Bursalı nakkaşlar camilere sanat katıyor! Tarihi süslemeler restore ediliyor
Bursalı nakkaşlar camilere sanat katıyor! Tarihi süslemeler restore ediliyor
Bursa'da faaliyet gösteren nakkaşlar, kalem işi ve hat sanatı ustalıklarıyla Türkiye'nin dört bir yanındaki camileri güzelleştiriyor. Bu yetenekli sanatçılar, sadece yeni motifler eklemekle kalmıyor, aynı zamanda tarihi eserlerin özgün süslemelerini de titizlikle restore ediyor.
Oluşturulma Tarihi: 29 Mayıs 2025, Perşembe 13:19
Güncellenme Tarihi: 29 Mayıs 2025, Perşembe 13:39
AA
Genç yaşta mesleğe başlayan Ammar Yasir Güler (33) ve Bilal Deliktaş (41), yüzyıllardır süregelen nakkaşlık sanatını tarihi mekanlar ve camilerde icra ederek bu kültürü gelecek nesillere aktarıyor.
Desen tasarımları da yapan Güler ve Deliktaş, camilerin ve tarihi eserlerin el değmeyecek kadar yüksek kısımlarını, ince uçlu, uzun saplı özel fırçalar kullanarak çeşitli motiflerle süslüyor.
KALEM İŞİNE ADANMIŞ BİR ÖMÜR
İki nakkaş, büyük dikkat ve sabır gerektiren bu sanatı son olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen bir projede icra ediyor. Bu proje, Bursa'nın simgelerinden Aziz Mahmud Hüdayi'nin şeyhi, mutasavvıf ve şair Mehmed Muhyiddin Üftade'nin türbesinin kitabesi restorasyon işini kapsıyor.
Ammar Yasir Güler (33), yaptığı açıklamada, kalem işi ve kalem işi restorasyonu sanatına olan tutkusunu dile getirdi. Güler, okula gittiği yıllarda yaz tatillerinde bir akrabasının yanında başladığı bu işin zamanla gönlüne düştüğünü ve uzun yıllardır bu alanda çalıştığını belirtti. Bu açıklama, genç yaşına rağmen köklü bir sanatı yaşatma azmini ortaya koyuyor.
MESLEĞE GÖNÜL VEREN BİR SANATÇI
Ammar Yasir Güler (33), nakkaşlık mesleğine 2007 yılında Eskişehir'deki Tepebaşı Fatih Camisi'nde başladığını belirtti. Güler, mesleğe ilk adım attığı o günlerden itibaren, bu işin ancak sevgiyle yapılabileceğini kavradığını vurguladı. Bu ifade, Güler'in sanatına duyduğu derin bağlılığı ve mesleki felsefesini gözler önüne seriyor.
ESKİŞEHİR'DEN TÜRKİYE'NİN DÖRT BİR YANINA UZANAN SANAT YOLCULUĞU
Nakkaş Ammar Yasir Güler, Eskişehir'de başladığı meslek yolculuğunun kendisini Mehmed Muhyiddin Üftade Türbesi'ne kadar getirdiğini anlattı. Güler, yaptıkları işin hakkını vererek ve sanata katkıda bulunma niyetiyle yaklaştıklarında, Bursa Mevlevihanesi, Bursa Ulu Cami mihrabı ve Hüdavendigar Cami kitabesi gibi önemli eserlerde çalışma fırsatı bulduklarını belirtti.
Nakkaşlık mesleğinin doğası gereği işin olduğu her yere gittiklerini ifade eden Güler, bu sayede sadece Bursa'da değil, Türkiye'nin her yerine hizmet etme fırsatı bulduklarını dile getirdi. Hem yeni camilerde hem de tarihi eserlerin restorasyonunda çalıştıklarını sözlerine ekledi.
KUBBEDEN TAVANA UZANAN ZARAFET
Nakkaş Ammar Yasir Güler, sıfırdan süsleme yaptıkları camilerde öncelikle bir üslup seçtiklerini anlattı. Buna göre, kubbeden tavana kadar bir tasarım hazırladıklarını belirten Güler, bu süreçte ufuklarının geniş olması gerektiğini vurguladı.
Tasarım sonrasında çalışma alanının ölçeğini belirlediklerini, renkleri ve motifleri seçtiklerini ifade eden Güler, motifleri elle çizerek hazırladıklarını ve kubbenin göbeğinde başlayan sürecin tavanlara kadar devam ettiğini dile getirdi. Bu işlemi şablon kullanarak yaptıklarını belirten Güler, uzun, ince kıl fırçalarla gördüğünüz eserlerin ortaya çıktığını söyledi.
‘ESER ÜRETMEK İÇİN TÜM YORGUNLUKLARA KATLANIYORUZ’
Güler, özellikle kubbeli ve yüksek yapılarda işin zorlaştığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Kubbenin göbeğinde çalışırken değil tavanlarda zorlanıyoruz. Hep yukarı bakarak çalışıyoruz. Boyun ve bel ağrısı, maalesef bunlar bizim işimizin gereği. Amaç, eser üretmek olduğu için bunları gözümüz görmüyor. Bu anlamda hizmeti verebiliyorsak o yorgunluk bir şekilde geçiyor. Amacımız, bu kadim medeniyetin kültürel mirasına mümkünse bir eser üretmek. Bu benim için bir sevinç kaynağı, müthiş bir mutluluk. Bu kültürel mirasa emek verip eser üretemiyorsak da en azından mevcut eserleri koruma anlamında da hizmet edebiliriz. Biz, şu an bunu yapıyoruz."
‘ÇİZİM TUTKUM BENİ NAKKAŞLIĞA GÖTÜRDÜ’
Bilal Deliktaş da 2009'dan beri nakkaşlık mesleğini icra ettiğini, restorasyon ile başladığı meslekte daha sonra sıfırdan cami süslemeleri de yapmaya başladığını anlattı.
Küçüklüğünden beri okul defterlerinin arkasına çizimler yaptığını belirten Deliktaş, "Daha sonra hat sanatına yöneldim. Devamında da süslemeler dikkatimi çekmeye başladı. Ardından kalem işi restorasyon eğitimi aldım ve bu eğitimden sonra da bu işleri icra etmeye başladım." dedi.
‘HER CAMİYE KENDİ RUHU İLE DOKUNUYORUZ’
Deliktaş, Türkiye'nin birçok yerinde ve yurt dışında işler yaptıklarını, her caminin özgün ve birbirinden farklı süslemelerle bezenmesini kural edindiğini aktararak, "Ammar kardeşimle yaptığımız eserlerin hiçbirinin birbirine benzememesi adına kendimize söz verdik ve bu şekilde faaliyet gösterdik." diye konuştu.
Yaptıkları tarihi eser restorasyonlarına değinen Deliktaş, "Bu eserlere gönül bağımızdan dolayı ayrı bir ihtimam gösteriyoruz. Bir iş olarak bakmıyoruz da büyüklerimize, bize yol gösteren, bizim yolumuzu aydınlatan kişilere bir hizmet olarak düşünerek hareket ettiğimiz için bu işleri maddi boyutundan ziyade manevi boyutuyla icra ediyoruz." ifadesini kullandı.
Deliktaş, 12, 18 ya da 30 metre üstü tavanlı camilerde çalıştıklarını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Yukarıya doğru bakmaktan boynumuz ağrıyor. Hatta tavanlarda daha çok ağrıyor, tam 90 derece yukarı baktığımız için. Akşam istirahat ederken o ağrıyla cebelleşiyoruz. Bu işten zevk almazsan yapamazsın. Severek yaptığım için bana zor gelmiyor. Oraya çıkmaktan ziyade oraya yaptığım şekli aşağıdan inip bakıp gönlüme sindirmek, geçmiş dönemden bize miras kalan bu kültürü devam ettirmek, sanatsal bir şeyi ortaya koyabilmek hazzı, bizi motive ediyor."
‘KLASİK OSMANLI DESENLERİYLE ÇALIŞMAYI SEVİYORUM’
Klasik Osmanlı desenleri çalışmayı sevdiğini belirten Deliktaş, Emir Sultan Cami, Yeşil Cami, Fabrika-i Hümayun, İnebey Yazma Eserler Kütüphanesi, İsmail Hakkı Bursevi kabri restorasyonu gibi Bursa'da birçok önemli tarihi eserde vazife aldığını da sözlerine ekledi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bursalı nakkaşlar camilere sanat katıyor! Tarihi süslemeler restore ediliyor
Bursa'da faaliyet gösteren nakkaşlar, kalem işi ve hat sanatı ustalıklarıyla Türkiye'nin dört bir yanındaki camileri güzelleştiriyor. Bu yetenekli sanatçılar, sadece yeni motifler eklemekle kalmıyor, aynı zamanda tarihi eserlerin özgün süslemelerini de titizlikle restore ediyor.
Oluşturulma Tarihi: 29 Mayıs 2025, Perşembe 13:19
Güncellenme Tarihi: 29 Mayıs 2025, Perşembe 13:39
AA
Genç yaşta mesleğe başlayan Ammar Yasir Güler (33) ve Bilal Deliktaş (41), yüzyıllardır süregelen nakkaşlık sanatını tarihi mekanlar ve camilerde icra ederek bu kültürü gelecek nesillere aktarıyor.
Desen tasarımları da yapan Güler ve Deliktaş, camilerin ve tarihi eserlerin el değmeyecek kadar yüksek kısımlarını, ince uçlu, uzun saplı özel fırçalar kullanarak çeşitli motiflerle süslüyor.
KALEM İŞİNE ADANMIŞ BİR ÖMÜR
İki nakkaş, büyük dikkat ve sabır gerektiren bu sanatı son olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen bir projede icra ediyor. Bu proje, Bursa'nın simgelerinden Aziz Mahmud Hüdayi'nin şeyhi, mutasavvıf ve şair Mehmed Muhyiddin Üftade'nin türbesinin kitabesi restorasyon işini kapsıyor. Ammar Yasir Güler (33), yaptığı açıklamada, kalem işi ve kalem işi restorasyonu sanatına olan tutkusunu dile getirdi. Güler, okula gittiği yıllarda yaz tatillerinde bir akrabasının yanında başladığı bu işin zamanla gönlüne düştüğünü ve uzun yıllardır bu alanda çalıştığını belirtti. Bu açıklama, genç yaşına rağmen köklü bir sanatı yaşatma azmini ortaya koyuyor.
MESLEĞE GÖNÜL VEREN BİR SANATÇI
Ammar Yasir Güler (33), nakkaşlık mesleğine 2007 yılında Eskişehir'deki Tepebaşı Fatih Camisi'nde başladığını belirtti. Güler, mesleğe ilk adım attığı o günlerden itibaren, bu işin ancak sevgiyle yapılabileceğini kavradığını vurguladı. Bu ifade, Güler'in sanatına duyduğu derin bağlılığı ve mesleki felsefesini gözler önüne seriyor.
ESKİŞEHİR'DEN TÜRKİYE'NİN DÖRT BİR YANINA UZANAN SANAT YOLCULUĞU
Nakkaş Ammar Yasir Güler, Eskişehir'de başladığı meslek yolculuğunun kendisini Mehmed Muhyiddin Üftade Türbesi'ne kadar getirdiğini anlattı. Güler, yaptıkları işin hakkını vererek ve sanata katkıda bulunma niyetiyle yaklaştıklarında, Bursa Mevlevihanesi, Bursa Ulu Cami mihrabı ve Hüdavendigar Cami kitabesi gibi önemli eserlerde çalışma fırsatı bulduklarını belirtti. Nakkaşlık mesleğinin doğası gereği işin olduğu her yere gittiklerini ifade eden Güler, bu sayede sadece Bursa'da değil, Türkiye'nin her yerine hizmet etme fırsatı bulduklarını dile getirdi. Hem yeni camilerde hem de tarihi eserlerin restorasyonunda çalıştıklarını sözlerine ekledi.
KUBBEDEN TAVANA UZANAN ZARAFET
Nakkaş Ammar Yasir Güler, sıfırdan süsleme yaptıkları camilerde öncelikle bir üslup seçtiklerini anlattı. Buna göre, kubbeden tavana kadar bir tasarım hazırladıklarını belirten Güler, bu süreçte ufuklarının geniş olması gerektiğini vurguladı. Tasarım sonrasında çalışma alanının ölçeğini belirlediklerini, renkleri ve motifleri seçtiklerini ifade eden Güler, motifleri elle çizerek hazırladıklarını ve kubbenin göbeğinde başlayan sürecin tavanlara kadar devam ettiğini dile getirdi. Bu işlemi şablon kullanarak yaptıklarını belirten Güler, uzun, ince kıl fırçalarla gördüğünüz eserlerin ortaya çıktığını söyledi.
‘ESER ÜRETMEK İÇİN TÜM YORGUNLUKLARA KATLANIYORUZ’
Güler, özellikle kubbeli ve yüksek yapılarda işin zorlaştığını dile getirerek, şöyle devam etti: "Kubbenin göbeğinde çalışırken değil tavanlarda zorlanıyoruz. Hep yukarı bakarak çalışıyoruz. Boyun ve bel ağrısı, maalesef bunlar bizim işimizin gereği. Amaç, eser üretmek olduğu için bunları gözümüz görmüyor. Bu anlamda hizmeti verebiliyorsak o yorgunluk bir şekilde geçiyor. Amacımız, bu kadim medeniyetin kültürel mirasına mümkünse bir eser üretmek. Bu benim için bir sevinç kaynağı, müthiş bir mutluluk. Bu kültürel mirasa emek verip eser üretemiyorsak da en azından mevcut eserleri koruma anlamında da hizmet edebiliriz. Biz, şu an bunu yapıyoruz."
‘ÇİZİM TUTKUM BENİ NAKKAŞLIĞA GÖTÜRDÜ’
Bilal Deliktaş da 2009'dan beri nakkaşlık mesleğini icra ettiğini, restorasyon ile başladığı meslekte daha sonra sıfırdan cami süslemeleri de yapmaya başladığını anlattı. Küçüklüğünden beri okul defterlerinin arkasına çizimler yaptığını belirten Deliktaş, "Daha sonra hat sanatına yöneldim. Devamında da süslemeler dikkatimi çekmeye başladı. Ardından kalem işi restorasyon eğitimi aldım ve bu eğitimden sonra da bu işleri icra etmeye başladım." dedi.
‘HER CAMİYE KENDİ RUHU İLE DOKUNUYORUZ’
Deliktaş, Türkiye'nin birçok yerinde ve yurt dışında işler yaptıklarını, her caminin özgün ve birbirinden farklı süslemelerle bezenmesini kural edindiğini aktararak, "Ammar kardeşimle yaptığımız eserlerin hiçbirinin birbirine benzememesi adına kendimize söz verdik ve bu şekilde faaliyet gösterdik." diye konuştu.
‘BÜYÜKLERİMİZE MİNNETLE, TARİHİ ESERLERİ YAŞATIYORUZ’
Yaptıkları tarihi eser restorasyonlarına değinen Deliktaş, "Bu eserlere gönül bağımızdan dolayı ayrı bir ihtimam gösteriyoruz. Bir iş olarak bakmıyoruz da büyüklerimize, bize yol gösteren, bizim yolumuzu aydınlatan kişilere bir hizmet olarak düşünerek hareket ettiğimiz için bu işleri maddi boyutundan ziyade manevi boyutuyla icra ediyoruz." ifadesini kullandı.
‘SANATSAL ESERİ YARATMANIN MOTİVASYONU AĞRILARI UNUTTURUYOR’
Deliktaş, 12, 18 ya da 30 metre üstü tavanlı camilerde çalıştıklarını dile getirerek, şöyle konuştu: "Yukarıya doğru bakmaktan boynumuz ağrıyor. Hatta tavanlarda daha çok ağrıyor, tam 90 derece yukarı baktığımız için. Akşam istirahat ederken o ağrıyla cebelleşiyoruz. Bu işten zevk almazsan yapamazsın. Severek yaptığım için bana zor gelmiyor. Oraya çıkmaktan ziyade oraya yaptığım şekli aşağıdan inip bakıp gönlüme sindirmek, geçmiş dönemden bize miras kalan bu kültürü devam ettirmek, sanatsal bir şeyi ortaya koyabilmek hazzı, bizi motive ediyor."
‘KLASİK OSMANLI DESENLERİYLE ÇALIŞMAYI SEVİYORUM’
Klasik Osmanlı desenleri çalışmayı sevdiğini belirten Deliktaş, Emir Sultan Cami, Yeşil Cami, Fabrika-i Hümayun, İnebey Yazma Eserler Kütüphanesi, İsmail Hakkı Bursevi kabri restorasyonu gibi Bursa'da birçok önemli tarihi eserde vazife aldığını da sözlerine ekledi.
Galeriler
Aile hekimliklerinde yeni dönem! Sağlık raporları artık ücretli
Bursa’da nostaljik radyolara yoğun ilgi!
Peja’nın Kurtuluş Günü’nde Nilüfer Belediyesi’nden anlamlı katılım
Bursa’nın gizemli evliyalarından: Köpüklü Dede
Bursa İnegöl’de otomobil su kanalına devrildi
Başkan Bekir Aydın’dan sert yanıt: Karanlık park değil, karanlık siyaset var
BTÜ’den hayvansal proteine bitkisel alternatif: Fındık küspesi
18 Haziran 2025| Kocaeli için doğru ezan vakitleri burada! Kocaeli namaz vakitleri
Bilecik namaz vakitleri| Bilecik’te ezan sesi saat kaçta yankılanacak? 18 Haziran 2025
18 Haziran 2025| Balıkesir’de insanlar araştırıyor! Balıkesir namaz vakitleri