İMO Bursa Şubesi'nden güvenli yapılar için stratejik planlama!
İMO Bursa Şubesi'nden güvenli yapılar için stratejik planlama!
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi, 6 Şubat depremlerinin ikinci yıldönümünde yaptığı açıklamada, Türkiye’nin deprem gerçeğine dikkat çekti. İMO Bursa Şubesi Başkanı Serdar Atilla Erdem, "Depremi durduramayız ancak can ve mal kaybını önleyebiliriz. Güvenli yapı üretimi için bilim ve mühendislik ışığında doğru adımlar atılmalıdır" dedi.
Haber Giriş Tarihi: 07.02.2025 09:03
Haber Güncellenme Tarihi: 07.02.2025 09:22
Muhabir:
Ali KAMUR
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi, 6 Şubat depremlerinin ikinci yıldönümünde önemli açıklamalarda bulundu. Deprem ve afetlerin Türkiye için bir beka sorunu olduğunu vurgulayan İMO Bursa Şubesi Başkanı Serdar Atilla Erdem, "Afetlere engel olmak mümkün olmasa da, afetlerin vereceği hasarı en aza indirmek veya tamamen ortadan kaldırmak elimizde" dedi.
"YILLARCA SÜRECEK BİR TOPLUMSAL TRAVMAYA SEBEP OLDU"
Başkan Erdem, 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ilde büyük yıkıma yol açan depremlerin, 50 binin üzerinde vatandaşın hayatını kaybetmesine neden olduğunu hatırlatarak, "Bu büyük felaket, yıllarca sürecek bir toplumsal travmaya sebep oldu. Ancak, Türkiye gibi aktif fay hatlarıyla çevrili bir ülkede çaresiz değiliz. Bilim ve mühendislik ışığında doğru adımlar atılırsa, depremler korkulacak bir felaket olmaktan çıkar" dedi.
Erdem, deprem değil, mühendislik hizmeti almamış binaların öldürdüğünü belirterek, yaşanan felaketlerin önlenebilir olduğunu şu sözlerle vurguladı:
"Deprem öldürmez, mühendislik hizmeti almamış bina öldürür. 1999 Marmara Depremi ve 6 Şubat Depremleri, on binlerce insanımızın yitip gitmesine, devletimizin sırtına yüz milyarlarca dolarlık maddi yük binmesine sebep olmuştur. Maddi ve manevi kayıplarımızın tek sorumlusu inşaat mühendisleri değildir. Eksik denetim, yetersiz yönetmelikler ve mevzuatta yıllardır çözülemeyen sorunlar bu felaketlerin en büyük nedenidir."
İMO’DAN YETKİN MÜHENDİSLİK YASASI ÇAĞRISI
Başkan Erdem, güvenli yapı üretimi için gerekli yasal düzenlemelerin acilen yapılması gerektiğini belirterek şu çağrıyı yaptı:
"İnşaat mühendisliği mesleğine hak ettiği değer verilmeli ve gerekli eylem planları hayata geçirilmelidir. Yapı Denetim Kanunu, Şantiye Şefliği Yönetmeliği, 1938 tarihli Mimarlık ve Mühendislik Hakkındaki Kanun ve Müteahhitlik Yasası’nın eksiklikleri giderilmelidir. En önemlisi, Yetkin ve Uzman Mühendislik Yasası bir an önce düzenlenerek yürürlüğe girmelidir."
Erdem, güvenli yapı üretiminin doğru veri, doğru proje, doğru yapım ve doğru denetim ile mümkün olacağını vurgulayarak, bu bileşenler olmadan sağlıklı yapılaşmanın gerçekleşemeyeceğini söyledi.
"HER 6 YILDA BİR BÜYÜK DEPREM"
İMO Bursa Şubesi’nin açıkladığı verilere göre, Türkiye’de her altı yılda bir 7 ve üzeri büyüklüğünde bir deprem, her yıl ise 6 ve üzeri iki büyük deprem meydana geliyor. 2023 yılında 74.232, 2024 yılında ise 31.890 deprem kaydedildi.
Başkan Erdem, bu istatistiklerin Türkiye’nin deprem kuşağındaki konumunu gözler önüne serdiğini ifade ederek, en büyük sorunun yapı stokunun belirsizliği olduğunu belirtti.
"Deprem olaylarına aşina olmamıza rağmen hazırlıklarımızın geri kalmış olması şaşırtıcıdır. 2024 yılı itibarıyla Türkiye’de 42,2 milyon konut bulunuyor ve TBMM raporuna göre 6-7 milyon konutun acilen dönüştürülmesi gerekiyor. Ancak bugüne kadar sadece 711 bin konut yıkılmış durumda. Bu hızla devam edilirse, riskli yapıların tamamı ancak yüz yıl sonra dönüştürülebilecektir.”
"İNŞAAT MÜHENDİSLERİ GÜNAH KEÇİSİ YAPILIYOR"
İMO Bursa Şubesi, 6 Şubat depremlerinin ardından başlatılan yargı süreçlerinde gerçek sorumluların tespit edilmediğini ve inşaat mühendislerinin hedef haline getirildiğini savundu.
"Depremde sorumluluğu bulunan herkes yargı önüne çıkarılmalıdır. Ancak tüm sorumluluğu inşaat mühendislerine yüklemek adil değildir. 20 yılda 6 kez İmar Affı Yasası çıkararak kaçak yapıları yasallaştıran, mühendislik hizmeti almamış binaları göz ardı eden, denetimsizliği teşvik eden anlayışın da hesap vermesi gerekiyor. Depreme karşı alınacak önlemler, siyasi irade ve merkezi yönetimin sorumluluğundadır."
Başkan Erdem, bilirkişi raporlarının bilimsel hatalar içerdiğini, mühendislerin masumiyet karinesine aykırı olarak yargılandığını belirterek, "İhtisas mahkemeleri acilen kurulmalıdır" çağrısında bulundu.
İMO Bursa Şubesi, afet hazırlık planlamasında verilerin %10’unun tamamlandığını ve Bursa'nın bu konuda diğer şehirlerden geride kaldığını vurguladı. AFAD’ın Türkiye genelinde %50 veri toplama oranına ulaşırken, Bursa'da kamu kurumları ve yerel belediyelerden gelen verilerin hala düşük seviyelerde kalması eleştirildi. Bu durumun, hukuksuz yapılaşma ve kayıtsızlıkla ilişkili olabileceği belirtildi. İMO Bursa Şubesi, kentsel dönüşüm ve afet hazırlık planlarını içeren kapsamlı raporlarını ilgili kurumlara sunacaklarını duyurdu ve çözüm önerilerini kamuoyuyla paylaşacaklarını belirtti.
İMO Bursa Şubesi, yaşanacak herhangi bir afet öncesinde yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı:
1.STRATEJİK PLANLAMA VE KURUMSAL KOORDİNASYON:
Afet öncesi strateji planının oluşturulması ve ilgili kurumların veri giriş süreçlerinin hızlandırılması.
Afet yönetim planlamasının disiplinler arası bir yaklaşımla ele alınarak güncellenmesi.
2.TOPLANMA VE BARINMA ALANLARININ BELİRLENMESİ:
Deprem sonrası kısa süreli toplanma ve barınma ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla uygun kamu binalarının belirlenmesi.
Bu binaların güçlendirme ve altyapı hazırlıklarının önceden tamamlanması.
3.SIĞINAK VE GÜVENLİ ALAN KONTROLLERİ:
İmar yönetmeliğinde yer alan sığınak ve güvenli alanların uygulanabilirliğinin denetlenmesi.
Mevcut binaların ilgili mevzuata uygun olarak sığınak barındırmasının sağlanması.
Afet sırasında kritik öneme sahip kentsel arama-kurtarma, beslenme, psikososyal destek, ayni bağış ve depo yönetimi gibi alanlarda uzmanlaşmış ekiplerin oluşturulması.
Bu ekiplerin eğitim süreçlerinin ilgili meslek odalarıyla iş birliği içinde artırılarak etkin hale getirilmesi.
5.LOJİSTİK ALANLARIN PLANLANMASI:
Afet sonrası lojistik destek alanlarının belirlenmesi ve bu alanların altyapı gereksinimlerinin önceden hazırlanması.
6.TOPLUMSAL FARKINDALIK VE EĞİTİM:
Afet sırasında vatandaşların alması gereken önlemler konusunda düzenli bilgilendirme ve eğitim faaliyetlerinin artırılması.
Bu eğitimlerin özellikle okullar, iş yerleri ve toplu yaşam alanlarında sürekli hale getirilmesi.
Mevcut durumun değerlendirilmesi
1.AFET TEHLİKESİNİN VE RİSK UNSURLARININ BELİRLENMESİ:
Deprem riski yüksek bölgelerin detaylı bir şekilde haritalanması.
Yerel zemin koşullarının belirlenerek yapı güvenliği açısından değerlendirilmesi.
Mevcut deprem senaryolarının detaylı bir şekilde çalışılması, yerel zemin ve basen koşulları dikkate alınarak altyapı ve üstyapı üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi
Yapı stoğunun envanterinin çıkarılması ve riskli yapıların belirlenerek önceliklendirilmesi.
2.KENTSEL DÖNÜŞÜM SÜREÇLERİNİN BİLİMSEL VE BÜTÜNCÜL PLANLANMASI:
Can güvenliğini esas alan bir bakış açısıyla kentsel dönüşüm süreçlerinin planlanması.
Kentsel dönüşüm süreçlerinde devlet, yerel yönetimler ve vatandaşların ortak sorumluluk almasının sağlanması.
Mevcut yapı stoğundan iyi durumda olan binaların ön plana çıkarılmasını sağlamak amacıyla bir sertifikasyon uygulaması geliştirilmesi.
İyi örneklerin ödüllendirilerek teşvik edilmesi ve güvenli yapılaşmanın özendirilmesi.
Depreme hazır hale getirilmesi zor olan bölgelerde güvenliği artıracak hızlı güçlendirme önlemlerinin alınmasını sağlayacak kanuni altyapının oluşturulması.
3.YAPI STOĞUNUN DEPREME HAZIR HALE GETİRİLMESİ:
Mevcut binaların yapısal güçlendirme, yenileme ve depreme dayanıklı hale getirilmesi için teşvik ve finansman modellerinin geliştirilmesi.
Geleceğe yönelik önlemler ve yapılması gerekenler
1.YAPI DENETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ:
Türkiye’de yürürlüğe giren yapı yönetmelikleri ve denetim mekanizmalarının belirli bir döneme kadar riski azalttığı görülmekle birlikte, son 10 yılda bu alandaki gelişimin durağanlaştığı tespit edilmektedir.
Bu nedenle yapı denetim sisteminde hem hukuki hem de yapısal eksikliklerin giderilmesi gereklidir.
Denetim sektörünün etkinleştirilmesi için nitelikli kadroların sektörde görev alması teşvik edilmelidir.
Bunun sağlanması için, mühendislik ve yapı denetim sektöründe ekonomik ve mesleki teşviklerin artırılması gerekmektedir.
2.YETKİN MÜHENDİSLİK UYGULAMALARININ HAYATA GEÇİRİLMESİ:
Yetkin mühendislik sistemi ile sadece belirli yeterlilikleri sağlayan mühendislerin kritik projelerde görev almasının sağlanması.
Yeni denetim mekanizmalarının tesis edilmesi ve mevcut denetim süreçlerinin iyileştirilmesi.
Denetim süreçlerinin yetkin inşaat mühendisleri tarafından yürütülmesini sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması.
Mesleki gelişimi teşvik eden sürekli eğitim ve akreditasyon sistemlerinin oluşturulması.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İMO Bursa Şubesi'nden güvenli yapılar için stratejik planlama!
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi, 6 Şubat depremlerinin ikinci yıldönümünde yaptığı açıklamada, Türkiye’nin deprem gerçeğine dikkat çekti. İMO Bursa Şubesi Başkanı Serdar Atilla Erdem, "Depremi durduramayız ancak can ve mal kaybını önleyebiliriz. Güvenli yapı üretimi için bilim ve mühendislik ışığında doğru adımlar atılmalıdır" dedi.
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi, 6 Şubat depremlerinin ikinci yıldönümünde önemli açıklamalarda bulundu. Deprem ve afetlerin Türkiye için bir beka sorunu olduğunu vurgulayan İMO Bursa Şubesi Başkanı Serdar Atilla Erdem, "Afetlere engel olmak mümkün olmasa da, afetlerin vereceği hasarı en aza indirmek veya tamamen ortadan kaldırmak elimizde" dedi.
"YILLARCA SÜRECEK BİR TOPLUMSAL TRAVMAYA SEBEP OLDU"
Başkan Erdem, 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ilde büyük yıkıma yol açan depremlerin, 50 binin üzerinde vatandaşın hayatını kaybetmesine neden olduğunu hatırlatarak, "Bu büyük felaket, yıllarca sürecek bir toplumsal travmaya sebep oldu. Ancak, Türkiye gibi aktif fay hatlarıyla çevrili bir ülkede çaresiz değiliz. Bilim ve mühendislik ışığında doğru adımlar atılırsa, depremler korkulacak bir felaket olmaktan çıkar" dedi.
Erdem, deprem değil, mühendislik hizmeti almamış binaların öldürdüğünü belirterek, yaşanan felaketlerin önlenebilir olduğunu şu sözlerle vurguladı:
"Deprem öldürmez, mühendislik hizmeti almamış bina öldürür. 1999 Marmara Depremi ve 6 Şubat Depremleri, on binlerce insanımızın yitip gitmesine, devletimizin sırtına yüz milyarlarca dolarlık maddi yük binmesine sebep olmuştur. Maddi ve manevi kayıplarımızın tek sorumlusu inşaat mühendisleri değildir. Eksik denetim, yetersiz yönetmelikler ve mevzuatta yıllardır çözülemeyen sorunlar bu felaketlerin en büyük nedenidir."
İMO’DAN YETKİN MÜHENDİSLİK YASASI ÇAĞRISI
Başkan Erdem, güvenli yapı üretimi için gerekli yasal düzenlemelerin acilen yapılması gerektiğini belirterek şu çağrıyı yaptı:
"İnşaat mühendisliği mesleğine hak ettiği değer verilmeli ve gerekli eylem planları hayata geçirilmelidir. Yapı Denetim Kanunu, Şantiye Şefliği Yönetmeliği, 1938 tarihli Mimarlık ve Mühendislik Hakkındaki Kanun ve Müteahhitlik Yasası’nın eksiklikleri giderilmelidir. En önemlisi, Yetkin ve Uzman Mühendislik Yasası bir an önce düzenlenerek yürürlüğe girmelidir."
Erdem, güvenli yapı üretiminin doğru veri, doğru proje, doğru yapım ve doğru denetim ile mümkün olacağını vurgulayarak, bu bileşenler olmadan sağlıklı yapılaşmanın gerçekleşemeyeceğini söyledi.
"HER 6 YILDA BİR BÜYÜK DEPREM"
İMO Bursa Şubesi’nin açıkladığı verilere göre, Türkiye’de her altı yılda bir 7 ve üzeri büyüklüğünde bir deprem, her yıl ise 6 ve üzeri iki büyük deprem meydana geliyor. 2023 yılında 74.232, 2024 yılında ise 31.890 deprem kaydedildi.
Başkan Erdem, bu istatistiklerin Türkiye’nin deprem kuşağındaki konumunu gözler önüne serdiğini ifade ederek, en büyük sorunun yapı stokunun belirsizliği olduğunu belirtti.
"Deprem olaylarına aşina olmamıza rağmen hazırlıklarımızın geri kalmış olması şaşırtıcıdır. 2024 yılı itibarıyla Türkiye’de 42,2 milyon konut bulunuyor ve TBMM raporuna göre 6-7 milyon konutun acilen dönüştürülmesi gerekiyor. Ancak bugüne kadar sadece 711 bin konut yıkılmış durumda. Bu hızla devam edilirse, riskli yapıların tamamı ancak yüz yıl sonra dönüştürülebilecektir.”
"İNŞAAT MÜHENDİSLERİ GÜNAH KEÇİSİ YAPILIYOR"
İMO Bursa Şubesi, 6 Şubat depremlerinin ardından başlatılan yargı süreçlerinde gerçek sorumluların tespit edilmediğini ve inşaat mühendislerinin hedef haline getirildiğini savundu.
"Depremde sorumluluğu bulunan herkes yargı önüne çıkarılmalıdır. Ancak tüm sorumluluğu inşaat mühendislerine yüklemek adil değildir. 20 yılda 6 kez İmar Affı Yasası çıkararak kaçak yapıları yasallaştıran, mühendislik hizmeti almamış binaları göz ardı eden, denetimsizliği teşvik eden anlayışın da hesap vermesi gerekiyor. Depreme karşı alınacak önlemler, siyasi irade ve merkezi yönetimin sorumluluğundadır."
Başkan Erdem, bilirkişi raporlarının bilimsel hatalar içerdiğini, mühendislerin masumiyet karinesine aykırı olarak yargılandığını belirterek, "İhtisas mahkemeleri acilen kurulmalıdır" çağrısında bulundu.
İMO Bursa Şubesi, afet hazırlık planlamasında verilerin %10’unun tamamlandığını ve Bursa'nın bu konuda diğer şehirlerden geride kaldığını vurguladı. AFAD’ın Türkiye genelinde %50 veri toplama oranına ulaşırken, Bursa'da kamu kurumları ve yerel belediyelerden gelen verilerin hala düşük seviyelerde kalması eleştirildi. Bu durumun, hukuksuz yapılaşma ve kayıtsızlıkla ilişkili olabileceği belirtildi. İMO Bursa Şubesi, kentsel dönüşüm ve afet hazırlık planlarını içeren kapsamlı raporlarını ilgili kurumlara sunacaklarını duyurdu ve çözüm önerilerini kamuoyuyla paylaşacaklarını belirtti.
İMO Bursa Şubesi, yaşanacak herhangi bir afet öncesinde yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı:
1.STRATEJİK PLANLAMA VE KURUMSAL KOORDİNASYON:
Afet öncesi strateji planının oluşturulması ve ilgili kurumların veri giriş süreçlerinin hızlandırılması.
Afet yönetim planlamasının disiplinler arası bir yaklaşımla ele alınarak güncellenmesi.
2.TOPLANMA VE BARINMA ALANLARININ BELİRLENMESİ:
Deprem sonrası kısa süreli toplanma ve barınma ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla uygun kamu binalarının belirlenmesi.
Bu binaların güçlendirme ve altyapı hazırlıklarının önceden tamamlanması.
3.SIĞINAK VE GÜVENLİ ALAN KONTROLLERİ:
İmar yönetmeliğinde yer alan sığınak ve güvenli alanların uygulanabilirliğinin denetlenmesi.
Mevcut binaların ilgili mevzuata uygun olarak sığınak barındırmasının sağlanması.
4.AFET YÖNETİMİNDE UZMAN EKİPLERİN GÜÇLENDİRİLMESİ:
Afet sırasında kritik öneme sahip kentsel arama-kurtarma, beslenme, psikososyal destek, ayni bağış ve depo yönetimi gibi alanlarda uzmanlaşmış ekiplerin oluşturulması.
Bu ekiplerin eğitim süreçlerinin ilgili meslek odalarıyla iş birliği içinde artırılarak etkin hale getirilmesi.
5.LOJİSTİK ALANLARIN PLANLANMASI:
Afet sonrası lojistik destek alanlarının belirlenmesi ve bu alanların altyapı gereksinimlerinin önceden hazırlanması.
6.TOPLUMSAL FARKINDALIK VE EĞİTİM:
Afet sırasında vatandaşların alması gereken önlemler konusunda düzenli bilgilendirme ve eğitim faaliyetlerinin artırılması.
Bu eğitimlerin özellikle okullar, iş yerleri ve toplu yaşam alanlarında sürekli hale getirilmesi.
Mevcut durumun değerlendirilmesi
1.AFET TEHLİKESİNİN VE RİSK UNSURLARININ BELİRLENMESİ:
Deprem riski yüksek bölgelerin detaylı bir şekilde haritalanması.
Yerel zemin koşullarının belirlenerek yapı güvenliği açısından değerlendirilmesi.
Mevcut deprem senaryolarının detaylı bir şekilde çalışılması, yerel zemin ve basen koşulları dikkate alınarak altyapı ve üstyapı üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi
Yapı stoğunun envanterinin çıkarılması ve riskli yapıların belirlenerek önceliklendirilmesi.
2.KENTSEL DÖNÜŞÜM SÜREÇLERİNİN BİLİMSEL VE BÜTÜNCÜL PLANLANMASI:
Can güvenliğini esas alan bir bakış açısıyla kentsel dönüşüm süreçlerinin planlanması.
Kentsel dönüşüm süreçlerinde devlet, yerel yönetimler ve vatandaşların ortak sorumluluk almasının sağlanması.
Mevcut yapı stoğundan iyi durumda olan binaların ön plana çıkarılmasını sağlamak amacıyla bir sertifikasyon uygulaması geliştirilmesi.
İyi örneklerin ödüllendirilerek teşvik edilmesi ve güvenli yapılaşmanın özendirilmesi.
Depreme hazır hale getirilmesi zor olan bölgelerde güvenliği artıracak hızlı güçlendirme önlemlerinin alınmasını sağlayacak kanuni altyapının oluşturulması.
3.YAPI STOĞUNUN DEPREME HAZIR HALE GETİRİLMESİ:
Mevcut binaların yapısal güçlendirme, yenileme ve depreme dayanıklı hale getirilmesi için teşvik ve finansman modellerinin geliştirilmesi.
Geleceğe yönelik önlemler ve yapılması gerekenler
1.YAPI DENETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ:
Türkiye’de yürürlüğe giren yapı yönetmelikleri ve denetim mekanizmalarının belirli bir döneme kadar riski azalttığı görülmekle birlikte, son 10 yılda bu alandaki gelişimin durağanlaştığı tespit edilmektedir.
Bu nedenle yapı denetim sisteminde hem hukuki hem de yapısal eksikliklerin giderilmesi gereklidir.
Denetim sektörünün etkinleştirilmesi için nitelikli kadroların sektörde görev alması teşvik edilmelidir.
Bunun sağlanması için, mühendislik ve yapı denetim sektöründe ekonomik ve mesleki teşviklerin artırılması gerekmektedir.
2.YETKİN MÜHENDİSLİK UYGULAMALARININ HAYATA GEÇİRİLMESİ:
Yetkin mühendislik sistemi ile sadece belirli yeterlilikleri sağlayan mühendislerin kritik projelerde görev almasının sağlanması.
Yeni denetim mekanizmalarının tesis edilmesi ve mevcut denetim süreçlerinin iyileştirilmesi.
Denetim süreçlerinin yetkin inşaat mühendisleri tarafından yürütülmesini sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması.
Mesleki gelişimi teşvik eden sürekli eğitim ve akreditasyon sistemlerinin oluşturulması.
Kaynak: Ali KAMUR
Son Haberler
Araç sahipleri dikkat! Benzin, motorin ve LPG'ye zam yolda
Yurt genelinde soğuk hava ve kar yağışı etkisini gösteriyor
Uludağ'da kar kalınlığı yeterli pistler boş!