Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Adalet Bakanı Yılmaz Tunç

Bursa Hayat Gazetesi - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Adalet Bakanı Tunç’tan Rojin Kabaiş soruşturmasıyla ilgili açıklama Haber

Adalet Bakanı Tunç’tan Rojin Kabaiş soruşturmasıyla ilgili açıklama

2024 yılı Eylül ayında Van’da kaybolan ve 15 Ekim’de Van Gölü kıyısında ölü bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölüm nedeni hala belirsizliğini korurken, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya üzerinden yürütülen adli soruşturmaya dair açıklamalarda bulundu. "HİÇBİR AYRINTI GÖZ ARDI EDİLMİYOR" Bakan Tunç, Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın çok yönlü olarak sürdürüldüğünü belirterek, “Hiçbir ayrıntı göz ardı edilmeden, tüm deliller ve raporlar derinlemesine incelenmektedir. Yargı makamlarının koordinasyonunda süreç titizlikle yürütülmektedir” dedi. ADLİ TIP RAPORU VE EK MÜTALAA TALEBİ Tunç’un açıklamasına göre, Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan kapsamlı rapor, dosyaya eklendi. Bu rapor; otopsi, toksikolojik, biyolojik ve histopatolojik analizleri kapsıyor. Ayrıca İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan da ek bir uzman mütalaası talep edildiği bildirildi. DİJİTAL VERİLER VE TELEFON İNCELEMESİ SÜRÜYOR Soruşturma kapsamında kamera kayıtları, HTS dökümleri, telefon incelemeleri ve tanık ifadeleri detaylı şekilde analiz ediliyor. Rojin Kabaiş’in kullandığı cep telefonunun şifresinin kırılması ve dijital materyallerin çözümlenmesi için yurt dışından uzman desteğiyle teknik bir çalışma yürütüldüğü de açıklandı. "MADDİ GERÇEK ORTAYA ÇIKACAK" VURGUSU Adalet Bakanı Tunç, Rojin Kabaiş’in ailesine başsağlığı dileyerek şu ifadeleri kullandı: “Başta Rojin evladımızın acılı ailesi olmak üzere milletimiz müsterih olsun; soruşturmada tek bir nokta dahi karanlıkta kalmadan, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için yoğun bir gayret gösterilmektedir.” TÜM İHTİMALLER DEĞERLENDİRİLİYOR Bakanlık kaynakları, olayın tüm yönleriyle aydınlatılması amacıyla adli sürecin şeffaf ve hukuka uygun şekilde yürütüldüğünü belirtirken, kamuoyunun da soruşturmadaki gelişmelerden düzenli olarak bilgilendirileceği ifade edildi.

Adalet Bakanı Tunç’tan CHP’li başkanlara yönelik soruşturmaya ilişkin açıklama Haber

Adalet Bakanı Tunç’tan CHP’li başkanlara yönelik soruşturmaya ilişkin açıklama

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, CHP’li Antalya, Manavgat, Adana ve Adıyaman belediye başkanlarına yönelik rüşvet ve irtikap iddialarına ilişkin yürütülen adli soruşturmalara dair önemli açıklamalarda bulundu. Tunç, yargı sürecine yönelik siyasi söylemleri eleştirerek, hukuk devletinin gereği olarak yargının görevini bağımsız şekilde yerine getirdiğini belirtti. Bakan Tunç, yaptığı açıklamada Antalya, Manavgat, Adana ve Adıyaman'da belediye başkanlarına yönelik başlatılan soruşturmaların, ilgili Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından tamamen hukuki sınırlar içinde sürdürüldüğünü vurguladı. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesine atıfta bulunan Tunç, bir suç şüphesi oluştuğunda Cumhuriyet savcısının vakit kaybetmeden soruşturma başlatmakla yükümlü olduğunu hatırlattı. “YARGI TARAFSIZDIR, HİÇ KİMSE LAYÜSEL DEĞİLDİR” Bakan Tunç, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Hiç kimse hukuk ve kanunlar karşısında layüsel değildir. Kamu görevi yürütenler dahil herkes yargı denetimine tabidir. Soruşturma safhasında yapılan adli işlemleri siyasi göstermek yargının tarafsızlığına zarar verir.” Tunç, delillere ve iddialara dayanarak yürütülen soruşturmalarda şüpheli konumdaki kişilerin savunma haklarının korunduğunu da vurguladı. “YARGIYI YIPRATMAYA YÖNELİK İTHAMLAR KABUL EDİLEMEZ” Açıklamasında, bazı çevrelerin adli sürece siyasi içerik yükleme girişimlerine sert tepki gösteren Tunç, yargı mensuplarını hedef alan söylemleri "sorumsuz ithamlar" olarak nitelendirdi. Adalet Bakanı, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alarak yargı süreçlerinin itibarsızlaştırılmasına karşı uyarılarda bulundu: “Adli süreci Sayın Cumhurbaşkanımızla ilişkilendirme cüreti gösterenler aslında doğrudan yargıya, hukuka ve anayasal düzene saldırmaktadır.” “YARGIYA BASKI GİRİŞİMLERİ ADALETİN TECELLİSİNİ ENGELLER” Tunç, kamuoyunu yönlendirmeye yönelik yargı kararları hakkında yapılan yorumların, yargıya baskı oluşturma çabası taşıdığını ifade etti. Adil yargılanma ilkesine vurgu yaparak, herkesin sürece saygı duyması gerektiğini dile getirdi. “Kendini hâkim-savcı yerine koyarak hüküm vermek, yargı sürecini etkilemeye çalışmaktır. Hukuka saygı duyan herkes yargının kararını beklemelidir.” ADALET BAKANI YILMAZ TUNÇ'UN AÇIKLAMASININ TAMAMI "Antalya, Manavgat, Adana ve Adıyaman belediye başkanları hakkında rüşvet ve irtikap iddialarına ilişkin, ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarınca başlatılan adli soruşturmalar, hukukun gerekleri doğrultusunda ve tamamen yasal sınırlar içinde sürdürülmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca; "Bir suç işlendiği izlenimini veren bir durum ortaya çıktığında, Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeği ortaya çıkarmak ve kamu davası açılıp açılmayacağına karar vermek üzere derhal soruşturmaya başlamakla yükümlüdür." Kuvvetli suç şüphesinin varlığı halinde yargının buna kayıtsız kalması düşünülemez. Cumhuriyet Başsavcılıklarınca ortaya konulan deliller ve iddialar karşısında, şüpheli konumdaki şahısların savunma hakları güvence altındadır. Hiç kimse hukuk ve kanunlar karşısında layüsel değildir. Kamu görevi yürütenler dahil herkes, yargı denetimine tabidir. Soruşturma safhasında yürütülen adli işlemleri “siyasi”, “taraflı” ya da “kasıtlı” göstermek; doğrudan yargının tarafsızlığına ve bağımsızlığına zarar veren, yargıyı yıpratma amacı taşıyan sorumsuz ithamlardır. Dosyaların içeriğini bilmeden yapılan “ortada suç yoktur” ya da “kesin suç işlenmiştir” şeklindeki peşin hükümler, soruşturmayı etkilemeye yönelik beyanlar niteliğindedir. Özellikle bazı çevrelerce yargı mensuplarını hedef alan kara propagandalar; adli süreçlere ve hukuk güvenliğine zarar vermektedir. Adli soruşturmaları saygısız ve hadsiz bir üslupla Sayın Cumhurbaşkanımızla ilişkilendirme cüreti göstererek mesnetsiz ve seviyesiz ithamlarda bulunanlar, aslında doğrudan yargıya, hukuka ve anayasal düzene saldırmaktadır. Soruşturmayı yürüten bağımsız adli makamlara yönelik hakaret ve tehdit içeren açıklamalar; açıkça yargıya baskı kurma, adaletin tecellisini engelleme ve kamuoyunu yanıltma teşebbüsüdür. Bu tür saldırgan ve sorumsuz söylemler, asla kabul edilemez. Yargı süreci devam ederken, hiç kimse kendisini hakim-savcı yerine koyarak hüküm verme hadsizliğinde bulunamaz. Hukuka saygısı olan herkesin yapması gereken; yargının vereceği kararı beklemek, hukuki sürece saygı göstermek ve adil yargılamaya gölge düşürecek tutumlardan kaçınmaktır."

Bakan Tunç : ‘Türkiye'ye haksızlık yapıyorlar’ Haber

Bakan Tunç : ‘Türkiye'ye haksızlık yapıyorlar’

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Adalet Bakanlığı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) işbirliğiyle Kocaeli Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Yargı ve İş Dünyası Sempozyumu"nda konuşarak, Kocaeli'nin Türkiye ekonomisi için taşıdığı öneme değindi. Tunç, sempozyumda ticaret ve sözleşme hukuku çerçevesinde karşılaşılan sorunlara çözüm önerilerinin ve alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin ele alınacağı oturumların gerçekleştirileceğini belirterek, bu konulardaki görüş ve düşüncelerin kendileri için büyük önem taşıdığını ifade etti. Tunç, son 23 yılda Türkiye’nin temel kanunlarını çağın ihtiyaçlarına uygun yenileyip anayasal reformlarla hak arama yollarını genişlettiklerini, dezavantajlı kesimleri güçlendiren düzenlemeler yaptıklarını, yargı birliğini sağlayarak ve yüksek yargı kurumlarını yeniden yapılandırarak hukuk devleti ilkesini önemli ölçüde güçlendirdiklerini vurgulayarak, "Türkiye'nin hukuk güvenliği endeksinde dünya sıralamasında geride olduğunu söyleyenler, Türkiye'ye haksızlık yapıyorlar. O listeye baktığımız zaman, ülkemizin üstünde gösterilen birçok ülkede yargı kurumlarının nasıl olduğunu, orada demokratik seçimlerin bile yapılmadığını gördüğümüzde bu listelerin inandırıcılığı söz konusu değil." dedi. Tunç, şöyle devam etti: "Yine basın özgürlüğü endekslerinde Türkiye'yi İsrail'in daha gerisinde göstermek mümkün mü? Son bir yılda İsrail 200'den fazla gazeteciyi öldürmüşken, onların yaşam hakkını ihlal etmişken nasıl İsrail, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin basın özgürlüğü anlamında önünde olabilir, bu mümkün mü? Tamamen kara propagandaya yönelik birtakım çalışmalar var. Bunlara karşı da cevaplarımızı vermek durumundayız. Özellikle Türkiye hukuk güvenliği noktasında en güvenli ülkelerdendir ve yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı noktasında her zamankinden daha yargımız bağımsız ve tarafsızdır. Hukuk güvenliği olmasa yabancı yatırımcı Türkiye'ye gelebilir miydi? 2002 yılına kadar 80 yıl boyunca ülkemize gelen yabancı yatırım, doğrudan yabancı sermaye tutarı 15 milyar dolar. 80 yılda 15 milyar dolar. 2002'den bugüne 23 yılda 273 milyar dolar yabancı sermaye yatırımı gelmiş. Hukuk güvenliği, hukuk devleti ilkesi tahkim edildiği için, ülkemiz yüksek standartta demokrasiye kavuştuğu için bu olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Bakan Tunç, son günlerde özellikle yolsuzluk iddiaları nedeniyle başlatılan soruşturmalar üzerinden yargının hedef alınmasını üzülerek takip ettiklerini belirterek, "Henüz deliller ortaya konulmadan, yargılamalar tamamlanmadan, peşin hükümlerle birilerinin suçsuz ilan edilmesi ya da mahkum edilmesi hukukla ve hukuk devletiyle asla bağdaşmaz. Masumiyet karinesine önem veriyoruz." diye konuştu. Devam eden soruşturmalarla ilgili dosyanın içeriğini bilmeden, delilleri görmeden daha ilk andan itibaren "Yargı yanlış yapıyor, olamaz, suçsuz." demenin de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına ters olduğunu vurgulayan Tunç, şunları kaydetti: "Özellikle yargı mensuplarını bu konuda tehdit etmek, yargıyı karalamaya yönelik beyanlarda bulunmak, sokak, boykot çağrısı yapmak doğru değil. Burada hep beraber yargı sürecini beklemek durumundayız. Zaten soruşturma sonrasında her şey ortaya çıkacaktır. Suçluyla suçsuz, kim ne yapmış, delilleriyle iddianame ortaya çıktığında kamuoyu tüm şeffaflığıyla görecektir. Boykot çağrısı da akıl alır bir şey değil. İş adamlarımız ve özellikle iş dünyamız, esnafımız gördü ki bu boykot çağrısına milletimiz itibar etmedi. Bunun hiç kimseye, ülkemize faydası yok. Üretimi durdurmanın, esnafın kepenk kapatmasını sağlamanın kime ne faydası olabilir, bu çağrıları yapana ne faydası olabilir? Dolayısıyla farklı tepkiler demokratik ülkelerde gösterilebilir ama özellikle vatandaşlarımızın alım gücünü etkileyebilecek, ekonomiyi sarsmaya yönelik çabalar, milletimiz tarafından takdir görmez, yeri ve zamanı geldiğinde de cevabını verir." Hesap verilebilirliğin, şeffaflığın, kamu kaynaklarının çarçur edilmesini önlemeye yönelik yargının tutumunun takdir edilmesi ve saygı duyulması gereken bir tavır olduğunu belirten Tunç, şöyle devam etti: "Kamu kaynakları, hepimizin, tüyü bitmemiş yetimin hakkı, çarçur edilirken yargının buna sessiz kalmasını beklemek hukuk devletinde ve demokraside mümkün müdür? Elbette yargı yolsuzluk yapandan da hukuka aykırı davranandan da hesap soracaktır. Yapılan budur. Aksi takdirde her şey layüsel olur. Herkes istediğini yapmaya kalkışır. Burada özellikle yargıyı etkilemeye yönelik çabalardan, davranışlardan kaçınmak gerekir. Yargı bağımsızdır, yargı görevini yapar ama hiç kimse yargının yerine geçip hüküm dağıtamaz. Bugün yargının attığı her adım şeffaflıkla ve milletimizin gözü önünde gerçekleştirilmektedir. Hukukun üstünlüğüne inanan hiç kimsenin bu süreçten rahatsız olmaması gerekir çünkü yargı kim olursa olsun suça karşı hukukla yürür, kimseye de hukuk dışında bir zırh koruma tanımaz. Yargı ne suçluyu saklar ne de suçsuzu lekeler, yeter ki hukuk konuşsun yeter ki yargı kendi mecrasında özgürce ve tarafsız şekilde işini yapsın. Adalet yerini bulduğunda ekonomi güçlenir, yatırım ortamı canlanır, toplumsal güven artar. Bu vesileyle sürece dair sabırlı, sağduyulu ve adalet temelli yaklaşılması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Hukukun üstünlüğüne inanan herkesin bu sürece destek olması gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyorum." Yargının adil ve hızlı karar verebilmesiyle ilgili tedbirleri almaya devam ettiklerini dile getiren Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 23 Ocak'ta açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde 264 hedef olduğunu anımsattı. Tunç, yeni adliye binalarının projelerinin devam ettiği, yatırım programındaki 64 adliye binasından birinin de Kocaeli Adliyesi olduğu bilgisini paylaştı. İnsan kaynağını daha etkin hale getirmek için çalışmalar yaptıklarına işaret eden Tunç, son 2 yılda 3 bin 369 hakim ve savcının sisteme katıldığını ve sayının 25 bin 695'e ulaştığını, Avrupa Konseyi ülkeleri arasında tam ortalarda olduklarını kaydetti. İhtisas mahkemeleri sayısının 2 bin 199'a ulaştığını aktaran Tunç, bugüne kadar 2 milyon 383 bin 924 iş uyuşmazlığı dosyasının arabulucuların önüne geldiğini, 1 milyon 112 bin 189'ununda anlaşma sağlandığını, arabuluculara gelen 952 bin 41 ticari davadan ise 343 bin 914'ünün anlaşmayla sonuçlandığını sözlerine ekledi. Bakan Tunç, daha sonra Kocaeli Valiliğini, Büyükşehir Belediyesini ve Kocaeli Adliyesini ziyaret etti.

Hadım yasası mı geliyor? Bakan Tunç'tan açıklama Haber

Hadım yasası mı geliyor? Bakan Tunç'tan açıklama

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında gerçekleştirilen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında, yargı reformu ile ilgili önemli çalışmalara dair açıklamalarda bulundu. Bakan Tunç, özellikle cezasızlık algısını ortadan kaldırmak amacıyla yürütülen projelere değindi. Tunç, suç şebekeleriyle mücadele ve yargı teşkilatının ihtiyaçlarını gidermeye yönelik mevzuat geliştirme çabalarının sürdüğünü belirtti. Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında önerilerinin olacağını ifade eden Bakan, güvenilir ve öngörülebilir bir adalet sistemi oluşturmak için çalıştıklarını vurguladı. Bakan Tunç, birkaç gün içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni kamuoyuyla paylaşacağını ve bunun öncesinde parti içindeki gruplarla olgunlaştıracaklarını aktardı. Cezaların caydırıcılığını artırma hedefleri olduğunu da sözlerine ekledi. Ayrıca, Tunç, ceza adaleti sistemiyle ilgili önemli düzenlemelerin yapılacağını ve koşullu salıverme, denetimli serbestlik gibi konuların yeniden gözden geçirileceğini ifade etti. Cezasızlık algısını azaltmak için iki yılın altındaki suçlarda uygulanan koşullu salıverme ve denetimli serbestlik süreleri üzerinde durduklarını belirtti. İYİ HAL İNDİRİMİ İyi hal indiriminin tartışılması gerektiğini vurgulayan Bakan Tunç, kamuoyunda bu konudaki eleştirilerin devam ettiğini hatırlatarak, ceza hukuku uzmanlarının ve milletvekillerinin görüşlerinin önemine dikkat çekti. Ceza sisteminde yapılacak düzenlemelerin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde değerlendirileceğini de sözlerine ekledi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin başlığının "hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir" olacağını açıkladı. Tunç, ceza adaleti sisteminin suçun önlenmesi ve suçlunun hak ettiği yaptırımları alması konusundaki hazırlıkların, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kamuoyuyla paylaşılacağını belirtti. Cezaevlerinin doluluk oranlarıyla ilgili soruya yanıt veren Tunç, "Cezaevlerinin dolu olması, bir suçlunun cezaevine alınmamasını gerektiremez. Devlet gerekli tedbirleri almalıdır" dedi. Cezaevlerinin doluluk oranının mazeret olarak gösterilemeyeceğini vurgulayan Bakan, "Bu konuda yatırım programlarımızı hızlı bir şekilde sonuçlandırıyoruz" şeklinde konuştu. Hadım uygulamaları hakkında da konuşan Tunç, Ceza İnfaz Kanunu'nda tıbbi tedaviye karar verme yetkisi bulunduğunu hatırlatarak, uygulamanın geliştirilmesi için mevzuatta yeni düzenlemeler yapılabileceğini ifade etti.

Hadım ne demek? Hadım yasası nedir? Haber

Hadım ne demek? Hadım yasası nedir?

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, hadıma yönelik çalışma yapılmasının mümkün olup olmadığına dair soruları yanıtladı. Bakan Tunç, Ceza İnfaz Kanunu'nda daha önce gündeme gelen konuyla ilgili, "Ceza İnfaz Kanunu'muzun 108. maddesinde tıbbi tedaviye karar verme yetkisi bulunmaktadır. Mevzuatımız bu açıdan uygun" dedi. Bununla birlikte, uygulamanın geliştirilmesi amacıyla mevzuatta yeni düzenlemelerin yapılabileceğini belirtti. Peki, hadım yasası nedir, nasıl uygulanır? HADIM YASASI NEDİR VE NASIL UYGULANIR? Hadım yasası, Ceza İnfaz Kanunu kapsamında mahkumların "tıbbi tedaviye" tabi tutulmasını hakim takdirine bırakan bir düzenlemedir. Bu yasa, 188. madde hariç tutulmak kaydıyla, belirli suçlardan mahkum olan kişiler için uygulanmaktadır. Cezanın infazı sırasında veya koşullu salıverme sürecinde, infaz hâkimi aşağıdaki tedavi veya yükümlülüklerden bir veya birkaçını belirleyebilir: Tıbbi tedaviye tabi tutulmak. Tedavi amaçlı programlara katılmak. Suçun mağdurunun yaşadığı ve çalıştığı bölgede ikamet etmekten yasaklanmak. Mağdurun bulunduğu yerlere yaklaşmaktan yasaklanmak. Çocuklarla birlikte olmayı gerektiren ortamlarda çalışmaktan yasaklanmak Çocuklar hakkında bakım ve gözetim yükümlülüğü gerektiren faaliyetlerde bulunmaktan yasaklanmak. Bu düzenleme, mahkumların rehabilitasyon sürecine destek olmayı amaçlamaktadır. HADIM NE DEMEK? Hadım terimi, genellikle erken yaşta hadım edilmiş bir erkeği tanımlamak için kullanılır. Ancak bazı eski metinlerde, "hadım" kelimesi hadım edilmemiş, fakat iktidarsız olan, bekar bireyler veya evlenmek ve çocuk sahibi olmak istemeyen erkekler için de kullanılabilir. Bu bağlamda, hadım terimi farklı anlamlar taşıyabilir.

İyi hal indirimi hangi durumlarda uygulanır? Haber

İyi hal indirimi hangi durumlarda uygulanır?

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, iyi hal indirimine ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Tunç, "Kamuoyunda duruşmadaki kılık kıyafeti nedeniyle indirim alan kişilerle ilgili hep eleştiri söz konusu oldu. Geçen yaşama döneminde salt indirim almak için kılıf kıyafetin indirim sebebi olmayacağı yönünde bir düzenleme yapmıştık ama bu konudaki eleştiriler de hep devam etti. Şimdi bu iyi hal indiriminin yeniden bir tartışılması lazım." ifadelerini kullandı. Peki, iyi hal indirimi nedir? İyi hal indiriminde uygulanan indirim oranları nelerdir?  İyi hal indirimi hangi durumlarda uygulanır? İYİ HAL İNDİRİMİ NEDİR? Türk Ceza Kanunu'nun 62. maddesinde düzenlenen iyi hal indirimi, ceza almasına karar verilen bir failin cezasının geçmişi, yargılama sürecindeki tutumu ve sosyal ilişkileri göz önünde bulundurularak indirilmesini ifade eder. Bu indirim, hâkimin takdir yetkisi çerçevesinde gerçekleşir. İyi hal indirimi, failin geçmişteki davranışları, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki pişmanlık gösteren tutumları ile değerlendirilmektedir. Ancak, mahkemeyi etkilemeye yönelik davranışlar bu indirim için dikkate alınmaz. Hâkim, kararında takdiri indirim nedenlerini gerekçeleriyle belirtmek zorundadır. İYİ HAL İNDİRİM ORANLARI İyi hal indirimi sonucunda uygulanan indirim oranları şunlardır: Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine müebbet hapis. Müebbet hapis cezası yerine yirmi beş yıl hapis cezası. Diğer cezaların altıda birine kadar indirim. TAKDİRİ İNDİRİM ŞARTLARI Failin geçmişte herhangi bir suç kaydı olmaması ve olumsuz bir davranışının tespit edilmemesi halinde takdiri indirim uygulanır. Hâkimin takdir yetkisi sınırsız değildir; indirim nedenlerini gerekçeli bir şekilde belirtmesi gerekmektedir. Takdiri indirim her suç için geçerli bir düzenlemedir. Hâkim, somut olayın özelliklerini ve takdiri indirim sebeplerini değerlendirerek karar vermelidir. Ayrıca, hâkimin verdiği cezanın alt sınırdan verilmesi, iyi hal indiriminin uygulanmasına engel değildir. Fail suçu kabul ettiğinde, takdiri indirimin uygulanması Yargıtay tarafından zorunlu görülmektedir.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.