Hayvan pazarlarına şap kilidi

Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, 81 ilin Tarım ve Orman İl Müdürlüklerine gönderdiği yazıyla, ülke genelindeki tüm hayvan pazarlarının ikinci bir emre kadar kapatıldığını duyurdu. Karar, şap hastalığının yayılmasını önlemek amacıyla alındı.

Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Baysal, hayvan pazarlarının kapatılmasının gerekçelerini ve sürecin sektöre etkilerini anlattı. Baysal, şap hastalığının Türkiye’de sık görülen, hayvandan hayvana çok hızlı bulaşabilen bir hastalık olduğuna dikkat çekerek, “Mayıs başında Hakkâri Derecik’te ilk kez Türkiye’de görülen SAT-1 serotipi tespit edildi. Bu yeni tip, kurban bayramı öncesindeki yoğun hayvan hareketiyle birlikte daha da yayıldı.” dedi.

Baysal, hastalığın hayvan refahı ve ülke ekonomisi açısından büyük bir kayıp oluşturduğunu vurgulayarak, “İnsana da bulaşabilen bir hastalık ama çok nadiren ve bulaştığında da enfeksiyon genellikle hafif seyrediyor.” ifadelerini kullandı.

“SÜT VE ET TÜKETİMİNDE ENDİŞEYE GEREK YOK”

Melike Baysal, şap hastalığının gıda güvenliği açısından yaratabileceği endişeleri de değerlendirdi. Hasta hayvanların süt vermediğini belirten Baysal, “Vatandaşların ‘Acaba içtiğimiz süt şap hastası hayvandan mı?’ diye kaygılanmasına gerek yok. Ayrıca şap hastalığı, etin 70 derecede 30 dakika pişirilmesiyle etkisiz hale gelir. İyi pişirilmiş ette bulaşma riski yoktur.” dedi.

“İHBAR EDİLMEYEN VAKA SAYISI HASTALIĞIN YAYILMASINI ARTIRDI”

Şap hastalığının hızla yayılmasının en önemli nedenlerinden birinin üreticilerin hasta hayvanları ihbar etmemesi olduğuna işaret eden Baysal, şu değerlendirmede bulundu:

​“Mayıs başında görülen vakalar zamanında ihbar edilmedi. Kurban pazarları nedeniyle hayvan hareketliliği arttı. İhbar edilmeyen, gizlenen hayvanlar pazara taşındı veya satılamayıp geri döndü. Böylece hastalık diğer hayvanlara da bulaştı. Üreticilerin en küçük sağlık probleminde bile ihbar yapması çok önemli. Bu, öyle ‘geçer gider’ denecek bir şey değil. İhbar edilmezse hem üretici hem ülke ekonomisi çok daha büyük zararlar görür.”

“AŞILAMA KAPASİTESİ YETERSİZ”

Türkiye’deki aşılama kapasitesine de değinen Baysal, Şap Enstitüsü’nün aşı üretiminde önemli bir merkez olduğunu anımsatarak şunları söyledi:

“Geçen sene de yeni bir suş görülmüştü, yine Şap Enstitüsü aşıyı geliştirmişti, bu sene de ilk kez görülen SAT 1 suşuna karşı aşı üretiliyor ancak Enstitü’nün günlük kapasitesi 1 milyon 300 bin civarında, Türkiye’de 17 milyon büyükbaş hayvan var, hem aşının üretim hızı hem aşılama hızı kısa sürede aşılamanın bitmesinin önünde engel. ‘’

“VETERİNER HEKİM SAYISI YETERSİZ, DENETİMLER EKSİK”

Kamuda görevli veteriner hekim sayısının da yetersiz olduğunu belirten Baysal, “Kamuda yaklaşık 9 bin veteriner hekim var ama bunların sahada aşılama yapan, hastalıkla doğrudan ilgilenen kısmı çok az. Denetimler de yetersiz kalıyor. Bu durum hastalıkların önlenmesini zorlaştırıyor ve ülke ekonomisine zarar veriyor.” diye konuştu.

“ET FİYATLARINA VE EKONOMİYE ETKİSİ OLACAK”

Hayvan pazarlarının kapatılmasının sektörde yol açtığı sıkıntılara da değinen Baysal, “Zaten hayvancılık sektöründe ciddi bir kriz yaşanıyor. Şap hastalığı ve pazarların kapanması bu krizi daha da derinleştirecek. Kesimlerde sorunlar yaşanacağı için et fiyatlarında artış bekleniyor. Bu da doğrudan vatandaşa yansıyacak.” uyarısında bulundu.

Son olarak üreticilere çağrıda bulunan Melike Baysal, “Hayvan yetiştiricilerimizin, en küçük sağlık problemini bile gizlemeden ihbar etmeleri gerekiyor. Çünkü aksi durumda çok daha büyük maddi kayıplar yaşanır. Bu süreç, aynı zamanda kamudaki veteriner hekim sayısının yetersizliğini de tekrar gözler önüne seriyor. Yeterli personel olsa bu tür hastalıklar daha kısa sürede kontrol altına alınabilir. Şu anda ise hem süreç uzuyor hem de olumsuz etkileri büyüyor.” ifadelerini kullandı.