'1 milyoncu 'olarak tabir edilen ucuzluk pazarlarının sayısı her geçen gün artıyor. Ülkemizde son 20 yıldır var olan bu iş kolu hakkında sektör temsilcileriyle görüştük.
Haber Giriş Tarihi: 10.11.2019 07:30
Haber Güncellenme Tarihi: 10.11.2019 07:30
Kaynak:
Haber Merkezi
https://bursahayat.com.tr/
Süleyman TURUNÇ
2000'li yılların başların, henüz paradan 6 sıfır atılmamışken, camlarına yazdıkları 'her şey 1 milyon' sloganlarıyla ucuzluğun adresi olarak bir anda hayatımıza giren ucuzluk pazarları, günümüzde de varlıklarını sürdürüyor. Gıda ürünleri hariç mahalle esnafımızda bulabileceğimiz hemen hemen tüm ürünleri raflarına dizen bu işletmeler, aynı zamanda ucuz fiyat politikasıyla da vatandaşları kendilerine çekiyor. Özellikle orta gelirli kesimlerin yaşadığı bölgelerde faaliyet gösteren ucuzluk pazarlarıyla ilgili bilgi Kestel ve Mudanya'da faaliyet gösteren İstanbul Ucuzluk Pazarı'nın sahibi Hamit Kalıcı'dan bilgi aldık.
-Sayın Kalıcı merhaba, bize öncelikle kendinizden ve işyerlerinizden bahsedebilir misiniz?
-Aslen Malatya'nın Darende ilçesindeniz. Aile olarak ucuzluk pazarı işyerlerimiz var. 10 yılı aşkın bir süredir de bu sektörün içindeyiz. Memleketimizden ayrıldıktan sonra en son aile olarak Mudanya'ya yerleştik. Şu anda hem Mudanya'da hem de Kestel'de ucuzluk pazarı işi yapıyoruz.
-Sektörünüzün mazisi fazla değil. Ucuzluk pazarları ne zaman açılmaya başlandı.
-Bu işlere sizin de bildiğiniz gibi '1 milyoncu' olarak başlandı. Daha sonra halkımız da rağbet gösterince bu tip çok çeşitli ürün satan işyerleri yaygınlaştı. Sektörün gelişme tarihi ise 2002 sonrasına dayanır.
-Vatandaşların sizi tercih etmesindeki neden ürün yelpazenizin geniş olması mı yoksa düşük tuttuğunuz fiyatlar mı?
-Bu rağbetin nedeni aslında her ikisine de bağlı. Vatandaşlar bizim sektörde iş yapan dükkanlara geldiğinde kırtasiyeden kozmetiğe, temizlik ürünlerinden, hırdavatına kadar bir çok ihtiyacını karşılayabiliyor. Son dönemlerde teknoloji ürünlerine de ciddi bir şekilde yöneldik. Kısacası bir AVM mantığıyla hareket ettiğimizi söyleyebilirim. Ayrıca iş kolumuzun adı 'ucuzluk pazarı'. Yani bizdeki ürünler ucuz olmak zorunda. Bunun için de ürünlerimizi nasıl daha ucuza satabiliriz sürekli onun hesabını yapıyoruz. Bizi tercih edenler genelde orta gelirli vatandaşlardır. Piyasanın altında fiyatlarımız olduğu için talep görüyoruz. Müşteri bir kere geldi, bir daha gelmesin mantığı yok.
-Bu tip dükkanlara bazı kişiler Çin pazarı adını da veriyor. Siz buna katılıyor musunuz?
-Bu söyleme katılmıyorum. Sektörümüzün Çin'e bağlı olduğunu kabul etmekle birlikte son dönemlerde yerli ürünlerimizde de sayının arttığını ifade etmeliyim. Bizde 10 bin kalemin üzerinde ürün vardır. Bu ürünlerin hepsini Çin'den karşılamanız mümkün değil.
-Sizin işinizde olmazsa olmazlar nelerdir?
-Öncelikle geniş bir dükkanınız olmalı. Ne kadar çok ürün çeşidi koyarsanız o kadar iyidir. Bizim şu anda Mudanya'daki dükkanımız 600 m2, Kestel'deki dükkanımız ise bin 500 m2'nin üzerindedir. Bu işin olmazsa olmazı geniş bir dükkandır. 10 bin hatta 15 bin metrekareye kadar dükkan bizim sektörümüzde olabilir. Bu sefer giyim de koyabilirsiniz.
-Biz sadece Bursa'yı ve bölgemizi biliyoruz. Peki Türkiye'nin her yerinde ucuzluk pazarları var mı?
-Ülkemizin her ilinde ve gelişmiş ilçesinde ucuzluk pazarı vardır. Sadece Bursa'dan en az 4 bin tane ucuzluk pazarı çıkar. Bu sektörde faaliyet gösteren dükkanların sayısı 2008'den sonra artmaya başladı. Tabi bunda talebin çok olmasının etkisi var. Bu işi ülkemizde genelde Malatya Darendeliler yapar. Biz de Malatyal Darendeliyiz... Hatta sektördekilerin yüzde 90'ı Darendeli diyebilirim. Bunun sebebi de birbirimizi görerek bu sektöre başlamamızdır. Memleketimizden çıkıp geldiğimizde, bu sektörde faaliyet gösterenleri görerek bu işe girdik. Aramızda rekabet değil aksine dayanışma vardır. Bu dayanışma da büyümemizi sağlıyor, işimize yarıyor. En uygun ve kaliteli mal nerede, birbirimize haber veriyoruz.
-Ürün çeşitliliğinin fazla olması mal alımı noktasında da sizi zorluyordur. Ürünlerinizi nasıl temin ediyorsunuz?
Mallarımızı genelde İstanbul İstoç Ticaret Merkezi'nden alıyoruz. Dükkanımızdaki her ürünün toptancısıyla ayrı ayrı çalışıyoruz. Bu noktada 20 tane toptancıyla iş yapıyoruz. Bu aslında bizim için zor oluyor. Gün oluyor 5-6 tane toptancımız geliyor buraya. Onlarla sürekli istişare ederiz. Eksik ürünlerimizi veya dükkanımızda olması gereken ürünleri belirleriz.
-Gün içerisinde pek çok müşteriyle ilişki içindesiniz. Müşteri memnuniyetini bu şartlarda sağlamak da zordur. Sonuçta her gelen bir şeyler soruyor...
-Uymamız gereken öncelikli kural şu: 'Müşteri soracak, biz de cevap vereceğiz.' Elemanlarımıza da sürekli müşteri memnuniyetine dikkat etmeleri noktasında uyarılarda bulunuyoruz. Kesinlikle müşteriye saygısızlık yapmamalarını tembih ediyoruz. Bizim işimizin temelinde aslında müşteriye memnuniyet yatıyor. Yeni bir eleman aldığımızda öncelikle ürünlerin neler olduğunu tanıtıyoruz. Yani, bir bayan arkadaşımıza tamirat malzemelerini anlatmamız şart. Belli bir eğitimden sonra da zaten kendisi işimizin inceliklerini, müşteriyle nasıl diyaloğa girmesi gerektiğini öğreniyor. Ayrıca, dükkanımızda eksik ürün bırakmamak için de yoğun çaba sarf ediyoruz. Bir tane elemanımız sürekli eksik ürünlerin tespitiyle ilgilenir.
-Son olarak bu mesleğin zorluklarında da bahseder misiniz?
-Sabah erken saatlerde açtığımız dükkanlarımız, gece yarılarıona kadar hizmet vermektedir. Bizim diğer sektörlerde olduğu gibi haftalık veya yıllık iznimizde yoktur. Haftanın her günü, tatil yapmadan çalışırız. Bayramlarda ailemizle vakit geçiremeyiz. Düğünlere hatta cenazelere bile katılmakta zorlanırız. Fakat her şeye rağmen işimizden memnunuz. İşlerimiz de gayet iyi çok şükür. İlerleyen günlerde şube sayımızı da arttırmak istiyoruz.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Orta direğin AVM'leri: Ucuzluk pazarları
'1 milyoncu 'olarak tabir edilen ucuzluk pazarlarının sayısı her geçen gün artıyor. Ülkemizde son 20 yıldır var olan bu iş kolu hakkında sektör temsilcileriyle görüştük.
Süleyman TURUNÇ
2000'li yılların başların, henüz paradan 6 sıfır atılmamışken, camlarına yazdıkları 'her şey 1 milyon' sloganlarıyla ucuzluğun adresi olarak bir anda hayatımıza giren ucuzluk pazarları, günümüzde de varlıklarını sürdürüyor. Gıda ürünleri hariç mahalle esnafımızda bulabileceğimiz hemen hemen tüm ürünleri raflarına dizen bu işletmeler, aynı zamanda ucuz fiyat politikasıyla da vatandaşları kendilerine çekiyor. Özellikle orta gelirli kesimlerin yaşadığı bölgelerde faaliyet gösteren ucuzluk pazarlarıyla ilgili bilgi Kestel ve Mudanya'da faaliyet gösteren İstanbul Ucuzluk Pazarı'nın sahibi Hamit Kalıcı'dan bilgi aldık.
-Sayın Kalıcı merhaba, bize öncelikle kendinizden ve işyerlerinizden bahsedebilir misiniz?
-Aslen Malatya'nın Darende ilçesindeniz. Aile olarak ucuzluk pazarı işyerlerimiz var. 10 yılı aşkın bir süredir de bu sektörün içindeyiz. Memleketimizden ayrıldıktan sonra en son aile olarak Mudanya'ya yerleştik. Şu anda hem Mudanya'da hem de Kestel'de ucuzluk pazarı işi yapıyoruz.
-Sektörünüzün mazisi fazla değil. Ucuzluk pazarları ne zaman açılmaya başlandı.
-Bu işlere sizin de bildiğiniz gibi '1 milyoncu' olarak başlandı. Daha sonra halkımız da rağbet gösterince bu tip çok çeşitli ürün satan işyerleri yaygınlaştı. Sektörün gelişme tarihi ise 2002 sonrasına dayanır.
-Vatandaşların sizi tercih etmesindeki neden ürün yelpazenizin geniş olması mı yoksa düşük tuttuğunuz fiyatlar mı?
-Bu rağbetin nedeni aslında her ikisine de bağlı. Vatandaşlar bizim sektörde iş yapan dükkanlara geldiğinde kırtasiyeden kozmetiğe, temizlik ürünlerinden, hırdavatına kadar bir çok ihtiyacını karşılayabiliyor. Son dönemlerde teknoloji ürünlerine de ciddi bir şekilde yöneldik. Kısacası bir AVM mantığıyla hareket ettiğimizi söyleyebilirim. Ayrıca iş kolumuzun adı 'ucuzluk pazarı'. Yani bizdeki ürünler ucuz olmak zorunda. Bunun için de ürünlerimizi nasıl daha ucuza satabiliriz sürekli onun hesabını yapıyoruz. Bizi tercih edenler genelde orta gelirli vatandaşlardır. Piyasanın altında fiyatlarımız olduğu için talep görüyoruz. Müşteri bir kere geldi, bir daha gelmesin mantığı yok.
-Bu tip dükkanlara bazı kişiler Çin pazarı adını da veriyor. Siz buna katılıyor musunuz?
-Bu söyleme katılmıyorum. Sektörümüzün Çin'e bağlı olduğunu kabul etmekle birlikte son dönemlerde yerli ürünlerimizde de sayının arttığını ifade etmeliyim. Bizde 10 bin kalemin üzerinde ürün vardır. Bu ürünlerin hepsini Çin'den karşılamanız mümkün değil.
-Sizin işinizde olmazsa olmazlar nelerdir?
-Öncelikle geniş bir dükkanınız olmalı. Ne kadar çok ürün çeşidi koyarsanız o kadar iyidir. Bizim şu anda Mudanya'daki dükkanımız 600 m2, Kestel'deki dükkanımız ise bin 500 m2'nin üzerindedir. Bu işin olmazsa olmazı geniş bir dükkandır. 10 bin hatta 15 bin metrekareye kadar dükkan bizim sektörümüzde olabilir. Bu sefer giyim de koyabilirsiniz.
-Biz sadece Bursa'yı ve bölgemizi biliyoruz. Peki Türkiye'nin her yerinde ucuzluk pazarları var mı?
-Ülkemizin her ilinde ve gelişmiş ilçesinde ucuzluk pazarı vardır. Sadece Bursa'dan en az 4 bin tane ucuzluk pazarı çıkar. Bu sektörde faaliyet gösteren dükkanların sayısı 2008'den sonra artmaya başladı. Tabi bunda talebin çok olmasının etkisi var. Bu işi ülkemizde genelde Malatya Darendeliler yapar. Biz de Malatyal Darendeliyiz... Hatta sektördekilerin yüzde 90'ı Darendeli diyebilirim. Bunun sebebi de birbirimizi görerek bu sektöre başlamamızdır. Memleketimizden çıkıp geldiğimizde, bu sektörde faaliyet gösterenleri görerek bu işe girdik. Aramızda rekabet değil aksine dayanışma vardır. Bu dayanışma da büyümemizi sağlıyor, işimize yarıyor. En uygun ve kaliteli mal nerede, birbirimize haber veriyoruz.
-Ürün çeşitliliğinin fazla olması mal alımı noktasında da sizi zorluyordur. Ürünlerinizi nasıl temin ediyorsunuz?
Mallarımızı genelde İstanbul İstoç Ticaret Merkezi'nden alıyoruz. Dükkanımızdaki her ürünün toptancısıyla ayrı ayrı çalışıyoruz. Bu noktada 20 tane toptancıyla iş yapıyoruz. Bu aslında bizim için zor oluyor. Gün oluyor 5-6 tane toptancımız geliyor buraya. Onlarla sürekli istişare ederiz. Eksik ürünlerimizi veya dükkanımızda olması gereken ürünleri belirleriz.
-Gün içerisinde pek çok müşteriyle ilişki içindesiniz. Müşteri memnuniyetini bu şartlarda sağlamak da zordur. Sonuçta her gelen bir şeyler soruyor...
-Uymamız gereken öncelikli kural şu: 'Müşteri soracak, biz de cevap vereceğiz.' Elemanlarımıza da sürekli müşteri memnuniyetine dikkat etmeleri noktasında uyarılarda bulunuyoruz. Kesinlikle müşteriye saygısızlık yapmamalarını tembih ediyoruz. Bizim işimizin temelinde aslında müşteriye memnuniyet yatıyor. Yeni bir eleman aldığımızda öncelikle ürünlerin neler olduğunu tanıtıyoruz. Yani, bir bayan arkadaşımıza tamirat malzemelerini anlatmamız şart. Belli bir eğitimden sonra da zaten kendisi işimizin inceliklerini, müşteriyle nasıl diyaloğa girmesi gerektiğini öğreniyor. Ayrıca, dükkanımızda eksik ürün bırakmamak için de yoğun çaba sarf ediyoruz. Bir tane elemanımız sürekli eksik ürünlerin tespitiyle ilgilenir.
-Son olarak bu mesleğin zorluklarında da bahseder misiniz?
-Sabah erken saatlerde açtığımız dükkanlarımız, gece yarılarıona kadar hizmet vermektedir. Bizim diğer sektörlerde olduğu gibi haftalık veya yıllık iznimizde yoktur. Haftanın her günü, tatil yapmadan çalışırız. Bayramlarda ailemizle vakit geçiremeyiz. Düğünlere hatta cenazelere bile katılmakta zorlanırız. Fakat her şeye rağmen işimizden memnunuz. İşlerimiz de gayet iyi çok şükür. İlerleyen günlerde şube sayımızı da arttırmak istiyoruz.
Son Haberler
Bursa'da bin yıllık lezzet tarihi hanla buluştu
Güllü'nün ölümünde şok itiraf!
Bursaspor - Ankara Demirspor maçı ne zaman, saat kaçta ve hangi kanalda?