İMO Bursa’dan su krizi uyarısı: “Çınarcık Barajı sanayiye değil, halka aittir”

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi Başkanı Serdar Atilla Erdem, Bursa'nın içme ve kullanma suyu kaynakları ile Uluabat Gölü'nün karşı karşıya olduğu tehditlere dikkat çekerek kamuoyunu uyardı. Küresel iklim değişikliği, hızlı nüfus artışı ve sanayi baskısının kentin su varlıklarını tehdit ettiğini söyleyen Erdem, Çınarcık Barajı ve Uluabat Gölü için “acil önlem alınmalı” çağrısı yaptı.

Erdem, “Tarihe bir not düşmek için buradayız. Bursa’nın can suyu olan Çınarcık Barajı’na sahip çıkmalıyız” diyerek sözlerine başladı. Dünya Doğal Kaynaklar Enstitüsü’nün (WRI) 2023 verilerine göre Türkiye’nin artık “yüksek su riski taşıyan ülkeler” arasında yer aldığına dikkat çeken Erdem, su stresi yaşayan ülkeler sıralamasında Türkiye’nin 39. sırada olduğunu hatırlattı.

“KIRMIZI ÇİZGİLER DELİK DEŞİK EDİLDİ”

Bursa’nın yıllık su tüketiminin 187 milyon metreküpe ulaştığını belirten Erdem, bu ihtiyacın yarısının barajlardan, diğer yarısının ise yer altı ve kaynak sularından karşılandığını ifade etti. 1998’de kabul edilen ve “Kent Anayasası” olarak bilinen 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planının uygulanamadığını vurgulayan Erdem, “2030 için öngörülen 2,3 milyonluk nüfus hedefi çoktan aşıldı. Bugün itibarıyla Bursa’nın nüfusu 3,2 milyonu geçti” dedi.

“ÇINARCIK BARAJI BURSA HALKININDIR”

Başlangıçta içme suyu, tarımsal sulama ve Uluabat Gölü’nün ekolojik dengesi için planlanan Çınarcık Barajı’ndan, zamanla sanayiye su tahsis edildiğini belirten Erdem, “Barajın %77’si Uluabat’a çevrilen su için, %23’ü içme suyu içindi. Ancak protokollerle 145 milyon metreküp su BUSKİ’ye devredildi, geriye kalan ise enerji ve tarımsal sulamaya ayrıldı” dedi.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin 70 milyon metreküplük suyu sanayiye tahsis edeceğine dair açıklamasını eleştiren Erdem, “Bu karar kent anayasasının ruhuna aykırıdır. Uluabat Gölü de bu kararlarla tehdit altındadır. DSİ aracılığıyla batı sanayi bölgelerine 34 milyon metreküp su tahsisi yapılmıştır” diye konuştu.

“TEKNOSAB VE TOSAB’IN TALEPLERİ BİLİMSEL DEĞİL”

Sanayi bölgelerinin fizibilite yapılmadan su taleplerinde bulunduğunu dile getiren Erdem, TEKNOSAB ve TOSAB’ın bu konuda başı çektiğini belirtti. “Barajın cazibeli suyuna göz dikmiş durumdalar. Ucuza su temini için BUSKİ’ye baskı yapılması kabul edilemez” dedi.

“ATIK SU ARITILIYOR AMA DEĞERLENDİRİLMİYOR”

Bursa’da yılda 153 milyon metreküp atık suyun arıtılarak derelere bırakıldığını açıklayan Erdem, “Nilüfer ve Batı Arıtma Tesisleri 43 milyon metreküp, Doğu Arıtma Tesisi 110 milyon metreküp suyu doğaya salıyor. İspanya’da bu suların %75’i sanayide yeniden kullanılıyor, bizde ise 1 metreküp bile değerlendirilmiyor. OSB’ler geri dönüşüm sistemlerini acilen kurmalı” şeklinde konuştu.

“KESTEL SOĞUKSU’DAKİ TEHLİKEYİ GÖRÜN”

Kestel Soğuksu’da kurulması planlanan yeni sanayi bölgesinin Gölbaşı su kaynağını tehdit ettiğini belirten Erdem, “Yer altı suları da kuraklık nedeniyle tükenme riskiyle karşı karşıya. Sanayicilere çağrımız net: Nicelik yerine nitelik odaklı bir vizyon geliştirilmeli. Bursa'nın 2050 hedefi bu olmalıdır” dedi.

“ÇÖZÜM: SUYU GERİ KAZANMAK”

İMO Bursa Şubesi olarak çözüm önerilerini de paylaşan Erdem, sanayide kullanılan suyun geri dönüşümle karşılanabileceğini, sanayi göletleri kurulabileceğini, atık suların yeniden arıtılarak kullanılabileceğini söyledi. Hatta deniz suyu arıtma tesislerinin bile uzun vadeli seçenekler arasında düşünülmesi gerektiğini belirtti.

“KÖPRÜDEN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞ”

Bursa’nın geleceği için bu adımların ertelenmemesi gerektiğini vurgulayan Erdem, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bursa hepimizin. Artık bu şehirden almanın değil, ona vermenin zamanıdır. Tarımıyla, sanayisiyle, doğasıyla yaşanabilir bir Bursa için harekete geçmeliyiz. Bu, köprüden önceki son çıkıştır. Çınarcık Barajı’na ve Uluabat Gölü’ne sahip çıkmak sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de sorumluluğudur.”