Cumalıkızık’ta el emeği şalvarlarla geçim sağlıyor

Bursa’nın Yıldırım ilçesindeki 700 yıllık Osmanlı köyü Cumalıkızık’ta yaşayan Nagehan Sezer, genç yaşta öğrendiği terzilik sayesinde kendi diktiği şalvarları turistlere satarak hem geçimini sağlıyor hem de köyün kültürel mirasına katkı sunuyor.

Bursa’ya 10, Yıldırım’a ise sadece 3 kilometre mesafedeki Cumalıkızık; tarihi Osmanlı evleri, Arnavut kaldırımlı taş sokakları ve yeşilin her tonunu barındıran doğasıyla ünlü. 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren köy, kahvaltı mekânları, yöresel ürünleri ve el işi ürünleriyle yerli-yabancı turistlerin uğrak noktası.

Yaklaşık 700 yıllık bu vakıf köyünde çoğu esnaf hazır ürünleri alıp satarak gelir elde ederken, 40 yaşındaki Nagehan Sezer kendi emeğiyle fark yaratıyor. Aslen Yenişehirli olan ve evlendikten sonra Cumalıkızık’a yerleşen Sezer, yıllarca reçel satışı yaptıktan sonra 5-6 yıl önce şalvar dikimine yöneldi.

Başlarda eşiyle birlikte hazır şalvar ve tülbent alıp sattıklarını ancak ölçülerin kısa olması nedeniyle müşterilerden olumsuz geri dönüşler aldıklarını belirten Sezer, “Kendi dikmeye karar verdim. Kumaşları kendim seçiyorum, kesiyorum, dikiyorum. Hazır şalvarlar kısa oluyor, ben biraz daha uzun yapıyorum çünkü kumaş çekme yapabiliyor. Köyde kendi diktiğini satan tek kişi benim” dedi.

Bir şalvarı 10-15 dakikada diktiğini ancak işin el oyalayıcı ve yorucu olduğunu söyleyen Sezer, ürünlerini şalvarlarda 250, tülbentlerde ise 200 liradan satışa sunuyor. Hazır ürünlere göre daha kârlı olduğunu ifade eden Sezer, “Bazen gözleme satışından kazanç olmaz ama şalvar sayesinde 3-5 kazanırız. Ankara’dan gelen bir müşterim geçen yıl aldığı şalvarları çok beğenip bu yıl 7 tane daha aldı” sözleriyle işine olan ilgiyi anlattı.