Sanat dostu mahalle; Misi (Gümüştepe)

Onur KIZILKAYA

Geniş sundurmalı evleriyle adeta tarihi yaşatan Misi, bugün en değerli miraslarımız arasında yerini almış ve sit alan olarak kabul edilmiştir. Tarih boyunca güzide yerlerden birisi olan Misi içinden geçen deresinde ziyaretçilerine serin sularda çay, kahve içme imkanı da tanıyor.  Nilüfer ilçesine bağlı olan Misi Köyü diğer adıyla Gümüştepe Mahallesi olarak da bilinir. Bursa'ya 12 kilometre uzaklıkla bulunan Misi Köyü'nün eski adı Mysia olarak bilinir. M.S. 183 yılında 85 kişilik bir grup Alex adındaki bir keşişin önderliğinde Mysia'ya gelerek yerleşir ve Hristiyanlıkla ilgili önemli toplantıları burada yapmaya başlar. Hatta köy içinde kalıntıları bulunan manastırın içinde bir İncil'inde gömülü olduğu söylenir. Bu hikayeye dayanarak Misi, yabancı turistlerinde uğrak mekanlarından biridir. Bursa'yı ziyarete gelen yerli ve yabancı turistler merak içinde bu mekanı da görmeyi beklerler ve ziyaret etmeden dönmezler.

OSMANLI'NIN BAŞKENTİ MİSİ

1316'da Orhangazi Hıristiyanlar için bir mabet sayılan Misi'yi almış daha sonra Bursa kuşatması için buraya ve Kestel'e birer kale yaptırmış... İşte tamda bu dönemde 10 yıl boyunca Misi'nin geçici başkent yapıldığı rivayet edilir. Daha sonra 1326 yılında Bursa'nın fethi ile Misi ikinci plana düşmüş ancak konumu nedeniyle önemini yitirmemiştir.

İPEK BÖCEKÇİLİĞİ

Evlerin her birinin koruma altında olduğu köyde eskiden ipek böceği yetiştirilir ve Bursa'nın ekonomisine büyük katkı sağlayan ipek kumaş üretilirmiş. Köyü gezerken dikkatlice bakanların gözlerinden kaçmayacak bir detay olan evlerin önlerindeki geniş sundurmalarda ipek böcekçiliği yapılmasından kaynaklanmaktadır. Şimdilerde de doğal yapısına dokunmadan restore edilen geniş sundurmalı evler 1989 yılında sit alanı, doğal miras kabul edildi. Yapıları korunan bu tarihi binalar sosyal alan olarak hizmete açılmaya hedefleniyor.

ÇEŞME'DEN AKAN GÖZYAŞLARI

Misi Köyü'nün en eski söylentilerinden biri de Eski sultanlardan Kavacık Sultan'ın bu bölgede yaşadığıdır. Misi'nin güneybatısında yer alan ve Nilüfer Deresi'nin yatağına bakan yamaçta mezarı olduğu düşünülen Kavacık Sultan için bu mekanda her Ekim ayında yemekler pişirilir ve dağıtılır. Bir rivayete göre de Kavacık Sultan'ın kafirlerden kaçarken yaşlı  bir ağacın gövdesine sığındığı söylenir. Bu meşe ağacının gövdesine insana benzer yüzlerin yer aldığı anlatılırken yakın zamanda da üzerine yıldım düşerek yok olduğu söylenir. Kavacık Sultan'ın gerçek kabrininse dağda bir kayanın içinde olduğunu da anlatan hikayeler mevcuttur. Bugün Kavacık Sultan çeşmesi olarak bilinen, halk tarafından kullanılmaktadır ve çeşmeden akan suyun Kavacık Sultan'ın gözyaşları olduğuna inanılmaktadır. Ziyaretçilerin uğrak yeri olan bu yatır aynı zamanda çocuğu olmayanların ve çeşitli hastalığı olanların da şifa kaynağı olduğu söylenir ve  yılın belirli zamanlarında çaput bağlamak için ziyaret edilir.

DERE KENARINDA KAHVALTI KEYFİ

Misi'ye gidilecek en güzel mevsim ne diye sorarsanız ilkbahar... Neden mi? Çünkü bu mevsimde giderseniz dere kenarında bulunan çay bahçelerinde su sesi ve doğal atmosferin keyfiyle çayınızı yudumlayabilir, Misi'li teyzelerin yaptığı muhteşem gözlemeleri yiyerek yorgunluğunuzu atabilirsiniz... Ayrıca yörenin meyvelerini yine bu mekanlarda tadabilir, ızgara seçenekleriyle karnınızı doyurabilirsiniz...

SANAT DOSTU MİSİ

Misi'de yer alan sanat evi ise çeşitli söyleşilere ev sahipliği yapıyor. Miswi kütüphanesinde yer alan eserler ise Misi'ye uğrayanları sanata da doyuruyor...