Atmosfer Haberleri - Son Dakika Atmosfer Haber Güncel Gelişmeler

İnsanlığın iklim suçu: Atmosfere nasıl saldırıyoruz?

İnsan faaliyetleri, gezegenimizin atmosferine karşı amansız bir saldırı başlatarak, küresel ısınma ve iklim değişikliğine yol açıyor. Bu saldırının en önemli silahları ise sera gazları, özellikle de karbondioksit (CO2). Sera gazları atmosferde bir battaniye görevi görerek, güneş ışığından gelen ısının bir kısmını hapseder ve Dünya'nın ısınmasına neden olur. Sanayi Devrimi'nden bu yana, insan faaliyetleri atmosfere salınan sera gazı miktarını önemli ölçüde artırdı. Bu artışın başlıca nedenleri şunlardır: Fosil yakıtların yakılması: Kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlar, yakıldıklarında atmosfere büyük miktarda CO2 salınır. Elektrik üretimi, ısınma ve ulaşım gibi birçok alanda fosil yakıtlara olan bağımlılığımız, sera gazı emisyonlarının en büyük kaynağıdır. Ormanların tahribi: Ormanlar, atmosferdeki CO2'yi emerek ve oksijen üreterek iklim dengesini korumada hayati bir rol oynar. Fakat ormansızlaşma, bu doğal dengeyi bozarak atmosfere daha fazla CO2 salınmasına neden olur. Tarım faaliyetleri: Tarım faaliyetleri, metan ve azot oksit gibi diğer sera gazlarının salınımına katkıda bulunur. Hayvancılık, gübreleme ve pirinç yetiştirme gibi bazı tarım uygulamaları bu gazların emisyonunu artırır. ATMOSFERE SALINAN SERA GAZLARININ SONUÇLARI: Küresel ısınma: Ortalama dünya sıcaklığı, son yüzyılda 1 santigrat dereceden fazla arttı. Bu ısınma, aşırı hava olayları, deniz seviyesinin yükselmesi ve buzulların erimesi gibi birçok soruna yol açmaktadır. İklim değişikliği: Küresel ısınma, yağış modelleri, deniz akıntıları ve mevsimlerde değişikliklere neden olarak iklim değişikliğine yol açmaktadır. Bu değişiklikler, tarımsal üretimi, gıda güvenliğini ve su kaynaklarını tehdit etmektedir. Biyolojik çeşitliliğin azalması: İklim değişikliği, birçok bitki ve hayvan türünün yaşam alanlarını yok ederek ve uyum zorlukları yaratarak biyolojik çeşitliliği tehdit etmektedir. ATMOSFERE YAPILAN SALDIRIYI DURDURMAK İÇİN: Temiz enerjiye geçiş: Güneş, rüzgar ve jeotermal enerji gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde azaltabilir. Enerji verimliliğini artırmak: Binalarda, endüstrilerde ve ulaşımda daha az enerji kullanmak, emisyonları düşürmeye yardımcı olabilir. Ormanları korumak ve yeniden ağaçlandırmak: Ormanların korunması ve yeni ağaçların dikilmesi, atmosferdeki CO2 seviyesini düşürmeye katkıda bulunabilir. Sürdürülebilir tarım uygulamaları: Daha az emisyon üreten tarım uygulamalarına geçmek, gıda üretimini çevreye daha duyarlı hale getirebilir. İklim değişikliğiyle mücadele, tüm insanlığın ortak sorumluluğudur. Atmosfere yaptığımız saldırıyı durdurmak ve gezegenimizi korumak için acil olarak harekete geçmemiz gerekiyor. Bireysel olarak yapabileceğimiz birçok şey var: enerji tasarrufu yapmak, geri dönüştürmek, toplu taşıma araçlarını kullanmak ve sürdürülebilir ürünler satın almak gibi. Ayrıca, iklim değişikliğiyle mücadele eden politikaları savunan ve destekleyen kuruluşlara da katılabiliriz. Unutmayalım, atmosferimiz bizim ortak mirasımızdır. Onu korumak ve gelecek nesiller için sağlıklı bir dünya bırakmak hepimizin görevidir.

Atmosferin gizemleri: Hava hakkında bilmeniz gerekenler

Başımızı yukarı kaldırdığımızda her zaman orada olan ama pek düşünmediğimiz bir şey var: hava. Soluduğumuz hava, dünyamızı saran ve yaşamın varlığını mümkün kılan ince bir gaz tabakasıdır. Peki, bu hava tabakası hakkında neler biliyoruz? Atmosferin gizemlerini keşfedelim ve hava hakkında bilmeniz gerekenleri öğrenelim. ATMOSFERİN KATMANLARI: Atmosfer, yerden uzaya doğru uzanan ve farklı gazlardan oluşan bir katmanlar dizisidir. Bu katmanlar, troposfer, stratosfer, mezosfer, termosfer ve ekzosfer'dir. Her katmanın kendine özgü özellikleri ve işlevleri vardır. Troposfer: Yeryüzüne en yakın katmandır ve canlılar için gerekli olan oksijenin büyük kısmını barındırır. Hava olayları da bu katmanda meydana gelir. Stratosfer: Ozon tabakasının bulunduğu katmandır. Ozon tabakası, güneşten gelen zararlı ultraviyole ışınları engeller ve dünyadaki yaşamın korunmasına katkıda bulunur. Mezosfer: Sıcaklığın yüksekliği arttıkça azaldığı katmandır. Bu katmanda meteorlar yanarak yok edilir. Termosfer: Güneş ışınlarının atmosferdeki moleküllerle çarpışması sonucu ısınan katmandır. Bu katmanda uzay istasyonları bulunur. Ekzosfer: Atmosferin en dış katmanıdır ve çok seyrek gazlardan oluşur. Burası, atmosferin uzayla buluştuğu noktadır. HAVA KİRLİLİĞİ: Atmosferin kirlenmesi, insan faaliyetleri sonucu atmosfere zararlı gazların ve partiküllerin salınmasıdır. Hava kirliliği, solunum yolu hastalıklarına, kalp hastalıklarına, kansere ve diğer sağlık sorunlarına neden olabilir. Ayrıca hava kirliliği, asit yağmuru ve ozon tabakasının incelmesi gibi çevresel sorunlara da yol açar. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: İklim değişikliği, Dünya'nın ortalama sıcaklığının ve hava modellerinin uzun vadeli bir değişimidir. İklim değişikliğinin ana sebebi sera gazı emisyonlarıdır. Sera gazları, güneş ışınlarının Dünya'ya girmesine izin verir ancak ısıyı hapsederek Dünya'nın ısınmasına neden olur. İklim değişikliği, deniz seviyesinin yükselmesi, aşırı hava olaylarının artması ve buzul erimesi gibi birçok soruna yol açmaktadır. ATMOSFERİ KORUMAK: Atmosferi korumak için yapabileceğimiz birçok şey var. Hava kirliliğine yol açan faaliyetleri azaltmak, enerji tasarrufu yapmak, geri dönüştürmek ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak atmosfere katkıda bulunabileceğimiz bazı basit adımlardır. Ayrıca, iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik politikaları desteklemek ve çevreyi korumak için çalışan kuruluşlara katılmak da önemlidir. SONUÇ: Atmosfer, dünyamızı saran ve yaşamın varlığını mümkün kılan değerli bir kaynaktır. Atmosferin gizemlerini keşfetmek ve onu korumak için hepimizin sorumluluğu vardır. Hava hakkında bilgili olmak ve bilinçli seçimler yapmak, daha temiz ve sağlıklı bir gelecek için katkıda bulunmamıza yardımcı olacaktır.

Kayalık ötegezegende atmosfer keşfedildi

NASA, Dünya'dan 41 ışık yılı uzaktaki "55 Cancri e" adlı ötegezegenin, Yengeç Takımyıldızı'nda bulunan Güneş benzeri bir yıldız olan "55 Cancri"nin yörüngesindeki 5 gezegenden biri olduğunu açıkladı. Söz konusu yıldızın yörüngesinde "55 Cancri b (Galileo), c (Brahe), d (Lipperhey)" ve f (Harriot)" adı verilen 4 gezegen daha tespit edildi. Dünya'dan yaklaşık iki kat büyük ve yoğunluğu biraz daha fazla olan gezegen, Güneş Sistemi'ndeki kayalık gezegenlere benzeyen bir "Süper Dünya" olarak sınıflandırılıyor. Gezegene "kayalık" denmesine rağmen yıldız sisteminin merkezindeki "55 Cancri"ye 2 milyon 253 bin kilometre uzaklığı nedeniyle muhtemelen yüzeyinin erimiş ve köpüren magmadan oluştuğu kaydedildi. GEZEGENİN BİR YÜZÜ SÜREKLİ YILDIZA BAKIYOR Yıldızın çekim gücü nedeniyle "Janssen"in sadece bir yüzünün yıldıza dönük olduğu, bu sebeple de tek tarafında sürekli gündüz diğer tarafında ise gece yaşandığı belirtildi. NASA'nın artık kullanılmayan Spitzer Uzay Teleskobu'ndan elde edilen verilere göre, "55 Cancri e"nin oksijen, nitrojen ve karbondioksitten oluşan bir atmosferi olduğunun düşünüldüğünü kaydeden araştırmacılar, gezegende silikon, demir, alüminyum ve kalsiyum gibi elementler açısından zengin, buharlaşmış ince bir kaya örtüsü bulunması ihtimalini inceledi. "55 CANCRİ E"NİN YÜZEYİ, OLMASI GEREKENDEN SOĞUK JWST'nin Yakın Kızıl Ötesi Kamerası (NIRCam) ve Orta Kızılötesi Aygıtı (MIRI) verilerini inceleyen araştırmacılar, "ikincil tutulma" denilen, gezegenin yıldızın yanından geçerken ve arkasındayken ortaya çıkan ışık kırılması farkını ölçerek atmosferin yapısını keşfetmeye çalıştı. Gezegen yüzeyinin nispeten soğuk olduğu ve gezegende atmosfer bulunmaması veya ince bir buharlaşmış kaya örtüsü olması durumunda bu sıcaklığın 2 bin 200 santigrat derece olması gerektiği kaydedildi. NASA'nın California'daki Jet İtki Laboratuvarı (JPL) çalışanı ve araştırmanın baş yazarı Renyu Hu, "MIRI verileri, yaklaşık 1540 santigrat derece civarında nispeten düşük bir sıcaklık gösterdi. Bu, enerjinin gündüz tarafından gece tarafına, büyük olasılıkla uçucu madde bakımından zengin bir atmosfer tarafından dağıtıldığını gösteriyor." dedi. Araştırmacılar, "55 Cancri e"yi kaplayan gazların, gezegenin ilk atmosferi olmadığını, yıldızdan gelen sıcaklık ve yoğun radyasyon nedeniyle ilk atmosferin yok olduğunu, mevcut atmosferin magma okyanusu tarafından sürekli yenilenen ikincil bir atmosfer olduğunu değerlendiriyor. ATMOSFER KARBONMONOKSİT VEYA KARBONDİOKSİT İÇERİYOR JPL çalışanı, araştırmanın ortak yazarlarından Aaron Bello-Arufe ise NIRCam verilerine göre daha az ışığın teleskopa ulaştığını belirterek "Bu, ışığın bir kısmını emen, karbonmonoksit veya karbondioksit içeren bir atmosferin varlığını akla getiriyor." ifadesini kullandı. Bilim insanları "55 Cancri e" ve atmosferinin incelenmesinin, geçmişte magma okyanuslarıyla kaplı Dünya, Venüs ve Mars'ın erken dönem koşullarına dair bilgiler sağlayabileceğini belirtiyor. Araştırma "Nature" dergisinde yayımlandı.