Görmeden görebilen usta! Bursa'da Yılmaz Kazdal’ın azim dolu hikayesi

Görme engelli motor ustası Yılmaz Kazdal’ın hikâyesi, azmin ve tutkunun sınır tanımadığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Çocukken geçirdiği bir havale sonrası görme yetisini kaybeden Kazdal, 25 yıldır motosiklet tamiri yapıyor.

“11 YAŞINDA GÖRME YETİMİ KAYBETTİM”

Doğuştan görme engelli olmadığını, çoçukken geçirdiği havale sonucunda görme yetisini kaybettiğini dile getiren Kazdal, “Ben doğuştan görme engelli değilim. Görüyordum. 11 yaşıma kadar her şeyi gördüm, yavaş yavaş kapandı gözlerim. Birdenbire değil. Küçükken geçirdiğim bir havale sonucu bu hale geldim. Şimdi hiç görmüyorum. Sıfır. Buzlu camın arkasından bakmak gibi bir şey bile değil.” dedi.

“MOTORLA HİÇ ALAKAM YOKTU, TUTKU SONRADAN GELDİ”

Motor tutkusunu geç fark ettiğini söyleyen Kazdal, “İnsanlar sanıyor ki motor tutkusu çocukluktan gelir. Hayır, bende öyle olmadı. Benim bu işe ilgim 23-24 yaşlarında başladı. Daha öncesinde motorla hiç alakam yoktu. Ama bir şekilde düştük bu sevdaya. Başlarken de hep sordum kendime: “Yapabilir miyim, yapamaz mıyım?” diye. Sonra ‘Hadi bir deneyelim’ dedim. İşte böyle başladı her şey.” şeklinde konuştu.

“BABAM KAPORTACIYDI, TORNAVİDA SESLERİYLE BÜYÜDÜM”

Motor tamirine ilgisinin babası sayesinde şekillendiğini aktaran Kazdal, “Babam araba kaportacısıydı. Çocukken elim hep takımın içindeydi. Araba tamiri, bisiklet derken… İlk başta bisiklet alıp satmaya başladım. Onları tamir ediyordum. Derken motor alacak parayı biriktirdim. Sonra bir baktım ki dükkân açmışım.” dedi.

“MOTORU KULLANAMAM AMA DİLİNE HAKİMİM”

Motor kullanmadan ve görmeden motorun diline hakim olan motor ustası, severek yapılan hiç bir işte engel olmadığını, kişinin en büyük engelinin zihninde oluşturduğu bariyerler olduğunu ifade etti. Motor kullanmayı bilmediğini belirten Kazdal,

“Motor kullanmıyorum. Arkamda oturan bir arkadaşla birkaç kez bindim, ama bir gün dedim ki “Ya bir trafik polisi çevirse, beni hastane hastane dolaştırırlar.” O yüzden bıraktım. Ama motorun dilinden iyi anlarım. Her motorun bir dili, bir karakteri var. Onları dinleyerek çözüyorsun. Bazen doktor gibi düşünmek gerekiyor. Mesela hasta geliyor, karnı ağrıyor diyor ama sorun apandisit mi, gaz mı belli değil. Motor da öyle. Sesini dinlersin, hareketini izlersin, kokusundan anlarsın bazen neye ihtiyacı olduğunu.” diye vurguladı.

“MALZEMELERİ ZAMANLA TANIRSIN, EL ALIŞIR”

Yaptığın işin zamanla daha kolay hale geldiğini ifade eden Kazdal, “Malzeme tanımak zamanla oluyor. Elin alışıyor. Bir cıvatayı, bir conta parçasını eline aldığında onun ne olduğunu, hangi modele ait olduğunu hissediyorsun artık. Motorlar temelde aynı zaten. Elbette farklar var; enjeksiyonlu olan var, karbüratörlü olan var ama ana sistem aynı.” dedi.

“BU İŞİN OKULU USTALARDAN GEÇER”

Öğrenmek isteyen için bahanenin olmadığına dikkat çeken motor ustası, “Ben ilk kendi dükkânımı açtığımda daha hiçbir şey bilmiyordum. Ama çok şanslıydım. Ustam sağ olsun, akşamları gelip bana burada eğitim verirdi. Kendi dükkânımda, kendi tezgâhımda onun yanında staj yaptım. O bana “Seni Türkiye’de tek yapacağım” derdi. Ben pek inanmazdım ama o inandı. O destekle büyüdüm.” diye konuştu.

“BU İŞ ZOR AMA ZEVKLİ”

Kişinin kolaylıkları olduğu kadar zorluklarının da olduğuna değinen Kazdal, “Zor bir iş. Her motor aynı değil. Bazen bir motoru tamir edersin, ‘tamam’ dersin. Bir bakarsın, ertesi gün yağ kaçırıyor. Yeniden sök, baştan yap. Ameliyat gibi. Bir yerde sorun çözülür ama başka bir yerden başka bir arıza çıkar. Ama işin güzelliği burada. Kendini geliştirmen gerekiyor sürekli.” dedi.

“BENİM İÇİN TİCARET AMA AYNI ZAMANDA AŞK”

Tutkusunu ekonomik kazanca dönüştürdüğünü belirten Kazdal, “Şimdi artık ticari bakıyorum olaya ama bu işi severek yapmasam, gözüm görmeden bu kadar yıl devam edemezdim. İnsan severek yaptığı işe bağlanır. Herkes kolay para peşinde, ama gerçek tatmin bir işi başarmaktan gelir. Hele bir de engellisin, iki kat emek veriyorsun. Ama işin sonunda o motor çalıştığında, o sesi duyduğunda tüm yorgunluğun geçiyor.” diye konuştu.

“ENGELLİ OLMAK TEMBEL OLMAK DEĞİLDİR”

Toplumda yaratılan ‘engelli birey’ algısının kırılması gerektiğine dem vuran Kazdal,

“Benim en kızdığım şey, bazı engelli bireylerin toplumda yanlış algı yaratması. Dilenmek ya da hak etmeden para kazanmak, hepimizi kötü etkiliyor. Adres soruyorsun, adam sana sadaka verir gibi para uzatıyor. Bu çok yanlış. Bizler üretken olabiliriz. Çalışabiliriz. Hakkıyla kazanabiliriz. İnsan isterse yapamayacağı şey yok.” diye konuştu.

“ÖĞRETMEN OLMAK İSTERDİM, AMA USTALIK DA BİR TÜR ÖĞRETMENLİK”

Çocukken Öğretmen olmak istediğini fakat imkanların yeterli olmadığını belirten Kazdal,

“Aslında öğretmen olmak isterdim. Kısmet olmadı. Ama bu işi yaparken de çırak yetiştiriyorum. Aslında bir nevi öğretmenlik yapıyorum. Bilgimi aktarıyorum, sabır öğretiyorum, sorumluluk veriyorum. Meslekte 25 yılı devirdim. Artık öğrenci yetiştirme zamanı.” şeklinde konuştu.

“BU MESLEĞİN PARASI YOK AMA SEVGİSİ VAR”

Meslekte çok kazanç olmadığını aktaran Kazdal,”Motor tamiriyle zengin olunmaz. Bazen asgari ücretin bile altında kalıyoruz. Ama işimizi seviyoruz. Bu da bir şeydir. İnsan sevdiği işi yapıyorsa, hayat o kadar da kötü gelmez. “Hayat bedava çekilmez” diyorlar ya, biz çekiyoruz. Çünkü içindeyiz, çünkü seviyoruz.” dedi.