‘Türkiye'de depremden etkilenmeyecek bir yerleşim yeri yok’

Prof. Dr. Şükrü Ersoy ve Doç. Dr. Özkan Cindoruk, Kocaeli’de düzenlenen deprem söyleşisine katılarak önemli uyarılarda bulundu.

‘DAHA SAĞLAM VE DİRENÇLİ ŞEHİRLER KURMAK ZORUNDAYIZ’

Ersoy, Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğunu ancak afet kültürü eksikliğinden dolayı her küçük depremde bile kafa karışıklığı yaşandığını belirtti. Gelecek nesillere afet bilincinin kazandırılması ve yapısal güçlendirmelerin hayata geçirilmesi gerektiğini ifade eden Ersoy, 2023 depremlerinin, mevcut yasaların ve düzenlemelerin yeterli olmadığını gösterdiğini ve bu nedenle daha sağlam ve dirençli şehirler kurmanın zorunlu olduğunu söyledi.

BATI ANADOLU İÇİN DEPREM UYARISI

Ersoy, 1970'ten beri Batı Anadolu'da büyük bir deprem yaşanmadığına dikkat çekerek, en son görülen Balıkesir ve Sındırgı depremlerinin bir başlangıç olabileceğini belirtti. Gelecek dönemde bölgede deprem beklentisinin arttığını ifade eden Ersoy, özellikle eski ve metruk binaların tehlike arz ettiğini söyledi. Deprem anında yapılacak basit hareketlerin bile sağlam olmayan binalarda bir anlam ifade etmeyeceğini vurgulayan Ersoy, yönetmeliğe uygun ve kaliteli malzemelerle inşa edilmiş binaların önemine değindi.

‘YENİ DEPREMLERE HAZIRLANMAMIZ GEREKİYOR’

Ersoy, Türkiye'de depremden etkilenmeyecek bir yerleşim yerinin bulunmadığına dikkat çekerek, gelecekte de büyük depremlerin meydana gelmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtti. İnsanların "büyük bir deprem olmayacak" beklentisi içinde olmaması gerektiğini ifade eden Ersoy, bunun bir korku unsuru olmadığını, aksine bir hazırlık çağrısı olduğunu vurguladı.

‘KEHANET DEĞİL, BİLİMSEL VERİ’

Ersoy, yaptığı deprem uyarılarının gerçekleşmesinin bir kehanet değil, bilimsel verilerin sonucu olduğunu belirtti. 2023 depremlerinin "yüzyılın depremi" olarak nitelendirilmesinin yanlış olduğunu, aslında son bin yılın en büyük yıkımı olduğunu söyledi. Bu kadar geniş bir alandaki yıkıma müdahalenin kolay olmadığını belirterek Türkiye'nin gücünü küçümsemememiz gerektiğini vurguladı. Ancak hâlâ afet bölgelerine yanlış yerleşimler yapılmasına anlam veremediğini ifade eden Ersoy, sel ve heyelan yataklarına ev yapılmasının önüne geçilmesi gerektiğini savundu.