyunları, hem bilimsel hem de kültürel anlamda önemli bir yere sahiptir. Bilimsel olarak, deniz koyunları, fotosentez yapabilen tek deniz omurgasızıdır. Kültürel olarak ise, deniz koyunları, Japonya'da iyi şansın sembolü olarak kabul edilir. Deniz koyunları, ticari amaçlarla da yetiştirilmektedir. Deniz koyunlarının eti, Japonya'da bir incelik olarak kabul edilir. Sonuç olarak, deniz koyunları, Japonya, Endonezya ve Filipinler yakınlarındaki sularda yaşamaktadır. DENİZ KOYUNU NEYLE BESLENİR? Deniz koyunları, saprofittir ve deniz yosunu ile beslenirler. Deniz yosunundaki klorofil pigmentlerini kullanarak fotosentez yaparlar. Bu nedenle, "güneş enerjili deniz salyangozu" olarak da anılırlar. Deniz koyunları, deniz yosununun üst katmanlarını yerler. Deniz yosunundaki klorofil pigmentlerini kullanarak, kendi besinlerini kendileri üretirler. Bu sayede, fotosentez yapabilen tek deniz omurgasızıdırlar. Deniz koyunları, deniz yosununun yanı sıra, algler ve diğer küçük deniz canlıları ile de beslenebilirler. Deniz koyunlarının beslenme düzeni, yaşadıkları bölgeye ve bulundukları mevsime göre değişiklik gösterebilir. Örneğin, yaz aylarında, deniz yosunu bol olduğu için, deniz koyunları daha çok deniz yosunu ile beslenirler. Kış aylarında ise, deniz yosunu daha az olduğu için, deniz koyunları daha çok algler ve diğer küçük deniz canlıları ile beslenirler. Deniz koyunları, fotosentez yapabildikleri için, kendi besinlerini kendileri üretebilirler. Bu nedenle, besin zincirinin başlangıcında yer alırlar. DENİZ KOYUNU ZEHİRLİ Mİ? Hayır, deniz koyunları genellikle zehirli değildir. Deniz koyunları, genellikle insanlar için tehlikeli olmayan hayvanlardır. Ancak, bazı durumlarda, deniz koyunlarının taşıdığı bakteri veya parazitler, insanlarda hastalıklara neden olabilir. Deniz koyunları ile etkileşimde bulunurken dikkat edilmesi gereken önemli bir konu, bu hayvanların yabani ve vahşi doğada yaşayan canlılar olduğudur. Deniz koyunları, doğal davranışlarını koruma eğilimindedir ve insanlardan uzak durma eğilimindedir. Ancak, insanlar deniz koyunlarına rastladıklarında, onlara müdahale etmemeli ve özellikle yavru deniz koyunlarına yaklaşmamalıdır. Deniz koyunlarına dokunma veya yaklaşma durumunda, hayvanın strese girmesine ve savunma mekanizmalarını kullanmasına neden olabilirsiniz. Deniz koyunları, ısırma veya tırmalama gibi doğal savunma tepkileri geliştirmiş olabilir, bu nedenle onlarla etkileşimde bulunmak, hem insanlar hem de deniz koyunları için risk oluşturabilir. Deniz koyunları ile etkileşimde bulunmadan önce, çevre koruma kurallarına uymak ve doğal yaşamlarını bozmamak önemlidir. Eğer bir deniz koyunu ile karşılaşırsanız, onlara saygılı bir mesafeden izlemek en iyisidir.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.