İstanbul, 11. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı
İstanbul, 11. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı
Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) ve Sürdürülebilirlik Akademisi işbirliğiyle 11. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi, "Gıdanın Geleceği için Dönüşüm" temasıyla İstanbul’da gerçekleştirildi.
Haber Giriş Tarihi: 17.12.2025 23:48
Haber Güncellenme Tarihi: 18.12.2025 00:19
Kaynak:
AA
Beşiktaş’taki bir otelde düzenlenen zirvenin açılışında konuşan Tarımsal Strateji ve Politika Geliştirme Merkezi (TARPOL) Yönetim Kurulu Başkanı ve eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, küresel ve bölgesel sorunların artık "kriz ötesi" boyuta ulaştığını vurgulayarak, temennilerle yetinmek yerine somut ve uygulanabilir çözümler üretilmesi gerektiğini ifade etti.
Eker, son 200 yıldır baskın olan yaklaşımın dünyayı ciddi şekilde zorladığını ifadederek, "Doğal kaynakları aşındıran bu tabloya karşı doğru tahlil ve acil eylem gerektiren bir döneme girdik." şeklinde ifade etti.
Eker, dünyanın insanlığın ihtiyaçlarını karşılayacak kadar kaynağa sahip olduğunu, asıl sorunun ise kontrolsüz ihtiraslar olduğunu vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti: "Açlık, obezite ve israfın aynı anda büyüdüğü bir dünyada, üretilen gıdanın üçte birinin israfı kabul edilemez. Yaklaşık 700 milyon insan açlıkla karşı karşıya, obez sayısı ise 1,2 milyarı aşıyor. Ülkemizde de israfın kişi başına 102 kilogram düzeyinde olduğu ifade ediliyor. Bu tabloyu ancak paydaşların eşgüdüm içinde çalıştığı, koordinasyon, operasyon ve iletişimi birlikte kuran yeni bir sistem yaklaşımıyla tersine çevirebiliriz."
Eker, yer altı sularının hızla azaldığına dikkat çekerek, büyük besi işletmelerinde hayvan başına günlük su tüketiminin 150 litreye kadar çıkabildiğini ve bazı bölgelerde yer altı su seviyelerinin 60-70 metre gerilediğini belirtti.
Eker, Türkiye’de şehirlerde su kayıp-kaçak oranının yüzde 30 ile 60 arasında değiştiğini vurgulayarak, suyun tarlaya ulaşana kadar ciddi miktarda kayba uğradığını ve bunun temel bir sistem sorunu olduğunu ifade etti.
Eker, Türkiye’nin gıda güvenliği için mevcut su kaynaklarının basınçlı ve kapalı sulama sistemleriyle, maliyet hesabı gözetmeksizin verimli şekilde kullanılması gerektiğini vurguladı.
Eker, gıda sanayisinin ülkenin ihracat ve istihdamına yaptığı katkılara dikkat çekerek, tarım ve gıda alanında sağlanan 9 milyar doları aşan dış ticaret fazlasının önemli bir kısmının gıda sanayisinden geldiğini ifade etti.
Zirvede konuşan TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, dünyada yeterli gıda üretildiğini ancak her 9 kişiden birinin hâlâ açlık çektiğini belirterek, gıda sisteminin yeniden ele alınması gerektiğini vurguladı.
Sidar, "Bu tablo, gıda sisteminin nasıl işlediğini yeniden düşünmeyi zorunlu kılıyor. Dünya nüfusu 10 milyara yaklaşırken daha az su, daha sınırlı toprak ve daha fazla riskle yaşayacağız. Üstelik küresel sera gazı salınımlarının yaklaşık yüzde 30'u gıda sistemlerinden geliyor. Dolayısıyla iklim gündemini gıda gündeminden ayrı düşünemeyiz." şeklinde konuştu.
Sidar, tarımda çalışan her dört kişiden birinin kayıt dışı olduğunu belirtirken, son 10 yılda tarım teknolojilerine yapılan yatırım miktarının dört kat arttığını söyleyerek, "Bir yanda imkan ve teknoloji varken, diğer yanda eşitsizlikler söz konusu. Ayrıca dünyada üretilen her 3 gıdadan 1'i çöpe gidiyor, bu durumun ekonomik karşılığı yaklaşık 1 trilyon dolar, iklimsel karşılığıysa her yıl 3 milyar ton karbon salımı. Bu yüzden israfı bir yönetim başlığı olarak ele alıyoruz." dedi.
“ÇÜNKÜ GIDAYI DOĞRU YÖNETİRSEK, GELECEĞİ DE YÖNETİRİZ”
Sidar, rejeneratif tarım, döngüsel ekonomi ve dijitalleşme konularını gündeme getirdiklerini belirterek, şunları ifade etti: "Sağlıklı toprak, verimi yüzde 20'ye kadar artırabiliyor. Doğru veriyle çalışan çiftçi aynı tarladan yüzde 15-20 daha fazla verim alabiliyor. Sektörün değerli temsilcilerinin katkılarıyla şekillenen Sürdürülebilir Gıda Zirvesi'nden çıkan fikirler raporlarda kalmayacak, sahaya inecek. Çünkü gıdayı doğru yönetirsek, geleceği de yönetiriz."
Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Ersin Dilber, gıdanın güvenlik, sağlık, çevre ve sürdürülebilirlik başlıklarının kesişim noktasında yer aldığını belirtti ve iklim değişikliği ile doğal kaynaklar üzerindeki baskının su kaynakları ve gıda zincirinin direncini doğrudan etkilediğini ifade etti.
“2025 YILINDA YAKLAŞIK 1,2 MİLYON DENETİM YAPTIK”
Dilber, Bakanlığın suyu öncelikli bir yaklaşımla üretim süreçlerini planladığını ve Genel Müdürlüğün gıdanın her aşamasında güvenilirliği temel aldığını vurguladı. Yılda 8 binden fazla denetçiyle yaklaşık 1–1,5 milyon resmi kontrol gerçekleştirildiğini belirten Dilber, şu verileri aktardı: "2025 yılında yaklaşık 1,2 milyon denetim yaptık, uygunsuzluk tespit edilen yaklaşık 29 bin işletme için toplamda yaklaşık 2,5 milyar lira idari para cezası uyguladık. 540 işletme hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Taklit ve tağşişle mücadelede denetim sonuçlarını şeffaf biçimde paylaşmayı temel ilke olarak görüyoruz. Kurduğumuz sistemle 2 bin 300'ün üzerinde ürünü kamuoyuna duyurduk. Laboratuvar altyapımızda 41'i kamuya ait olmak üzere 138 gıda kontrol laboratuvarında yılda 1 milyonun üzerinde numune çalışılıyor."
Dilber, gelecek dönemde kamerayla denetim, risk ve veri odaklı denetim modelleri ile kalıntı eylem planını uygulamaya almayı ve pestisit kullanımına yönelik yeni kısıtlamaları hayata geçirmeyi hedeflediklerini açıkladı.
“SÖYLEMDEN EYLEME GEÇMEK ZORUNDAYIZ”
Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa, iş dünyasının sürdürülebilirlikte artık sadece seyirci konumunda olamayacağını ifade ederek, "Söylemden eyleme geçmek zorundayız. Gıdanın sürdürülebilirliğini insan varlığının sürdürülebilirliğiyle birlikte ele alıyoruz." dedi.
Ülker CEO'su Özgür Kölükfakı, sürdürülebilirliğin çevre, toplum ve ekonomi alanlarında eş zamanlı değer yaratmak anlamına geldiğini vurgulayarak, "Üretimden tedarik zincirine, AR-GE'den ambalaj tasarımlarına kadar her alanda bu anlayışla hareket ediyoruz. 2014'ten bu yana karbon salım artışı olmadan büyüyoruz. 'İsrafsız şirket' kültürümüzle kaynakları verimli kullanarak sürdürülebilir tarımı destekleyen projelerimizle geleceğe hazırlanıyoruz." şeklinde aktardı.
Finans, sanayi, iş dünyası, medya, KOBİ’ler, sivil toplum kuruluşları ve akademiden temsilcilerin katıldığı zirvede, daha adil, dayanıklı ve sağlıklı bir gıda sistemi için ortak vizyon ve işbirliği fırsatlarının ele alındığı oturumlar gerçekleştirildi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İstanbul, 11. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı
Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) ve Sürdürülebilirlik Akademisi işbirliğiyle 11. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi, "Gıdanın Geleceği için Dönüşüm" temasıyla İstanbul’da gerçekleştirildi.
Beşiktaş’taki bir otelde düzenlenen zirvenin açılışında konuşan Tarımsal Strateji ve Politika Geliştirme Merkezi (TARPOL) Yönetim Kurulu Başkanı ve eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, küresel ve bölgesel sorunların artık "kriz ötesi" boyuta ulaştığını vurgulayarak, temennilerle yetinmek yerine somut ve uygulanabilir çözümler üretilmesi gerektiğini ifade etti.
Eker, son 200 yıldır baskın olan yaklaşımın dünyayı ciddi şekilde zorladığını ifadederek, "Doğal kaynakları aşındıran bu tabloya karşı doğru tahlil ve acil eylem gerektiren bir döneme girdik." şeklinde ifade etti.
Eker, dünyanın insanlığın ihtiyaçlarını karşılayacak kadar kaynağa sahip olduğunu, asıl sorunun ise kontrolsüz ihtiraslar olduğunu vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti: "Açlık, obezite ve israfın aynı anda büyüdüğü bir dünyada, üretilen gıdanın üçte birinin israfı kabul edilemez. Yaklaşık 700 milyon insan açlıkla karşı karşıya, obez sayısı ise 1,2 milyarı aşıyor. Ülkemizde de israfın kişi başına 102 kilogram düzeyinde olduğu ifade ediliyor. Bu tabloyu ancak paydaşların eşgüdüm içinde çalıştığı, koordinasyon, operasyon ve iletişimi birlikte kuran yeni bir sistem yaklaşımıyla tersine çevirebiliriz."
Eker, yer altı sularının hızla azaldığına dikkat çekerek, büyük besi işletmelerinde hayvan başına günlük su tüketiminin 150 litreye kadar çıkabildiğini ve bazı bölgelerde yer altı su seviyelerinin 60-70 metre gerilediğini belirtti.
Eker, Türkiye’de şehirlerde su kayıp-kaçak oranının yüzde 30 ile 60 arasında değiştiğini vurgulayarak, suyun tarlaya ulaşana kadar ciddi miktarda kayba uğradığını ve bunun temel bir sistem sorunu olduğunu ifade etti.
Eker, Türkiye’nin gıda güvenliği için mevcut su kaynaklarının basınçlı ve kapalı sulama sistemleriyle, maliyet hesabı gözetmeksizin verimli şekilde kullanılması gerektiğini vurguladı.
Eker, gıda sanayisinin ülkenin ihracat ve istihdamına yaptığı katkılara dikkat çekerek, tarım ve gıda alanında sağlanan 9 milyar doları aşan dış ticaret fazlasının önemli bir kısmının gıda sanayisinden geldiğini ifade etti.
Zirvede konuşan TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, dünyada yeterli gıda üretildiğini ancak her 9 kişiden birinin hâlâ açlık çektiğini belirterek, gıda sisteminin yeniden ele alınması gerektiğini vurguladı.
“DOLAYISIYLA İKLİM GÜNDEMİNİ GIDA GÜNDEMİNDEN AYRI DÜŞÜNEMEYİZ”
Sidar, "Bu tablo, gıda sisteminin nasıl işlediğini yeniden düşünmeyi zorunlu kılıyor. Dünya nüfusu 10 milyara yaklaşırken daha az su, daha sınırlı toprak ve daha fazla riskle yaşayacağız. Üstelik küresel sera gazı salınımlarının yaklaşık yüzde 30'u gıda sistemlerinden geliyor. Dolayısıyla iklim gündemini gıda gündeminden ayrı düşünemeyiz." şeklinde konuştu.
Sidar, tarımda çalışan her dört kişiden birinin kayıt dışı olduğunu belirtirken, son 10 yılda tarım teknolojilerine yapılan yatırım miktarının dört kat arttığını söyleyerek, "Bir yanda imkan ve teknoloji varken, diğer yanda eşitsizlikler söz konusu. Ayrıca dünyada üretilen her 3 gıdadan 1'i çöpe gidiyor, bu durumun ekonomik karşılığı yaklaşık 1 trilyon dolar, iklimsel karşılığıysa her yıl 3 milyar ton karbon salımı. Bu yüzden israfı bir yönetim başlığı olarak ele alıyoruz." dedi.
“ÇÜNKÜ GIDAYI DOĞRU YÖNETİRSEK, GELECEĞİ DE YÖNETİRİZ”
Sidar, rejeneratif tarım, döngüsel ekonomi ve dijitalleşme konularını gündeme getirdiklerini belirterek, şunları ifade etti: "Sağlıklı toprak, verimi yüzde 20'ye kadar artırabiliyor. Doğru veriyle çalışan çiftçi aynı tarladan yüzde 15-20 daha fazla verim alabiliyor. Sektörün değerli temsilcilerinin katkılarıyla şekillenen Sürdürülebilir Gıda Zirvesi'nden çıkan fikirler raporlarda kalmayacak, sahaya inecek. Çünkü gıdayı doğru yönetirsek, geleceği de yönetiriz."
Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Ersin Dilber, gıdanın güvenlik, sağlık, çevre ve sürdürülebilirlik başlıklarının kesişim noktasında yer aldığını belirtti ve iklim değişikliği ile doğal kaynaklar üzerindeki baskının su kaynakları ve gıda zincirinin direncini doğrudan etkilediğini ifade etti.
“2025 YILINDA YAKLAŞIK 1,2 MİLYON DENETİM YAPTIK”
Dilber, Bakanlığın suyu öncelikli bir yaklaşımla üretim süreçlerini planladığını ve Genel Müdürlüğün gıdanın her aşamasında güvenilirliği temel aldığını vurguladı. Yılda 8 binden fazla denetçiyle yaklaşık 1–1,5 milyon resmi kontrol gerçekleştirildiğini belirten Dilber, şu verileri aktardı: "2025 yılında yaklaşık 1,2 milyon denetim yaptık, uygunsuzluk tespit edilen yaklaşık 29 bin işletme için toplamda yaklaşık 2,5 milyar lira idari para cezası uyguladık. 540 işletme hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Taklit ve tağşişle mücadelede denetim sonuçlarını şeffaf biçimde paylaşmayı temel ilke olarak görüyoruz. Kurduğumuz sistemle 2 bin 300'ün üzerinde ürünü kamuoyuna duyurduk. Laboratuvar altyapımızda 41'i kamuya ait olmak üzere 138 gıda kontrol laboratuvarında yılda 1 milyonun üzerinde numune çalışılıyor."
Dilber, gelecek dönemde kamerayla denetim, risk ve veri odaklı denetim modelleri ile kalıntı eylem planını uygulamaya almayı ve pestisit kullanımına yönelik yeni kısıtlamaları hayata geçirmeyi hedeflediklerini açıkladı.
“SÖYLEMDEN EYLEME GEÇMEK ZORUNDAYIZ”
Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa, iş dünyasının sürdürülebilirlikte artık sadece seyirci konumunda olamayacağını ifade ederek, "Söylemden eyleme geçmek zorundayız. Gıdanın sürdürülebilirliğini insan varlığının sürdürülebilirliğiyle birlikte ele alıyoruz." dedi.
Ülker CEO'su Özgür Kölükfakı, sürdürülebilirliğin çevre, toplum ve ekonomi alanlarında eş zamanlı değer yaratmak anlamına geldiğini vurgulayarak, "Üretimden tedarik zincirine, AR-GE'den ambalaj tasarımlarına kadar her alanda bu anlayışla hareket ediyoruz. 2014'ten bu yana karbon salım artışı olmadan büyüyoruz. 'İsrafsız şirket' kültürümüzle kaynakları verimli kullanarak sürdürülebilir tarımı destekleyen projelerimizle geleceğe hazırlanıyoruz." şeklinde aktardı.
Finans, sanayi, iş dünyası, medya, KOBİ’ler, sivil toplum kuruluşları ve akademiden temsilcilerin katıldığı zirvede, daha adil, dayanıklı ve sağlıklı bir gıda sistemi için ortak vizyon ve işbirliği fırsatlarının ele alındığı oturumlar gerçekleştirildi.
Kaynak: AA
Son Haberler
Güllü miras için mi öldürüldü? Dikkat çeken BES ve sigorta konusu
Şarkıcı Güllü soruşturmasında yeni perde: Oğlu 5 saat ifade verdi!
İnegöl’de yangın paniği! Ekipler seferber oldu