Marmara Denizi için güç birliği! MBB, Bursa’da toplandı
Marmara Denizi için güç birliği! MBB, Bursa’da toplandı
Marmara Belediyeler Birliği Başkanı Mustafa Bozbey, Marmara Denizi için düzenlenen çalıştayda Marmara Denizi’nin korunması için yapılacak altyapı yatırımlarının büyük finansman yükü gerektirdiğine dikkat çekti. Belediyelerin tek başına bu yükü omuzlayamayacağını belirten Başkan Bozbey, merkezi finansman kanalları ve düşük faizli kredilerle desteklenmesi gerektiğini ifade etti.
Haber Giriş Tarihi: 19.02.2025 11:08
Haber Güncellenme Tarihi: 19.02.2025 13:44
Muhabir:
Ali KAMUR
Marmara Belediyeler Birliği, 50. yıl dönümünü kutlamak amacıyla Marmara Denizi’nde yaşanan oksijen sıkıntısı, müsilaj ve diğer çevresel sorunların ele alındığı özel bir çalıştay düzenledi. “50 yıldır Marmara Denizi için birlikte” sloganıyla gerçekleşen etkinlikte, Marmara Birliği Genel Sekreteri Cemil Arslan ile Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, denizin geleceğini korumak adına atılması gereken somut adımları ve iş birliği gerekliliğini vurguladı.
GEÇMİŞTEN GELECEĞE BİR BAKIŞ
Marmara Birliği Genel Sekreteri Cemil Arslan, etkinlikte yaptığı konuşmada, “Bu yıl Marmara Denizi meselesine yoğunlaşmamız ve Marmara Bölge Çalışmaları kapsamında özel projeler geliştirmemiz dolayısıyla, 50 yıllık birikimimizin ilkini hayata geçiriyoruz,” ifadelerini kullandı.
Arslan, kuruluşun 50 yıl önceki amaçlarına da değinerek, “Elli yıl önce hangi amaçla kurulduğumuzu, bugün neredeyiz ve nereden nereye geldiğimizi değerlendirmek bizim için çok kıymetli. Tarih bize gelişimin ve yükselişin anahtarını sunuyor,” dedi.
Ayrıca, Arslan, 1975 yılında yayınlanan Marmara Belediyeler Birliği dergisinin ilk sayılarındaki makalelere atıfta bulunarak, bölgedeki belediye başkanlarının deniz ve çevre sorunlarına yönelik erken uyarılarını hatırlattı. “İnsan olarak hepimiz eksikliklerimiz ve yanlışlarımızla yüzleşmek zorundayız; ancak bu yüzleşme, geleceğe yönelik umut ve ilerlemenin temelini oluşturur,” diyerek sözlerini tamamladı.
MARMARA DENİZİ’NİN DURUMU VE ALINACAK ÖNLEMLER
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, konuşmasında Marmara Denizi’nin bölge için hayati öneme sahip olduğunu belirtti. Başkan Bozbey, “Kirliğe karşı mücadelede bilim ve iş birliğinden yararlanarak somut adımlar atacağız ve süreci kararlılıkla takip edeceğiz. Marmara Denizi geri dönülemez bir felakete sürükleniyor. Ancak bu krizi durdurmak hepimizin sorumluluğunda,” ifadeleriyle uyarıda bulundu.
Bozbey, 2021’de yaşanan aşırı müsilaj vakasına da dikkat çekerek, “Müslaj, denizimizin ekosistemindeki büyük çöküşün habercisidir. Marmara Denizi Eylem Planı kapsamında alınan 22 maddenin 19’unun başarıyla tamamlandığını, ancak hâlâ üzerinde çalışılması gereken üç önemli madde bulunduğunu belirtmek isterim,” dedi.
Bu maddeler arasında; kentsel atıksu arıtma tesislerinin ileri biyolojik tesislere dönüştürülmesi, tarımsal kirliliğin önüne geçmek için yapay sulak alanların oluşturulması ve kamu-özel iş birliği modelinin atıksu altyapı projelerine entegre edilmesi yer alıyor.
GELECEĞE YÖNELİK PLANLAR
Bozbey, etkinlikte Marmara Denizi’nin korunması için geleceğe yönelik planlarını da paylaştı. 2025 yılında düzenlenecek kapsamlı Marmara Denizi Sempozyumu, 8 Haziran’da ilan edilen Marmara Denizi Günü çerçevesinde gerçekleştirilecek etkinlikler ve Ekim ayında “Çözüm Üreten Kentler” sloganıyla düzenlenecek Marmara Uluslararası Kent Forumu (MARUF) ile deniz kirliliğine dikkat çekilecek. Ayrıca, ileri biyolojik arıtma tesislerinin kurulumu ve mevcut altyapının güçlendirilmesi için merkezi finansman kanallarının devreye sokulması gerektiğini vurguladı.
ORTAYA KONAN PAYDAŞ İŞ BİRLİĞİ
Her iki yetkili de, Marmara Denizi’nin yalnızca çevresel bir sorun olmadığını, aynı zamanda ekonomik, kültürel ve yaşam kalitesi açısından da bölge için hayati önem taşıdığını belirtti. Bozbey, “Marmara Denizi yalnızca bizim değil, gelecek nesillerin de mirasıdır. Bugün atacağımız her adım, Marmara’nın geleceğini belirleyecektir. Marmara hepimizin!” diyerek toplantıya son verirken, tüm paydaşların – yerel yönetimler, merkezi idare, sanayi kuruluşları, akademik çevreler ve sivil toplum – bu mücadeleye ortak olması çağrısında bulundu.
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Sarı, deniz ekosisteminde gözlemlenen değişimleri; su sıcaklıklarındaki ortalama artış, denizin durağan su yapısı ve artan besin yüklerinin –özellikle evsel ve endüstriyel atıkların– neden olduğu kirlilik üzerinden detaylandırdı.
Sarı, denizde bulunan minik bitkiciklerin, çevresel bozulmaya tepki olarak müsilaj ürettiğini anlattı. Oluşan bu doğal, sümüksü maddenin, su sütununda önce ince şeritler, sonra yoğun kümeler şeklinde yoğunlaştığını; ancak yüzeye çıkan kısmının tüm müsilajın yalnızca çok küçük bir bölümünü oluşturduğunu belirtti.
Sarı konuşmasında, deniz altı ekosisteminde yaşanan tahribata da vurgu yaptı.
Etkinlikte Sarı, Marmara Denizi’nin “bir çocuk” gibi korunması gerektiği, doğal dengenin bozulmasının tüm bölgeyi ve milyonlarca insanı etkileyen sonuçlar doğurduğu vurgulanarak, sürdürülebilir çözümler için iş birliği çağrısında bulundu.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Çakmakcı, suyun tarımsal, endüstriyel ve günlük yaşamda vazgeçilmez bir unsur olduğunu, ancak ülkemizde temiz suyun hızla azaldığını ifade etti. Dünya genelinde suyun sürekli yenilendiğini ancak ülkemizde aşırı kullanım, kirlilik ve atık su yönetimi yetersizlikleri nedeniyle bu durumun ciddi bir sorun haline geldiğini belirtti. Dr. Çakmakcı, “Musluktan akan temiz su ile oluşan atık su arasındaki mesafenin aslında çok kısa olduğunu” dile getirerek, atık suların gelişmiş arıtma yöntemleriyle (biyolojik arıtma, filtrasyon, ozonlama gibi) içme suyu ve sulama gibi farklı alanlarda yeniden kullanılabileceğini vurguladı.
Çakmakcı, suyun sadece hayati bir kaynak olmadığını, aynı zamanda ekonomik kalkınma, tarımsal üretim ve sanayi için de kritik rol oynadığını belirterek, suyun doğru fiyatlandırılması ve ileri arıtma tekniklerine yapılacak yatırımlarla atık suyun değerinin artırılabileceğini ifade etti. Ek olarak, aşırı yağışlar ve ani sel felaketleri gibi iklim değişikliği etkilerinin, bölgesel su döngüsünü olumsuz etkilediğini ve bu durumun da ek önlemler gerektirdiğini sözlerine ekledi.
Etkinlikte, Marmara Denizi ve su kaynaklarının korunması için tüm paydaşların iş birliği içinde hareket etmesi, çevre yönetimi ve atık su arıtma teknolojilerine daha fazla yatırım yapılması çağrısı yapıldı. Böylece, hem doğal kaynakların verimli kullanılması hem de çevre kirliliğinin azaltılması hedefleniyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Marmara Denizi için güç birliği! MBB, Bursa’da toplandı
Marmara Belediyeler Birliği Başkanı Mustafa Bozbey, Marmara Denizi için düzenlenen çalıştayda Marmara Denizi’nin korunması için yapılacak altyapı yatırımlarının büyük finansman yükü gerektirdiğine dikkat çekti. Belediyelerin tek başına bu yükü omuzlayamayacağını belirten Başkan Bozbey, merkezi finansman kanalları ve düşük faizli kredilerle desteklenmesi gerektiğini ifade etti.
Marmara Belediyeler Birliği, 50. yıl dönümünü kutlamak amacıyla Marmara Denizi’nde yaşanan oksijen sıkıntısı, müsilaj ve diğer çevresel sorunların ele alındığı özel bir çalıştay düzenledi. “50 yıldır Marmara Denizi için birlikte” sloganıyla gerçekleşen etkinlikte, Marmara Birliği Genel Sekreteri Cemil Arslan ile Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, denizin geleceğini korumak adına atılması gereken somut adımları ve iş birliği gerekliliğini vurguladı.
GEÇMİŞTEN GELECEĞE BİR BAKIŞ
Marmara Birliği Genel Sekreteri Cemil Arslan, etkinlikte yaptığı konuşmada, “Bu yıl Marmara Denizi meselesine yoğunlaşmamız ve Marmara Bölge Çalışmaları kapsamında özel projeler geliştirmemiz dolayısıyla, 50 yıllık birikimimizin ilkini hayata geçiriyoruz,” ifadelerini kullandı.
Arslan, kuruluşun 50 yıl önceki amaçlarına da değinerek, “Elli yıl önce hangi amaçla kurulduğumuzu, bugün neredeyiz ve nereden nereye geldiğimizi değerlendirmek bizim için çok kıymetli. Tarih bize gelişimin ve yükselişin anahtarını sunuyor,” dedi.
Ayrıca, Arslan, 1975 yılında yayınlanan Marmara Belediyeler Birliği dergisinin ilk sayılarındaki makalelere atıfta bulunarak, bölgedeki belediye başkanlarının deniz ve çevre sorunlarına yönelik erken uyarılarını hatırlattı. “İnsan olarak hepimiz eksikliklerimiz ve yanlışlarımızla yüzleşmek zorundayız; ancak bu yüzleşme, geleceğe yönelik umut ve ilerlemenin temelini oluşturur,” diyerek sözlerini tamamladı.
MARMARA DENİZİ’NİN DURUMU VE ALINACAK ÖNLEMLER
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, konuşmasında Marmara Denizi’nin bölge için hayati öneme sahip olduğunu belirtti. Başkan Bozbey, “Kirliğe karşı mücadelede bilim ve iş birliğinden yararlanarak somut adımlar atacağız ve süreci kararlılıkla takip edeceğiz. Marmara Denizi geri dönülemez bir felakete sürükleniyor. Ancak bu krizi durdurmak hepimizin sorumluluğunda,” ifadeleriyle uyarıda bulundu.
Bozbey, 2021’de yaşanan aşırı müsilaj vakasına da dikkat çekerek, “Müslaj, denizimizin ekosistemindeki büyük çöküşün habercisidir. Marmara Denizi Eylem Planı kapsamında alınan 22 maddenin 19’unun başarıyla tamamlandığını, ancak hâlâ üzerinde çalışılması gereken üç önemli madde bulunduğunu belirtmek isterim,” dedi.
Bu maddeler arasında; kentsel atıksu arıtma tesislerinin ileri biyolojik tesislere dönüştürülmesi, tarımsal kirliliğin önüne geçmek için yapay sulak alanların oluşturulması ve kamu-özel iş birliği modelinin atıksu altyapı projelerine entegre edilmesi yer alıyor.
GELECEĞE YÖNELİK PLANLAR
Bozbey, etkinlikte Marmara Denizi’nin korunması için geleceğe yönelik planlarını da paylaştı. 2025 yılında düzenlenecek kapsamlı Marmara Denizi Sempozyumu, 8 Haziran’da ilan edilen Marmara Denizi Günü çerçevesinde gerçekleştirilecek etkinlikler ve Ekim ayında “Çözüm Üreten Kentler” sloganıyla düzenlenecek Marmara Uluslararası Kent Forumu (MARUF) ile deniz kirliliğine dikkat çekilecek. Ayrıca, ileri biyolojik arıtma tesislerinin kurulumu ve mevcut altyapının güçlendirilmesi için merkezi finansman kanallarının devreye sokulması gerektiğini vurguladı.
ORTAYA KONAN PAYDAŞ İŞ BİRLİĞİ
Her iki yetkili de, Marmara Denizi’nin yalnızca çevresel bir sorun olmadığını, aynı zamanda ekonomik, kültürel ve yaşam kalitesi açısından da bölge için hayati önem taşıdığını belirtti. Bozbey, “Marmara Denizi yalnızca bizim değil, gelecek nesillerin de mirasıdır. Bugün atacağımız her adım, Marmara’nın geleceğini belirleyecektir. Marmara hepimizin!” diyerek toplantıya son verirken, tüm paydaşların – yerel yönetimler, merkezi idare, sanayi kuruluşları, akademik çevreler ve sivil toplum – bu mücadeleye ortak olması çağrısında bulundu.
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Sarı, deniz ekosisteminde gözlemlenen değişimleri; su sıcaklıklarındaki ortalama artış, denizin durağan su yapısı ve artan besin yüklerinin –özellikle evsel ve endüstriyel atıkların– neden olduğu kirlilik üzerinden detaylandırdı.
Sarı, denizde bulunan minik bitkiciklerin, çevresel bozulmaya tepki olarak müsilaj ürettiğini anlattı. Oluşan bu doğal, sümüksü maddenin, su sütununda önce ince şeritler, sonra yoğun kümeler şeklinde yoğunlaştığını; ancak yüzeye çıkan kısmının tüm müsilajın yalnızca çok küçük bir bölümünü oluşturduğunu belirtti.
Sarı konuşmasında, deniz altı ekosisteminde yaşanan tahribata da vurgu yaptı.
Etkinlikte Sarı, Marmara Denizi’nin “bir çocuk” gibi korunması gerektiği, doğal dengenin bozulmasının tüm bölgeyi ve milyonlarca insanı etkileyen sonuçlar doğurduğu vurgulanarak, sürdürülebilir çözümler için iş birliği çağrısında bulundu.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Çakmakcı, suyun tarımsal, endüstriyel ve günlük yaşamda vazgeçilmez bir unsur olduğunu, ancak ülkemizde temiz suyun hızla azaldığını ifade etti. Dünya genelinde suyun sürekli yenilendiğini ancak ülkemizde aşırı kullanım, kirlilik ve atık su yönetimi yetersizlikleri nedeniyle bu durumun ciddi bir sorun haline geldiğini belirtti. Dr. Çakmakcı, “Musluktan akan temiz su ile oluşan atık su arasındaki mesafenin aslında çok kısa olduğunu” dile getirerek, atık suların gelişmiş arıtma yöntemleriyle (biyolojik arıtma, filtrasyon, ozonlama gibi) içme suyu ve sulama gibi farklı alanlarda yeniden kullanılabileceğini vurguladı.
Çakmakcı, suyun sadece hayati bir kaynak olmadığını, aynı zamanda ekonomik kalkınma, tarımsal üretim ve sanayi için de kritik rol oynadığını belirterek, suyun doğru fiyatlandırılması ve ileri arıtma tekniklerine yapılacak yatırımlarla atık suyun değerinin artırılabileceğini ifade etti. Ek olarak, aşırı yağışlar ve ani sel felaketleri gibi iklim değişikliği etkilerinin, bölgesel su döngüsünü olumsuz etkilediğini ve bu durumun da ek önlemler gerektirdiğini sözlerine ekledi.
Etkinlikte, Marmara Denizi ve su kaynaklarının korunması için tüm paydaşların iş birliği içinde hareket etmesi, çevre yönetimi ve atık su arıtma teknolojilerine daha fazla yatırım yapılması çağrısı yapıldı. Böylece, hem doğal kaynakların verimli kullanılması hem de çevre kirliliğinin azaltılması hedefleniyor.
Kaynak: Ali KAMUR
Son Haberler
Düşük gelirli ailelere yerli otomobil fırsatı!
İkinci el araç piyasasında Bursa’da son durum ne?
TBMM'den basın sektörünü rahatlatan teklif! Teklif geri çekildi, kaybın önüne geçildi