İMO Bursa Şubesi’nden kültürel mirasın korunmasına yönelik çalıştay
İMO Bursa Şubesi’nden kültürel mirasın korunmasına yönelik çalıştay
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nin düzenlediği “Tarihi Eserler Çalıştayı”nda, kültürel mirasın korunması için mühendisliğin teknik ve etik sorumlulukları tartışıldı. Başkan Serdar Atilla, tarihi yapıların yalnızca fiziksel değil, kültürel bütünlüğüyle korunması gerektiğini vurguladı.
Haber Giriş Tarihi: 28.06.2025 11:44
Haber Güncellenme Tarihi: 28.06.2025 11:45
Muhabir:
Damla Dilmeç
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi tarafından düzenlenen “Tarihi Eserler Çalıştayı” yoğun katılımla gerçekleştirildi. Çalıştayda, tarihi yapıların korunmasına yönelik mühendislik yaklaşımları, etik sorumluluklar ve kültürel miras bilinci ele alındı. İMO Bursa Şube Başkanı Serdar Atilla, çalıştayın açılış konuşmasında tarihi eserlerin yalnızca taş ve harçtan ibaret olmadığını, bir milletin hafızasını ve kültürel kimliğini yansıtan önemli miraslar olduğunu vurguladı. Atilla, bu yapıların korunmasının yalnızca bir restorasyon işi değil; teknik, estetik, etik ve kültürel bir sorumluluk olduğunun altını çizdi. “Bugün burada bir milletin hafızasını temsil eden eserlerden söz ediyoruz. Onları anlamak, korumak ve yaşatmak yalnızca mühendislerin değil, tüm meslek disiplinlerinin ortak sorumluluğudur,” diyen Atilla, mühendislik bakış açısının bu mirasın korunmasında kritik rol oynadığını söyledi.
Atilla, özellikle yığma yapılarda stabilite sorunları, nem kaynaklı bozulmalar ve statik-dinamik analizler gibi teknik başlıkların, koruma sürecinin temel unsurları olduğunu belirtti. Gelişen teknolojilerle birlikte dijital belgeleme, 3D lazer tarama, yapay zekâ destekli modelleme ve malzeme analizlerinin de restorasyon süreçlerinin vazgeçilmez bir parçası hâline geldiğini ifade etti.
Ancak yalnızca fiziksel korumanın yeterli olmadığını dile getiren Atilla, tarihi eserlerin toplumun kolektif hafızası olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Kültürel mirasını koruyamayan toplumlar, geleceğe de güçlü bir iz bırakamazlar. Plansız kentleşme, rant odaklı yaklaşımlar ve bilimsel temelden yoksun müdahaleler geçmişte büyük kayıplara yol açtı. Bundan ders çıkarmalıyız.”
Atilla, restorasyon süreçlerinin yalnızca yapının kendisini değil; çevresiyle ve kültürel bağlamıyla birlikte ele alınması gerektiğini belirtti. İnşaat mühendislerinin yeni yapılar tasarlamak kadar mevcut yapıların dayanıklılığını analiz etmek, doğru malzeme ve teknikleri önermek gibi önemli sorumlulukları olduğuna da değindi.
TURİZM VURGUSU VE BURSA ÖRNEĞİ
Konuşmasında tarihi mirasın turizm potansiyeline de değinen Atilla, doğru şekilde restore edilen yapıların kültürel turizmin belkemiğini oluşturduğunu söyledi. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki alanların ziyaretçi sayılarının bunun ekonomik etkisini açıkça gösterdiğini ifade etti. Ancak tarihi yapıların “ticari bir meta” hâline getirilmemesi gerektiğini vurguladı: “Koruma bilinci, kullanım ile birlikte daha da güçlenmelidir. Bu dengeyi sağlamak, planlamacıların, belediyelerin, kamu kurumlarının ve teknik uzmanların iş birliğini gerektirir.”
Bursa özelinde Hanlar Bölgesi, Cumalıkızık, Muradiye Külliyesi, Ulucami, Yeşil Türbe, Irgandı Köprüsü ve Tophane sırtları gibi pek çok tarihi alanın kentin kimliğinin ve turizm stratejisinin merkezinde yer aldığını hatırlatan Atilla, bu eserlerin bilimsel temelli şekilde belgelenip restore edilmesinin Bursa’nın uluslararası cazibesini artıracağını belirtti.
ÇALIŞTAYDA ÇOK BOYUTLU DEĞERLENDİRME
Çalıştay kapsamında, koruma tekniklerinden mevzuata, belgeleme süreçlerinden malzeme analizine, depreme dayanıklılık hesaplamalarından yeniden işlevlendirme projelerine kadar pek çok başlık ele alındı. Atilla, çalıştayın yalnızca bir bilgi paylaşım ortamı değil, aynı zamanda yeni fikirlerin ve ortak projelerin başlangıcı olması hedefiyle düzenlendiğini söyledi.
Konuşmasının sonunda tüm katılımcılara ve organizasyonda emeği geçenlere teşekkür eden Atilla, “Tarih yalnızca geçmişe ait değildir; onu anlamak, korumak ve geleceğe taşımak hepimizin ortak görevidir.” sözleriyle çalıştayı sonlandırdı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İMO Bursa Şubesi’nden kültürel mirasın korunmasına yönelik çalıştay
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nin düzenlediği “Tarihi Eserler Çalıştayı”nda, kültürel mirasın korunması için mühendisliğin teknik ve etik sorumlulukları tartışıldı. Başkan Serdar Atilla, tarihi yapıların yalnızca fiziksel değil, kültürel bütünlüğüyle korunması gerektiğini vurguladı.
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi tarafından düzenlenen “Tarihi Eserler Çalıştayı” yoğun katılımla gerçekleştirildi. Çalıştayda, tarihi yapıların korunmasına yönelik mühendislik yaklaşımları, etik sorumluluklar ve kültürel miras bilinci ele alındı. İMO Bursa Şube Başkanı Serdar Atilla, çalıştayın açılış konuşmasında tarihi eserlerin yalnızca taş ve harçtan ibaret olmadığını, bir milletin hafızasını ve kültürel kimliğini yansıtan önemli miraslar olduğunu vurguladı. Atilla, bu yapıların korunmasının yalnızca bir restorasyon işi değil; teknik, estetik, etik ve kültürel bir sorumluluk olduğunun altını çizdi. “Bugün burada bir milletin hafızasını temsil eden eserlerden söz ediyoruz. Onları anlamak, korumak ve yaşatmak yalnızca mühendislerin değil, tüm meslek disiplinlerinin ortak sorumluluğudur,” diyen Atilla, mühendislik bakış açısının bu mirasın korunmasında kritik rol oynadığını söyledi.
Atilla, özellikle yığma yapılarda stabilite sorunları, nem kaynaklı bozulmalar ve statik-dinamik analizler gibi teknik başlıkların, koruma sürecinin temel unsurları olduğunu belirtti. Gelişen teknolojilerle birlikte dijital belgeleme, 3D lazer tarama, yapay zekâ destekli modelleme ve malzeme analizlerinin de restorasyon süreçlerinin vazgeçilmez bir parçası hâline geldiğini ifade etti.
Ancak yalnızca fiziksel korumanın yeterli olmadığını dile getiren Atilla, tarihi eserlerin toplumun kolektif hafızası olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Kültürel mirasını koruyamayan toplumlar, geleceğe de güçlü bir iz bırakamazlar. Plansız kentleşme, rant odaklı yaklaşımlar ve bilimsel temelden yoksun müdahaleler geçmişte büyük kayıplara yol açtı. Bundan ders çıkarmalıyız.”
Atilla, restorasyon süreçlerinin yalnızca yapının kendisini değil; çevresiyle ve kültürel bağlamıyla birlikte ele alınması gerektiğini belirtti. İnşaat mühendislerinin yeni yapılar tasarlamak kadar mevcut yapıların dayanıklılığını analiz etmek, doğru malzeme ve teknikleri önermek gibi önemli sorumlulukları olduğuna da değindi.
TURİZM VURGUSU VE BURSA ÖRNEĞİ
Konuşmasında tarihi mirasın turizm potansiyeline de değinen Atilla, doğru şekilde restore edilen yapıların kültürel turizmin belkemiğini oluşturduğunu söyledi. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki alanların ziyaretçi sayılarının bunun ekonomik etkisini açıkça gösterdiğini ifade etti. Ancak tarihi yapıların “ticari bir meta” hâline getirilmemesi gerektiğini vurguladı: “Koruma bilinci, kullanım ile birlikte daha da güçlenmelidir. Bu dengeyi sağlamak, planlamacıların, belediyelerin, kamu kurumlarının ve teknik uzmanların iş birliğini gerektirir.”
Bursa özelinde Hanlar Bölgesi, Cumalıkızık, Muradiye Külliyesi, Ulucami, Yeşil Türbe, Irgandı Köprüsü ve Tophane sırtları gibi pek çok tarihi alanın kentin kimliğinin ve turizm stratejisinin merkezinde yer aldığını hatırlatan Atilla, bu eserlerin bilimsel temelli şekilde belgelenip restore edilmesinin Bursa’nın uluslararası cazibesini artıracağını belirtti.
ÇALIŞTAYDA ÇOK BOYUTLU DEĞERLENDİRME
Çalıştay kapsamında, koruma tekniklerinden mevzuata, belgeleme süreçlerinden malzeme analizine, depreme dayanıklılık hesaplamalarından yeniden işlevlendirme projelerine kadar pek çok başlık ele alındı. Atilla, çalıştayın yalnızca bir bilgi paylaşım ortamı değil, aynı zamanda yeni fikirlerin ve ortak projelerin başlangıcı olması hedefiyle düzenlendiğini söyledi.
Konuşmasının sonunda tüm katılımcılara ve organizasyonda emeği geçenlere teşekkür eden Atilla, “Tarih yalnızca geçmişe ait değildir; onu anlamak, korumak ve geleceğe taşımak hepimizin ortak görevidir.” sözleriyle çalıştayı sonlandırdı.
Kaynak: Damla Dilmeç
Son Haberler
Bursa'da çekirge mücadelesi başladı! Tarım alanları koruma altında
Bursa-Balıkesir sınırında orman yangını! Kontrol altına alındı mı?
Bursa İnegöl'de feci iş kazası! Müdahalelere rağmen kurtarılamadı